Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/595 E. 2020/228 K. 02.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/595 Esas
KARAR NO : 2020/228

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 16/08/2019
KARAR TARİHİ : 02/03/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/03/2020
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin 2018 yılına ait olağan genel kurulunun 21/05/2019 günü yapıldığını ve 07/06/2019 gün …. nolu Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi ile tescil ve ilan edildiğini, davacıların her birinin davalı şirketin 24.000 payının 4.000 payına sabit olduğunu, gündemin ve tutanağın 4.maddesinde yer alan kararının iptali gerektiğini, davalı şirketin 2014 yılında kurulmasına rağmen 2016 hesap yılından itibaren sermayesine göre çok büyük oranda kâr elde etmeye ve istikrarlı bir şekilde kârını arttırmaya başladığını belirterek davanın kabulüne, 2018 hesap yılı için yapılan 21.05.2019 günlü Genel Kurulun 4. ve 6. maddeleri ile alınan kararların iptali ile 2018 hesap yılı kârının en geç 31.12.2018 tarihine kadar dağıtılmasına karar verilmesine, TTK’nın 449.maddesince her iki kararında yürütülmesinin geri bırakılmasına, aynı maddede yer alan yürütmeyi durdurma talebi ile ilgili görüşünün alınması hükmü gereği davalı şirket yönetim kurulu üyesi …’ e için davetiye tebliğine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kâr payının dağıtılmamasına sebebiyet veren davacıların kendi eylemleri olduğunu, müvekkili şirketin 2014 yılında kurulmuş bir şirket olup, kuruluşundan 2017 yılına kadarki süreçte, şirket ortakları arasında çıkan problemlere karşın dahi, geçmiş yıl karlarının -yasal kesintilerden sonra- tamamını ortaklarına dağıtmış bir şirket olduğunu, 2017 yılında ise müvekkili şirketin yine davacıların taleplerinden kaynaklanan sebepler ile, sermaye artışına gitmiş ancak bu sermaye artışı hakkında, davacıların, müvekkili aleyhine Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyası tahtında açmış oldukları sermaye artırımının iptali davasında verilen yürütmenin geri bırakılması kararı nedeniyle durdurulduğunu, mevcut durumda şirketin yeni bir teminat mektubu alabilecek sermayesi veya ekonomik gücü bulunmadığını, davacıların sermaye artışına ilişkin açmış oldukları yukarıda … Esas sayılı davada şirketin muhasebesel ve finansal kayıtlarının mali bilirkişilerce incelenmesinin ardından düzenlenen bilirkişi raporu ile tespit edildiğini, anasözleşme değişikliği ile ilgili davacının müktesep hak iddiası hatalı olduğunu, kâr dağıtımı ile ilgili karar verme yetkisinin genel kurula ait olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı şirket adına yönetim kurulu üyesi … 20/12/2019 tarihli beyan dilekçesinde özetle; şirketin 10/10/2014 tarihinde İstanbul’da kurulduğunu, Türk limanlarına uğrayan yabancı gemilere kumanya ve teknik malzeme temin etmekte olan bir anonim şirket olduğunu, şirketin kuruluş tarihinden itibaren davacılar … ve …’in şirketin kendi şirketleri …. Ticaret Limited Şirketi için toplam 849.899,45 TL’lik mal aldığını, ödemelerini zamanında yapmadıklarını, işbu davanın şirketin faaliyetini yürütememesi amacıyla açılan davalardan bir dava olduğunu, oysa şirketin genel kurulu tarafından alınan 2018 yılı kârının %5’inin dağıtılmasına ilişkin karar, şirketin mevcut mali yapısı, 2017 yılı haricinde geçmiş yıllara ait kârların dağıtılmış olması ve gelecek hedefleri dikkatle incelendikten sonra alındığını, kârın %5’inin dağıtılması kararının ülkenin içerisinde bulunduğu ekonomik durum, enflasyon oranı ve piyasa şartlarının gerekliliklerine uygun olup ayrıca bir önlem niteliğinde olduğunu, davacıların şirket ile ilgili her konuda kanunen hak sahibi olup olmadıklarına bakmaksızın dava açmakta bu davalarda mesnetsiz iddialarda bulunduklarını, genel kurul tarafından şirket menfaatine alınan kararların yürütmesini durdurmaya çalıştıklarını, bu durumun davacılar tarafından ikame edilen diğer dava dosyalarının incelenmesi ile görüleceğini, davacıların kötüniyetli olduklarının açık olduğunu, şirketin genel kurul tarafından alınan kararların yürütmesinin geri bırakılması taleplerinin reddedilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan müzekkereye cevap veriilmiş, istenen bilgi ve belgelerin gönderilmiş, incelenmesinde; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil nosunda kayıtlı …’nin sicil adresinin …. Mahallesi, …. Sitesi, … Blok No:… … Blok N:… …/… olduğu, şirketin 10/10/2014 tarihinde kurulduğu, son tescilinin 29/05/2019 tarihinde yapıldığı, yönetim kurulu üyeleri ve yetkililerinin …, …. oldukları anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava; davalı şirketin 21/05/2019 tarihinde yapılan genel kurul toplantısının ve toplantıda alınan 4. ve 6 nolu kararların iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davalı şirketin 21/05/2019 tarihinde yapılan genel kurul toplantısının ve toplantıda alınan 4. ve 6 nolu kararların yasa, ana sözleşme ve objektif iyi niyet kurallarına aykırı olup olmadığının tespiti ile iptali koşullarının bulunup bulunmadığından kaynaklandığı tespit edilmiştir.
İhtiyati talebinin kabulü davalı şirketin 21/05/2019 tarihinde yapılan genel kurul toplantısının ve toplantıda alınan 4. ve 6 nolu kararların TTK’nın 449.maddesince takdiren teminatsız olarak yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verilmiştir.
Yapılan yargılama sırasında, davacı vekilinin Uyap 27/02/2020 havale tarihli dilekçesi ile HMK’nın 311. maddesi uyarınca davadan feragat ettiği, davalı … Ticaret A.Ş vekilinin davacı vekilinin feragatına karşı yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediklerini ve yargılamanın sona erdirilmesini talep eden dilekçesini UYAP üzerinden ibraz ettiği görülmüştür.
Davacı vekilinin vekaletnamesinin incelenmesinde davadan feragat yetkisinin bulunduğu görülmüştür.
Bilindiği üzere, HMK’nın 307. maddesine göre davadan feragat ” Davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.” Yine aynı kanunun 311. maddesine göre “Feragat, kesin hükmün sonuçlarını doğurur.” Bu hükümler gözetildiğinde davadan feragat davaya kendiliğinden son veren bir taraf işlemi olduğundan kuşku bulunmadığı, davadan feragatın usulüne uygun, süresinde ve tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri hususta olduğu anlaşılmış olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Feragat yargılamanın ön inceleme duruşmasından sonra vuku bulduğundan Harçlar Kanunun 22. maddesi gereğince 54,40-TL karar ve ilam harcının 2/3’üne tekabül eden 36,27-TL’nin peşin yatırılan 44,40-TL harçtan mahsubuna, artan 8,13 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Talep edilmediğinden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Talep edilmediğinden yargılama giderlerinin tarafların kendileri üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
6-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.02/03/2020

Başkan …
¸
Üye …
¸
Üye …
¸
Katip …
¸