Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/8 E. 2020/1069 K. 21.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/8 Esas
KARAR NO : 2020/1069

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/12/2018
KARAR TARİHİ : 21/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının ……… Konut ve Ticaret Merkezi inşaatlarının kat karşılığı hasılat paylaşımı usulü ile yapılması işini üstlendiğini, aynı proje ile ilgili müvekkil ile davalı arasında 02/01/2009 tarihinde yapılan sözleşme ile konut bloklarının PVC doğrama, ısıcam, kör kasa, mermer denizlikler, balkon ve merdiven korkulukları, bina giriş kapısı, kat holü giydirme cephe ve doğramalar, alüminyum menfezler ve cephe prekast elemanları işlerinin müvekkili şirkete verildiğini, anılan sözleşme gereğince davalı müteahhit şirketin toplam 1.953.149,73-TL ödemeyi taahhüt ettiğini, davalı şirketin müvekkile yapacağı ödemeye mahsuben toplam 1.150.000,00 TL tutarlı 11 adet çek verdiğini, başka bir yerde yaptığı inşaattan değeri 200.000,00 TL olarak belirlenen bir adet daire vermeyi taahhüt ettiğini, kalan ödemelerin de hak edişlere göre aylık kesilecek faturalarla ödenmesi hususunun kararlaştırıldığını, müvekkili şirketin edimini yerine getirdiği halde, davalı şirketin anılan sözleşme gereği müvekkile devretmeyi taahhüt ettiği daireyi devretmediğini ileri sürerek sözleşme ile kararlaştırılan ayni edimin yerine getirilmesine, mezkur dairenin her türlü mükellefiyet ve takyidattan ari olarak müvekkili şirket adına tesciline, 1.000,00 TL akdi alacağın iş bitirme tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya YETKİ yönünden itiraz ettiklerini, ve yetkili mahkemenin sözleşme uyarınca İstanbul Mahkemeleri olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, taraflar arasında akdedilen 02/01/2009 tarihli sözleşmenin özel şartlar başlıklı 27. Maddenin 19 ve devamı bentleri uyarınca davalı müvekkili şirket davacının yapımını üstlendiği işleri geciktirmesi veya bu işlerdeki noksanlıklar nedeniyle cezai şart uygulama hakkına sahip olduğunu, davacı şirketin 02/01/2009 tarihli sözleşme ile üstlenmiş olduğu işleri yarıda bırakarak davalı müvekkili şirketin işlerinin bir yıl uzamasına sebebiyet verdiğini, açılan davanın haksız ve kötü niyetli olduğunu, bu nedenle davanın reddini talep etmiştir.
Davacı vekilinin 01/10/2020 havale tarihli dilekçesinde özetle; alacağın hiçbir teminata bağlı bulunmadığını, taraflar arasında girişimlerin bugüne dek semaresiz kaldığını, borcun halen ödenmediğini, borçlu şirketin mal kaçırma saiki ile içinin boşaltıldığını, dava lehe sonuçlansa dahi, icraen tahsil imkanının kalmayacağını, şirketin “http://www…….. com.tr “…….. inşaat” markasından yararlanıldığını, fakat sorumluluklarından ve borçlarından kaçınıldığını, bugüne dek ödenmeyen ve rehinle teminat altına alınmamış alacağın sağlanması için dava açtıklarını, bu nedenle borçlunun taşınır, taşınmaz mallarıyla, üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarına, Küçükçekmece …… İcra Dairesi’nin …… Esas sayılı dosyası üzerine teminatsız olarak ihtiyaten haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, ihtiyati haciz istemine konu alacağın muaccel olduğuna dair ihtiyati haciz kararı vermeyi gerektirecek kanaat edinilememesi ve ayrıca aleyhine ihtiyati haciz talep edilen tarafın mal kaçırma çabası içeresinde bulunduğuna dair herhangi bir delilin sunulmaması nedeniyle İİK 257. maddesi koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı taşeron, davalı ise yüklenicidir.
TÜM DOSYA MUHTEVİYÂTI KÜLLÎYEN TETKÎK EDİLDİĞİNDE;
Dava ticari ilişki nedeniyle alacak ve taahhüt edilen dairenin teslimi davasıdır.
Öncelikle ispat müessesesini açıklamakta fayda var. Bilindiği üzere, hakim, davada hangi vakıaların ispat edilmesini tespit ettikten sonra, bu vakıaların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği sorusuyla karşılaşır; buna ispat yükü denir. Kendisine ispat yükü düşen taraf için, bu bir yükümlülük(mükellefiyet) değil, sadece bir yüktür(külfettir). Taraf kendisinin ispat etmesi gerektiği vakıayı ispat edemezse karşı taraf ve mahkeme onu mutlaka ispat etmesini isteyemez, bilakis kendisine ispat yükü düşen taraf , o vakıayı ispat edememiş sayılır.(Kuru, Medeni Usul Hukuku, 2016, sy 319)
Dava dosyamızda ispat yükü müdde-i iddiasını ispatla mükelleftir kuralı gereği davacı üzerindedir. Tarafların tacir olduğu hususu göz önünde bulundurularak davacının iddiası noktasında ticari defterleri üzerinde ihtaratlı inceleme kararı verilmiştir. Bilirkişi ücretinin yatırılması ve inceleme günü defterlerin hazır edilmesi noktasında davacıya açık, anlaşılır ve sonuçlarını belirtir şekilde kesin süre verilmesine rağmen davacı tarafından inceleme günü itibariyle defterlerini ibraz etmemesi nedeniyle inceleme yapılamadığına dair tutanak tutulmuştur.
Gelinen aşamada miktar itibariyle davacının iddiasını yasal delillerle ispat etmesi gerekmekte olup buna ilişkin delil de sunamadığı göz önüne alındığında “tevehhüme itibâr yoktur” (Soyut beyanlara itibar edilemez-Mecelle-i Ahkâm-ı Adliyye) kuralı gereği davacının tüm talepleri hakkında aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30-TL maktu ilam ve karar harcının davacı tarafından peşin yatırılan 35,90-TL harçtan mahsubuna, bakiye 23,40-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca dava red miktarına göre tayin ve takdir olunan 1.000,00- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerine bırakılmasına,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, karşı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/12/2020

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza