Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/60 E. 2021/981 K. 15.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/60 Esas
KARAR NO : 2021/981

DAVA : Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 10/07/2018
KARAR TARİHİ : 15/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Trabzon merkezli olarak uluslarası taşımacılık işleri yaptığını, bu kapsamda araçları ve işçilerinin mevcut olduğunu. Müvekkilinin işçilerinden olan … ve …’in sevk ve idaresinde olan …. ve … plakalı araçlarla 01/12/2017 tarihinde İstanbul’dan alınan yükü Tacikistan’a götürmek üzere yola çıktıklarını. Müvekkili çalışanlarının, müvekkilinin izni ve rızası olmadan davalı tarafla taşıma sözleşmesi yaptıklarını ve bir kısım paralar aldığını, müvekkilinin araçlarını kullanarak yük taşıdıklarını, bu hususta haklarında suç duyurusunda bulunduklarını. Müvekkilinin şikayetten bir süre sonra açarları bulduğunu ve Sarp Sınır Kapısında araçları teslim aldığını. Bu süreç içerisinde davalı tarafından müvekkiline ihtarlar çekildiğini, taşınan malların bir kısmının taşımadan kaynaklanan hasarların oluştuğunu, bunların karşılanması gerektiğinin ifade edildiğini. Müvekkilinin davalı ile arasında yapılan bir taşıma sözleşmesi olmadığını. İzinsiz yapılan taşıma nedeniyle müvekkilinin zararları olduğunu. Davacı ile davalı arasında geçerli bir sözleşme olmadığını. Müvekkilinin davalı tarafından sebep olunan zararlar nedeniyle keşide etmiş olduğu faturaların davalı tarafa tebliğ edildiğini. Ancak davalı tarafından bu faturaların usulsüz olarak iade edildiğini, müvekkilinin Nakliye bedeli, gümrükte kalma, transiz deklarasyon kantar, aracın gümrükte bekleme tapamı olmak üzere toplam 24.279,00 USD zararın davalı taraftan yasal faizleriyle beraber karşılanması gerektiğini belirterek davalının haksız eylemleri nedeniyle uğramış olduğu zararların tahsili amacıyla toplam 24.279 USD’nin davalıya tebliğ tarihi olan 21/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsili gerektiğinden bahisle fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydıyla ödeme günündeki kur farkından kaynaklanan hakları saklı kalmak kaydıyla 4.000 USD’nin tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; usule ilişkin itirazlarında; müvekkilinin adresinin … Mah. …. Sk. …. İş Merkezi N:…. … … olduğunu, davaya bakmakla yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu belirterek yetki itirazında bulunduğunu. Esasa ilişkin beyanlarında asıl davanın reddini talep ettiği, karşı davadaki beyanlarında ise davacının teslim aldığı malı Hopa sınırkapısına terk ettiğini, davacı-karşı davalının navlun ücreti almasına ilişkin eksik iş yaptığını, sözleşme konusu taşımanın tamamlanması amacı ile 21/05/2018 tarihinde 8.024,00 TL nakliye, 2.813,00 TL +315,00 TL süre aşım cezası, 3.660,00 TL diğer masraflar olmak üzere 14.812,00 TL masraf yaptığını belirterek masrafın 25/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davacı-karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini, HMK 107 gereği bilirkişi raporundan sonra arttırma hakkını saklı tutarak malların geç tesliminden dolayı oluşan 100,00 TL zararın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faiziyle birlikte tarafına ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili dilekçesinde ayrıca davanın …’a ihbarını talep ettiği anlaşılmış, ihbar dilekçesi …’a usulüne uygun olarak tebliğ olunmuştur.
Trabzon Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne yazılan müzekkere ile … Uluslararası Taşımacılık şirketinin sicil kaydı istenilmiş ise de anılan şirkete ait kayda rastlanmadığının bildirildiği anlaşılmıştır.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden davalı şirketin sicil kaydı celp edilerek dosya içerisine alınmıştır.
Trabzon Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Şube Müdürlüğü’nden … ve … plakalı araçlara ait trafik kayıtları celp edilerek dosya içerisine alınmıştır.
Davalı şirkete yazılan müzekkere ile mahkememizce istenilen bilgi ve belgeler celp edilerek dosya içerisine alınmıştır.
Mahkememiz dosyası tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, dosya kapsamı belgeler ve her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlar incelenmek sureti ile davacının davalı şirketten alacaklı olup olmadığı, alacağın varlığı hususlarında rapor düzenlenmek üzere mali müşavir ve Taşıma ve Ulaştırma konusunda uzman bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından 21/06/2021 tarihli rapor tanzim edilerek mahkememiz dosyasına ibraz edilmiştir.
Bilirkişi heyetinin 21/06/2021 havale tarihli raporuna göre; ” Davacı tarafından sunulan ticari defterlerin T.T.K. ve V.U.K. hükümleri doğrultusunda sahibi lehine delil niteliğine haiz olduğu ve sunulan ticari defterlere göre davacının davalıdan herhangi bir alacağının bulunmadığı, davalı tarafından sunulan ticari defterlerin T.T.K. ve V.U.K. hükümleri doğrultusunda sahibi lehine delil niteliğine haiz olduğu ve sunulan ticari defterlere göre davalının davacıdan herhangi bir alacağının veya borcunun bulunmadığı, davacı tarafın antetine sahip 2 adet CMR Senedinin dosyada yer aldığı, senet detaylarının rapor içerisinde irdelendiği, TTK Md.850 ve TTK Md.858 uyarınca taşıma sözleşmesini yansıtır ve ispat eder nitelikte oldukları, davacı tarafın şoförlerine dair savcılığa suç duyurusunda bulunduğu, ayrıca ilgili gümrük ve güvenlik birimlerine de araçlarına ulaşamadığına dair dilekçeler yazdığı, bunların şoförleri ile arasında doğan husumeti yansıttığı, CMR Konvansiyonu kapsamının dava konusu taşıma senetleri uyarınca uygulama alanı bulabileceği, CMR Md.3 kapsamında şoförün taşıyıcının çalıştırdığı kişilerden biri olarak tanımlandığı, dolayısıyla aynı madde uyarınca şoförünün fiil ve hareketlerinden doğan zararlardan sorumlu olduğu, dava konusu olayda şoförlerin Sarp Gümrüğü’ne aracı bıraktığının gümrük idarelerinin bildirimleri ile de sabit olduğu, ancak dosya kapsamındaki verilerden, davacının şoför çalışanlarının Uygulamada yetkisi olmamasına karşın nasıl antetli ve kaşeli taşıma senedi düzenleyerek davacı adına taşıma sözleşmesi düzenlediklerinin anlaşılamadığı, senedin sahte olup olmadığı veya davacı yanca bu yetkinin şoförlere tanınmış olup olmadığının dosya kapsamından tespit edilemediği, bu sebeple CMR Senetleri ve davalı yanın davacı şoförüne yaptığı navlun ödemesini imzalı dökümü ortaya koyulduğu gözetildiğinde, aksi ispat edilene kadar taraflar arasında taşıma sözleşmesinin kurulduğuna kanaat getirildiği, takdirin sayın mahkemede olduğu, bu kanaat doğrultusunda; davacı talebi olan 24.279 USD bedelli, dosyada sunulmuş olan 2 adet faturanın içerikleri ve taşıma sürecine ilişkin yapılan irdelemeler doğrultusunda davalı yana yansıtılamayacağı, sebebi ve dayanak noktalarının ayrıntılı şekilde açıklandığı, davalı dilekçesinde geçen 14.812 TL’lik tutardan yalnızca yeniden organize etmek zorunda kaldığı taşımaya ilişkin 8.024 TL navlun ücreti taşıyıcının şoförlerinin sebep olduğu bekleme sebebiyle 2.813 TL süre aşım cezasının kanaatimizce davacı yana yansıtabileceği, bunlar haricinde mal bedeline ilişkin sigorta poliçesi ve sigorta işletmesinin açtığı hasar dosyası da gözetilerek herhangi bir talepte bulunulamayacağının değerlendirildiği, takdirin mahkemede olacağı, sonuç ve kanaatine varıldığı” şeklinde değerlendirme ve tespitlerinin yapıldığı anlaşılmıştır.
TÜM DOSYA MUHTEVİYÂTI KÜLLÎYEN TETKÎK EDİLDİĞİNDE;
Öncelikle ispat müessesesini açıklamakta fayda var. Bilindiği üzere, hakim, davada hangi vakıaların ispat edilmesini tespit ettikten sonra, bu vakıaların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği sorusuyla karşılaşır; buna ispat yükü denir. Kendisine ispat yükü düşen taraf için, bu bir yükümlülük(mükellefiyet) değil, sadece bir yüktür(külfettir). Taraf kendisinin ispat etmesi gerektiği vakıayı ispat edemezse karşı taraf ve mahkeme onu mutlaka ispat etmesini isteyemez, bilakis kendisine ispat yükü düşen taraf , o vakıayı ispat edememiş sayılır.(Kuru, Medeni Usul Hukuku, 2016, sy 319)
Dava dosyamızda ispat yükü ana dava yönünden kendisinden habersiz dava dışı çalışanları ile davalı arasında iradesi dışında sözleşme yapıldığı ve bundan ötürü alacaklı olduğunu iddia eden ana dosya davacısı üzerinde olup, karşı dava yönünden ise davacı-karşı davalının taşıma ilişkisine konu edim yükümlülüğünü yerine getirmediği iddiası ile zarar olduğunu iddia eden davalı/karşı davacı üzerinde olup taraf iddiaları bu duruma göre değerlendirilmiştir.
Tarafların iddiaları doğrultusunda delilleri toplanarak taraf defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına dair ihtaratlı ara karar kurulmuş ve bilirkişi incelemesi yaptırılarak uyuşmazlık çözüme kavuşturulmuştur.
Ana Dava Yönünden;
Dava, taraflar arasında geçerli bir sözleşme olmadığından bahisle davacının araçlarının haksız yere kullanıldığı iddiası ile uğranılan zararın davalı-karşı davacıdan tahsili davasıdır.
Az yukarıda açıklandığı üzere davacı-karşı davalının esas iddiası kendisi ile davalı-karşı-davacı arasında bir sözleşme olmadığı yönündedir.
TTK md 789’da taşıyıcının yardımcılarına ilişkin düzenleme mevcut olup, düzenlemeye göre; taşıyıcı kendi adamlarının, taşımanın yerine getirilmesi sırasında yararlandığı kişilerin fiil ve ihmallerinden kendi fiil ve ihmalleri gibi sorumludur. Nitekim benzer düzenleme CMR Konvansiyonu md 3’te de yer almaktadır.
Davacı yetkisiz kişilerce adına sözleşme yapıldığını iddia etmekte olup, davacı adına yetkisiz kişilerce sözleşme yapıldığı ve bu durumu karşı tarafın bildiği iddiasının davacı-karşı davalıca ispatı gerekmektedir. Aksi takdirde tacir adına yetkisiz temsilci tarafından yapılan işlemlerden kaynaklı tacirin iyi niyetli 3. Kişilere karşı sorumluluğu doğacaktır.
Mevcut olayımızda davacı her ne kadar kendi şoförleri hakkında suç duyurusunda bulunmuşsa da dosya kapsamından dava dışı şoförün sahte belge düzenlediği ve ayrıca davalı-karşı davacının bu suça ortak olduğuna dair kesinleşmiş mahkumiyete dayalı bir ceza mahkemesi kararı bulunmamaktadır. Dolayısıyla davacı çalışanı olup, -nitekim TTK789’a göre davacı yardımcısı niteliğinde bulunan- dava dışı şoför ile davalı-karşı davacının taşımaya dair yapmış oldukları sözleşmenin geçerliliği hususu mahkememizce kabul görmüş, bu nedenle haksızlık unsuru ispat edilemediğinden zararın da meydana gelmediği kanaatine varılarak ana dava yönünden aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Karşı dava yönünden;
Dava, taşıma ilişkisine konu edim yükümlülüğünü davacı-karşı davalının yerine getirmediği iddiası ile oluşan zararın tahsili davasıdır.
Az yukarıda da belirtildiği üzere ana dava yönünden yapılan değerlendirilmelerde taraflar arasında geçerli bir taşıma ilişkisi kurulmuş olduğu kanaatine varılmıştır.
Bu durumda davacı-karşı davalının bu ilişkiye dayalı edimlerini gereği gibi yerine getirip getirmediği, bundan kaynaklı davalı-karşı davacının zararının olup olmadığı hususu irdelenecektir.
TTk md 789’da tacir yardımcılarının fiillerinden kaynaklı taşıyıcının bizzat sorumlu olduğu hususu düzenlenmiş olup, taşıyıcının bu sorumluluğu fiili taşımayı gerçekleştiren çalışanlarının kusuru oranında kusursuz sorumluluk halidir. Nitekim olayımızda davacı-karşı davalı çalışanları davacı-karşı davalı yardımcısı statüsünde olup, dosya kapsamında davalı-karşı davacı adına gerçekleştirilen taşım fiilinin eksik gerçekleştirildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamından davalı-karşı davacının tekrar nakliye masrafları yapmış olduğu bu masrafın 8.024,00 TL olduğu, bu bedelin yapılan taşıma ile uyumlu olduğu bilirki raporu ile tespit edilmiş, ayrıca davacı-karşı davalının kusurlu hareketleri nedeniyle davalı-karşı davacının gümrükte bekleme cezası ödediği bu bdelin de 2.813,00 TL olduğu toplamda davacı-karşı davalının kusurlu hareketleri nedeniyle davalı-karşı davacı zararının 10837,00 TL olduğu anlaşılmıştır. Davalı-karşı davacının bakiye zarar iddiasına ilişkin olarak bu konuda ispata yarar yeterli delil sunamadığı dikkate alınarak tespit edilen bedel üzerinden karşı dava yönünden aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-ANA DAVANIN REDDİNE
-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30-TL maktu ilam ve karar harcının davacı tarafından peşin yatırılan 317,14-TL harçtan mahsubuna, artan 257,84- TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin ana davadaki davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerine BIRAKILMASINA,
-Artan gider avansı olması halinde karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacı – karşı davalıya İADESİNE,
2-KARŞI DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE;
-10.837,00-TL ‘nin karşı dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davacı – karşı davalıdan tahsili ile davalı – karşı davacıya VERİLMESİNE,
-Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 740,28-TL maktu ilam ve karar harcının davalı – karşı davacı tarafından peşin yatırılan 255,00-TL harçtan mahsubu ile bakiye 485,28- TL harcın davacı- karşı davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 4.080,00- TL vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan alınarak DAVALI – KARŞI DAVACIYA VERİLMESİNE,
-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 4.075,00- TL vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınarak DAVACI – KARŞI DAVALIYA VERİLMESİNE,
-Davalı – karşı davacı tarafça yapılan 900-TL gider avansı, 255,00-TL karşı dava harcı olmak üzere toplam 1.155,00-TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 839,33-TL’sinin davacı-karşı davalıdan alınarak DAVALI – KARŞI DAVACIYA VERİLMESİNE, geriye kalan miktarın davalı – karşı davacı üzerinde bırakılmasına,
-Davalı – karşı davacı tarafça yatırılan gider avansından artan olması halinde karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davalı – karşı davacıya İADESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde ana dava ve karşı dava yönünden İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/10/2021

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza