Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/495 E. 2019/816 K. 16.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/495 Esas
KARAR NO : 2019/816

DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 09/07/2019
KARAR TARİHİ : 16/07/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının dosya üzerinde yapılan incelemesisonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde;davalı …. Petrol Ltd. Şti.’ni temsilen …, yetkisiz temsilci olduğundan davalı şirket adına İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile akdetmiş olduğu fesih sözleşmesinin yokluk nedeniyle geçersizliğinin tespitine, davalı …. Ltd. Şti. ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi arasında akdedilmiş olan kira sözleşmesinin yürürlükte olduğunun tespitine ve ihyasına, davalı …’nun 20.07.2012 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne vermiş olduğu …. sayılı dilekçe ile davalı şirketin kiraladığı istasyonun kiracılıktan kaynaklı tüm haklarını kendi kurmuş olduğu şirket olan …. Petrol Enerji Turizm İnş.Nak.San.Tic.Ltd.Şti adına devrinin geçersizliğinin tespitine,…’nun kendi şirketi ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi arasında akdedilmiş olan, yoklukla malül 30.07.2012 tarihli yeni kira sözleşmesinin, eski kira sözleşmesinin feshinin geçersiz olması sebebi ile davalı …. Ltd Şti.’ni bağlamayacağıının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ
Dava; kira sözleşmesinden kaynaklı tespit istemine ilişkindir.
Yargıtay HGK 2013/13-466 E.-2013/1417 K.sayılı ilamında da belirtiltiği üzere “Kira sözleşmesinde teslim yeri BK. m. 73 (TBK m.89)’a göre, taraftarca belirlenir. Eğer taraflarca teslim yeri kararlaştırılmamışsa, menkullerde sözleşmenin kurulduğu yerde; gayrimenkullerde ise, taşınmazın bulunduğu yerde yerine getirilir. Kira konusu şey, sözleşmede belirtilen zamanda teslim edilmezse; kiralayanla ilgili olarak BK m. 106 vd. (TBK m. 123 vd.) hükümleri uygulanır. Kiralayanın teslim ya da, teslime uygun bulundurma borcu kapsamına, kira konusu şeyle birlikte, onun teferruat ve eklentileriyle ortak yerler de girmektedir.
Kiralananın zamanında teslim edilmesi sözleşmeden sağlanacak kullanma yararının içinde yer almaktadır. Kiralananın sözleşmede kararlaştırılan şekilde teslim edilmediği takdirde kiralayanın ifası, ayıplı ifa olarak nitelendirilir ve onun ayıba karşı tekeffül hükümlerine göre sorumluluğu gündeme gelir.
Kiralayanın kiralananı sözleşmede belirtilen amaca uygun biçimde kiracıya tesliminden sonra borcu sona ermez, söz konusu teslimden sonra, kiralayanın şeyin kullanıma uygun bulunmasından da sorumluluğu vardır.
Nitekim, BK m. 250 (TBK m. 305)’de kiralayanın kiralananı sözleşme süresince kullanıma elverişli şekilde bulundurmak zorunda olduğu düzenlenmiştir.
Buna göre, kira sözleşmesinin sürekli borç ilişkisi doğuran özelliği de dikkate alındığında, kiralayan, kira konusunu uygun kullanımlı biçimde teslim ettikten sonra, zaman içinde oluşacak bu uygun kullanımı engelleyen ve sınırlayan halleri ortadan kaldırmaya mecburdur. Bu sorumluluğun ihlali, ayıba karşı tekeffül hükümlerini doğurur.
Kullanıma uygun halde bulundurma borcu kapsamına kiralananın sadece maddi nitelikteki noksanlıklardan arındırılmış şekli değil, bunun yanında ihlali halinde manevi ayıp sayılacak gürültü yapmama, kötü koku yaymama veya kiracıya hakaret etmeme gibi davranışlar da girer.
Kiralayanın, kiralananı sözleşmede öngörülen biçimde teslim etmemesi ya da teslim gerçekleşse bile kiracının sözleşmede belirtilen kullanımına imkan verecek şekilde bulundurmaması hallerinde kira sözleşmesindeki ayıptan söz edilir. Kira sözleşmesinde ayıba karşı tekeffül yükümlülüğü, asıl edim yükünün kapsamına dahildir. Yani, sözleşmeden beklenen amaca uygun kullanımı engelleyen veya imkansız kılan yada kiralanan şeyin kullanımını güçleştirecek şekilde davranmak ayıba karşı tekeffül sorumluluğunu doğurur.
Kiralayanın ayıba karşı tekeffül sorumluluğunun şartlarının gerçekleşmesi halinde kiracının, ayıbın giderilmesini talep etme, kira parasının indirilmesini isteme, sözleşmeden dönme/fesih hakları yanında tazminat talep etme hakkı da bulunmaktadır.”
Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan ve tarafların dayandıkları 01/09/2005 tarihli sözleşmenin kira sözleşmesi olması, davacının kiracı, davalıların ise değişik dönemlerde bu sözleşme gereği kiraya veren durumunda oldukları, esasen tarafların da kira sözleşmesine göre kiracı ve kiralayan sıfatının bulunması ve yukarıda açıklanan kanun hükümleri karşısında uyuşmazlığın taraflar arasındaki kira ilişkisinden doğduğu anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere 01/10/2011 tarihinden sonra açılan davalarda 6100 sayılı HMK 4. maddesine göre sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın kiralanan taşınmazların, 09/06/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’na göre ilamsız icra yolu ile tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu olan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları görürler. Bu hükümle eskisine göre kira ilişkisinden doğan davalar bakımından hiçbir sınırlama olmaksızın tüm davalar sulh hukuk mahkemesinin görevine dahil edilmiştir. Bir kira ilişkisinden doğmak şartı ile tüm uyuşmazlıklar için sulh hukuk mahkemesi görevli kılınmıştır. Bu noktada kanun hükmü içeriği açık olup kanunda belirtilen istisnanın ise somut dava ile esasen bir ilgisi bulunmamaktadır.
Yargılama tarihi itibari ile HMK. 114. maddesi çerçevesinde aranan dava şartlarından birisi ise mahkemenin görevli olmasıdır. HMK. 115/1 maddesi uyarınca dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında mahkeme kendiliğinden araştırır. Bu dava şartı noksanlığını mahkeme tespit eder ise HMK .115/2 maddesine göre usulden ret kararı verir. Nitekim dava dilekçesinin içeriğinden, görevsizlik kararı verilmesi gerektiği açıkça anlaşılan hallerde bu kararın verilmesine engel hal bulunmadığı Yargıtay’ın ilgili dairesinin onama kararları ile de açıkça belirlidir.
HMK 114.madde ve 115.maddleri uyarınca dava şartları bakımından eldeki dava incelendi.
Görev hususu resen mahkememizce tensip aşamasında dosya üzerinden yapılan incelemede;
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır.
Toplanan deliller ve yapılan açıklamalar gözetilerek davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine, mahkememizin görevsizliğine, görevli mahkemenin Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemesi olduğuna, 6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtaratına, HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli mahkemenin BAKIRKÖY SULH HUKUK MAHKEMESİ olduğuna,
3-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
4-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
5-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
6-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 16/07/2019

Başkan …
¸
Üye …
¸
Üye …
¸
Katip …
¸