Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/600 E. 2020/873 K. 11.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/600 Esas
KARAR NO : 2020/873

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 20/08/2019
KARAR TARİHİ : 10/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkilinin temizlik ve gıda malzemeleri, mevsimlik çiçek ve çiçek soğanlarının temini ve satışını yaptığını, davalı şirketin 2016 yılından itibaren müvekkiline çeşitli çiçek türlerinden sipariş verdiğini, her bir siparişin sevk irsaliyelerinin imzatılarak davalının deposuna teslim edildiğini ve faturalandırıldığını, davalının ödemediği borcunun 2018 yılı sonu itibariyle 191.964,23 TL olduğunu, davalının 16/01/2019 tarihli e-maili ile 31/12/2018 tarihi itibariyle müvekkiline borcunun 191.964,23 TL olduğunu açıkça kabul ettiğini belirterek, müvekkilinin 181.964,23 TL asıl alacak 7.777,05 TL işlemiş faiz alacağı toplamda 189.741,28 TL için davalı şirketin menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine, davalının Bakırköy ……. İcra Müdürlüğünün …… esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasındaki yetki sözleşmesine göre İstanbul Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olduğunu, davacı şirketin müvekkili nezdinde herhangi bir alacağının bulunmadığını, davacının dosyaya sunduğu cari hesap ekstrelerinden de görüleceği üzere müvekkil şirketi ödemelerini kısım kısım yaptığını, bunun nedeninin davacı tarafından teslim edilen ürünlerin kontrol edilmesinin ürünlerin büyük çoğunluğunun çürük ev bozuk olduğundan günlerce sürmesi olduğunu, ürünler kontrol edildikçe ve mağazalarda bozuk olduğundan günlerce sürdüğünü, bu sistemin davacının da bilgi ve rızası doğrultusunda yürüdüğünü, davalının bu ayıplı ürünler nedeniyle yine Genel Satın Alma Şartlarının Sözleşme İhlallerinde Hukuki Sonuçlar başlıklı 5. Bölümünde yar alan 5.1 maddesinden kaynaklanan siparişin %20’si tutarında cezai şartı da uygulamayarak davacı şirket ile olan ticari ilişkisinde iyi niyetini ortaya koyduğunu, davacının itirazın iptali talebinin ve icra inkar tazminat talebinin reddini, davacı aleyhine icra takibinin knusu lan meblağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce öncelikle davalı yanın yetki ilk itirazının incelenmesi gerekmiştir.
Davalının süresinde mahkememiz yetkisine itirazda bulunduğu görülmüştür. İcra takibi dosyasında, borçlu davalı tarafça icra dairesinin yetkisine itiraz edilmediğinden, icra dairesinin yetkisinin kesinleştiği kabul edilerek, cevap dilekçesinde icra dairesinin yetkisine yönelik yapmış olduğu itirazı mahkememizce değerlendirilmemiştir.
6100 sayılı HMK’nun yetki sözleşmesinin düzenlendiği 17’nci maddesinde; “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” denilmektedir. Bu maddeyle münhasır yetki sözleşmesi yapabilme imkânı getirilmiştir. Münhasır yetki sözleşmesinden; tarafların yetki sözleşmesi ile belirlenen mahkemenin dışında başka bir mahkemede dava açmama konusunda anlaşmış olmaları hâli anlaşılmalıdır. Başka bir deyişle, yetki sözleşmesinde taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça sözleşme ile belirlenen mahkeme veya mahkemelerin münhasır yetkili olduğu kabul edilmiştir. Taraflar şayet kanunla yetkili kılınan genel ve özel mahkemelerin yetkisinin de devam etmesini istiyorlarsa bu hususu ayrıca sözleşmede kararlaştırmaları gerekir. Burada vurgulanması gereken önemli hususlardan biri de HMK.nun 17. maddesinde öngörülen yetki sözleşmesinde belirlenen mahkeme ya da mahkemelerin münhasır hâle gelmesi kuralı ile kesin yetki kuralının birbirine karıştırılmaması gereğidir. Zira, yetkinin kesin olduğu hallerde yetki sözleşmesi yapılamaz.
Somut olayda, davacı ile davalı arasında 26/08/2016 tarihli sözleşmenin imzalandığını, işbu sözleşmenin 7.2. maddesine göre taraflar arasındaki ihtilaflarda İstanbul Mahkemelerinin yetkili olacağının kararlaştırıldığı, tarafların tacir olduğu, davanın tarafların serbestçe tasarruf edebileceği dava türlerinden olması karşısında yetki şartının geçerli olduğu, davalının yetki ilk itirazının süresinde yapıldığı da gözetilerek, HMK.’nun 17.maddesi uyarınca mahkememizin yetkisizliği karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın usulden reddi ile, mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
2-Yetkisizlik nedeni ile dava dilekçesinin REDDİNE,
3-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin yetkisizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
4-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın yetkili ve görevli İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
5-Mahkememizce verilen yetkisizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı karar verildi.10/11/2020

Katip …

Hakim …