Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/522 E. 2019/839 K. 19.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BAKIRKÖY
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/522 Esas
KARAR NO : 2019/839

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ : 19/07/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 19/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ve müvekkili şirket arasında imzalanan 19.05.2012 tarihli 20.000,00-TL bedelli, 15.06.2012 tarihli 25.000,-TL bedelli, 27.01.2017 tarihli 40.000,00-TL bedelli, 28.02.2017 tarihli 40.000,00-TL bedelli, 13.05.2017 tarihli 20.000,00-TL bedelli, 09.02.2018 tarihli 4.000,00 USD bedelli ve 16.03.2018 tarihli ve 30.000,00-TL bedelli makbuzlarla toplam 175.000,00-TL ve 4.000,00 USD borç verme nedeniyle alacağın tahsili amacıyla Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün…. Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalı tarafın takibe haksız bir şekilde itiraz ettiğini ve takibin durduğunu belirterek, davalının icra takibine yaptığı itirazın iptaline, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davanın açıldığı Büyükçekmece …. Asliye Hukkuk Mahkemesinin …. esas, ….. karar sayılı ilamıyla görevsizlik kararı verilerek dosya mahkememize gönderilmiştir.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grupta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar ise, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olayda taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı tarafından davalıya borç olarak verildiği belirtilen paranın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Dava dilekçesinden de anlaşılacağı üzere davalı tacir olmayıp, daha önce davacı şirketin çalışanı olan gerçek kişidir. Bu niteliği itibariyle davanın TTK.’nın 4. maddesinde sayılan ve diğer kanunlara atıf yapılan hususlardan kaynaklanmadığı, davalı tacir olmadığı gibi taraflar arasındaki ilişkinin de ticari nitelikte bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle ticari olmayan işbu davada görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olup, Asliye Hukuk Mahkemesi ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki TTK.nn 5/3.maddesi uyarınca görev ilişkisidir. Göreve ilişkin usul kuralları ise dava şartıdır. Bu itibarla davanın dava şartı yokluğundan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın REDDİNE,
2-Davada daha önce Büyükçekmece ….. Asliye Hukkuk Mahkemesinin … esas, ….. karar sayılı ilamıyla görevsizlik kararı verilmiş olması sonucunda olumsuz görev uyuşmazlığı çıkmış olmakla, kararın istinaf yoluna başvurulmaksızn kesinleşmesi halinde görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın resen mahkememizce İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
3-Yargılama harç ve giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere incelenen dosya üzerinden karar verildi.19/02/2019

KATİP …
☪e~imzalıdır.

HAKİM …
☪e~imzalıdır.