Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/466 E. 2019/971 K. 26.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
BAKIRKÖY
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS İLİŞKİN NİHAİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/466 Esas
KARAR NO : 2019/971

DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 28/06/2019
KARAR TARİHİ : 26/09/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; …’nin İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü’nde … ticaret sicil numarası ile kayıtlı olup, merkezi …/İstanbul adresinde olduğunu, davalı şirketin yönetim kurulu uzun süredir toplanamadığını, yönetim kurulunun toplanmasının da mümkün olmadığı bizzat yönetim kurulu üyeleri tarafından da beyan edilmediğini, şirketin kilitlendiğini, müvekkil … ile … , … ve …. kardeş olduklarını, bu kardeşlerin beraber oldukları birçok şirket mevcut olduğunu, …, …İnşaat ve Tüketim Maddeleri Ticaret AŞ,…. Turizm Sanayi ve Ticaret AŞ, 1 No.lu A…. Sanayi ve Ticaret AŞ ve…. İnşaat Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nde ortak ve yönetim kurulu başkanı olduğunu, müvekkili … tarafından, Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde …. E. sayılı dosyası ile… A.Ş aleyhine, haklı sebeple fesih davası; Bakırköy Bakırköy …. . Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde …. Esas sayılı dosyası ile …A.Ş aleyhine, organsızlık sebebiyle fesih davası ikame edildiğini, anılan dosyaların birleştirilmesine karar verilmiş olup; halihazırda Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde …. E. sayısı ile görüldüğünü, kayyumların halen göreve devam ettiklerini, taraflar arasında ortaya çıkan ihtilafların basit kişisel anlaşmazlık boyutunu aşarak şirketin faaliyetleri, varlığı ve müvekkilinin hakları bakımından tehlike oluşturacak bir hal aldığını, nitekim, pay sahipleri arasında “ortak olma iradesi” (…. unsuru) ortadan kalktığını, davalı şirkete ivedilikle yönetim kayyumu atanması gerektiğini belirterek TTK m.530 hükmü gereğince davalı şirketin organsız kalması nedeniyle şirketin feshine; dva süresince davalı Şirket’in yönetim ve temsilini sağlamak üzere TTK m. 530/2 hükmü uyarınca ivedilikle yönetim kayyımı atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı vekilinin şirketin organsız kaldığına ilişkin iddiaları doğru olmadığını, şirketin yönetim kurulu mevcut olup görevini yaptığını, müvekkili şirketin yönetim kurulu başkan…, üyeler …, … ve davacı … tarafından oluşturulduğunu, şirket imza sirküleri ve şirket ana sözleşmesinde yapılan ana değişiklik gereğince müvekkili şirket bu dört yönetim kurulu üyesinden herhangi üçünün birlikte imzası ile temsil edildiğini, zaman zaman bu üç kişi bir araya çeşitli nedenlerle gelemediği için şirketin temsili aksamadığını, ancak işlemlerin gecikilerek yapıldığını, dava konusu şirketin 17.07.2019 tarihinde genel kurul yaparak yeni yönetim kurulu üyelerini seçtiğini, bu genel kurul toplantısına katılmayan davacı taraf şirket ana sözleşmesine aykırılık teşkil edecek şekilde %30 hissesi ile şirketin işleyişini kendisi engellemeye çalıştığını, davacı tarafın haksız ve tek taraflı beyanları altında “müvekkil şirket %70 hissedarlarının çoğunluğu ile gerçekleştirilmiş olan 17.07.2019 tarihli şirket genel kurulu” bilgisi mahkeme bilgilerine sunulmadan eksik bilgi ile açılmış olan bu davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

DELİLLER VE YARGILAMANIN ÖZETİ
Dava; davalı şirketin TTK 530.madde uyarınca organsızlık sebebiyle fesih istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; davalı şirketin TTK 530.madde uyarınca organsızlık sebebiyle fesih koşullarının oluşup oluşmadığından kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na, Bakırköy …. .Asliye Ticaret Mahkemesine yazılan müzekkerelere cevap verilmiş, istenen bilgi ve belgeler gönderilmiştir.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden davalı şirketin ticaret sicil kayıtları celp edilmiş incelenmesinde; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün …. sicil numarasında kayıtlı davalı 1 Nolu … İnşaat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’nin kuruluş tarihinin 30/06/2016 olduğu, yönetim kurulu başkanının…, yönetim kurulu üyelerinin ve şirket yetkililerinin …, …, … İnşaat Turizm Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi … oldukları, şirketin 50.000,00 TL sermaye ile kurulduğu, meslek grubunun 45 Konut İnşaatı olduğu, sicil adresinin …. İstanbul olduğu, şirket merkez adresi itibariyle davaya bakmanın mahkememizin kesin yetkisinde olduğu, görülmüştür.
6102 Sayılı TTK.nun 530.maddesinde ” (1)Uzun süreden beri şirketin kanunen gerekli olan organlarından biri mevcut değilse veya genel kurul toplanamıyorsa, pay sahipleri, şirket alacaklıları veya Gümrük ve Ticaret Bakanlığının istemi üzerine, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesi, yönetim kurulunu da dinleyerek şirketin durumunu kanuna uygun hale getirmesi için bir süre belirler. Bu süre içinde durum düzeltilmezse, mahkeme şirketin feshine karar verir.
(2)Dava açıldığında mahkeme, taraflardan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alabilir. ” düzenlemesiyle anonim şirketlerde organların eksikliği sebebiyle şirketin feshini belirlemiştir.
Yapılan yargılama, toplanan ve sunulan deliller, ticaret sicil kayıtları, gelen yazı cevapları ile tüm dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde; Davacı vekili TTK.531. maddesi gereğince davalı şirket 1 Nolu … İnşaat San. Ve Tic. A.ş’nin organsız kalması sebebi ile şirketin feshine karar verilmesini talep etmiş ise de gelen sicil kayıtlarında Şirketin yönetim kurulu başkan…, üyeler …, … ve davacı … tarafından oluşturulmuştur. Şirket imza sirküleri ve şirket ana sözleşmesinde yapılan ana değişiklik gereğince davalı şirket bu dört yönetim kurulu üyesinden herhangi üçünün birlikte imzası ile temsil edildiği anlaşılmıştır. Şirketin tescil kuruluş tarihinin 2016 yılı olduğu ve davadan önce en son 2017 yılında yönetim kurulu kararıyla iş yeri nakli yapıldığı anlaşılmıştır. Davadan sonra ise dava konusu şirket 17.07.2019 tarihinde genel kurul yaparak yeni yönetim kurulu üyelerini seçtiği sicile bildirim yapıldığı anlaşılmştır.
Davacı uzun süreden beri organsız kaldığı iddiasına dayanmış ise de TTK m. 530’da öngörüldüğü şekilde şirketin feshine karar verilebilmesi için şirketin kanunen gerekli organlarından birinin mevcut olmaması veya genel kurulun toplanamaması hallerinin süreklilik göstermesi gerekir. …’e göre “uzun süreden beri” ibaresi davanın dinlenebilme şartını ifade eder ve bu şart özellikle alacaklıların veya Ticaret Bakanlığı’nın hemen dava açtıkları hallerde önem kazanır; pay sahipleri sorunu çözmeye çalışırken bu kişilerin dava açması kabul edilmemelidir.
Madde metninde veya gerekçesinde “uzun süreden beri” ifadesinden ne anlaşılması gerektiğine herhangi bir süre belirtilmemiştir. Gerekçeye göre, devamlılıktan ne kadar bir sürenin anlaşılması gerektiği hususunda kötüye kullanmaların önüne geçmek ve somut olayın şartlarına göre serbest hareket edebilme imkanı tanımak için takdir yetkisi hakime bırakılmıştır; Maddede öngörülen hallerin uzun süreden beri devam ediyor olması davanın kabulü için şarttır, sürenin belirlenmesinde mahkemece somut olayın şartlarına göre takdir dilmesi gereken bir durumdur.
Bu şart, fesih davasının genel kurulun toplanamaması veya yönetim kurulunun hiç veya gereği gibi toplanamaması nedeniyle açıldığı hallerde uygulama alanı bulur. Yönetim kurulunun hiç mevcut olmadığı hallerde açılan davalarda ise bu şartın yerine getirilmesinin mümkün olmadığı açıktır. Ancak somut olayda ortada bir yönetim kurulu olduğu gibi 2016 yılında kurulan şirkettin dava süresi, de dahil iki kez karar alabildiği dikkate alındığında ortada karar alabilecek bir yönetim kurulunun olduğu açıktır. Genel kurul toplanamadığı takdirde davacının Genel kurulu TTK 410 .madde uyarınca çağrıya izin davasıyla da toplama imkanı olduğu dikkate alındığında söz konusu davada organ eksikliği olmadığı gibi genel kurulun toplanamaması gibi bir durumda söz konusu olmadığı anlaşıldığından yerinde görülmeyen fesih talebinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Tüm bu nedenlerle; davanın reddine, davacının organsızlık gibi bir durum olmadığı ve davada şartları oluşmadığından kayyum atanması talebinin de reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacının kayyum atanması talebinin de reddine,
3-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 44,40 – TL maktu karar ve ilam harcının peşin harçtan mahsubuna, başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
4-Davalı şirkete karşı açılan davanın ise esastan reddine karar verilmiş olmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı şirkete verilmesine,
5-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatıran tarafa iadesine,
6-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzleri karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.26/09/2019

Başkan …
¸
Üye … ¸
Üye …
¸
Kâtip …
¸