Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/679 E. 2020/831 K. 28.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/679 Esas
KARAR NO : 2020/831

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/09/2019
KARAR TARİHİ : 28/10/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 19/09/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı müvekkillerinin amcası olan ……. hakkında (kendisi henüz ölmeden önce) Bakırköy ….. İcra Müdürlüğünün ……. esas (yenilenmeden önceki esas numarası) dosyasıyla sonradan öğrenildiğine göre bir bono alacağı için icra takibi yapıldığını, mezkur icra takibinin …….’na ölümünden evvel ödeme emri tebliğ edilmiş olup dosyanın kesinleştiğini, Ancak …….’nun 23/08/2017 tarihinde vefat ettiğini, müvekkillerinin amcalarının mirasını 3 aylık yasal mirası red süresi içinde İstanbul Anadolu …… Sulh Hukuk Mahkemesi ……. Esas,……. sayılı kararı ile kayıtsız ve şartsız olarak reddederek red kararının tescilini yaptırdıklarını, müvekkillerinin mirasçı olmadıklarını, ayrıca borçlu da olmadıklarını, bu icra takip dosyasında borçlunun ölümünden sonra müvekkillerine İİK 53 maddesi uyarınca mirasçılık sıfatı olmadıkları göz önünde bulundurulduğunda menkul ve gayrimenkul malları ile alacakları üzerine haciz konulduğunu, davalı tarafın Bakırköy ……. İcra Hukuk Mahkemesinde, dosya borcunun kambiyo senedinden kaynaklı bir borç olduğundan bahisle itirazın iptali davası açtığını bildirerek davanın kabulü ile mirası reddetmiş olan müvekkillerinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ve beyanlarında, davacı yanın dava dilekçesinde belirttiği açıklamaların hukuksal dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkilinin icra takibine usul ve yasalara uygun olarak icrai işlemlerini yürüttüğünü, borcun muacceliyet tarihinden itibaren çok uzun bir müddet geçmesine rağmen ve davacı yaca borçların bilinmesine rağmen ödenmediği gibi adeta müvekkilinin mağdur edilircesine yargısal davalarda uğraştırıldığını, …….’na karşı Bakırköy ….. İcra Müdürlüğünün …… esas sayılı dosyasıyla icra takibine konu edilmiş olup mezkur icra takibi borçlusu …….’na tebilğ edilip dosyanın kesinleştiğini, borçlu …….’nun 23/07/2017 tarihinde vefat ettiğini, bu vefattan dolayı icra takibi borçlunun mirasçılık belgesi uyarınca yasal mirasçılarına karşı genişletildiğini bildirerek, davacının itirazının haksız olması sebebi ile dava taleplerinin reddedilerek %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı tarafından açılan dava, icra takibine konu bonodan mirasın hükmen reddine dayalı ve İİK 72 maddesinde düzenlenen menfi tespit davasıdır.
Taraflar arasında tartışmalı olan husus ise davaya ve takibe esas bonodan davalıların sorumlu olup olmadığı, davacı mirasın reddedilip edilmediği, edilmemişse miktarının ne olduğu, taraflar lehine tazminata hükmedilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Usulünce duruşma açılmış, tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Dava dilekçesinde belirtilen Bakırköy ……. İcra Müdürlüğünün…… esas sayılı dosyası kapsamına göre borçlunun dosyamız davacılarının alacaklısının dosyamız davalısı, 35.000,00 TL asıl alacak, 416,88 TL İşlemiş faiz olmak üzere toplam 35.416,88 TL olduğu anlaşılmıştır.
Mirasçıların sorumluluğu TMK madde 641’de düzenlenmekle; 4721 sayılı TMK’nun 641 “Mirasçılar, tereke borçlarından müteselsilen sorumludurlar” ve BK’nun 142.”alacaklı müteselsil borçluların cümlesinden veya birinden borcun tamamen veya kısman edasını istemekte muhayyerdir” maddelerinde düzenlenen müteselsil sorumluluk kuralları gereği, alacaklının borçlunun mirasçılarından biri veya tamamı aleyhine icra takibi yapabilir. Miras bırakanın borçlarından dolayı mirasçıların müteselsil ve şahsi sorumlulukları vardır. Bu sorumluluk mirasın açılması anında başlar. Ancak alacaklının mirasçı aleyhine talepte bulunabilmesi kanunda mirasın reddi için tanının süre içerisinde mirasçı tarafından mirasın reddedilmesine bağlıdır. Müteselsil sorumluluk ilkesinin sonucu olarak her mirasçı miras bırakanın borcunun tamamından sorumludur. Alacaklı isterse mirasçıların hepsinden, isterse içlerinden sadece birinden veya birkaçından alacağının tamamını talep ve tahsil edebilir. Şahsi sorumluluk esası gereği olarak da mirasçılar miras bırakanın borçlarından sadece tereke malları ile değil; kendi şahsi malvarlıkları ile de sorumludurlar. ……. 23/08/2017 tarihinde vefat etmesinden sonra,. Davacı mirasçıları 16/01/2019 tarihinde İstanbul Anadolu ….. Sulh Hukuk Mahkemesinde mirasın gerçek reddi konulu dava açmışlar, açılan davanın kabulüne karar verilip mirasın reddine karar verilmiştir.
Bakırköy ….. İcra Hukuk Mahkemesi, İstanbul Anadolu ……. Sulh Hukuk Mahkemesine dosyaları celp edilerek incelenmiştir. Bakırköy ….. İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı takip dosyası incelendiğinde takibin kambiyo senetlerine mahsusu haciz yolu ile ilamsız takip olduğu ve mirasın reddi sebebiyle takibe itirazların takibin şekli gereğince İcra Mahkemesine yapılması gerekmekte olup, icra dairesince icra dairesine itiraz sonrası takibin davalılar yönünden durdurulması kanununa aykırı olduğundan şikayetin reddine karar verildiği, İstanbul Anadolu …… Sulh Hukuk Mahkemesinin dosyası incelendiğinde; müteveffa …….’nun 23/08/2017 tarihinde vefat ettiğini, babaları ……. ‘nun ise 23/12/2018 tarihinde vefat etmesi ile kendilerinin 23/12/2018 tarihi itibari …….’nun mirasçısı olduklarını belirtilerek, mirasın reddi davasının kabulüne, 23/08/2017 tarihinde vefat eden …….’ndan intikal eden mirasın dosyamız davacıları …, … ve … tarafından reddedildiğinin tespit ve tesciline karar verilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacılar aleyhine icra takibine konu edilen bono nedeniyle mirastan kaynaklı dava açılmış olup mirasın hukuken reddini mahkemesince kabulü karşısında TMK madde 641 uyarınca davacıların eldeki borçtan sorumluluklardan kalmamakla, Bakırköy …… İcra Müdürlüğünün …… esas sayılı icra dosyasına konu bono sebebi ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiştir. Lakin, dosya kapsamı incelendiğinde; davalılar icrada borca yasal üç aylık süre geçtikten ve İstanbul Anadolu …… Sulh Hukuk Mahkemesi kararından uzunca bir süre sonra bildirip, itiraz etmiş olmaları nedeniyle davacılar lehine vekalet ücretine hükmolunmamasına, davalının icra takibine itiraz etmesinde ve davalının mirasçılara karşı takibe devam etmesinde kötüniyetinden bahsedilemeyeceğinden taraflar yararına kötüniyet tazminatının şartlarının oluşmadığı kanaati oluşmuş aşağıdaki şekilde hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-Davalı tarafından davacı aleyhine yapılan Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı icra dosyasında davacının davalıya BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
2-Tarafların koşulları oluşmayan kötüniyet tazminat taleplerinin REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 4.179,97 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırılan 1.045,00 TL peşin harcın mahsubuna, bakiye 3.134,97 TL harcın davalıdan alınarak hazineye GELİR KAYDINA,
4-Davalıların icrada borca yasal üç aylık süre geçtikten ve İstanbul Anadolu ……. Sulh Hukuk Mahkemesi kararından sonra uzunca bir süre sonra bildirip itiraz etmiş olmaları nedeniyle taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davacı tarafça yapılan 4,50 TL posta giderinin davalıdan alınarak davacılara ödenmesine,
6-Kalan gider avansının ve teminatın karar kesinleştiğinde talep halinde iadesine,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı,davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 28/10/2020

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza