Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/674 E. 2019/1002 K. 07.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/674
KARAR NO : 2019/1002

DAVA : TAZMİNAT (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 11/11/2015
KARAR TARİHİ : 07/10/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili……Sigorta A Ş. ile sigortalı …… Tekstil İnşaat San ve Tic A.ş arasında nakliyat emtia sigorta sözleşmesi akdedildiğini, akdedilen bu sigorta sözleşmesinin …. sayılı sigorta poliçesine bağlandığını, sigortalı tarafından İsrail’de mukim dava dışı ….. Ltd isimli şirkete 06.02.2015 tarihli …. nolu fatura kapsamında kumaş emtiası satıldığını, kumaş emtiasının sigortalı fabrikasından …..Limam’na karayolu ile ve …..Limanı’ndan…..’na deniz yolu ile taşıma işini davalı … nin taahhüt ettiğini, davalı…. Nakliyat Ltd.’nin 155 rulo kumaş emtiasını 06.02.2015 tarihli ….. sayılı sevk irsaliyesi ile sigortalı şirketten tam olarak teslim aldığını, emtianın varma limanı olan Ashdod/İsrail’de gemiden tahliyesi sırasında alıcı tarafından yapılan kontrollerinde, konteyner içerisinde bulunan emtiadan 7 rulo kumaş emtiasının eksik olduğunun tespit edildiğini, müvekkili…… Sigorta A.Ş.ne yapılan hasarın İhbarı üzerine 5684 sayılı yasa uyarınca derhal eksper görevlendirildiğini, yapılan ekspertiz çalışması sonucunda sigortalı malvarlığında meydana gelen 4.158,82 TL tutarındaki zararın müvekkili tarafından sigortalıya ödendiğini ve böylece sigortalının haklarına yasal halef olduğunu, kendisine 155 rulo olarak teslim edilen emtiayı varma yerinde 7 rulo eksik teslim etmek suretiyle emtianın kısmi zayi olmasına sebebiyet verdiğinden, karma taşıyıcı sıfatı ile davalının meydana gelen zarardan TTK md. 875 gereğince sorumlu olduğunu, benzer bir karma taşıma uyuşmazlığında Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 12.03.2015 tarihli E.2014/17518, K:2015/3432 sayılı ilamı ile bu uyuşmazlıkları çözme görevinin asliye ticaret mahkemelerine alt olduğu yargısına ulaştığından davanın sayın mahkeme huzurunda ikame edildiğini, belirterek, meydana gelen zarardan karma taşıyıcı davalının TTKnın 902 ve 875 maddesi gereğince sorumlu olduğunun tespitine, sigortalı malvarlığında meydana gelen 4.158.82 TL zararın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, asıl alacağa ödeme tarihi olan 27/03/2015 tarihinden itibaren ticari işlerde uygulanan en yüksek oranda avans faizi işletilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletllmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davanın mevzuu …’dan İsrail’e yapılan gemi taşımacılığı olduğundan TTK1nın “deniz ticareti” hükümlerinin tatbik edileceğini, deniz ticareti hükümlerine tabi davaların deniz İhtisas mahkemelerinin görevi alanına girdiğini, bu bakımdan görevli mahkemenin … Deniz ihtisas Mahkemesi olduğunu, davacı … şirketinin sigortalısı …… Tekstil inşaat San.ve Tic.A.Ş/nin İsrail’e ihraç ettiği 155 rulo kumaşın deniz yolu ile İsrail’e taşınması işinde müvekkili şirketin aracılık/taşıma işleri komisyonculuğu yaptığını, davacının sigortalısına ait emtianın, gönderici şirket tarafından Ambarlı Gümrük Müdürlüğümde gümrük işlemlerinin yapıldığını ve ………. isimli gemiye yüklendiğini, bütün işlemlerin resmi gümrük görevlilerince yapıldığını ve konteynır içinde gemiye yüklendiğini, taşınan eşyanın mahreçte eksik yüklemesi söz konusu olduğundan TTK’nın 1178. maddesine göre taşıyıcı müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, taşınan emtianın TTK’nın 1184, maddesine tevfikan gönderilene teslimi esnasında taşıyıcının da dahil olduğu esnada mahkeme veya yetkili makam tarafından İncelenmediğini, eksikliğin taşıyıcının dahil ile tutanak altına alınmadığını, emtianın 7 rulo eksik olduğu hususunun emtianın gönderilene teslimi esnasında taşıyıcıya yazılı olarak bildirilmedîğini, teslimi müteakip üç gün içinde de taşıyıcı müvekkili şirkete yazılı olarak bildirilmedîğini, bu bakımdan davacı … şirketinin sigortalısının ve ona halef olan davacı … şirketinin TTK’nın 1185- maddesine göre dava hakkı bulunmadığını, TTK’nın 1186. maddesine göre; taşıyıcının sorumluluğunun sınırlı sorumluluk olduğu ve her bir kilogram için İki özel çekme hakkı ile sınırlı olduğunu, davanın konusu olan taşımada 7 rulo kumaşın kayıp edildiği ve bu kayıptan taşıyıcı müvekkili şirketin sorumlu olduğunun kabulü halinde dahî müvekkili şirketin sorumluluğunun azami sınırı, 152,55 kg ağırlığındaki 7 rulo kumaş için kilogramı 2 özel çekme hakkından (152,55 kg x 2 özel çekme hakkı = ) 305,10 özel çekme hakkı olduğunu, davacının dayandığı delillerinden sigorta ekspertiz raporunun ekler kısmının (10) numaralı maddesinde aynen “talep yazısı2 …. denildiğini, dosya içinde mevcut bu yazının tarihi olmadığı gibi taşıyıcı müvekkili şirkete teslinVtebliğ edildiğini gösterir hiç bir belge ve emare de bulunmadığım, keza (12) numaralı maddesinde ‘Yücu ihtarnamesi” nden bahis edilmiş ise de böyle bir ihtarnamenin dosya içinde bulunmadığı gibi müvekkili şirkete rücu ihbarnamesinin gönderilmediğini/ tebliğ edilmediğini, huzurdaki davanın dayanağı, TTK1nın 1472.maddesi olduğunu, davacının dava dışı sigortalısına ödeme yapıldığını beyan ve iddia ettiğini, sigorta ekspertiz raporunun ekler kısmının (11) numaralı maddesi ile banka hesap bilgileri denilmiş İse de dava dosyası içinde sigortalıya ödeme yapıldığını gösterir hiç bir belge ve bilgi bulunmadığını, sigorta ekspertiz raporunda 7 rulo kumaşın satış faturasına göre değerinin 1.601,77 $ olduğunun belirtildiğini, arkasından ıskonto uygulandıktan sonra bulunan 1.544,11 $ a % 10 ilave bedel eklenmek suretiyle zararın 1.698,52 $ karşılığı 4.158,82 TL’sı olduğu belirtildiğini, TTK’nın 1186.maddesine göre deniz taşımasını yapan taşıyıcının sınırlı sorumluluğunun söz konusu olduğunu, bir an için sınırlı sorumluluk kabul görmediğinde ise zarar tutarına $ 10 ilave edilmesi suretiyle talepte bulunulmasının hukuki dayanağının bulunmadığını, müvekkili şirketin temerrüde düşürülmediğini, bu bakımdan davacı … şirketinin ödeme tarihi olduğunu belirttiği 27.03.2015 tarihinden itibaren faiz yürütülmesini talep etmesinin hukuki dayanağı bulunmadığını, belirterek davanın görevsizlik yönünden ve esastan reddine, yargılama masraf ve ücret-i vekaletin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesinin …..Hukuk Dairesinin…. Esas, ….. Karar sayılı ilamında “HMK’nın 353/1.a.3. maddesi uyarınca, kararı veren İlk Derece Mahkemesinin görevli olmadığı, görevli mahkemenin (deniz ihtisas mahkemesi) … ….. Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu anlaşılmakla, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, dosyanın görevli … …. Asliye Ticaret Mahkemesine fiziken ve UYAP üzerinden derhal gönderilmek üzere, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine” karar verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
HMK madde 138 uyarınca dava şartları ve ilk itirazlar dosya üzerinden karar verilebileceği dikkate alınarak mahkememizce öncelikle dava şartları incelenmiştir.
Davacı …, dava dışı sigortalı satıcı …… Tekstil İnşaat San.AŞ’nin yurt dışına ihraç ettiği tekstil emtiasını taşıma rizikolarına karşı güvence altına almış, taşıma sonrasında emtianın kısmen eksik teslim edildiğinden bahisle sigortalısına ödenen bedelin davalıdan rücuen tahsilini istemiştir.
Somut olayda, her ne kadar sigortalının yurt dışına ihraç ettiği tekstil emtiasının fabrikasından ….. Limanı’na karayolu ile buradan da ……’na deniz yolu taşıma işinin davalı tarafından üstlenildiği, bu taşımayla ilgili olarak iki ayrı fatura düzenlediği, 09.02.2015 tarihli 377,60 TL bedelli faturada; “..Ulusl. Gemi Nav.( Dahili nakliye Cont. No: …. Vessel: …) açıklamasının ve yine aynı tarihli 217,00 Usd bedelli faturada ise “ … No: …” açıklamasında bulunulmuş ise de kısmi zayinin kara yolu taşımasında meydana geldiğine dair bir iddia bulunmadığı gibi, herhangi bir delil de dosyaya sunulmadığından bunun kara taşıması mı yoksa deniz taşıması sürecinde mi meydana geldiği belli değildir. Uyuşmazlığa 6102 sayılı TTK’nun “Deniz Ticareti” başlıklı Beşinci kitabında yer alan 931 ve onu izleyen maddelerde düzenlenen hükümlerin uygulanması ihtimali vardır. Bu durumu değerlendirme görevi de Denizcilik İhtisas Mahkemesine ait olup davaya bakmaya … ….Asliye Ticaret Mahkemesi (Denizcilik İhtisas Mahkemesi)’nin görevli olması nedeniyle mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla;açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli ….Asliye Ticaret Mahkemesi (Denizcilik İhtisas Mahkemesi)’ne tevzi edilmek üzere … Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 07/10/2019

KATİP …
¸e-imza

HAKİM …
¸e-imza