Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/754 E. 2020/584 K. 17.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/754 Esas
KARAR NO : 2020/584

DAVA : İFLASIN ERTELENMESİ
DAVA TARİHİ : 26/11/2012
MAHKEMEYE TEVZİ TARİHİ : 13/09/2014
KARAR TARİHİ : 17/09/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/10/2020

Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası mahkemenin 1/2 müstemir yetkili hakimi …’ın uhdesindeki işler yönünden Bakırköy ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nde yetkilendirilmesi ve mahkemenin faaliyete geçmesi nedeniyle anılan mahkemenin … Esas numarasını aldığı, bu mahkemenin faaliyetinin durdurulması üzerine Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu 1.Dairesinin 08.09.2014 tarih 1945 Sayılı Kararı uyarınca yapılan devir işlemi nedeniyle, Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas numarasına kayıt edilen ve yine mahkememizin 25/12/2014 tarihli, …. Esas, …. Karar sayılı kararının Yargıtay …Hukuk Dairesinin 27/04/2017 tarih ve … Esas, …. Karar sayılı ilamı ile bozulması üzerine yukarıdaki esasa kaydı yapılan dava dosyasının bozma sonrası yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin 16.12.1997 tarihinde kurulduğunu, … Kooperatifi … .Böl. …. Cad. No:…. … – …. ” adresinde “… – …” ve “….” tescilli markaları altında Akrilik Levha esaslı (Tezgah, evye, lavabo, duş teknesi vs. ) ürünleri ürettiğini, bu üretimi 2.800 m2 kapalı alana sahip tesislerinde, modern teknoloji ve sistemlerle; tasarımdan sevkiyata kadar uygulanan yüksek kalite güvence anlayışı ile faaliyet gösterdiğini, kurulduğu günden bu yana devamlı yatırımlar yapmakta olan şirketin son yıllarda ülke genelinde yaşanan ekonomik krizleri zorda olsa aşmayı başardığını, finansal açıdan gelişme gösterme gayretini sergilediğini, ancak son dönemlerde müvekkili şirketin alacaklı olduğu firmalardan alacaklarını tahsil edemediğini, bunun sonucunda da mali yönden darboğaza girdiğini, borçlarını ödemekte sıkıntı yaşar hale geldiğini, müvekkili şirket bünyesinde 96 çalışan personel bulunduğunu, bünyesinde 4 araç 2 gayrimenkul barındırdığını, müvekkil şirket, Türkiye’de sektörünün neredeyse tamamına mal sağladığını, ayrıca yurt dışına ihracat yaptığını, müvekkilinin son dönemde alacaklarını tahsil edemediği gibi yaklaşık 5 yıldır işbirliği içerisinde olduğu, … Tasarım İnşaat Mimarlık ve Dekorasyon Hizmetleri Limited Şirketinin mali krizi sebebiyle anılan şirketten alacaklarını tahsil edemediğini, bu sebeplede borçlarını ödemekte sıkıntı yaşadığını, bilindiği üzere 2009 yılı sonu ve 2010 yılı başından beri Dünya ve Türkiye’deki bazı konjonktürel etkenler ve ekonomideki olumsuz gelişmeler de şirketin iş hacminde daralmalara ve mali sıkıntılara yol açtığını, alacakların tahsilatındaki zorluklar, yatırım maliyeti, Çin’in dünya piyasasında yarattığı haksız rekabet, TL’nin aşırı değerlenmesi, işçilik ve üretim maliyetlerindeki artışlar, olumsuzlukların üst üste gelmesi gibi faktörlerin müvekkilini ciddi ödeme güçlüğüne soktuğunu, borçların varlıklardan fazla hale geldiğini, TTK 377 ve İİK’nun 179 maddesi hükümleri uyarınca 26.11.2012 tarihli Ortaklar Kurulu Kararı ile mahkemeye başvurma zorunluluğunun doğduğunu, müvekkilinin borca batık hale geldiğini, müvekkili şirkete erteleme fırsatı verildiği takdirde, borçlarını faizleri ile birlikte ödeyebileceğini, şirketin faaliyetlerinin planlandığı gibi gitmesi durumunda yaklaşık üç yıl içerisinde borç seviyesi cari aktiflerin tutarına eşitlenerek normal çalışma döngüsüne gireceğini, hedeflenen amacın müvekkili şirketin geçmiş borçlarının tümüyle tasfiyesi ile birlikte tekrar hayatiyet kazanarak mali ya da ticari ilişkilerinin normal çalışma düzenine kavuşması olduğunu, bunun gerçekleşebilmesi için müvekkil şirketin söz konusu borçları normal kabul edebilecek seviyeye indirinceye kadar üretim faaliyetlerine devam edebilmesine ve ekonomik olarak varlığını sürdürmesine olanak verilmesinin gerektiğini, tüm bunlarla beraber müvekkil şirket ortaklarının bu süreçte, 1.900.000,00 TL tutarında sermaye artırımına giderek, artırılan sermayenin tamamının ödendiğini, ayrıca sermayenin daha da arttırılması tasarlamakta olduğunu bu şekilde müvekkili şirketin borca batıklıktan kurtulacağının aşikar olduğunu, iyileştirme projesinde öngörülen tedbirler hızla gerçekleştirildiği takdirde şirketin kendi bünyesinde güçlenip öz sermayesini arttırırken ülke ekonomisine de yaratacağı istihdam ve yaratacağı vergi geliri ile büyük katkı sağlayacağını ileri sürerek, iflasın ertelenmesi kararı verilinceye kadar İİK.nun 179/a-b maddeleri uyarınca erteleme tedbirlerinin hüküm altına alınmasına, şirkete kayyım atanmasına, şirketin borca batıklık halinin tespitine, şirketin iflasının 1 yıl süre ile ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asli Müdahiller, gerek ibraz ettikleri dilekçelerinde gerekse duruşmalardaki beyanlarında ; davacı şirketin iflas erteleme talebinin reddine, iyileştirme projesinin uygulanabilirliği söz konusu olmadığından iflasına, tedbirlerin kaldırılmasına karar verilmesini istemişlerdir.
Her ne kadar …. Bank A.Ş. duruşma zaptında müdahil olarak yazılmış ise de; Müdahale dilekçesi bulunmadığı gibi müdahale harcı yatırmadığından adı geçen banka karar başlığında müdahil olarak gösterilmemiştir.
Dava; 6102 sayılı TTK’nun 377 ve İİK ‘nun 179 maddelerine dayalı iflasın ertelenmesi istemine ilişkindir.
Celp edilen ticaret sicil kayıtlarına göre davacı … Endüstriyel Ürünler Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin …. sicil nosu ile İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne 16.12.1997 tarihinde kayıtlı olarak kurulduğu, son adresinin … Sanayi Bölgesi … Sitesi …. Blk No:… … /… olduğu, davanın açıldığı tarih itibariyle kayıtlı adresinin … Kooperatifi … Bölgesi 1. Kısım … Cad. No;.. …. /….bul olması nedeniyle şirket adresi itibariyle mahkememizin kesin yetkili olduğu, şirket dava açılmadan önce iki ortaklı iken tek ortaklı hale geldiği, şirketin tek ortağının … olduğu, dava tarihi itibariyle sermayesinin 5.000.000.-TL olduğu, şirket müdürünün … olduğu, davanın devamı sırasında şirket dışından … adlı kişinin şirket müdürü olarak atandığı, şirketin başlıca faaliyet alanlarının polimer ihtiva eden ürünlerde değişik kullanım amaçlı yüzey malzemeleri, kompozit ürünlerin üretilmesi, çok amaçlı endüstriyel ürünler, inşaat yapı sektöründe kullanılan kimyasalları, kimyevi maddelerin işlenmesi sonucu dekoratif, dayanaklı yüzey malzemelerini üretmek, alıp satmak, ithal ve ihraç etmek olduğu, kayden faal bulunduğu anlaşılmıştır.
İflasın ertelenmesi için mahkemeye başvurulması konusunda 26.11.2012 tarihli ortak kararı dosyaya ibraz edilmiştir.
Davacı vekilinin vekaletnamesinde iflas erteleme davası açılması konusunda yetkisinin bulunduğu görülmüştür.
Borca batıklık bilançosu ve iyileştirme projesi dava dilekçesi ekinde sunulmuştur.
Mahkemece tensiple birlikte davacı şirkete denetim kayyımı görevlendirilmiş, kayyımdan ön rapor alınmış, iflas avansının yatırılması sağlanmıştır.
İflas erteleme davası açıldığı, Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi ile tirajı 50.000’in üzerinde yurt genelinde dağıtımı yapılan ulusal gazetelerden birinde İİK 166. maddesi gereğince ilan edilmiş, gazete nüshaları dosyaya konulmuştur.
İflasın ertelenmesi talebinde bulunan şirketin tüm aktif ve pasifleriyle demirbaşlarının rayiç değerlerinin tespiti, şirketin kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak şirketin mali durumunun analizi ile borca batık olup olmadığının belirlenmesi ve sunulan iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı bulunup bulunmadığı hususlarında mahallinde keşfen inceleme yapılarak bilirkişilerden rapor alınmıştır.
Finans ekonomi uzmanı Prf. Dr. …., mali müşavir …., makine mühendisi Prof. Dr. …, kimya mühendisi …., inşaat mühendisi …. imzalı 04.12.2012 tarihli raporda özetle ; davacı şirketin aktiflerinin rayiç satış değerlerinin esas alınması suretiyle düzenlenen 12.11.2012 tarihli bilançoya göre – 723.887,76.-TL borca batık olduğu, davacı şirketin mali durumunun bozulmasındaki temel etkenlerin alacakların tahsilatında problemler ve finansal planlama hatalarının olduğu, şirketin önceki yıllardaki ciroları incelendiğinde önümüzdeki üç yıl içinde iyileştirme projesinin uygulanması durumunda sermayesinin 1.500.000.-TL daha arttırmak suretiyle ve arttırılan sermayeyi toplamda iki yıl içerisinde ödemek şartıyla şirketin borca batıklıktan kurtulma ihtimalinin mevcut bulunduğu, iyileşme ümidinin mevcut olduğu, bir süre imkan tanınarak kayyım gözetim ve denetiminde izlenmesi gerektiği belirtilmiştir.
05.12.2012 tarihli ara karar ile davacı yanın ihtiyati tedbir istemi kabul edilerek İİK 179/b maddesindeki tedbirlere karar verilmiştir.
Kayyım heyeti son raporunda ; 12.11.2012 -31.12.2013 ve 30.06.2014 dönemine ait mali tablolar ve genel duruma ilişkin incelemeleri sonucunda şirketin banka kredi borçlarının %27 sini ödediği, kısa vadeli ticari borçlarının ise 30.06.2014 tarihi itibariyle 1.858.055,53.-TL artış ile 8.284.419,31.-TL ye yükseldiği, ticari alacaklarının 13.903.939,62.-TL ye yükseldiği, şüpheli ticari alacakların tahsil edilememesi durumunda iyileştirme projesinin uygulanabilirliğinin kalmayacağı, kamu borçlarının 1.203.340,28.-TL’ye yükseldiği, kamuya olan borçların 6552 sayılı yasa kapsamında ivedilikle yapılandırılıp ödenmesi gerektiği, iflas erteleme talep tarihinde müdahillere olan toplam borç miktarı 7.165.840,97.-TL ve dönem içinde 220.286,04.-TL tahakkuk ettiği, müdahil şirketlere 247.172,48.-TL ödeme yapıldığı, 30.06.2014 tarihi itibariyle müdahillere borcunun 6.622.773,88.-TL olduğu, şirketin üretim faaliyetlerinin durduğu, faaliyetini daha çok fason üretim yaptırıp bu ürünlerin montajını yaparak sürdürdüğü, şirketin iyileştirme projesinin bu hususlar göz önünde bulundurularak revize edilmesi gerektiği, şirket sermayesinin 5.000.000.-TL den 6.500.000.-TL ye arttırıldığı, ödenmemiş sermayesinin bulunmadığı, gelinen süreçte davacı şirketin borca batıklığının arttığı, satışlardaki düşüklük te göz önüne alınarak yeni sermaye artışı yapılması gerektiği, 30.06.2014 tarihi itibariyle 30 çalışan personelinin olduğu belirtilmiştir.
Davacı şirketin iyileştirme ve revize iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı, süreç içerisindeki uygulamaların projede gösterilen iyileştirme unsurlarına uygun bulunup bulunmadığı, yeni risklerin ortaya çıkıp çıkmadığı, çıkmış ise iyileştirme projesinin bu riskleri karşılayıp karşılamadığı hususlarında yeniden bilirkişi heyeti oluşturularak rapor alınması yoluna gidilmiştir. Prof Dr. …, Prof Dr. … , …. tarafından düzenlenen 15.09.2014 tarihli raporda özetle ;Davacı şirketin ilk iyileştirme projesinde ve bilirkişi raporunda belirtilen 1.500.000.-TL lik sermaye arttırımını yaptığı, arttırılan sermayenin tamamının 06.02.2014 tarihi itibariyle ödenmiş olduğu, şirketin faaliyetini sürdürdüğü, 33 personelin çalıştığı, şirketin öz varlığında 31.12.2013 tarihi itibariyle 1.717.578,34.-TL, 30.06.2014 tarihi itibariyle 729.053,18.-TL olumsuz yönde azalma olduğu, şirketin finansman giderlerini kayıtlara yansıtmaması sebebiyle kar zarar durumunun tam olarak tespit edilemediği, şirketin öz varlığındaki azalmanın bu durumda daha da artacağı, aradan geçen 1 yıl 9 aylık sürede, davacı şirketin banka kredi borçlarında azalma olduğu, buna mukabil kamu borçlarının arttığı, şüpheli ticari alacaklarının çok yükseldiği, davacı tarafça sunulan ilk iyileştirme projesinin ve 02.07.2013 tarihli dilekçe ekinde sunulan revize iyileştirme projesinin, 2013 yılı sonu ve 30.06.2014 tarihi itibariyle finansal hedefleri yönünden tamamen sapmış durumda olduğu, şirketin nakit kaynak girişine ihtiyacı bulunduğu, nakit kaynak girişi olmadan yapılan çalışmaların davacı şirketin borca batıklıktan kurtulması için yeterli olamayacağı, bu çerçevede en son sunulan projenin inandırıcılığından söz edilemeyeceği mütalaa olunmuştur.
ÖNCEKİ HÜKÜM:
Mahkememizin 25/12/2014 tarihli, …. Esas, …. Karar sayılı kararı ile borca batık olduğu saptanan , her geçen gün borca batıklık miktarı artan, iyileştirme projesi ciddi ve inandırıcı bulunmayan davacı yönünden koşulları oluşmayan iflas erteleme talebinin reddine, 2-İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün …. Sicil Numarasında kayıtlı … Endüstriyel Ürünler Sanayi Ve TGerek kayyım raporları gerekse son alınan bilirkişi raporu, iyileştirme ve revize iyileştirme projeleri, dava açıldığı tarihten bugüne kadar gelinen süreç birlikte değerlendirildiğinde, davacının iyileştirme projesinde belirtilen sermaye arttırımı dışındaki diğer hedeflerini yakalayamadığı, projede belirtilen satış ve karlılık hedeflerine ulaşmasının mümkün olmadığı, maliyet ve giderleri ne şekilde azaltacağı hususunda somut bilgi ve belgelere yer vermediği, üretim faaliyetini durdurduğu, montaj faaliyeti nedeniyle projedeki satış hedeflerini tutturmasının mümkün bulunmadığı, iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olmadığı, borca batıklığının her geçen gün arttığı, özellikle şüpheli ticari alacak miktarının ve kamu borçlarının çok yükseldiği, ticari defterlerinin kar zarar durumunun tespitine olanacak sağlayacak şekilde gerçeğe uygun tutulmadığı, bu kapsamda finansman giderlerinin kayıtlara yansıtılmadığı sonucuna varılmıştır. Davacının sadece tedbirlerle mali durumunun iyileşebileceği amacı ile iflasın ertelenmesine ilişkin düzenlemenin amacı bağdaşmamaktadır.
ÖNCEKİ HÜKÜM:
Mahkememizin 25/12/2014 tarihli, … Esas, …. Karar sayılı kararı ile borca batık olduğu saptanan , her geçen gün borca batıklık miktarı artan, iyileştirme projesi ciddi ve inandırıcı bulunmayan davacı yönünden koşulları oluşmayan iflas erteleme talebinin reddine, 2-İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün …. Sicil Numarasında kayıtlı … Endüstriyel Ürünler Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi’nin iflasına, iflasın 25.12.2014 günü saat 13.02 itibariyle açılmasına, davacı şirketle ilgili bu dosyadan verilen tüm ihtiyati tedbir kararlarının kaldırılmasına, kayyım heyetinin görevine son verilmesine, davacı şirket hakkında iflas kararı verildiğinin ve gerekli işlemlerin yapılması hususunun derhal Bakırköy İflas Müdürlüğüne uyap üzerinden bildirilmesine karar verilmiş, mahkememiz kararının davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay ….Hukuk Dairesinin 27/04/2017 tarih ve …. Esas, …. Karar sayılı ilamı ile,
“Somut olayda, 05.12.2012 tarihli bilirkişi raporunda, 12.11.2012 tarihi itibariyle rayiç değerlere göre davacı şirketin aktifinin 26.247.920,07 TL, pasifinin 26.971.807,83 TL ve buna göre borca batıklığın -723.887,76 TL düzeyinde olduğu, 15.09.2014 tarihli raporda ise; 30.06.2014 tarihi itibariyle kaydi değerlere göre şirketin +373.294,67 TL düzeyinde olduğu belirtilmiş, karardan hemen önce sunulan 15.09.2014 tarihli kayyım raporunda ise; 30.06.2014 tarihi itibariyle aktifin 26.247.920,07 TL, pasifin 25.524.032,31 TL ve buna göre rayiç değerler itibariyle şirketin durumunun +723.887,76 TL düzeyinde olduğu açıklanmıştır. Verilen bu rakamlar karşısında, şirketin halen borca batık olup olmadığı hususunda tereddüt oluşmuştur.
Bu durumda, mahkemece, dosya kapsamında rapor sunan bilirkişi kurulundan ya da alanında uzman yeni bir bilirkişi kurulundan açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak, davacı şirketin rayiç değerler itibariyle borca batık olup olmadığının tereddüte yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi, borca batık olduğunun tespiti halinde şimdiki gibi iflasına, borca batık olmadığının tespiti halinde ise davanın reddine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.”gerekçesi ile davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
BOZMA SONRASI YAPILAN YARGILAMA:
Usul ve yasaya uygun Yargıtay ….Hukuk Dairesinin 27/04/2017 tarih ve … Esas, …. Karar sayılı ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Uyulmasına karar verilen Yargıtay Bozma İlamı gereğince; 05.12.2012 tarihli bilirkişi raporu, 15.09.2014 tarihli bilirkişi raporu, karardan hemen önce sunulan 15.09.2014 tarihli kayyım raporundaki rakamlar mukayese edilerek şirketin rayiç değerler üzerinden borca batık olup olmadığının tespiti için davacı şirket merkezinde ve mal varlığı da incelenmek suretiyle keşfen inceleme yapılarak yeni bir bilirkişi kurulundan rapor alınmasına karar verilmiş, 30/05/2020 tarihli raporda özetle; davacı şirketin ticaret sicilde yer alan “.. Bölgesi …. Sitesi ….Blok No:… …/… yapılan incelemede şirketin yerinde başka bir işyerinin olduğunun, dosyada mevcut tebligatların da davacı şirkete yerinden ayrılmış olması sebebi ile tebliğ edilemediğinin görüldüğü, mahkemenin 25/12/2014 tarihli, … Esas, … Karar sayılı kararında şirketin faaliyetine son verildiği ve Bakırköy … İflas Müdürlüğünün … iflas sayılı dosyası ile tasfiye işlemlerinin başladığı, tasfiye kapsamında şirket mallarının satılarak alacaklılara dağıtımda bulunulduğu, tasfiye işlemlerinin gerçekleştiğinin müdahil … Bankası A.Ş.vekili tarafından mahkemeye sunulan 13/06/2017 havale tarihli dilekçesinden de anlaşıldığı, bu nedenlerle mahkeme tarafından talep edilen konularda inceleme yapılmasının ve rapor tanzim edilmesinin mümkün olmadığı hususları bildirilmiş olup bu durumda Her ne kadar davacı tarafça yeni bir iyileştirme projesi sunulmuş ise de; bir sayfadan ibaret iyileştirme planı incelendiğinde, borçların hangi tarihlere kadar ne şekilde ödeneceği yönünde açıklama dışında somut iyileştirme unsurlarını içermediği, bir kısım borçların 2017 yılı sonu itibariyle ödeneceği belirtildiğinden sonuca etkili görülmeyen iyileştirme planının değerlendirilmesi için rapor alınmasına gerek duyulmamıştır.
İcra İflas Kanununda iflasın ertelenmesine ilişkin olarak getirilen hükümler çerçevesinde; sermaye şirketlerinin iflasını düzenleyen 179.maddede, şirketin idare ve temsili ile vazifelendirilmiş kimselerin, mali durumun iyileştirilmesinin mümkün olduğuna dair bir iyileştirme projesini mahkemeye sunarak iflasın ertelenmesini isteyebileceği, mahkemenin projeyi ciddi ve inandırıcı bulması halinde iflasın ertelenmesine karar verebileceği kabul edilmiştir. Talepte bulunan şirketin, iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olduğunu gösteren bilgi ve belgeleri de mahkemeye sunması zorunludur. İflasın ertelenmesi kurumunun başlıca amacı, mali durumunu düzeltebilecek bir şirketin iflastan kurtularak varlığını sürdürebilmesidir. İflasın ertelenmesinin maddi koşulları: Şirketin borca batık olması, iyileştirmenin mümkün olması ve alacaklıların haklarının korunmasıdır. Mali durumu ıslah tedbirleri çok çeşitli olabilir. Sermaye arttırımına gitmek, hissedarlar veya üçüncü kişiler tarafından şirketin bazı borç ve taahhütlerini üstlenmek, yeni bir yönetim kurulu oluşturmak, alacaklılarla borç erteleme anlaşmaları yapmak, konkordato teklif etmek iyileştirme tedbirlerine örnek olarak gösterilebilir. İflasın ertelenmesi prosedürünün uygulanabilmesi bakımından, iyileştirme projesinin, mali durumun iyileştirilmesinin mümkün olduğuna yönelik bir yapıda bulunması ayrıca ciddi ve inandırıcı olması temel koşullardandır. İflası önlemeye yönelik olan kuralların iflasın erteleme amacına da uygun olması gerekir. Bu kapsamda borçlunun ekonomik durumunun düzelmesi mümkün değilse iflas tasfiyesi kaçınılmaz olacaktır. İflas erteleme kurumu niteliği itibariyle borç tasfiyesi olmayıp iflastan kurtulmaya yönelik bir kurumdur. Ortada bir proje olmalı, bu proje uygulanarak tüm alacaklıların eşit oranda menfaatleri korunarak şirketin borca batıklıktan kurtulması gerekmektedir. Projede asıl olan şirketin mal varlığının korunarak karlılığın sağlanacağı yapısal, mali ve hukuki tedbirler olmalıdır. Şirketin atıl durumda bulunan mal varlığının satışının yapılması mümkündür. Ancak bunun şirkete sermaye temini amacıyla yapılması ve tüm alacaklıların alacağının teminatı olan mal varlığının değerleri korunmak kaydıyla türünün değiştirilmesine yönelik olması gerekir. Bu tür bir önlem içeren iyileştirme projesinde ayrıca derhal açılacak bir iflas halinde de tüm alacaklıların elde edecekleri mümkün menfaatlerin de gösterilmesi gerekir. İflasın ertelenmesi, iflas tasfiyesine alternatif bir külli tasfiye usulü değildir. Bir sermaye şirketinin varlığını sürdüremeyeceği tespit edildiği taktirde, bu şirketin tasfiyesi gündeme gelir ki burada kural olarak iflas tasfiyesi söz konusu olur. İflasın ertelenmesinin amacı, şirketin yeniden ticari faaliyetine devam edebilmesinin sağlanması, deyim yerinde ise sağlığa kavuşturulması olup alacaklıların durumlarının iyileştirilmesi değildir. Ancak alacaklıların, derhal açılacak iflasa nazaran daha kötü duruma düşmeyecek olmaları da bir koşul olarak aranmalıdır. Bu yüzden iflasın ertelenmesi sonunda sadece tüm alacaklıların alacaklarının garanti altına alınması ve fakat şirket mal varlığı olarak geriye bir şey kalmaması durumunda, şirket bakımından bir iyileştirmeden söz edilemez ve bu nedenle erteleme kararı verilemez. ( Oğuz Atalay borca batıklık ve iflasın ertelenmesi 2007 sayfa 101-102)
Somut olayda; davacı şirketin borca batık durumda olduğu bozma öncesi alınan bilirkişi raporu ile saptanmıştır. Dosyada bulunan daha önceki kayyım raporları incelendiğinde; şirketin her geçen gün kötüye gittiği, üretimini durdurduğu, üretim faaliyeti yerine mantoj işine yöneldiği, satışların düştüğü, sermaye arttırımı kararı alınmasına rağmen kalan sermaye borcunun uyarılara rağmen dava açıldıktan uzun süre geçtikten sonra ödenebildiği, montaj işine yönelmesi nedeniyle bu satış rakamları ile iyileştirme projesinin gerçekleştirilmesinin mümkün görülmediği, şirketin borca batıklık miktarının her geçen gün arttığı, özellikle şüpheli ticari alacakların ve kamu borçlarının çok yükseldiği, finansman giderlerinin ticari defter kayıtlarında gösterilmediği, revize iyileştirme projelerinin uygulanabilirliğinin gelinen aşamada mümkün görülmediği, firmanın kurtulma şansının yok denecek kadar az olduğu anlaşılmaktadır. Şirketin aktif varlıkları azalmıştır. İkinci bilirkişi heyetinin raporunda ayrıntılı olarak incelendiği üzere; borca batıklık tespitinin yapıldığı tarihten 30.06.2014 tarihine kadar geçen dönemde düzenlenen bilançolar karşılaştırıldığında kaydi değerler üzerinden somut bir iyileşmenin bulunmadığı, öz varlığın olumsuz yönde azaldığı devam eden süreçte, öz varlığın daha da azalacağı, aktif varlıkların da gelinen süreçte azaldığı, şüpheli ticari alacakların çok yükseldiği, davacının fiili net satışlarının hedeflenen rakamların çok altında kaldığı, bu haliyle finansal hedeflerin tamamen sapmış olduğu, iyileştirme ve revize iyileştirme projelerinin inandırıcılığının bulunmadığı, borca batıklığının her geçen gün artarak devam ettiği anlaşılmaktadır. Gerek kayyım raporları gerekse son alınan bilirkişi raporu, iyileştirme ve revize iyileştirme projeleri, dava açıldığı tarihten bugüne kadar gelinen süreç birlikte değerlendirildiğinde, davacının iyileştirme projesinde belirtilen sermaye arttırımı dışındaki diğer hedeflerini yakalayamadığı, projede belirtilen satış ve karlılık hedeflerine ulaşmasının mümkün olmadığı, maliyet ve giderleri ne şekilde azaltacağı hususunda somut bilgi ve belgelere yer vermediği, üretim faaliyetini durdurduğu, montaj faaliyeti nedeniyle projedeki satış hedeflerini tutturmasının mümkün bulunmadığı, iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olmadığı, borca batıklığının her geçen gün arttığı yönündeki mahkememizce bozma öncesi alınan raporla dikkate alınmak zorunda kalınmış olup söz konusu şirketin gelinen aşamada faaliyeti dahi olmayıp adresinde bulunmadığı davacı şirketin daha önceki raporlarla da borca batık durumda olduğu alınan bilirkişi raporu ile saptanmıştır. Bu aşamadan sonra sunulan iyileştirme projesinin iflasın ertelenmesi kurumunun amacına hizmet edecek şekilde hem borçlu şirketin borca batıklıktan hukuki ve ticari anlamda varlığını sürdürerek kurtulması mümkün görülmemiş olup şirket adresinin terk edilip faaliyetine son veren şirket yönünden borca batık olduğu saptanan,her geçen gün borca batıklık miktarı artan, bozma öncesi saptandığı gibi iyileştirme projesi ciddi ve inandırıcı bulunmayan davacı yönünden iflâsın ertelenmesi talebinin yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan nedenlerden dolayı reddi ile iflâsına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının koşulları oluşmayan iflas erteleme talebinin REDDİNE,
2-İstanbul Ticaret Sicil Müdürülğünün … Sicil Numarasında kayıtlı … Endüstriyel Ürünler Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin İFLASINA, İFLASIN 17/09/2020 günü saat: 09.41 itibariyle açılmasına,
3-Davacı şirketle ilgili bu dosyadan verilen tüm ihtiyati tedbir kararlarının kaldırılmasına,
4-Kayyım heyetinin görevine son verilmesine,
5-Davacı şirket hakkında iflas kararı verildiğinin ve gerekli işlemlerin yapılması hususunun derhal Bakırköy İflas Müdürlüğüne Uyap üzerinden bildirilmesine,
6-Harçlar Tarifesi Uyarınca alınması gereken 54,40 TL maktu ilam ve karar harcının davacı tarafından peşin yatırılan 21,15 TL den mahsubuna, bakiye 33,25 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7- Davacı tarafından yapılan masrafların kendisi üzerinde bırakılmasına,
8-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
9-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
Dair; .hazır olan müdahil vekillerinin yüzlerine karşı diğer müdahillerin yokluklarında gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 10 günlük yasal süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/09/2020

Başkan …
¸
Üye ….
¸
Üye …
¸
Katip …
¸