Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/777 E. 2020/730 K. 14.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/777 Esas
KARAR NO : 2020/730

DAVA : Sıra Cetveline İtiraz – Kayıt Kabul
DAVA TARİHİ : 18/10/2019
KARAR TARİHİ : 13/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Sıra Cetveline İtiraz – Kayıt Kabul davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Çorlu …… İcra Müdürlüğü’nün …… E. Sayılı dosyasından müflis/borçlu ……. VANA SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ’ne karşı 29/06/2018 tarihli asıl alacak cari hesap ekstresi hakkında iş sağlığı ve güvenliği eğitim faturaları ve cari hesaptaki bakiye ve faturalardan kaynaklı ilamsız takip yapıldığını, Müflis/borçlu şirketin 21.02.2019 tarihinde Bakırköy ….. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …… E. Sayılı dosyasından iflasına karar verilmiş olup, tasfiyenin Bakırköy ……. İcra ve İflas Müdürlüğü’nün …… E. Sayılı dosyasından başladığı ilan edildiğini, Müvekkili …….. müflis şirketten iflasın açıldığı 21.02.2019 tarihi itibariyle Çorlu …… İcra Müdürlüğü’nün ……. E. Sayılı dosyasından açılan takipten kaynaklı asıl alacak miktarı 15.222,80 TL olmak üzere alacaklı olduğunu, bu tarihi itibariyle 15.222,80 TL’lik asıl alacak için iflas masasına 13.04.2019 tarihinde alacak kaydı talebinde bulunulduğunu, iflas idaresi tarafından yapılan inceleme neticesinde kaydolması istenen alacağın tamamı hukuki mesnedden yoksun sebeplerle reddedildiğini, Müvekkil şirket adına yapılmış olan alacak kaydında dayanılan husus , Çorlu …… İcra Müdürlüğü’nün …… E. Sayılı dosyasındaki cari hesap ekstreleri iş sağlığı eğitim faturaları olduğunu, söz konusu bu hususun, anılan dosyanın iflas idaresi celbiyle ispatı mümkün olduğunu, İflasın açıldığı tarihten önce, halihazırda böyle bir icra takibi ile müflis şirketten alacaklı olduğumuz takip ile kesinleşmiş olmasına rağmen; haksız ve hukuki mesnetten uzak bir şekilde alacak kaydımızın iflas idaresi tarafından reddedilmiş olmasını kabulümüz mümkün olmadığını ayrıca iflas idaresinin İİK 230 maddesi uyarınca “tahkik ve tetkikı” görevini gereği gibi yerine getirmediği de göz önünde bulundurulması gerektiğini ileri sürerek İİK 235/1 uyarınca iflas idaresinin red kararına karşı müvekkil/alacaklı şirketin II. Alacaklılar Toplantısına katılımı hususunda karar verilmesini, müvekkili alacaklı şirketin bakiye alacağının iflas masasına kaydına karar verilmesini, yargılama ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Müflis …… San ve Tic.A.Ş.iflas idaresi vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava şartı olarak arabuluculuk:T.T.K. MADDE 5/A- (Ek:6/12/2018-7155/20 md.)
Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olduğunu, Bu doğrultuda; “TTK’ya madde 5/A eklenerek 4. maddesinde belirtilen davalardan konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması zorunluluğu getirilmiştir. Bu halde bahsi geçen uyuşmazlık hallerinde dava açmadan önce arabulucuya başvurulmuş olunması dava şartı olarak düzenlenmiştir. Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na 4. bölümden sonra gelmek üzere “Dava Şartı olarak Arabuluculuk” başlığı ile 5. bölüm eklenmiş ve 18/A maddesi altında arabuluculuğa ilişkin genel nitelikli düzenlemeler yapılmıştır. Madde kapsamında, ilgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş.” Bu bağlamda, dava açma şartı olarak arabulucuya başvurulmasının zorunluluk olarak düzenlendiği ve davacı tarafın da arabulucuya başvurmadan huzurdaki davayı açtığı anlaşıldığından dava şartı eksikliğinden öncelikle davanın reddini, İ.İ.K. 223 ve 235. maddeleri uyarınca iflas idaresinin ret kararlarına ve sıra cetveline itiraz davaları tebliğden veya sıra cetvelinin ilanı tarihinden itibaren on beş (15) günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması gerektiğini, Yüksek Yargıtay yerleşik kararlarına göre süre; masraf veren ilgililer için tebliğ tarihinden, masraf vermeyen ilgililer için ilan tarihinden başlandığını, masraf vermeyen ilgililere yapılan tebligat bilgi niteliğindedir ve bu durumda da süre, ilan tarihinden itibaren işlemeye başlamaktadır. Bu nedenle Sayın Mahkemece öncelikle davanın süresinde açılıp açılmadığı incelenmeli; dava süresinde değil ise reddine karar verilmesini, Davacı taraf, müflis şirketten 15.222,80 TL tutarlı 29.06.2018 tarihli asıl alacak cari hesap ekstresi hakkında eğitim faturaları ve cari hesaptaki bakiye hesaptan kaynaklı alacağı olduğunu bahisle iflas masasına alacak kayıt isteminde bulunduğunu, istemin reddi üzerine mahkemenizde “kayıt kabul davası” açıldığını, öncelikle belirtmek gerekir ki, alacağın varlığı ve tutarını kanıtlama yükü davacı taraf olduğunu, İflas masasına başvuru sırasında sunulan belgeler de alacağın varlık ve tutarını kesin olarak kanıtlamaktan uzak olduğunu, davacı tarafın alacak kaydı yaparken sunduğun belgelerin İ.İ.K 68 maddesinde belirtilen belgeler olmadığını, dosyaya bakıldığında sunulan evrak suretlerinin bu kapsamda değerlendirilmeyeceği aşikar olduğunu, davacı taraf Çorlu …. İcra Müdürlüğünün …… Esas sayılı dosyasında icra takibine geçildiğini belirttiğini, sonuç itibariyle alacak kaydına konu talep, İflas İdaresine sunulduğu biçimiyle yargılamaya muhtaç olduğu açıktır. O nedenle kesinlikle alacağın varlığını kabul etmemekle birlikte, yargılama neticesinde davanın kabulüne yönelik bir kanaat oluşması halinde İflas İdaresinin red kararındaki haklılığı ve işbu davanın açılmasına davacının iflas masasına eksik bilgi ve belge sunmuş olmasının sebebiyet verdiğinin tespiti ile davalı aleyhine herhangi bir yargılama gideri ya da avukatlık ücretine hükmedilmemesini talep etmiştir.
Dava şartları bakımının HMK 114.ve 115.maddeler bakımından resen yapılan inceleme sonucunda;
Dava; İİK 235 maddesine dayalı kayıt kabul istemine ilişkindir.
Davanın açılış tarihi itibariyle ve mahiyeti gereği dava içinde aynı zamanda bir alacak talebine karşı borçlu olmadığı istemini barındırdığı dikkate alınarak özel dava şartı bakımından konuyu düzenleyen yasa maddesine göre 7155 Sayılı Kanunla TTK’na 5/A maddesi eklenmiş ve anılan kanun hükmü ile ticari davalarda arabuluculuk dava şartı olarak kabul edilmiştir.6102 sayılı TTK’nun 5/A maddesi aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:
6102 Sayılı TTK ‘nun 5/A maddesi (Ek:6/12/2018-7155/20 md.)
“(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
(2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.
TTK ‘nun 5/A maddesi (Ek:6/12/2018-7155/20 md.)
“(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
(2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Ticari davalar TTK m.4’te düzenlenmiştir:
“1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,…denilerek söz konusu talep TTK 553.madde kapsamından kaynaklı iş bu dava TTK’da düznenlendiğinden mutlak ticari davadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nın 114 maddesinde, dava şartları açıkça sayılmış olup, mahkeme tarafından resen gözetilir.
HUAK m. 18/A (2) hükmünde dava şartı arabuluculuğa mutlaka dava açmadan önce başvurulması zorunlu tutulmuştur.
Mahkemenin dava açmadan önce dava şartı arabuluculuğa başvurulmadığını tespit etmesi halinde davayı dava şartı yokluğundan usulden reddeder.
Her ne kadar uygulamada kayıt kabul davası olarak bilinen ve İİK 235 maddesi gereğince açılan dava, 6102 sayılı Kanunun 5/A maddesinde açıkça yazmamış olsa dahi mahiyeti gereği alacağın tespiti, masaya kaydedilmesi talebi nihayetinde alacağın tahsiline yönelik bir talep olduğundan bu kapsamda değerlendirilmesi gerekmektedir. Zira maddede açıkça itirazın iptali davaları da sayılmamış olmasına rağmen doktrinde de bu davaların da arabulucuya tabi olduğu kabul edilmektedir. Dolayısıyla sadece dava dilekçesi ile alacak ve tazminat olarak nitelendirilen davalar değil, alacağın tahsili ve tazminatın ödenmesine yönelik olan tüm uyuşmazlıkların arabulucuya tabi olması gerekmektedir.
Yapılan inceleme sonucunda 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı Kanunun 20.maddesi ile 6102 sayılı TTK’ya 5/A maddesi olarak eklenen madde hükmü gereğince TTK.nın 4.maddesinde ve diğer kanunlarad belirtilen ticari davalardan konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olduğu, 6325 sayılı Kanunun 18/A-2 maddesi gereğince davacının arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olduğu, davacı tarafça arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dava dilekçesine eklenmediği, davacının alacağın taspiti ve masaya kaydedilmesine ilişkin olması nedeniyle arabulucuya başvurulmasının dava şartı olduğu açıktır.
Mahkemenin dava açmadan önce dava şartı arabuluculuğa başvurulmadığını tespit etmesi halinde davayı dava şartı yokluğundan usulden reddeder. 6235 sayılı HUAK m. 18/A (2) hükmünün kesin anlatımı nedeniyle tarafların dava şartı arabuluculuğa başvurmaları için HMK m.115’te öngörülen bir haftalık kesin süre veremez. Dava şartı arabuluculuğa başvurulup başvurulmadığına dava tarihi itibariyle bakılır.
HMK 114/2 ye göre Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır. denilerek özel kanunlarla da özel dava şartı getirildiğinden resen inceleme yapılacağı sabittir.
Davacı tarafından yukarıda anılan mevzuat uyarınca dava tarihi itibariyle arabuluculuğa başvurulmadığı davacı vekilinin beyanı ile sabittir. Söz konu dava şartı davanın başında olması gereken ve tamamlanabilir bir dava şartı da değildir.6102 sayılı TTK’nun 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesinin 1.fıkrası gereğince arabulucuya başvurmadan konusu bir miktar paranın ödenmesine ilişkin ticari dava açılmayacağından ve davanın arabulucuya başvurulmaksızın açıldığı sabit olduğundan herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davacının davasının dava şartı eksikliği sebebiyle usulden REDDİNE,
2-Bakiye 10,00 TL karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/10/2020

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza