Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/720 E. 2020/245 K. 05.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/720 Esas
KARAR NO : 2020/245

DAVA : Alacak (Kooperatif Yönetim Ve Denetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/10/2019
KARAR TARİHİ : 05/03/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kooperatif Yönetim Ve Denetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; karşı tarafın 15/03/2016 tarihinde tescil edilip 21/03/2016 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilen Olağan Genel Kurul Toplantısında Kooperatifin Yönetim Kurulu üyeliklerine seçildiklerini, karşı yandan … ve … ve … ile birlikte 21/10/2014 tarihinde tescil edilip 27/10/2014 tarihinde ilan edilen olağanüstü genel kurul toplantısında da yönetim kurulu üyesi olarak seçilmiş olup o dönemde de yönetim kurulu üyesi olduklarını, kooperatif parası mevcut olmasına rağmen lakayıt davranıldığından 2014 yılına ait kooperatif vergileri zamanında ödenmediğini, bu geç ödemenin bedeli olarak kooperatif 2018 şubat ayında 4.856.00 TL fazladan vergi cezası ödediğini, münhasıran genel kurul yetkisinde olmasına rağmen genel kuruldan bir karar alınmadan denetime de haber verilmeden kooperatifin sosyal tesis binasına kahvehane yapma izni verildiğini, “….” adı altında sosyal tesiste kumar oynatıldığını belirterek kooperatifin maruz kaldığı zararın tespitine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL’sinin tahsiline (dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte) karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; görevinin sadece 2014 yılına ait olduğunu, o günden sonra hiç ilgilenmediği gibi ofisteki sit yönetiminde bil kimler olduğunu bilmediğini, iyilik ve hizmetin böyle sıkıntısı olmasının şansı olabileceğini, site halkının sağlığı, rahatı ve geleceği iyi ve güzel olmasını istediğini, suçlamalara itiraz ettiğini ve kabul etmediğini beyan etmiştir.
Davalılar cevap dilekçesinde özetle; davacının davayı açma yetkisinin bulunmadığını, genel kurulda alınan kararların usulsüz olduğunu, hazirun cetvelindeki ortakların yok sayıldığını, itiraz şerhinin genel kurul tutanaklarında mevcut olduğunu, ortaklıkların usulsüz olduğunu, kooperatif tüzel kişiliğinin Şubat ayında “Tasfiye Halinde”tescil edildiğini, tescil işlemlerinden sonra kooperatif mülkiyetine geçen taşınmazların kira gelirlerinin fatura tanzim edilerek tahsil edildiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava; Kooperatif Yönetim Ve Denetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluğundan kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan müzekkereye cevap verildiği, istenen bilgi ve belgelerin gönderildiği, incelenmesinde; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün …. sicil nosunda kayıtlı Tasfiye Halinde …. Kooperatifi’nin sicil adresinin …. Mahallesi …. Cad. No:…. …./…. olduğu, kooperatifin 23/05/1986 tarihinde kurulduğu, yönetim kurulu üyeleri ve yetkililerinin …., ….., ….. oldukları anlaşılmıştır.

Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyası celp edilmiş, incelenmesinde; davacının Tasfiye Halinde … Kooperatifi, davalıların …, …, …, … oldukları, davanın 29/05/2019 tarihinde açıldığı, 30/05/2019 tarihli … Esas, …. Karar sayılı kararı ile arabuluculuk dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine karar verildiği, kararın kesinleşmediği anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davalı yöneticilerin yöneticilik süresi boyunca idda edilen iş ve eylemlerden dolayı davacı kooperatifi iddia olunan şekilde zarara uğratıp uğratmadıkları, zarar var ise bu zarardan dolayı davalıların kusur ve sorumluluklarının bulunup bulunmadığı, zarar miktarının tespiti hususlarından kaynaklandığı tespit edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 114/1-ı maddesinde; aynı davanın, daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması (derdestlik) dava şartları arasında sayılmıştır. Derdest bir davada kesin hüküm oluşturulacak şekilde uyuşmazlık çözümlenebilecek ise ayrı bir dava açılmasında hukuki yarar da yoktur. Derdestlik bu yönüyle hukuki yarar bulunmamasıyla da ilgili olup, özünde unsur olarak hukuki yarar eksikliğini de içerir. Hukuki yarar HMK 114/1-h maddede dava şartı olarak düzenlenmiştir. Hukuki yararın varlığı için öncelikle davacının bir hakkı veya hukuki durumunun, güncel (halihazır) ve ciddi bir tehditle karşı karşıya olması gerekir. (HGK 2013/22-56 Esas, 2013/734 Karar).
Dava şartı olan derdestliğe konu ve sonraki davanın görülmesine engel derdest bir davadan söz edilebilmesi için aynı konuda açılmış başka bir davanın bulunması yeterli olmayıp esastan inceleme yapılıp taraflar arasındaki uyuşmazlığı kesin hüküm oluşturacak biçimde karar verilebilmesi mümkün olan bir davanın bulunması gerekir. Önce açılan davada, esastan inceleme yapılmasına engel olacak, hukuki yarar gibi bir dava şartı yokluğu halinde, sonra açılan davada esastan inceleme yapılıp hüküm verilmesi mümkündür. Diğer bir deyişle mevcut bir davaya rağmen sonraki davanın açılmasında hukuki yarar var ise, derdestliğe ilişkin dava şartı eksikliği bulunduğundan da söz edilemez.
Mahkememizce işbu dosya ile derdestlik itirazına konu Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası birlikte değerlendirildiğinde, davacı ve diğer kooperatif ortağı tarafından aynı gündem maddelerinin iptalinin talep edildiği, daha önceden açılmış davanın dava şartı yokluğu nedneiyle red ediliği ancak henüz kesinleşmediği kararın tebliğe çıkarılmadığı anlaşılmış olup bu durumda dava tarihi ve son durum itibariyle ortada kesnlememiş ilk dosya dikkate alınarak eldkei davanın HMK madde 114.1/ı maddesi gereğince derdestlik dava şartı nedeniyle usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın HMK 114/1-h-1 bendleri delaletiyle HMK 115/2.maddesi gereğince DERDESTLİK dava şartı yokluğundan REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 54,40-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından yatırılan 170,78 TL’den mahsubu ile artan 116,38 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2. maddesi gereğince tayin ve takdir olunan 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
6-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,

6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere hazır olan taraf vekillerinin yüzlerine karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.05/03/2020

Başkan …
¸
Üye …
¸
Üye …
¸
Katip …
¸