Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/764 E. 2020/771 K. 19.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/764 Esas
KARAR NO : 2020/771

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/10/2019
KARAR TARİHİ : 19/10/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin alacağının tahsili amacıyla Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı icra dosyası üzerinden davalı şirket hakkında cari hesaba dayanarak ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlu olmadığını iddia ederek borca itiraz ettiğini, takibi durduğunu, itirazın sadece takibi sürüncemede bırakarak müvekkilinin haklı alacağına kavuşmasını engellemek amacıyla yapıldığını, haksız ve mesnetsiz olduğunu, bu nedenlerle yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine alacağın %20’sinden az olmayacak şekilde icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddialarının maddi ve hukuki dayanağının bulunmadığını, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu olmadığını, süresi içinde icra takibine yapılan itirazın haklı sebebe dayandığını, taraflar arasında ticari ilişkinin mevcut olduğunu, müvekkiline ait kumaşların işlem yapılması için davacı şirkete verildiğini, ancak davacı şirket hem işlemi yapmakta gecikerek ürünleri geç teslim ettiğini ve müvekkilini zor durumda bıraktığını, hem de ayıplı mal teslimi ile müvekkilini zarara uğrattığını, , müvekkili firmaya teslim edilen ürünlerin ayıplı olduğu için herhangi bir şekilde kullanılamadığını ve müvekkilin deposunda bulunduğunu, söz konusu ürünlerin bilirkişi incelemesi ile de kullanılamaz olduğunun anlaşılacağı bu nedenlerle davanın reddine, takibin iptaline, davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, alacağın tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Usulüne uygun duruşma açılmış, ön inceleme aşamasında uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi heyeti incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır. takibe konu icra dosyası, faturalar ve ticari defter kayıtları dosyamız içerisine alınmıştır.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhine 14.237,55- TL asıl alacak ve 433,56- TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 14.670,91 -TL ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi, icra harçları, icra masrafları ve vekalet ücreti ile birlikte tahsili için icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin 06/09/2019 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, bilirkişi heyetinin 16/03/2020 tarihli raporunda özetle; davacı şirkete ait 2019 yılı ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırıldığı, ticari defterlerinden olan yevmiye defteri kapanış tasdikinin rapor hazırlanması aşamasında henüz kanuni süresinin dolmamış olması göz önünde bulundurularak davacı şirketin 2019 yılı ticari defterlerinin TK hükümlerine göre usulüne uygun tutulup tutulmadığına dair ve ticari defterlerin lehine delil niteliği taşıyıp taşınmadığına dair kararın mahkeme takdirinde olduğu, incelenen davalı şirkete ait 2019 yılı ticari defter ve belgelerinin elektronik defter genel tebliğ usulü ve esaslarına göre tutulduğu, elektronik defterler ile envanter defterinin yasal süresinde onaylandığı ve davalı şirketin 2019 yılı ticari defterlerinin TTK hükümlerine göre usulüne uygun yaptırılmış olmasından dolayı davalı şirketin 2019 yılı ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, davacı şirketin fatura bedeli olan 27.237,35-TL ‘den, çek tahsilatı olan 13.000,00-TL’nin tenzil edilmesi neticesinde; davacının icra takip tarihi olan 05/09/2019 tarihi itibariyle davalıdan 14.237,35-TL alacağının bulunduğu, davalının icra takip tarihi olan 05/09/2019 tarihi itibariyle davacıya 14.237,35-TL borcunun bulunduğu, laboratuvar sonuçlarının başarısız olduğunu, üründe düzgünsüz boyama abraj üzerinde rengin eşit olarak dağıtılmadığı ve açık koyulu ve değişik olarak renkli bölgeler görülebilen boyanmış tekstil ürünü olduğu, yerinde yapılan tespit neticesinde dava konusu fatura içeriğindeki kumaşların tamamının ayıplı olduğu, davalının icra takip tarihi itibariyle temerrüde düşürüldüğü, davacının 14.237,55-TL asıl alacağı için icra takip tarihi olan 05/09/2019 tarihinden itibaren yıllık %19,50 oranında (değişen oranlarda) avans faizi talep edebileceği, tarafların icra inkar tazminatı taleplerinin mahkeme takdirinde olduğu kanaatine varıldığının bildirildiği görülmüştür.
Bilirkişi heyetinin 20/08/2020 tarihli ek raporunda özetle; dava konusu mallardaki ayıbın açık olduğunu, ayıbın boyamadan kaynaklandığını, fatura içeriği incelendiğinde malın cinsi / kg / miktar fiyatı belirtilerek faturanın tanzim edildiği, boyanan malların tamamının ayıplı olduğuna dair kanaate varıldığı takdirde fatura bedeli olan 27.237,35-TL’nin ayıplı olduğu kanaatine varıldığının bildirildiği görülmüştür.
TÜM DOSYA MUHTEVİYÂTI KÜLLÎYEN TETKÎK EDİLDİĞİNDE;
Taraflar arasında davaya konu hizmetin yapılıp yapılmadığı yönünde uyuşmazlık bulunmamakta, nitekim davalı da cevap dilekçesi ile söz konusu ticari ilişkiyi ve hizmetin yapıldığını kabul etmiş fakat verilen hizmet neticesinde faturaya konu malların ayıplı olduğu iddiası ile davanın reddini dilemiştir.
Yargılama sırasında taraf defterleri incelenmiş ve inceleme neticesinde davacının davalıdan 14.237,35 TL alacaklı olduğu anlaşılmıştır. Nitekim yukarıda da belirtildiği gibi davalının savunması ödeme yönünde olmayıp söz konusu ayıp noktasında toplanmaktadır. Bu aşamadan sonra çözülmesi gereken problem söz konusu malların ayıplı olup olmadığı ve ayıplı ise ayıbın niteliğinin tespiti olup, yine alınan ek rapor neticesinde faturaya konu malların ayıplı olduğu fakat ayıbın gözle görülebilir şekilde açık ayıp şeklinde olduğu tespit edilmiş, bu halde davalı teslimden itibaren yaklaşık 16 gün sonra davacıya ihbarda bulunmuş ve süresinde ayıp ihbarında bulunmadığı için ayıp iddiasına itibar edilmemiştir. Gelinen aşamada toplanan deliller muvahecesinde davacının alacak iddiasını ispatladığı ve alacağın da likit olduğu dikkate alınarak tüm talepler hakkında aşağıdaki şekilde hüküm vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KABULÜ İLE;
-Davalının aleyhine yapılan Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline,
-Takibin asıl alacak miktarı olan 14.237,35-TL üzerinden aynen devamına,
-Asıl alacağa davacının takip talebindeki miktarı aşılmamak üzere avans faizi işletilmesine,
-Asıl alacağın %20’sine tekabül eden icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 972,55-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 177,20- TL harcın mahsubu ile bakiye 795,35- TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
3-Davacının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 3.400,00-TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından ödenen 44,40-TL başvurma harcı, 177,20- TL peşin harç, 1.687,40-TL tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.909,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/10/2020
Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza