Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/581 E. 2021/482 K. 20.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/581 Esas
KARAR NO : 2021/482

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 07/08/2019
KARAR TARİHİ : 20/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; … A.Ş.deniz, hava ve kara taşıma işleri ile iştigal ettiğini, davalının taşıma işlerinin yapılması için … ile anlaştıklarını, anlaşma kapsamında … şirketinin davalının göndermesini istediği yükleri taşıdığını,… tarafından faturaların davalıya gönderildiğini, ancak davalı tarafça fatura bedellerinin ödenmediğini, … 4.259,16 USD bakiye alacağının tahsil edilemediğini, 20/12/2017 tarihinde söz konusu alacağın … tarafından davacı … Yönetim şirketine temlik edildiğini, davalı tarafça herhangi bir ödemenin yapılmaması üzerine dava dışı … ile davalı taraf arasında ekstreye ilişkin yazışmaların yapıldığını, davalının tüm fatura içeriklerinin şirket sistem politikası gereği ayrıştırılarak fatura edilmesini talep ettiğini, iş bu sebeple davalı tarafından 1.596,77 USD tutarındaki fatura bedelinin iptal edildiğini, buradan bakiyenin 2.662,39 USD kaldığını, davalının tüm faturaları kabul ettiğini, davalının temelde hizmeti ve borcu kabul ettiğini, sözde eksikliklerin ileri sürülerek ödemekten haksız ve mesnetsiz olarak imtina ettiğini, davalı taraf aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının söz konusu takibe yetki itirazında bulunduğunu, yetki itirazından sonra ilgili icra Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile devam edildiğini, gönderilen ödeme emrine borçlunun 12/12/2018 tarihinde hukuksuz ve mesnetsiz bir şekilde tekrar itiraz da bulunduğunu, takibin durduğunu, Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün .. Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davalının %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı ile arasında bir sözleşmenin var olduğunu, iş bu sözleşmenin göz önüne alınmadan iş bu ihtilafın çözülmesinin davacı delillerine bakarak karar vermek olacağını, bu hususun da adil bir yargılama olmayacağını, aralarındaki sözleşmeye göre hareket etmeden davacının hatalı söleşmeye de yakırı olarak arasındaki sözleşmeye dayalı olarak kendisine kesilen faturaları anlaşılan ticari kayıtlarına almadığını, iade edilen alınmayan hizmetler karşılığı kestif faturaların da alacak kalemleri arasında saymakta olduğunu, davacının ticari kayıtlarına almadığı yok saydığı faturalarının ticari teamül ve yasalar ile sözleşmeye aykırı olarak kayıt dışı tutulmasının kabul edilemeyeceğini, davacının kendi kusuruna dayalı olarak kayıt dışı tutulmasının kabul edilemeyecğini, davacının kendi kusuran dayalı olarak kendisini alacaklı kabul ederse hiçbir yasa ve sözleşme tanımayan sadece kendisi kayıt ve sözü gçeer anlayışının ortaya çıkacağını, davalının kusurunun ve kötü niyetinin bulunmadığını, toplanacak tüm delillerden sonra haksız davanın esastan reddine karar verilmesi gerektiğini talep etmiştir.
Mahkememizin 10/12/2019 tarihli duruşmasında Tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, dosya kapsamı belgeler ve her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlar incelenmek sureti ile takip tarihi itibari ile davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 06/07/2020 tarihli raporda; davacının 2018 yılı ve davalı tarafın 2017 ve 2018 yılı ticari defter ve kayıtlarının incelendiğini, davalının ticari defterlerine göre ticari ilişkinin Ekim 2017 tarihinde sonlandırıldığı, 12/10/2017 tarihi itibariyle davalını dava dışı şirkete borcunun bulunmadığı, dava dışı şirketin ticari defterlerine göre ticari ilişkinin Ekin 2017 yılı tarihinde sonlandırıldığı, 12/10/2017 tarihi itibariyle dava dışı şirketin davalı şirketten 9.795,01 TL alacaklı olduğu, davalı ile dava dışı firma ticari defterleri arasındaki cari hesap farklılıklarının kur farkı işlemlerinden kaynaklı olduğu, 8.739,43 TL tutarlı işlemin ise devreden cari hesap bakiyesinden kaynaklı olduğu, tarafların TL haricinde USD olarak cari hesap tutmadıklarından bu farkın nereden kaynaklandığı hususunun tespit edilemediğini, TL olarak gerçek kur farkının ne kadar olduğu tespit edilemediği, takip konusu faturaların davalı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, ancak takip konusu faturalara karşılık ödeme yapıp yapmadığı hususunda herhangi bir ödeme makbuzu sunulmadığı, takip konusu faturaları talep edilip edilemeyeceği hususu teknik değerlendirme neticesinde sonuca varılacağı, davacı yanın temlik alacaklısı sıfatı ile toplam alacağın 12 ayrı faturaya dayandığı ve davalı yanca bu faturaların ödendiğinin sabit olmadığı, davacının 3.749,47 USD alacak talebi bakımından itiraz edilmeksizin davalı yanca ticari kayıtlara alınan navlun alacağı olduğu, diğer alacak kalemleri bakımından ticari kayıtlara alınmasına rağmen faturaların iş görme içermediği, takip tarihinden önce temerrüt faizi hesabı bakımından temerrüt ihtarı sabit olmadığı, inkar tazminatının mahkememize ait olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Mahkememizin 29/09/2020 tarihli duruşmasında Davalı vekilinin itiraz dilekçesi incelenerek ve raporda var ise maddi hatalar düzeltilerek ek rapor sunulması için dosyanın bilirkişi kuruluna tevdine karar verilmiş olup, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenne 18/02/2021 tarihli ek raporda; dava dışı şirketin davalıya takip konusu faturalar dahil olmak üzere 591 adet toplamda 466.437,69 USD fatura düzenlenmiş olduğu, davalının davacıya yapmış olduğu tarafımıza sunulan dekontlar dahilinde ödeme tutarlarının toplamda 479.322,64 USD olduğu, bu itibarla takip konusu faturaların davalı tarafından ödenmiş olduğu, dava tarihi itibari ile davalının dava dışı firmaya borcununu bulunmadığından davacıya da borcunun bulunmadığı kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, taraf beyanları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’ nun 67. maddesine dayalı itirazın iptali isteminden ibarettir.
Dava konusu, yapılan alım – satım işlemine karşılık faturaya dayalı alacağın tahsili için davacı tarafça davalı hakkında başlatılan icra takibine vaki davalının kısmi itirazının iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsili istemine ilişkin olduğu görülmüştür.
Yargılamaya konu Bakırköy …. İcra müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı … Yönetim Danışmanlık Ltd. Şti. tarafından borçlu … Giyim San. Ve Tic. A.Ş, aleyhine 12 adet faturadan kaynaklanan 4.483,77 USD alacağın tahsiline yönelik olarak takip başlatıldığı, davalı borçlu vekili süresinde itirazında borca itiraz ettiğini belirtmiştir. İtiraz üzerine takibin durduğu ve süresinde iş bu davanın açıldığı görülmüştür.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ile 85 ve HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde ve uyuşmazlık konusu üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Dosya kapsamında, tarafların 2017 – 2018 yılları cari hesap kayıtları ile icra takibine konu yapılan faturalar ve irsaliyelerin bulunduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığı taraf beyanlarından ve defter ve belgeler içeriğinden anlaşılmaktadır.
Hükme esas alınan ve hukuka uygun olan mali müşavir bilirkişi … ve taşıma bilirkişisi … tarafından düzenlenen 18/02/2021 tarihli bilirkişi ek raporuna göre davacının ve davalının ticari defterlerinin, dosya içerisindeki cari hesap ve fatura ile irsaliyelerin incelenmesinde; dava dışı şirketin davalıya takip konusu faturalar dahil olmak üzere 591 adet toplamda 466.437,69 USD fatura düzenlenmiş olduğu, davalının davacıya yapmış olduğu sunulan dekontlar dahilinde ödeme tutarlarının toplamda 479.322,64 USD olduğu, bu itibarla takip konusu faturaların davalı tarafından ödenmiş olduğu, dava tarihi itibari ile davalının dava dışı firmaya borcununu bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davalı taraf 2012 – 2013 yıllarında da dava dışı şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişkinin var olduğu ve bu dönemlerin de hesaplamaya dahil edilmesi gerektiği itirazında bulunulmuşsa da, icra takibine konu alacağı 12 adet faturadan kaynaklandığı, bu faturaların karşılığının ve fazlasının ödendiğinin bilirkişi raporu ile belirlendiği görülerek, bu itirazlara itibar edilmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının davasını ispat edemediği anlaşılmış olup, sübut bulmayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiş ve hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2- Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30 TL harcın davacı tarafça peşin yatırılan 115,64 TL peşin hartan mahsubu ile bakiye 56,34 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacı tarafa İADESİNE,
– Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,

3- Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
– Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın karar kesinleştiğinde davacı tarafa İADESİNE, (Gerekçeli kararın tebliğe çıkarılma masraflarının kalan gider avansından karşılanmasına)
4- Davanın red miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/04/2021

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza