Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/511 E. 2021/458 K. 15.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/511 Esas
KARAR NO : 2021/458

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/01/2015
KARAR TARİHİ : 15/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafından davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının söz konusu icra takibine, takibin içeriğine, takibe konu borca ve tüm ferilerine itiraz etmiş olduğunu, davalının bu itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkili şirketin, davalı tarafından 05/01/2011 tarihli vekaletname ile Gümrük Kanununun 5. Maddesinde belirtilen dolaylı temsil yoluyla gümrük işlemlerini takip etmek üzere yetkilendirilmiş olduğunu, vekaletname kapsamında müvekkili şirket, davalı adına ithal edilen “koku aparatı”, “parfüm dispanseri’, “koku dispanseri” isimli ürünlere ilişkin beyanname düzenleyerek gümrük işlemlerini tamamladığını, daha sonra Gümrükler Genel Müdürlüğü tarafından, 23/03/2012 tarih ve …… sayılı Gümrük tarifelerinin sınıflandırılması ile ilgili genelge ile söz konusu ürünlerin “küçük ev aletleri” statüsünde yer alması gerektiğine dair sınıflandırma kararı yayınlanmış olduğunu, söz konusu sınıflandırma kararına istinaden Ambarlı Gümrük Müdürlüğü tarafından 12/11/2013 tarihli “Ek Tahakkuk ve/veya Para Cezası Kararı” ile 6 adet beyanname düzenlenerek belirtilen ürünler için davalı adına vergi farkından doğan ek vergi tahakkuk ettirilmiş ve para cezası öngörülmüş olduğunu, karar sonrasında davalının şifahi talebi üzerine 17/12/2013 tarihli …… sayılı uzlaşma tutanağı ile uzlaşılan vergi ve para cezalarına ilişkin ¨ 18.501,63 ve ¨3.723,97 faizi olmak üzere toplam ¨22.225,60 müvekkili şirket tarafından, Ambarlı Gümrük Saymanlığına ödenmiş olduğunu, müvekkili şirket tarafından belirtilen sebeplerle gerçekleştirilen ¨22.225,60 tutarındaki ödemenin ek tahakkuk tutarı ve faiz miktarı olan ¨13.225,60 kısmı için davalı adına 07/04/2014 tarihli borç dekontu düzenlenmiş olduğunu, ödemenin gerçekleşmemesi üzerine müvekkil şirket tarafından, Kadıköy ……. Noterliğinin 25/07/2014 tarihli ve ….. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile belirtilen tutarın ödenmesi aksi halde yasal yollara başvurulacağını davalıya ihtaren bildirildiğini, davalı tarafından söz konusu ihtarnameye herhangi bir cevap verilmediği gibi işbu davaya konu icra takibinin tarihi olan 30/09/2014’e kadar hiçbir ödeme de gerçekleştirilmemiş olduğunu, davalı itiraz dilekçesinde takibe konu borç tutarının yanlış hizmetten kaynaklandığını iddia etmiş, müvekkili şirket kendi kusurundan kaynaklanmayan, belirtilen ürünlerin beyanname ve gümrük işlemlerinin tamamlanmasından sonra Gümrük İdaresi tarafından getirilen düzenlemeye ilişkin olarak davalı adına tahakkuk eden ek vergi tutarı ve faizi talep edildiğini, davalının bu sebeple itirazı haksız ve hukuka aykırı olduğunu ,bu nedenlerle; borçlunun, Büyükçekmece ….. icra Mudürlüğü’nün …… E. sayılı dosyasına vaki itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın görev (iş bölümü) yönünden irdelenmesi gerektiğini, her iki firmanın şirket olsa de , Gümrük Müşavirliği hizmeti Gümrük Kanunu ve ilgili mevzuatla düzenlenmiş, özel bir vekalet-hizmet ilişkisi kurmakta olduğunu, davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, davadaki ilişkinin, özel mevzuat ile (Gümrük), yine özel olarak düzenlenmiş vekalet sözleşmesi ilişkisi olduğunu, dava dilekçesindeki ifadeleri Gümrük mevzuatı literatürüne göre daha net ifade etmek gerektiğini, uzlaşmanın müvekkil şirket tarafından istendiğinin ve sorumluluğun şirketçe üstlenildiğinin bir delili olmadığını, davacı gümrük şirketi, ek tahakkukların haksız, yersiz olduğuna, idari itiraz ve dava yoluna gidilmesi gerektiğine, aksi halde sorumluluk kabul etmeyeceğine dair bir uyarı-ihtarda bulunmamış olduğunu, uzlaşma neticesinde ¨22.225,60’nın davacı Gümrük Şirketi tarafından ödenmiş bulunması ve ceza vs’nin sorumluluğunu kabul ederek, bu tutardan sadece Vergi ve faiz kısmı olan ¨13.225,60’yi davalı şirketten talep etmesi de sorumluluğun üstlenildiğinin açık ifadesi olduğunu, davacı kusurunu kabul etmemiş olsa idi; ödemeyi kendisi yapmayacağı ve cezaları üstlenip vergi ve faizi yerine tümünü müvekkil şirketten isteyeceğini, uzlaşmanın müvekkilce istendiği iddiasının gerçeğe aykırı olduğu buradan belli olduğu gibi gümrükçü haklı ve idari işlem yanlış ise, yapması gereken mutlaka uyarmak ve itiraz-dava yoluna sevk etmek olmaz zorunda olduğunu, buna rağmen yükümlü uzlaşma ister ise sorumluluk üstlenmeyeceğini de ihtar edilmesi gerektiğini, davacı şirket, takibe itirazın haksızlığına gerekçe olarak, kusursuzluğunu beyannameden sonraki tarihli Genelgeye dayandırmakla da, esaslı ve tam kusurunu ortaya koymuş bulunmakla olduğunu, davacının; bir taraftan tutarın tümünü kendisinin ödemesi, bir taraftan cezalar yönüyle kusur ve sorumluluğunu kabul ederken vergi ve faizi mükelleften islemesine gerekçe olarak, sonradan yayımlanan Genelge ile Ek Vergi tarh edilebilirmiş gibi, kendi kusurunun sonuçlarından doğan sorumluluğun paylaşılması, bir kısmına katlanmak istememesi, hukuka aykırı bir tutumdan ibaret olduğunu, gerek TBK’nun vekalet-hizmet sözleşmesi hükümleri ve gerekse Gümrük Mevzuatının müşavirlik mesleğine verdiği yükümlülük ve sorumluluklar açıkça ihlal edilmiş olduğunu, bu anlamda, sonradan düzenlenen kısmi borç dekontunun da, ihtarnamenin de. icra takibinin de hiçbir hukuki anlam ve değeri olmadığını,bu nedenlerle;davanın reddine davacının kötü niyeti açık olduğundan % 20 tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememiz önceki hükmü olan …… esas, ….. sayılı kararı, Yargıtay …… Hukuk Mahkemesinin 25/09/2017 tarih …… Esas, …. sayılı kararı bozulmuş, karar düzeltme talepleri aynı dairece reddedilmiş ve mahkememizin …. esasını alarak yargılamaya devam olunmuştur.
Tarafların 13/01/2021 tarihli duruşmaya mazeretsiz olarak katılmadıkları, takip edilmediğinden dosyanın 13/01/2021 tarihinde işlemden kaldırıldığı, 3 aylık yenileme süresi içinde davanın yenilenmediği anlaşılmış olmakla; dava dosyasının ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına ilişkin aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın HMK.’nun 150/5 maddesi uyarınca AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Bozmadan önce ….. esas ….. sayılı kararına istinaden davacı tarafça yatırılan 238,62 TL harçtan 59,30 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 179,32 TL’nin talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T gereğince hesaplanıp takdir olunan 4.080,00 TL bilirkişi ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafça yapılan 62,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay nezdinde TEMYİZ kanun yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/04/2021

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza