Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/423 E. 2020/164 K. 13.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/423 Esas
KARAR NO : 2020/164

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/06/2019
KARAR TARİHİ : 13/02/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/03/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu hadise ile ilgili olarak 10.04.2019 tarihinde, Bakırköy Arabuluculuk Bürosu’na başvuru yapıldığını, taraflar arasında müvekkili şirket tarafından satışı gerçekleştirilen tekstil emtiaları bakımından ticari ilişki bulunduğunu, müvekkili tarafından, davalı tarafa satışı gerçekleştirilen emtialar bedelleri tam olarak müvekkili davacıya ödenmediğini, . davalı tarafından yapılan bir kısım ödemeler akabinde, müvekkilinin davalıdan 388.509,46-TL alacağı bulunduğunu, davalı tarafından bakiye borç miktarının ödenmemesi nedeniyle, davalı aleyhine, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün, … Esas sayılı dosyası tahtında, iş bu sefer, alacağın tahsili amacı ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, ancak, davalı aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine, davalı tarafça, somut takip içeriği ile bağdaşmayan, hilaf-ı hakikat beyanlar ve iddialar ile haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edilmiş olduğundan; fazlaya ilişkin tüm haklar saklı kalmak kaydıyla, iş bu davanın ikame edilmesi zarureti hasıl olduğunu, Müstekar Yargıtay içtihatları gereğince davalının, alacak miktarının, % 20’sinden aşağı olmamak üzere, icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesi iktiza ettiğini, iş bu dava konusu hadisede, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için gerekli şartların tümü bir arada mevcut olduğunu, zira, davalının borçlu olduğu miktarı bİldğini, borçlunun itiraz ettiği alacak likit olduğundan, davalının, alacak miktarının % 20’sinden aşağı olmamak üzere, icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesinin de talep edilmesi zarureti hasıl olduğunu, davalının, İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün, … E. sayılı dosyası tahtında başlatılan icra takibine vaki haksız, hukuki mesnetten yoksun ve kötü niyetli itirazının iptaline; takip konusu alacağımıza, takip talebimizde açıklandığı gibi faiz uygulanması talebimizin de kabulü ile takibin devamına; davalının haksız ve kötü niyetli itirazı nedeni ile icra takibi durduğundan, alacağın likit olduğu da nazara alınarak, davalının, alacak miktarının % 20’sinden aşağı olmamak üzere, icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf sicil adresine yapılan tebligata rağmen davaya cevap vermemiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava; İİK 67.madde uyarınca ticari satım ilişkisinde cari hesap alacağının tahsili için girişilen ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; taraflar arasındaki ticari satım ilişkinden kaynaklı açık hesaba dayalı olarak icra dosyasında faturalardan kaynaklanan alacağının bulunup bulunmadığı, var ise miktarının tespiti itirazın iptali koşullarının oluşup oluşmadığından kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Davacı vekili 30/01/2020 tarihli dilekçesiyle, dava ve isticvap konusu fatura ve sevk irsaliye asıllarını ibraz etmiş, evrak asılları mahkememiz kasasına alınarak 2020/10 sayılı kasaya kaydedilmiş, 16/01/2020 tarihli ara karar gereği davalıya sunulan belge asılları suretleri eklenerek usulüne uygun ihtarlı isticvap davetiyesi tebliğ edilmiştir.
İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı takip dosyası Uyap üzerinden celp edilmiş, incelenmesinde; davacı-alacaklı tarafından davalı-borçlu aleyhine 14/03/2019 tarihinde 388.509,46 TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı-borçluya 19/03/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı-borçlunun 25/03/2019 tarihinde borca ve faize itiraz ettiği, itirazın yasal 7 günlük sürede yapıldığı, işbu itirazın iptali davasının da 1 yıllık süre içerisinde açıldığı görülmüştür.
İstanbul ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına göre faturalardan kaynaklı olarak fatura konusu mal veya hdavacının iddiası, davalının savunması, icra dosyası ve tüm dosya kapsamına göre, İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına göre faturalardan kaynaklı olarak fatura konus mal veya hizmet teslimini ispat edip edemediği gelen irsaliye kayıtları da incelenerek davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhinde cari hesap asıl alacağı, işlemiş faiz talep edip edemeyeceği talep edebilecekse işlemiş faizin başlangıç tarihi ve miktarı davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise ne miktarda alacaklı olduğunun tespiti, işlemiş faizin faiz miktarının da tespiti hususlarında rapor alınmasına karar verilmiş, 02/01/2020 tarihli raporda özetle; davacının 2018-2019 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalıya usulüne uygun tebligat yapılmasına karşın mahkemenin tayin ettiği 19/11/2019 tarihli incelemeye katılmadığı ve ticari defter-belge ibraz etmediği, davacı yanın incelenen ticari defterlerine göre davalı yandan (14/03/2019) takip tarihi itibariyle 388.509,46 TL cari hesap bakiye alacaklı olduğu, davacının faturalardan bakiye cari hesap alacağına esas teşkil eden faturaların sunulmuş olduğu, davalı adına tanzim edilen mübrez faturaların açık fatura (bedeli tahsil edilmemiş) şeklinde usulüne uygun olarak tanzim edildiği, faturaların üzerinde çeşitli isimli ve isimsiz imzalar mevcut olmakla birlikte imzaların davalı şirket yetkililerine ait olup olmadığı hususunda bir tespit yapılamadığı, diğer yandan faturalara konu malların davacı yan tarafından davalı yana sevk irsaliyeleri ile teslim edilmiş olduğu, sevk irsaliyelerinin çoğunluğunda malları teslim alan bölümlerinin imzalı olduğu (3 adet irsaliye imzasız) görüldüğü, takip konusu faturalara icra takibinden önce davalının herhangi bir itirazının bulunmadığı, yine davalının teslim ve faturaya ilişkin takip dosyasında da somut bir itirazının bulunmadığından bu itibarla davacının takip dayanağı alacağına esas faturaların içeriğindeki mal/hizmeti teslim/ifa etmiş olduğu, davacı yanın incelenen ticari defterlerine göre davalı yandan (14/03/2019) takip tarihi itibariyle 388.509,46 TL cari hesap bakiye alacaklı olduğu, mahkemece davacının davasında haklı görülmesi ve takibin devamına takdir edilmesi halinde davacının takip tarihi itibariyle davalıdan olan 388.509,46 TL asıl alacağına takip tarihinden itibaren davacının talebi ile bağlı olarak faiz talep edilebileceği sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Toplanan ve sunulan deliller, alınan bilirkişi raporu, fatura ve irsaliye evrakları, isticvap ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Toplanan ve sunulan deliller, alınan bilirkişi raporu, fatura ve irsaliye evrakları, isticvap ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davalı tarafın usulüne uygun tebligata rağmen ticari defterlerini sunmadığı, bu nedenle davalı kayıtları üzerinde inceleme yapılamadığı, davacı tarafın ticari defter ve kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde davalı ile olan cari hesap kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu ve davacı yanın takip tarihi itibariyle 388.509,46 TL davalıdan alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Ticari defter ve belgelerin sahibi lehine delil teşkil etmesi, tacirin tutmakla yükümlü olduğu ticari defterlerin kendisi lehine kanıt teşkil etmesi, her iki tarafın da defter tutma yükümlüsü olmasına, uyuşmazlığın her iki tarafında defterlerine kaydetmesi gereken ticari bir işle ilgili olmasına, tutulması gereken tüm defterlerin tutulmuş olmasına, defterlerin usulüne uygun tutulmasına ve onaya tabii defterlerin onaylatılmış olmasına, defterlerdeki kayıtların birbirini teyit etmesine, defterlere dayanarak ispat edilmek istenen iddianın da karşı taraf delillerince çürütülememiş olmasına, defterlerine dayanan tarafın yemin etmiş olmasına bağlıdır. (BAHTİYAR, M., Ticari Defterlerin Hukuki Önemi ve Sahibi Lehine Mahkemede Delil Olma Şartları, Makaleler II, s. 71 vd; ARKAN, s. 330 vd.).
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillere göre uyuşmazlık davacının takibe konu cari hesap alacağının dayandığı faturaların içeriklerinden dolayı davalıya hizmet verip vermediği alacaklı olup olmadığı yönündedir.
Davalı davaya cevap vermemiş olup, davayı inkar ettiğinden alacağı olduğunu ve malları davalıya hizmet verdiğini iddia eden davacı ispat yükü altındadır. Bu bağlamda davacı tarafça sunulan fatura yanında ticari defterler de ayrıca ispat vasıtalarından birisidir.
Fatura da ticari ilişkilerde ispat vasıtalarından birisidir. Bir faturanın borç doğurabilmesi için öncelikle faturanın karşı tarafa tebliğ ve teslim edilmesinin ispatı gereklidir.
Davalı taraf icra dosyasına borcunun bulunmadığı itiraz beyanında bulunmasına karşın, davacı taraf inceleme gününde ticari defterlerini ibraz edip, davaya konu olan faturaların davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu görülmüş olup söz konusu faturanın bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi usulüne uygun tutulan davacı defterlerinin lehlerine delil vasfına haiz oldukları anlaşılmakla davalı tarafından bir kısım faturalar nedeniyle ödemelerde bulunması sebebiyle taraflar arasında cari hesap ilişkisinin mevcut olduğu anlaşılmıştır.
Davacı kendi defter ve kayıtlarına göre davalıdan alacaklı gözükmektedir. Ne var ki davalı şirket vekiline inceleme gün ve saatinde hazır olması gerektiği konusunda ihtarat yapılmasına rağmen davalı taraf ticari defter ve kayıtlarını sunmaktan kaçınmıştır.
HMK. 219. maddesine (HUMK. 326) göre her iki taraf kendi ellerindeki vesikaları (belgeleri) mahkemeye ibraz etmek zorundadır. Bir davada ispat yükü kendisine ait olan tarafın, başka delillerle birlikte karşı tarafın ticari defterlerine de dayandığı, eş söyleyişle, delillerini karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği hallerde karşı tarafın kendi defterlerini mahkemeye ibraz etmesi ya da bundan kaçınmasına bağlanması gereken hukuksal sonuçlar HMK. 219. ve ardından gelen maddelerindeki konuya ilişkin genel düzenlemelere tabidir.
Öte yandan davacı usule uygun şekilde tutulan ve onaylanan kendi defter ve kayıtlarına göre davalıdan takip konusu miktar kadar alacaklı gözükmektedir. Ancak davalı tacir olduğundan davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarına da dayanmıştır.
HMK. 219. maddesine (HUMK. 326) göre her iki taraf kendi ellerindeki vesikaları (belgeleri) mahkemeye ibraz etmek zorundadır. Bir davada ispat yükü kendisine ait olan tarafın, başka delillerle birlikte karşı tarafın ticari defterlerine de dayandığı, eş söyleyişle, delillerini karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği hallerde karşı tarafın kendi defterlerini mahkemeye ibraz etmesi ya da bundan kaçınmasına bağlanması gereken hukuksal sonuçlar HMK. 219. ve ardından gelen maddelerindeki konuya ilişkin genel düzenlemelere tabidir.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun kararlarında da açıklandığı üzere HMK. 220. maddesi, bir tarafın, mahkemece kendisine verilen süre içerisinde ilgili belgeyi ibraz etmemesi halinde, mahkemenin, o tarafın maksadını gözeterek, diğer tarafın o belgeye ilişkin açıklamasını kabul edebileceğini öngörmektedir. Önemle vurgulanmalıdır ki HMK. 220. (HUMK. 330, 331, 332 ) maddesindeki bu hüküm, taraflardan birinin delillerini salt karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği hallerde, ticari defterlerin mahkemeye sunulması bakımından da uygulanır. Eş söyleyişle, belirtilen bu durumda ticari defterlerde HMK. 219. ve sonraki maddeleri anlamında “belge” niteliğindedir.
Bu ilkeler ışığından somurt dava bakımından davacı yan tarafından dosyaya delil olarak cari hesaba konu toplamda 1.063.993,70 TL tutarlı 26 adet fatura ve sevk irsaliyesi sunulmuş, Davacı tarafından sunulan tüm faturalarda imza unsurları tam olmakla birlikte, 25.09.2018, 13.09.2018 ve 07.09.2018 tarihli 3 adet sevk irsaliyesinde malları teslim alan bölümlerinin imzasız olduğu görülmüştür. Davalının söz konusu faturalara takip tarihine kadar herhangi bir itirazının bulunmadığı anlaşılmış, bu hususta davalı tarafa usulüne uygun olarak isticvap davetiyesi tebliğ edilmiş ancak davalı taraf icabet etmediğinden HMK’nın 171/2 maddesine göre ”Çağrılan taraf özürsüz olarak gelmediği veya gelip de soruları cevapsız bıraktığı takdirde, mahkemece sorulan vakıaları ikrar etmiş sayılır’.’ şeklindeki düzenleme dikkate alındığında geçerli özür bulunmadan gelmediği ve mazeret bildirmediği dikkate alınarak ikrar etmiş sayıldığı da gözetilmiş ve davaya konu fatura içeriği hizmetin davalıya verildiğini dosyadaki delillerle de verdiği tespit etmiş olmakla dosyaya sunulan dava konusu edilen ve davalı firmanın imzası ve kaşesi bulunan faturalar ile muhteviyatı mal ve hizmetlerin davalı şirkete teslim edildiği anlaşılmıştır. Taraflar arasında ticari bir ilişkinin mevcut olduğu ve dava konusu alacağın dayanağı olan faturalar ile muhteviyatındaki mal ve hizmetlerin davalı şirkete verildiği talebe konu asıl alacak yönünden ispatlanan davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle; davanın kabulü ile; İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı takip dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin 388.509,46 TL asıl alacak üzerinden aynen devamına, hüküm altına alınan asıl alacağa davacının takip talebindeki talebi aşılmamak üzere değişen oranlarda ticari avans faizi uygulanmasına, alacak faturaya dayalı olup likit bulunduğundan haksız itiraz nedeniyle hükmolunan miktarın takdiren %20’si tutarı oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE,
İstanbul …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı takip dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın İPTALİNE, takibin 388.509,46 TL asıl alacak üzerinden aynen DEVAMINA,
2-Hüküm altına alınan asıl alacağa davacının takip talebindeki talebi aşılmamak üzere değişen oranlarda ticari avans faizi uygulanmasına,
3-Alacak faturaya dayalı olup likit bulunduğundan haksız itiraz nedeniyle hükmolunan miktarın takdiren %20’si tutarı oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 26.539,08 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırılan 4.692,23 TL harç ile icrada yatırılıp mahsup edilen 1.942,55 TL harcın mahsubuna, bakiye 19.904,30-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına tayin ve takdir olunan 35.645,66 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından sarf edilen 44,40-TL başvurma harcı, 4.692,23 TL peşin harç, 1.942,55 TL icrada yatırılıp mahsup edilen harç, 225,60 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.000,00 -TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 7.904,78 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
8-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/02/2020

Başkan …
¸
Üye …
¸
Üye …
¸
Katip ….
¸