Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/658 E. 2020/223 K. 02.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/658 Esas
KARAR NO : 2020/223

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/09/2019
KARAR TARİHİ : 02/03/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/03/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıdan cari hesaptan kaynaklı 6.909,92-TL alacağının bulunduğunu, davalı tarafından borcun ödenmediğini, bu nedenle davalı aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasıyla borçlu şirket aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, itirazın haksız olduğundan bahisle icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına , %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava tarihi itibariyle davacıya herhangi bir borcunun olmadığını, ödeme emrine mütakip davacıya ödeme yapıldığını, bu nedenle takip sonrası yapılan ödeme tutarında iş bu davanın açılmasının hukuki dayanağının olmadığını müvekkili tarafından cari hesapta yer alan tüm borçların ifa edildiğini, davacının kötüniyetli olduğunu belirterek davanın reddi ile, takip tutarının %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Bilirkişi Mali Müşavir …. 08/01/2020 tarihli raporu ile, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 6.909,92-TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerinde davalının davacıya 4.637,12-TL borçlu olduğu, taraf ticari defterleri arasındaki cari hesap farkının ise 2.272,80-TL olduğu, bu farkın sebebinin ise davacının davalı adına yapmış olduğu ödemelerden kaynaklı olduğu, yapılan inceleme ve neticesinde uyuşmazlık konusu 2.272,80 TL tutarlı dekontları davacının davalıdan talep edebileceği, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 6.909,92-TL alacaklı olduğu, takip tarihinden sonra dava tarihinden önce yapılan ödemeler sonucunda dava tarihi itibari ile 4.637,12 TL alacaklı olduğu kanaatine varıldığını beyan etmiştir.
Bakırköy … İcra Dairesinin …. esas sayılı dosyasının incelenmesinde; 7.016,93-TL alacağın tahsili için 13/07/2018 tarihinde ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği, borçlunun borca, ferilerine itiraz ettiği, icra dairesine itirazın yasal süresinde yapıldığı, itirazın iptali davasının yasal bir yıllık süresi içinde açıldığı görülmüştür.
Tüm dosya muhteviyâtı küllîyen tetkîk edildiğinde;
Dava ticari ilişki nedeniyle yapılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Öncelikle ispat müessesesini açıklamakta fayda var. Bilindiği üzere, hakim, davada hangi vakıaların ispat edilmesini tespit ettikten sonra, bu vakıaların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği sorusuyla karşılaşır; buna ispat yükü denir. Kendisine ispat yükü düşen taraf için, bu bir yükümlülük(mükellefiyet) değil, sadece bir yüktür(külfettir). Taraf kendisinin ispat etmesi gerektiği vakıayı ispat edemezse karşı taraf ve mahkeme onu mutlaka ispat etmesini isteyemez, bilakis kendisine ispat yükü düşen taraf , o vakıayı ispat edememiş sayılır.(Kuru, Medeni Usul Hukuku, 2016, sy 319)
Dava dosyamızda ispat yükü müdde-i iddiasını ispatla mükelleftir kuralı gereği davacı üzerindedir. Tarafların tacir olduğu hususu göz önünde bulundurularak davacının iddiası noktasında ticari defterleri üzerinde ihtaratlı inceleme kararı verilmiştir. Yapılan inceleme neticesinde her ne kadar takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 6.909,92-TL alacaklı olduğu tespit edilmişse de söz konusu husus davacının iddiasını ispata yeterli değildir. Zira usulüne uygun olarak tutulmuş sahibi lehine delil olma özelliğini hazi davalı defterleri de ayrıca incelenmiş olup, davalı defterlerine göre ise davacıya borcunun 4.637,12TL olduğu ve icra takibinden hemen sonra bu borcu ödediği, bakiye alacağın defterlerinde kayıtlı olmadığı anlaşılmıştır.
HMK madde 31. Uyarınca davalının icra takibine itirazı açıklattırılmış ve davacının da dava değeri itibariyle imzalı beyanı alınmış söz konusu itirazın bakiye alacağa dair olduğu ve davacının talebinin de yine bakiye alacağa dair olduğu anlaşılmıştır. Kalan miktar itibariyle davacının davasını kanuni delillerle ispat etmesi gerektiği, herhangi bir yazılı sözleşme sunulmadığı gibi, davacının yemin deliline de dayanmamış olduğu, bakiye alacak noktasında iddiasını ispatlayamadığı anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 54,40-TL karar harcının peşin yatırılan 119,84-TL harçtan mahsubu ile kalan 65,44-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısım olur ise karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; miktar itibariyle kesin olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı karar verildi. 02/03/2020

Katip …
E-imzalıdır ¸

Hakim …
E-imzalıdır ¸