Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/638 E. 2020/524 K. 08.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/638 Esas
KARAR NO : 2020/524

BİRLEŞEN DAVA : KÜÇÜKÇEKMECE 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNİN
2019/106 ESAS SAYILI DOSYASI
DAVA TARİHİ : 24/07/2018
KARAR TARİHİ : 07/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul K.çekmece’de 07/05/2017 tarihinde bir trafik kazası olduğunu, kazada davacıların babası …’ün vefat ettiğini, kazaya sebebiyet veren acın ….plakalı …. …. model olduğunu, …. Sigorta tarafından sigortalı olduğunu, poliçe numarasının … olduğunu, meydana gelen trafik kazasında; davalılardan sürücü … ‘ın tam kusurlu olduğunu, bu durumun mahkemece görevlendirilecek bilirkişi tarafından hazırlanan raporda görüleceğini, bu yüzden Adli Tıp’tan kusur oranının tespiti için bir bilirkişi görevlendirilmesini talep ettiklerini, meydana gelen elim trafik kazasında vefat eden …. hayattayken davacılara ve çocuklarına burs, harçlık ve maddi yardım imkanı sağladığını, davacıların vefatı ile şimdi bu imkandan yoksun kalkmış olduğunu, bu yüzden fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla …’tan 10.000-TL lik, …. Sigorta A.ş.’den ise poliçede taahhüt ettiği miktar talep edildiğini, manevi tazminat açacağını, kusur oranları belirlene dek saklı tuttuklarını, bu nedenlerle;…’tan 10.000-TL lik, …. Sigorta A.ş.’den ise poliçede taahhüt ettiği miktarın kaza tarihinden itibaren işleyecek faiz ve mahkeme masrafları ile ücreti vekaletin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …. Sigorta A.ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın öncesinde sigorta şirketine başvuru şartını yerine getirmediğini, …. plakalı aracın müvekkil şirket nezdinde … numaralı trafik sigorta poliçesi ile 17/10/2016/2017 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, poliçeden dolayı sakatlanma halinde kişi başına azami sorumluluk limitinin kaza tarihinde 310.000-TL olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün kusur oranında ve zarar nispetinde olduğunu, zorunlu trafik sigortasının sorumluluk sigortası olduğunu, sigorta ile sigorta ettiren kişinin işleteni olduğu motorlu araçların 3. Kişilere verdiklere zararların karşılanması amaçlandığı, müteveffanın herhangi bir sosyal sigorta kurumuna bağlı olup olmadığının araştırılması gerektiğini, poliçe tanzim ve kaza tarihi, genel şartların yürürlüğe girmesinden sonra olduğunu, TRH tablosunun bağlı olduğunu, dava konusu kazanın, haksız fiilden kaynaklandığını, ticari iş olarak nitelendirilemeyeceğini, faiz uygulamasının yasal olmadığını, davanın dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; maddi tazminata ilişkin muhatabın sigorta şirketi olduğunu, müvekkile husumet yöneltilmesinin hatalı olduğunu, bu nedenle davanın usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili, birleşen Küçükçekmece …. Asliye Hukuk Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyasında dava dilekçesinde özetle; trafik kazasında vefat eden ….’ün davacıların anneleri daha önce vefat ettiğinden hayatta tek bağlandıkları kişi olduğunu, babalarının aniden ve haksız kaza sebebiyle vefat etmesiyle davacıların büyük üzüntü yaşadıklarını belirterek, ölüm nedenli trafik kazasına sebebiyet veren davalıdan 75.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizce alınan 07/07/2020 tarihli Tazminat Hesap Bilirkişisi raporunu dosyamıza sunmuştur.
Tüm dosya muhteviyâtı küllîyen tetkîk edildiğinde;
Ana Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi, birleşen dava ise manevi tazminat talebine ilişkindir.
Ana dava yönünden;
Yargılama sırasında toplanan deliller neticesinde davalı sürücünün meydana gelen kazada müteveffa ile eş değerde kusurlu olduğu dikkate alınarak davacıların destekten yoksun kalma zararının hesaplanması için bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve inceleme neticesinde davacıların kaza tarihi itibariyle desteğe ihtiyaçlarının olmadığı ve bu sebeple maddi zararlarının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Birleşen dava yönünden;
Haksız fiiller dolayısıyla ihlale konu olan kişilik hakları; kişinin hayatı ve vücut bütünlüğüne yönelik hakları ile şeref ve haysiyeti gibi diğer kişilik haklarıdır.
Kişilik hakları, kişilerin insan ve toplumda bir birey olmaları nedeniyle sahip oldukları tüm kişisel değerleri içermektedir. Genel olarak kişilik hakları; maddi kişisel değerler, mesleki ve ticari kişisel değerler ve manevi kişisel değerler olarak tasnif edilmektedir.
Yargıtay, kişisel değerleri neleri içerdiğini bir kararında şöyle açıklamıştır;
“BK. 49. maddesi gereğince kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya maruz kalan kişi, uğradığı manevi zarar karşılığı bir miktar paranın hüküm altına alınmasını isteyebilir. Medeni Yasanın 24. maddesinde düzenlenen BK’nın 49. maddesinde doğrulanıp yaptırımı gösterilen yasal düzenlemeler gereğince, kişilik haklarının zarar görmesi durumunda manevi tazminat istenebilir. Kişinin doğumla kazandığı bağımsız varlığını ve bütünlüğünü oluşturan; hayat, beden ve ruh tamlığı, vicdan, din, düşünce ve çalışma özgürlüğü, onuru, ismi, resmi, sırları ile aile bütünlüğü, sosyal ve duygusal değerlerinin tümü kişilik haklarını oluşturur ve bunlardan birine yapılan saldırı manevi tazminatı gerektirir.”(4. HD. 25.06.2007, 10084/8592)
Manevi zarar, mal varlığına ilişkin olmayan fakat zarar verici olay dolayısıyla kişinin moral ve duygusal aleminde sarsılmaya, büyük elem ve ızdırap duymasına yol açan ve arzu edilmeyen bir durumdur. Gerek TBK’nın 58. maddesinde gerekse de TMK’nın 24. maddesinde, kişilik haklarının zarara uğratılması durumunda tazminat istenebileceği düzenlenmiştir. Kural olarak, mala verilen zararlar sebebiyle tazminat istenilemez.
Meydana gelen kazada kusura ilişkin alınan bilirkişi raporu neticesinde davalı sürücü Zeki’nin müteveffa ile eş değerde kusurlu olduğu, müteveffanın davacılar ile yakınlığı, tarafların sosyo-ekonomik durumları dikkate alınarak manevi zarar olgusunun sabit olduğu kanaatine varılarak “zarar bi kader’il imkân izâle olunur” (Zararlar imkân verildiği ölçüde tazmin edilir- Mecelle-i Ahkâm-ı Adliyye) kuralı gereği davacıların talepleri ile tüm talepler hakkında aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerkemiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Asıl dava yönünden;
1-Ana davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 54,40-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50-TL daha harcın davacıdan alınarak hazineye GELİR KAYDINA,
3-Davalılarca yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar kendisini bir vekille ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca tayin ve takdir olunan 3.400,00-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalılara VERİLMESİNE,
6-Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
Birleşen dava yönünden;
7-Mahkememiz dosyasıyla birleşen Küçükçekmece …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …. esas sayılı dosyası yönünden davanın kısmen kabulü ile her bir davacı için 5.000,00’er TL olmak üzere toplamda 15.000,00-TL manevi tazminatın davalı …’tan alınarak davacılara ödenmesine,
– Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 1.024,65-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 256,17-TL harcın mahsubu ile bakiye 768,48-TL harcın davalı …’tan alınarak hazineye GELİR KAYDINA,
9-Davacıların kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca tayin ve takdir olunan 3.400-TL ücreti vekaletin davalı …’tan tahsili ile davacılara VERİLMESİNE,
10-Davalı …’ kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca tayin ve takdir olunan 3.400-TL ücreti vekaletin davacılardan tahsili ile davalı …’a VERİLMESİNE,
11-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı karar verildi.07/09/2020

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza