Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/726 E. 2020/874 K. 11.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/726 Esas
KARAR NO : 2020/874

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 08/04/2011
KARAR TARİHİ : 10/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili şirketin uluslararası taşıma yapan bir şirket olduğunu, yüklendiği taşıma işlerini alt taşıyıcı olarak bir dönem davalıya yaptırdığını, bu taşımalardan birinde yükün geç taşınması nedeniyle taşıtanın ortaya çıkan zararını müvekkilinin ödemek zorunda kaldığını, haklarında İstanbul …… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. E. sayılı dosyasında açılan davanın ve bunun öncesinde İstanbul ….. İcra Müdürlüğü’nün …… E. sayılı dosyasında başlatılan icra takibinin davalıya iki kez yazılı olarak ve ayrıca sözlü olarak ihbar edildiğini, borcun 5.400,00 Euro’luk kısmının İstanbul ……. İcra Müdürlüğü’nün …… E. sayılı dosyasına istinaden davalı tarafından verilen çek ile …… firmasına ödendiğini, yine ……. Bankası …… Şubesinden yapılan havale ile aynı icra dosyasına 23.10.2008 tarihinde 1.807,13 Euro’luk bir ödeme yapıldığını, davacı şirkete davalı tarafından ayrıca doğrudan havale yolu ile 1.740,00 Euro’nun o günkü kur karşılığı 3.436,00 TL.nin ödendiğini, sunulan ibranameden görüleceği üzere davacının ….. ‘dan olan 2.400,00 Euro’luk taşıma ücreti alacağının icra dosyası borcuna mahsup edildiğini, davacı şirket araçları üzerine konan hacizlerin kalkması için ayrıca 5.000,00 Euro ödenmek zorunda kalındığını, davalının yaptığı bu ödemeleri ve 3. tarafa davacı tarafından yapılan ödemeler düşülerek katon alacakları için Küçükçekmece …… İcra Müdürlüğü’nün …… E. sayılı dosyasında icra takibine başlanıldığını, davalının borca itiraz ederek takibin durmasını sağladığını, itirazın iptalini, takibin devamını, davalının %40 dan aşağı olmamak üzere icra tazminatı ödemesine karar verilmesini , yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacı tarafın dava konusu alacaktan 2006 yılında haberdar olmasına rağmen kendilerine bir bildirimde bulunmadığını, bu nedenle dosya alacağının zamanaşımına uğradığını, davacının aynı alacak için mükerrer icra takibi başlattığını, davacı vekilinin dava dilekçesinde aynı alacak ile ilgili olarak İstanbul ….. İcra Müdürlüğünün ……. E. sayılı dosyasında başlatılan icra takibinde tarafların karşılıklı olarak birbirlerini ibra ettiklerini söylediğini, açılan davanın konusunun ve başlatılan yeni icra takibinin konusunun aynı olması nedeniyle mükerrer icra takibinin iptali gerektiğini, tarafların 30.10.2008 tarihli ibraname ile birbirlerini karşılıklı ibra ettiklerini, bu ibraname uyarınca verilen çeklerin karşılıksız çıkması halinde bu çekler ile yeni bir icra takibi başlanabileceğini, mahkeme kararında belirtilen alacağın tahsili için yeni bir icra takibi başlatılamayacağını, başlatılan yeni icra takibinde borcun nedeninin gösterilmemesi nedeniyle likit olmayan bir alacakla ilgili icra inkar tazminatı istenemeyeceğini, direnime düşürülmeyen müvekkilinden direnim faizi istenemeyeceğini, ibranameye rağmen yeniden haksız ve kötü niyetle başlatılan icra takibi nedeniyle alacağın %40 oranında kötü niyet tazminatı belirlenmesini ve açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Taraflar arasında tartışma konusu olan husus ise takip tarihi ile davacının hak ettiği alacak olup olmadığı ve yine bu alacağın dava zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktasındadır.
Davacının uluslararası taşıma yapan şirket, davalının alt taşıyıcı şirket olduğu, davalı taşıyıcının geç taşıma yaptığı, dava dosyası ve eklerine göre bu hususların da tartışmasız bulunduğu, davalı taşıyıcıya ait aracın 28/02/2005 tarihinde boşaltma işlemini yaptığı, davaya esas İstanbul ……. ATM nin ……. E – ……. K sayılı dava dosyasına esas İstanbul …… İcra Müdürlüğünün …… E sayılı icra dosyası kapsamına göre davacının dava dışı taşıma şirketine takibe konu borcu ödediği, en azından bu konuda davacıya karşı dava açıldığı hususlarının tartışmasız bulunması kapsamında, uluslararası karayolu taşımasından (CMR) doğan uyuşmazlıkta davalının alt taşıyıcı olarak üzerine düşen yükümlülüğü ihlal edip etmediği, var ise ne şekilde ihlal ettiği, bu durumdan dolayı davacının uğradığı zararı CMR kapsamında talep edip edemeyeceği, talep etmesine engel durum olup olmadığı konularında inceleme yapılmasına karar verilmiştir.
Bu amaçla SMMM emekli bankacı – banka müfettişi ……, gümrük ve dış ticaret konusunda uzman – akademisyen ……. CMR taşıma konusunda uzman …… tarafından düzenlenen 24/06/2013 tarihli rapora göre, davalının son ve gerçek taşımacı olarak kabulü halinde, gecikme nedeniyle CMR Konvansiyonu m. 30 uyarınca davalıya henüz taşıma süresi içinde ortaya çıkan gecikmeden dolayı ihbarda bulunulduğu, bu nedenle de alt taşıyıcı davacının son taşıyıcı davalıya dava hakkını kural olarak yitirmediği, CMR Konvansiyonunun, taşımacılar arasındaki rücu davaları ile ilgili 39. maddesinin 4. paragrafında “taşımacılar arasındaki davalarda madde 32 hükümleri uygulanır.” hükmü olduğunu, bununla beraber zamanaşımının ya bu anlaşma gereğince ödenmesi gereken tazminatın miktarın teyiden son mahkeme kararı tarihinden yahut böyle bir karar yoksa, ödeme tarihinden itibaren başlar” denildiği, Yüksek Yargıtay 11. Hukuk Dairesi emsal kararlarında, tazminat davasında kararın kesinleştiği tarihten, böyle bir karar olmadığı taktirde ise fiili ödeme tarihinden itibaren madde 32 de yazılı 1 yıllık zamanaşımı süresinin başlayacağı görüşünde olduğu, (11. HD. 24.04.2005 T. ve 2004/7385 E. ve 2005/4197 K. yine, 05.07.2005 tarih ve 2004/9322 E. ve 2005/7233 K. sayılı kararı) İstanbul ….. Asliye Ticaret Mahkemesinden verilen kararın temyiz isteğinden vazgeçilmesi nedeniyle en geç Yargıtay …… H.D. nin temyiz talebinin reddine karar verdiği 13.11.2008 tarihinde veya davacı tarafından temyiz isteminden feragat edildiği, 02.11.2008 tarihinde kesinleştiği söylenebileceği, dava konusu rücu alacağı ile ilgili talep hakkının CMR m. 32 de yazılı bir yıllık sürenin dolduğu 13.11.2009 tarihinde sona erdiği, CMR. m. 39.4 ve göndermesi CMR m.32 uyarınca davacının alacak hakkının zamanaşımına uğradığı, bir an için açılan davanın zamanaşımına uğramadığı kabulü halinde dahi, davalı şirketin son ve gerçek taşımacı olarak sadece 3.400,00 Euro navlun ücreti ve bunun ferlerinden sorumlu olması gerektiği, davalı şirket tarafından yapılan toplam 8.947,13 Euro tutarındaki ödemelerin bu miktarın çok üstünde kalması karşısında, icra takip tarihi itibariyle istenebilir bir alacak bulunmadığı sonuçlarına varıldığı ifade edilmiştir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, taraf beyanları, bilirkişi raporu, bozma ilamları ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava İİK. 67 maddesine dayalı ve duran icra takibinin devamını amaçlayan itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığa neden olan Küçükçekmece …… İcra Müdürlüğü’nün ……. Esas sayılı dosyasında alacaklının dosyamız davacısı, borçlunun dosyamız davalısı, 5.000,00 Euro + 4.560,00 TL asıl alacak, 348,49 Euro işlemiş faiz olduğu, yapılan itiraz üzerine takibin durduğu taraflar arasında tartışmasızdır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ile 85 ve HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi heyetinin hazırlamış olduğu 24/06/2013 tarihli rapor içeriğinden de anlaşıldığı üzere, davalı şirketin son ve gerçek taşımacı olarak sadece 3.400,00 Euro navlun ücreti ve bunun ferlerinden sorumlu olması gerektiği, davalı şirket tarafından yapılan toplam 8.947,13 Euro tutarındaki ödemelerin bu miktarın çok üstünde kalması karşısında, icra takip tarihi itibariyle istenebilir bir alacak bulunmadığı, davacının bu tespiti ortadan kaldıracak herhangi bir yazılı delili sunamadığı ve yemin deliline de açıkça dayanmadığı da görülerek, davacının davasını ispat edemediği anlaşılarak açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle aşağıdaki şekilde karar verilmiş ve hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Sübut bulmayan davanın REDDİNE,
-Tarafların şartları oluşmayan tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine,
2- Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 54,40 TL harçtan davacı tarafça peşin yatırılan 159,45 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 105,05 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacı tarafa İADESİNE,
3- Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
– Davacı arafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın karar kesinleştiğinde yatıran davacı taraflara İADESİNE, (Gerekçeli kararın tebliğe çıkarılma masraflarının kalan gider avansından karşılanmasına)
4- Davanın red miktarı ve usulü müktesep hak dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 1.941,90 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,

Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay kanun yolu açık olmak üzere davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/11/2020

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza