Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/51 E. 2020/49 K. 20.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/51 Esas
KARAR NO : 2020/49

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/01/2019
KARAR TARİHİ : 20/01/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Büyükçekmce …. İcra Dairesinin …. Esas sayılı dosyasından gönderilen ödeme emri 3 adet 4.000 USD bedelli bonoya istinaden düzenlendiğini, 3 ay içerisinde bono karşılığı bedellerin ödendiğini, müvekkili ve davalı arasında herhangi bir borç ilişkisi kalmadığını, ancak müvekkilinin bonoları teslim almadığını, müvekkili Müvekkilinin güveni suiistimal edilerek ve kötü niyetli olarak vade tarihi boş bırakılan bonolara daha sonra vade tarihi eklendiğini ve icra takibine konu edildiğini, bono üzerinde tahrifat yapıldığına ilişkin suç duyurusunda bulunulduğunu, davalı …, vermiş olduğu ifadede o dönem yaptıkları ticaret nedeniyle bonoların kendisinde olduğunu, geçen 18 senenin sonunda müvekkille irtibata geçerek bono bedellerini istediğini, müvekkilin aralarında herhangi bir borç ilişkisi kalmadığını söylemesi üzerine vade tarihi boş olan bonoları avukatına verdiğini ve üzerine ödeme tarihlerinin avukatınca atıldığını ve icra takibine konu edildiğini ikrar ettiğini, borcun zamanaşımına uğradığını, mahkememizin yetkili olduğunu belirterek tensiple birlikte ihtiyati tedbir kararı verilmesi ve kararın Büyükçekmece … İcra Dairesi …. E. ve Büyükçekmece …. İcra Hukuk Mahkemesi …. E. dosyasına uyap üzerinden gönderilmesine, icra takibiyle başlatılan borcun mevcudiyetinin olmadığına, borcun mevcut olmadığına dair karar verilmemesi halinde borcun zamanaşımına uğradığından bahisle bulunmadığına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı/Borçlunun zamanaşımı itirazlarının yerinde olmadığını, davacının ödeme yaptığına dair herhangi somut bir delil sunmadığından beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, davacının iddialarını yazılı delillerle ispatlamak zorunda olduklarını belirterek davanın reddine, icra takibi tutarının %15’inden az olmamak üzere inkar/kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya muhteviyâtı küllîyen tetkîk edildiğinde;
Dava davacı tarafından davalıya verilen kambiyo senedinin tahrifata uğradığından ve zaman aşımına uğradığından bahisle davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti davasıdır.
Uyuşmazlığa konu senetlerin incelenmesinde, söz konusu senetlerin 05.06.2000 tarihinde düzenlendiği, her bir senedin vade tarihinin sırasıyla 05.06.2015, 05.07.2015 ve 05.08.2015 tarihleri olduğu, borç miktarlarının her bir senette 4000 USD olarak belirlendiği, keşidecinin davacı ve alacaklının davalı olduğu anlaşılmıştır.
Davacı söz konusu senetlerdeki ödeme tarihlerinin sonradan davalı tarafça doldurulduğunu, senette tahrifat olduğunu, bu konuda savcılığa şikayette bulunduğunu, borcun zaman aşımına uğradığını iddia etmesi üzerine delilleri toplanmıştır.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … dosyasının incelenmesinde müştekinin davacı olduğu, şüphelinin ise davalı olduğu, soruşturma konusunun evrakta sahtecilik olduğu, dosyanın derdest olduğu, taraf ifadelerinin alındığı anlaşılmıştır. Davacınım şikayeti üzerine davalının şüpheli sıfatıyla alınan ifadesinde uyuşmazlık konusu senetleri davacıdan kendisine davacının borcuna karşılık aldığını, senetlerdeki ödeme tarihlerini daha sonra avukatı aracılığıyla doldurduğunu beyan ettiği anlaşılmıştır.
Bu aşamada ikrar müessesesini açıklamakta fayda var. İkrar, bir tarafın ileri sürdüğü vakıanın (olayın veya olgunun) doğruluğunun karşı tarafça beyan edilmesini ifade etmektedir.
Yargıtay uygulamasında da, ikrara bu anlam yüklenmektedir. İkrardan söz edilebilmesi için, bir tarafın bir vakıa ileri sürmüş olması, diğer tarafın da bu vakıanın doğru olduğunu bildirmesi gerekir. İkrarın konusu, ancak karşı tarafın ileri sürdüğü vakıalar olabilir. Bir tarafın, kendisinin ileri sürdüğü bir vakıanın doğruluğunu bildirmesi ikrar niteliği taşımayacağı gibi, karşı tarafın ileri sürdüğü hukuki sebepler de ikrara konu olamazlar.
Yapıldığı yere göre mahkeme dışı veya mahkeme içi ikrardan söz edilir. Mahkeme dışı ikrar takdiri, mahkeme içi ikrar ise kesin delil niteliğindedir. Mahkeme dışı ikrar, yazılı veya sözlü olarak yapılabilir. Kapsam yönünden, ikrar, çekişmeli olan maddi vakıanın tamamını veya belli bir kesimini kapsayabilir. İlkinde tam, İkincisinde ise kısmi ikrar söz konusudur.
Bu açıklamalardan sonra davacının uyuşmazlık konusu senetleri vade kısmı boş bir şekilde düzenleyerek davalıya teslim ettiğine dair ikrar neticesinde mahkememiz nezdinde kanaat oluşmuştur. Bu haliyle söz konusu bonoların vade kısmı boş bir şekilde davalıya teslim olması karşısında bonoların geçersizliği söz konusu olmayıp, bu tür bonolar görüldüğünde ödenecek bonolar hükmünde olacaktır.
TTK’nun 776. maddesi uyarınca; vade, bononun unsurlarından olsa da aynı Kanun’un 777/2. maddesi gereğince vadesi gösterilmemiş bir bono görüldüğünde ödenmesi şart bir bono sayılır. TTK’nun 778. maddesi göndermesi ile bonolarda da uygulanması gereken aynı Kanun’un 704. maddesine göre ise görüldüğünde ödenecek bononun tanzim tarihinden itibaren bir yıl içinde ödenmek üzere ibrazı zorunludur. Bir başka anlatımla vade unsurunu taşımayan senedin, TTK’nun 704. maddesinde belirtildiği üzere görüldüğünde ödenecek bono olarak düzenlendiğinin kabulü gerekeceğinden, bu eksiklik senedin bono olma vasfını etkilemez. Vadesi gösterilmemiş bononun bir yıl içinde ibraz edilmemiş olması, zamanaşımı müddeti dolmadıkça senet keşidecisini sorumluluktan kurtarmaz. Senedin süresi içinde, yani keşide tarihinden itibaren bir yıl içinde ibraz edilmemesi vadenin geçirilmesi hükmünde olup, bu halde rücu hakkı düşeceğinden cirantalara müracaat edilemez. Fakat zamanaşımı süresi dolmadıkça senedi tanzim eden borçlunun (keşidecinin) sorumluluğu devam eder (Poroy/Tekinalp; Kıymetli Evrak Hukuku Esasları, Genişletilmiş 15. bası, s. 121, İstanbul 2001).
Uyuşmazlık konusu bonoların düzenlenme tarihleri 05.06.2000 yılı olup, davalı tarafından 1 yıl içerisinde davacıya müracaat ettiğine dair dosyada delil bulunmamakla beraber, bulunulmuş olsa dahi, davalının uyuşmazlık konusu bonolardan ötürü icra takibini 2018 yılında başlattığı, senetlerin düzenlenme yılının 2000 yılı olduğu, vade tarihinin davalının soruşturma makamları önündeki ikrarı ve davacının beyanları ile düzenlenmemiş olduğunun sabit olduğu, bu haliyle senetlerin görüldüğünde ödenecek bonolar hükmünde olduğu, bonolara ilişkin alacağın ayrıca genel zaman aşımına uğradığı kanaatine varılarak tüm talepler hakkında aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
Davacı her ne kadar kötü niyet tazminatı talebinde bulunmuşsa da taraflar arasında bir hukuki ilişki bulunması sebebiyle davacı tarafında düzenlenen bonolar nedeniyle takibin başlatıldığı davalının kötü niyetinin ispatlanamadığı kanaatine varılarak kötü niyet tazminatı talebi hakkında da aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KABULÜ İLE
-Davacının B.çekmece … İcra Dairesi nezninde … Esas sayılı takip dosyası üzerinden aleyhine yapılan takipten dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine,
-Davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 4.252,41 TL karar ve ilam harcından peşin yatırılan 1.063,11 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.189,30 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından peşin yatırılan 1.063,11 TL harç, 44,40 TL başvurma harcı, 43,00TL posta masrafı masrafı olmak üzere 1.150,51 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 8.892,72 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısım olur ise karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı karar verildi. 20/01/2020

Katip …
E-imzalıdır ¸

Hakim …
E-imzalıdır ¸