Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/775 E. 2022/532 K. 24.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/775 Esas
KARAR NO : 2022/532

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/06/2018
KARAR TARİHİ : 24/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketi Çerkezköy ve İstanbul’da birçok bina ve site yapan prestij sahibi bir inşaat firması olduğunu, kurulduğu günden beri bir aile şirketi olarak Çerkezköy merkezli faaliyetlerini sürdürdüğünü, müvekkil şirket ile davalı arasında 14.02.2018 tarihinde davalı şirketin müvekkil şirkete 296.000,00 TL değerinde şasi numarası …. olan … model olan … marke …. sattığını, müvekkilin bu satışa ilişkin 235.000 TL değerinde çekini imzalamadan verdiğini, başka bir araba içinde sözlü anlaştığını 235.000,00 TL değerinde çek daha verdiğini ancak anlaşma ertesi gün bozulduğunu, müvekkilinin aynı gün satın aldığı araca ilişkin 02.02.2018 de 28.000 TL, 15.03.2018 de 185.000 TL toplam 213.000 TL banka yolu ile gönderdiğini, banka dekontlarının ekte ibraz edildiğini, sözkonusu aracın kalan bakiyesi fatura düzenleme tarihinde davalı şirkete elden teslim edildiğini ve aracın zilyetliği müvekkil şirkete geçtiğini, müvekkil şirketin davalı tarafla yaptığı bozulan anlaşmaya ilişkin çekini geri isteyince davalı yanın bu çeki geri vermekle kaçındığını hatta bu çeke ilişkin Çerkezköy …. Asliye Hukuk Mahkemesinden müvekkilin mal kaçırabileceği iddiasıyla ihtiyati haciz aldığını, Çerkezköy İcra Dairesinin … Esas numarasıyla icra takibi yaptığını ve müvekkiline ait 9 adet yaklaşık 1,5 milyon değerindeki daireye taşkın haciz yaparak haciz şerhi koyduğunu ve ayrı ayrı satışını kötü niyetli olarak istediğini, buna ilişkin Çerkezköy İcra Hukuk Mahkemesinde … esas sayılı dosyanın devam ettiğini, davalı şirkette biri bankaya ibraz edilmiş iki adet müvekkiline ait çek olduğunu, davalının müvekkiline ait 2 çeki de iade etmediğini bahsettikleri gibi birini takibe koyduğunu ve müvekkilini mağdur ettiğini, takibe konulan çekle ilgili Asliye Hukuk Mahkemesi kararına karşı istinaf sürecinin sürmekle beraber banka ibrazı yapılmamış ikinci 235.000 TL lik müvekkil şirkete ait çek için borçlu olmadığının tespitini istemek ve ihtiyati tedbir talep etme zorunluluğu hasıl olduğunu, bu nedenlerle her türlü tazminat ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davalı aleyhine açtıkları menfi tespit davasının kabulüne, davalı şirketin kestiği fatura ve ödeme dekontlarının dikkate alınarak müvekkilinin davalı şirkete herhangi bir borcunun olmadığının tespitine, dava konusu çekin iptaline, dava konusu çekin tahsili halinde, müvekkil şirketin ileride telafisi imkansız maddi ve manevi zararlara uğrayacağı muhtemel olduğundan dava konusu çekin, teminatsız veya mahkemece uygun görülecek bir teminat mukabilinde ve iş bu dosya kapsamında yapılacak yargılama neticesi verilecek mahkeme kararının kesinleşmesine kadar, davacıya konusu çekin ödenmesini engeller mahiyette ve muhtemel icra takiplerinin durdurulması amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı şirket üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle; görev ve yetki yönünden itiraz ettiklerini, davacının davasında teslim aldığı araç haricinde başka bir araç içinde Müvekkili şirket ile sözlü anlaştıklarını, bu anlaşmaya ilişkin 235.000,00 TL değerinde çek verildiğini, anlaşmanın bozulması ve aracın teslim ve tescil edilmemesi nedeniyle borçlu bulunmadığının tespitini talep ettiğini, bu halde Sayın Mahkemenin de malumunda olduğu üzere, işbu dava çekten dolayı borçlu bulunmadığını tespitine ilişkin olduğunu, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1-a Maddesinde; “Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu Kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır” dendiğini, dava konusu çek ise 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununda düzenlenmiş olduğundan davanın ticari dava olduğu, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevsiz olduğu izahtan varestedir. Bu sebeple öncelikle görev itirazında bulunduklarını, görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, Hukuk Muhakemeleri Kanunun 119.Maddesi derki “Dava dilekçesinde aşağıdaki hususlar bulunur:… d)Davanın konusu ve malvarlığı haklarına ilişkin davalarda, dava konusunun değeri. Birinci fıkranın (a), (d), (e), (f) ve (g) bentleri dışında kalan hususların eksik olması hâlinde, hâkim davacıya eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre verir. Bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması hâlinde dava açılmamış sayılır”, ilgili yasal hüküm ile de sabit olduğu üzere dava değerinin dava dilekçesinde gösterilmesi gerekli unsurlardan olmayıp zorunlu unsurlardandır. Bu halde, Sayın Mahkemenizden talep edilen davacı tarafından işbu eksikliğin giderilmesi için tarafına süre verilmesi değil, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğini, davacı dava dilekçesinde “teslim aldığı 296.000,00 TL değerindeki araç haricinde başka bir araç içinde Müvekkil şirket ile sözlü anlaştıklarını, bu anlaşmaya ilişkin 235.000,00 TL değerinde çek verildiğini, anlaşmanın bozulması ve aracın teslim ve tescil edilmemesi nedeniyle borçlu bulunmadığını” iddia ettiğini, oysaki olayın özü davacının iddia ettiği gibi değil, aşağıda ayrıntılı şekilde izah edildiği şekilde vukuu bulduğunu, davacı şirket ile müvekkil şirketin 470.000,00 TL bedel üzerinden sadece dava konusu aracın satışı için anlaştıklarını, bunun üzerinden davacı şirketin, müvekkil şirkete; dava konusu ….. Bankası … Şubesi … Çek Seri Numaralı, 30.03.2018 vade tarihli, 235.000,00 TL bedelli çeki, dava dışı ….. Bankası … Şubesi … Çek Seri Numaralı, 15.03.2018 vade tarihli, 235.000,00 TL bedelli çeki keşide ettiğini, nitekim söz konusu araç davacı şirketinde kabulünde olduğu üzere tescil ve teslim edildiğini, davacı şirketin, müvekkil şirket tarafından … model, …. Marka …. için eksik tutarda -296.180,00 TL- kesilen faturadan adeta hukuka ve esasa aykırı şekilde yararlanmaya çalışarak işbu dava konusu çekten haksız yere kurtulma çabası içerisine girdiğini, araç bedeli olarak verildi iddiasının kabulü halinde davacı şirketin iddia ettiği gibi taraflar arasında başka bir araç için yapılmış sözlü bir anlaşma söz konusu olmayıp, değeri itibari ile bu denli lüks araçlar için sözlü anlaşma yapılması ve hatta (sözlü anlaşmaya istinaden) tescil ve teslim edilmeyen bir araç için müvekkil şirkete dava konusu çekin keşide edilerek verilmesi ticari hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, öte yandan, davacı şirketin basiretli bir tacir olduğu herkesin malumunda olup, basiretli bir tacirin sözlü olarak yapılan anlaşmaya istinaden tescil ve teslim edilmeyen araç için müvekkil şirkete 235.000,00 TL değerinde çek keşide etmesi mümkün olmadığını, nitekim davacının işbu iddialarını destekler hiçbir delil dosyada mübrez olmamakla beraber bu iddialar dava konusu çek bedelinden haksız ve mesnetsiz şekilde kurtulmak için uydurulan senaryodan öteye geçmediğini, bu nedenle davacının davasının reddine, ihtiyati tedbir taleplerinin reddine, aksi takdirde teminat karşılığında ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne, davacı şirketin, müvekkil şirkete %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesine, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline, karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Davacı tarafın 21/02/2022 tarihli duruşmaya mazeretsiz olarak katılmadığı, takip edilmediğinden dosyanın 21/02/2022 tarihinde işlemden kaldırıldığı, 3 aylık yenileme süresi içinde davanın yenilenmediği anlaşılmış olmakla; dava dosyasının ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına ilişkin aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın HMK.’nun 320/4 maddesi uyarınca AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70-TL karar ve ilam harcının davacı tarafça yatırılan 4.013,22-TL harçtan mahsubuna, artan 3.932,52-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talebi halinde DAVACIYA İADESİNE,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak Davalıya VERİLMESİNE,
5-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda karar verildi. 24/05/2022

Katip ….
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza