Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/604 E. 2019/924 K. 20.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/604 Esas
KARAR NO : 2019/924

DAVA : Menfi Tespit (Alım Satım)
DAVA TARİHİ : 21/08/2019
KARAR TARİHİ : 20/09/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/09/2019

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydı yapıldı.
“6100 sayılı HMK’nun 320.maddesinde mahkemenin mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar vereceği düzenlemesi de nazara alındığında somut olayın belirginliğine bağlı olarak hakim duruşma açmama yönündeki takdir hakkını kullanabilecektir.” düzenlemesi de nazara alınarak;
Dava şartları bakımından HMK’nun 114.madde ve 115.maddeleri uyarınca görev bakımından dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda göre dava şartı bakımından dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde;…. Derneğinin zarar-ziyanını karşılamak için müvekkilinin eşi …. tarafından …. ili, … ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı …. arsa paylı dükkan 750.000, TL ipotek konulduğunu, bu ipotek belgesinin davalılara satışı yapılan … parsel sayılı gayrimenkulun satışıyla ilgili olup bu gayrimenkulün iskanının alınmasına ilişkin teminat olduğunu, davalının yaptığı işlerde tamamen haksız olduğunu, davalıya iskan harçları dışında hiçbir borcunun bulunmadığını, davalı tarafından mallarının satılarak paraya çevrildiği gibi birçok gayrimenkulünün ve banka hesaplarının hacizli olduğunu, davalıdaki teminat miktarları gözönüne alınarak teminatsız olarak icra veznesindeki paraya ihtiyati tedbir konulmasına, davanın kabulü ile tedbiren takibin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ
Dava;menfi tespit istemine ilişkindir.
Bilindiği üzere mahkemenin görevi HMK 114. maddesi gereğince dava şartı olup, mahkemece kendiliğinden ve yargılamanın her aşamasında gözetilmesi gereken bir husustur.
Yargılama tarihi itibari ile HMK. 114. maddesi çerçevesinde aranan dava şartlarından birisi ise mahkemenin görevli olmasıdır. HMK. 115/1 maddesi uyarınca dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında mahkeme kendiliğinden araştırır. Bu dava şartı noksanlığını mahkeme tespit eder ise HMK .115/2 maddesine göre usulden ret kararı verir. Nitekim dava dilekçesinin içeriğinden, görevsizlik kararı verilmesi gerektiği açıkça anlaşılan hallerde bu kararın verilmesine engel hal bulunmadığı Yargıtay’ın ilgili dairesinin onama kararları ile de açıkça belirlidir.
Davacının iddiası ve dayanak bilgi ve belgeler dikkate alındığında,taraflar yönünden davalının gerçek tacir olmadığı dernek statüsünde olduğu görülmüştür.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır.
Bilindiği üzere ticari iş ve ticari dava ayrı hukuki kavramlardır. Ticari iş kabul edilen bir husustan kaynaklanan her uyuşmazlık ticari dava olarak kabul edilmemiştir. Ticaret mahkemeleri ticari davalara bakmakla görevlidir. 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde ticari davalar tanımlanmış ve sayılmıştır. Bu maddeye göre “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları”, “ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri” ve “tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin (a), (b), (c), (d), (e) ve (f) bentlerinde sayılan davalar ticari dava sayılır. Diğer bir anlatımla bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için ya tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması; ya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması ya da açılan davanın maddede 6 bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
Ayrıca 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2’nci maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Bu durumda eldeki davanın Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur. (Yargıtay … H.D.sinin 04.12.2017 gün ve …. E- …. K. sayılı kararı)
Davalı TTK anlamından tacir olmayıp …. için bir araya gelmiş ve bu gibi faaliyetlerde bulunan bir dernektir, davalının sıfatı ve davanın mutlak ticari dava olmaması göz önüne alınarak dava tarihi itibariyle ticaret mahkemesi görevsizdir.
Ticari olmayan davalarda görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olup asliye hukuk mahkemesi ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki TTK’ nun 5/3.maddesi uyarınca görev ilişkisidir.Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır.Dava şartları kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususlar re’sen dikkate alınması gerektiğinden HMK 138 maddesindeki düzenleme de gözetilerek HMK’nın 115/2.maddesi gereğince göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Toplanan deliller ve yapılan açıklamalar gözetilerek davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine, mahkememizin görevsizliğine, görevli mahkemenin Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna, 6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtaratına, HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli mahkemenin BAKIRKÖY ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğuna,
3-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
4-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
5-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
6-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 20/09/2019

Başkan …
¸
Üye …
¸
Üye …
¸
Katip …
¸