Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/55 E. 2019/90 K. 25.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
BAKIRKÖY
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/55 (Ayrılan Dosya)
ESAS NO : …(Asıl Dosya)
KARAR NO : 2019/90

DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ : 25/01/2019
KARAR TARİHİ : 25/01/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 01/02/2019

Davacılar ….SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ ve …, tarafından hasımsız olarak açılan ve mahkememizde görülmekle olan Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h)) ilişkin davada mahkememizde yapılan açık duruşması sonunda verilen 15/01/2019 tarihli (4) nolu ara kararı ile diğer borçlu davacı … hakkındaki geçici mühlet kararının kaldırılması ile …’ın konkordato talebinin reddine, bu davacı/ borçlu hakkında 17/08/2018 tarihli tensip ara kararlarında verilen tüm ihtiyati tedbirlerin kaldırılmasına karar verildiği, mahkememizin …Esas sayılı dosyasınndan işbu dava dosyasının tefrik edilerek yukarıdaki esasa kaydının yapıldığı anlaşıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin borçlarını ödeyebilmek ve şirketlerin faaliyetlerini devam ettirebilmek için İİK 285 maddesi uyarınca konkordato mühleti talebinde bulunduklarını, konkordato için gerekli belgeleri hazırladıklarını, müvekkillerinin vadesi gelen borçlarını zamanında ödeyememesi, icra takipleri dolayısıyla işletmesinin faaliyetinin sona erecek olması, borçlarını vadesinde ödeyememe tehlikesinde bulunması dolayısıyla İİK 285 maddesi uyarınca iflastan kurtulmak ve işletmesinin faaliyetlerini sürdürmesi ile borçlarını ödemek için konkordato talebinde bulunduğunu belirterek tensip kararı ile birlikte İİK 287 maddesi gereği müvekkil şirket, müteselsil kefil ve ortakları hakkında üç ay süre ile geçici mühlet kararı verilmesine, konkordato teklifine ilişkin olarak prosedürün işletilmesi kapsamında müvekkili şirket ve ortağına bir yıl süre ile kesin mühlet verilmesine, komiser tayinine ve gerekli sürecin yürütülmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME
Dava, hukuki niteliği itibariyle 7101 sayılı Kanun ile değişik İ.İ.K 285 ve devamı maddeleri gereğince geçici mühlet ve akabinde kesin mühlet kararı verilerek konkordatonun tasdikine ilişkindir.
Geçici Konkordato komiser heyeti 11/01/2019 tarihli raporunda ; borçlu ….. San. Ve Tic. AŞ’nin konkordato mühleti içinde “İyileşmesinin” ve konkordato projesinin tasdiki şansının ancak stoklarda yer alan taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşebileceği, zira kesin mühlet içinde nakit akışı sağlamanın tek yolunun bu olduğu; bu durum ihtimal dahilinde olmakla birlikte halihazırdaki inşaat piyasası konjonktürü ve geçici mühlet içindeki gelişmeler bakımından çok zor olduğu, bunun için belirtilen revizyonlann yapılması gerektiği; aksi halde Şirkete kesin mühlet verilse dahi, mühlet içinde konkordatonun başarıya ulaşma ihtimali kalmadığının anlaşılması halinde İİK m.292 uyarınca mühletin kaldırılması ve hatta şirketin mahkemece resen iflasına karar verilmesinin söz konusu olabileceği, İİK m.287/lll uyarınca “konkordatonun başarıya ulaşma şansı” ihtimal dahilinde olduğundan, rehinli alacaklılar dışındaki alacaklıların alacaklarına faiz işlemesinin mühlet içinde durduğu da gözetilerek, kaldırılmasının her zaman mümkün olduğundan hareketle şirkete kesin mühlet verilmesinin mümkün olduğu, gerçek kişi borçlu … bakımından ise sırf aleyhine başlatılacak takiplere mâni olmak amacıyla, konkordato talep edilmesi, Türk Borçlar Kanunu’nun kefalete ilişkin hükümlerini ve icra ve İflas Kanununun menfi tespit davası hakkındaki bölümlerini işlevsiz hale getireceğinden ve konkordatonun ihdas amacına uygun düşmediğinden kesin mühlet verilmesinin uygun olmadığı mütalaa olunmuştur.
Mahkememizce yapılan değerlendirme sonucunda;
Dosya kapsamına göre davacının yetkilisi ve ortakları oldukları, ….Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi konkordato tasdiki davasını, şirket ile birlikte aynı dava dilekçesinde ve Davacıların sunmuş oldukları konkordato projesine göre, şirketin konkordato sonucunda başarıya ulaşması halinde kendi projelerinin de başarıya ulaşacağının açıklandığı, borçlu şirketten bağımsız bir konkordato projelerinin bulunmadığı, projenin kendine özgü hiçbir konkordato tedbiri ve hedefi içermediği, tamamen borçlu şirketin ön projesi üzerine temellendirildiği, alacaklılara sunulan bir proje bulunmadığı, gerçek kişi davacıların, sırf alacaklıların icra takibine maruz kalmamak için konkordato talep ettikleri anlaşılmaktadır. Davacı şirket ile birlikte gerçek kişi davacılar birlikte konkordato talebinde bulunmuşlar, mahkememizce kesin mühlet kararı verildikten sonra gerçek kişi yönünden, farklı hukuki sebebe dayanılarak konkordato talep edildiği gerekçesi ile talebin reddi ve davanın tefrikine karar verilmiştir.
Konkordato ön projesinde; ….San, Ve Tic. A.Ş.’ntn konkordato talep etmesi dolayısıyla ile şirketin borçlarına …’nın müteselsil kefili olması nedeni ile şirketin konkordato tekirimin başarıya ulaşabilmesi ve borçlarını ödeyebilmek için konkordato talep etmesüpin zaruri olduğu, zira şirketin tek ortağı ve yetkilisi olan … ve ….San. Ve Tic. AŞ, şirketin borçlarından dolayı ödeme güçlüğüne düştüğü belirtilmiştir. Borçlular vekili konkordato mühleti verilmesi talebini içerir dilekçesinde, şirketin kullandığı kredilerin tamamında şirket ortağı …’ın şahsi kefaletinin bulunduğunu, bu sebeple konkordatonun başarıya ulaşabilmesi ve borçlarını ödeyebilmek için konkordatoya başvurma zorunluluğunun hasıl olduğunu; bu şahsi kefaletlerinden dolayı şirket alacaklılarının kefalet verenlerin hakkında cebri icra yöntemlerine başvurmamaları için kefaletlerinden dolayı konkordato kararı verilmesini talep ettiklerini bildirmiştir. Nitekim borçlu gerçek kişi tarafından sunulan konkordato ön projesinde de, konkordato talep edilmesinin gerekçesi olarak, konkordato talep eden Şirkete olan kefaletler gösterilmiştir.
Konuyuz düzenleyen IİK m.285’e göre gerçek kişilerin de konkordato teklifinde bulunabilmeleri mümkündür. Borçlu gerçek kişinin de, Kanununun kendisine tanıdığı bu imkândan faydalanarak konkordato talebinde bulunduğu görülmektedir. Borçlu gerçek kişinin sunduğu ön proje incelendiğinde, konkordatonun başarıya ulaşmasının, borçlu Şirketin konkordatoyu başarıya ulaştırması ihtimaline dayandırıldığı anlaşılmış olup bu nedenle gerçek kişi … tarafından sunulan, kendine özgü hiçbir konkordato tedbiri veya hedefi içermeyen, tamamen borçlu Şirketin konkordato ön projesi üzerine temellendirilmiş konkordato ön projesinin olduğu sabittir. Kaldı ki borçlular vekili konkordato mühleti verilmesi talebini içerir dilekçesinde, borçlu şirketin kullandığı kredilerin tamamında konkordato talep eden gerçek kişi …’ın şahsi kefaletinin bulunduğunu, bu şahsi kefaletten dolayı Şirket alacaklılarının kefalet veren hakkında cebri icra yöntemlerine başvurmamaları için konkordato talebinde bulunduğunu belirtmiştir. Bu noktada, borçlu vekilinin beyanı doğrultusunda, gerçek kişi borçlunun, sırf alacaklıların icra takibine maruz kalmamak için konkordato talep etmesinin mahkememizce konkordatonun amacıyla bağdaşmadığı kanaatine ulaşılmıştır. Nitekim İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi Dosya No: …. Esas Karar No: … emsal kararı da bu yöndedir.
Somut olayda gerçek kişiye sadece icra takiplerinden korunmak amacıyla konkordato mühleti verilmesi, konkordatonun amacıyla bağdaşır nitelikte değildir. Türk Borçlar Kanunu’nun kefalete ilişkin hükümlerini ve icra ve İflas Kanununun menfi tespit davası hakkındaki bölümlerini işlevsiz hale getireceği açıktır. Zira kanun koyucunun da, gerçek kişiler bakımından konkordato müessesine başvuruyu kabul etmesindeki amacın bu olmadığı açıktır. Bu anlamda davacının, İİK 286. maddesinde aranan şartları karşılayan belgeleri dosyaya sunamadıkları, sunulan ön projede de konkordatonun başarısının borçlu şirketin konkordatosunun başarısına bağlandığı, kendilerine özgü konkordato tedbiri ve hedefi içermediği, bu açıdan da ön projelerin uygulanabilir olmasının mümkün gözükmediği, borçluların, sadece alacaklıların icra tehdidinden kurtulmak amacı ile konkordato talep etmelerinin bu müessesenin amaçlarına uygun düşmediği anlaşılmakla Davacı gerçek kişi … yönünden talebin esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı/borçlu …’ın konkordato talebinin REDDİNE,
2-Davacı/borçlu … hakkında 17/08/2018 tarihli tensip ara kararlarında verilen tüm ihtiyati tedbirlerin kaldırılmasına
3-492 sayılı harçlar yasası uyarınca Alınması gerekli 44,40-TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Kullanılmayan gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
5-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,

6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile 10 gün içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere 15/01/2019 tarihli duruşmada hazır olan tarafların/vekillerinin yüzlerine karşı oybirliğiyle karar verildi.25/01/2019

Başkan …
¸
Üye …
¸
Üye …
¸
Katip …
¸