Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/418 E. 2021/990 K. 18.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/418 Esas
KARAR NO : 2021/990

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/06/2019
KARAR TARİHİ : 18/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ….. Gayrimenkul İnş. Tic. A.Ş. müvekkili şirket nezdinde … Mah. … Cad. … Sok. … Apt. No:11A/1 …/…| adresinde … poliçe numarası ile 14.10.2015/2017 tarihleri arasında İnşaat Tüm Riskler Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, sigortalının müvekkili şirkete yapmış olduğu ihbar neticesinde; 09.06.2018 tarihinde davalı tarafından güvenlik sözleşmesi ile korunmakta olan şantiye sahasına 09.06.2018 tarihinde saat 08.00 sularında şantiye deposunda hırsızlık olduğunu, neticesinde sigortalıya ait birçok emtianın çalınarak maddi hasar meydana geldiğinin tespit edildiğini, söz konusu hasarla ilgili olarak yapılan inceleme neticesinde, 14.12.2018 tarihinde toplam 27.664,00-TL hasar tazminatı olarak müvekkili şirket tarafından hasar bedeli olarak sigortalısına ödendiğini, sigortalı ile Müvekkili Şirket arasında mün’akit ve bir delil anlaşması mahiyetinde olan Sigorta Poliçesi Umumi Şartları ve TTK md.1481 amir hükümlerine göte müvekkili şirket hasar bedelini ödedikten sonra ödediği tazminat nispetinde sigortalısının haklarına halef olduğunu, bu nedenle, hasarın meydana gelmesinde sorumluluğu bulunan kişi ya da kişilere ödenen tazminat bedeli kadar rücu imkanı doğduğunu, müvekkili şirket tarafından ödenen hasar bedeli olan 27.664,00-TL’nin yasal faizi ile birlikte rücuen tazmini amacıyla Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile şantiye sahasının güvenliğini sağlamakta yeterli özen ve dikkati sağlayamayarak hasarın meydana gelmesine sebebiyet veren davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, ancak davalının haksız itirazı neticesinde takibin durdurulduğunu, bu nedenlerle davalının Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyalarına yaptığı haksız itirazların iptali ile takibin devamına, takip konusu alacağın likit olması nedeni ile davalı aleyhine takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; çalındığı iddia edilen inşaat malzemelerinin gerçekten çalınıp çalınmadığının tespitinin hukuken mümkün olmadığını, buna ilişkin tanzim edilen tutanak ya da belgelerin içeriğini ispat külfetinin davacı tarafta olduğunu, çalındığı iddia edilen malzemelerin alarm sistemi bulunan depolar varken alarm sisteminin bulunmadığı depolara konulmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, müvekkili firmanın herhangi bir kusurunun bulunmadığını, tüm sorumluluğun müvekkili firmaya yüklenmiş olmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine, %20’sinden aşağı olmayacak şekilde tazminata hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Bakırköy …. İcra müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı şirket aleyhine 27.664,00-TL asıl alacak, 757,16 -TL işlemiş faiz olmak üzere Toplam 28.421,16-TL ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yasal faizi masrafları ve vekalet ücreti ile birlikte tahsili için icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde itiraz ettiğini belirterek takibin durmasına sebebiyet verdiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Usulüne uygun duruşma açılmış, ön inceleme aşamasında uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Mahkememizce Tarafların meydana gelen hırsızlık nedeniyle dava dışı sigortalının bir zararının bulunup bulunmadığı, herhangi bir kusurunun bulunup bulunmadığı, var ise tarafların kusur oranları ile zararlarının tespiti noktasında bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, bilirkişi Sigorta Uzmanı … ve Güvenlik Uzmanı …’ın 10/06/2021 tarihli raporunda özetle; Dosya içersinde ki bilgi ve belgeler incelendiğinde dava dışı ….. Gayrimenkul İnş. Tic. A.Ş ‘ne ait … Mah. … Cad. … Sok. … Apt. No: 11 A/l …/… adresinde ki inşaatın …. poliçe numarası ile 14.10.2015/2017 tarihleri arasında Davacı Sigorta Şirketi tarafından İnşaat Tüm Riskler Sigorta Poliçesi ile sigortalandığı görüldüğü, … adresinde 09.06.2018 tarihinde hırsızlık olduğu, bu hırsızlık neticesinde sigortalıya ait birçok emtianın çalınarak maddi hasar meydana geldiğinin tespit edildiğini, söz konusu hasarla ilgili olarak yapılan inceleme neticesinde, 14.12.2018 tarihinde toplam 27.664,00-TL hasar tazminatını Davacı Sigorta şirketinin dava dışı sigortalısına ödediği anlaşıldığı, davacı Sigorta şirketi gerçekleşen hırsızlık hasarı sonucu sigortalısına ödediği 27.664,00- TL ‘nı ihmal ve kusuru olduğu gerekçesi ile Davalı taraftan rücuen talep ettiği, TTK. Madde 1472’ye göre ; sigortacı rizikonun gerçekleşmesi sonucunda sigortalısının zararını ödedikten sonra, bu zarar üçüncü bir kişinin kusurlu davranışından kaynaklanmışsa bu kişiye karşı dava açılarak tazminat istenebileceği, TTK. Madde 1472 şu şekildedir ; MADDE 1472– (1) Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.(2) Sigortalı, birinci fıkraya göre sigortacıya geçen haklarını ihlal edici şekilde davranırsa, sigortacıya karşı sorumlu olur. Sigortacı zararı kısmen tazmin etmişse, sigortalı kalan kısımdan dolayı sorumlulara karşı sahip olduğu başvurma hakkını korur. Sigortacının halefiyeti kanundan doğan bir hak olmakla birlikte bu hakkında kazanılması için üç şartın yerine gelmesi gerekeceği, sigortacı ile zarar gören arasında geçerli bir sigorta sözleşmesi mevcut olmalı ve sigorta kapsamında bir zarar meydana gelmiş olmalıdır. Sigortalı, zarar gören sıfatıyla üçüncü kişilere karşı tazminat isteme hakkına ( dava hakkına) sahip olmalıdır. Sigortacı, sigorta tazminatını sigortalıya ödemiş olmalıdır. söz konusu dava dosyası incelendiğinde ve teknik Bilirkişi görüşüne göre dava konusu hırsızlık olayında Davalının kusurlu olduğu kanaatine varıldığı, bu bağlamda Davacı Sigorta şirketinin dava dışı sigortalısına hasar tutarı olarak ödediği 27.664,00-TL’nın Davalıdan rücuen talep etme hakkı olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
TÜM DOSYA MUHTEVİYÂTI KÜLLÎYEN TETKÎK EDİLDİĞİNDE;
Dava, meydana gelen hırsızlık nedeniyle davalının kusurlu olduğu iddiasına dayanılarak dava dışı sigortalıya ödenen bedelin rücuan tahsili noktasında yapılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Öncelikle ispat müessesesini açıklamakta fayda var. Bilindiği üzere, hakim, davada hangi vakıaların ispat edilmesini tespit ettikten sonra, bu vakıaların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği sorusuyla karşılaşır; buna ispat yükü denir. Kendisine ispat yükü düşen taraf için, bu bir yükümlülük(mükellefiyet) değil, sadece bir yüktür(külfettir). Taraf kendisinin ispat etmesi gerektiği vakıayı ispat edemezse karşı taraf ve mahkeme onu mutlaka ispat etmesini isteyemez, bilakis kendisine ispat yükü düşen taraf , o vakıayı ispat edememiş sayılır.(Kuru, Medeni Usul Hukuku, 2016, sy 319)
Somut olayımızda ispat yükü meydana gelen hırsızlık dolayısıyla davalının kusurlu olduğunu iddia eden davacı üzerinde olup, taraf delilleri bu ilke çerçevesinde toplanıp değerlendirilmiştir.
Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmış yapılan inceleme neticesinde davalının, taraflar arasında akdedilen güvenlik sözleşmesinde belirtilen güvenlik hizmetini eksik bir şekilde yerine getirmediği anlaşılmıştır.
Zira sözleşmenin 8.8. Maddesine göre göre üstlenicinin güvenlik önlemleri kapsamında yeterli personel istihdam etmesi gerektiği, personellerin kusurlu davranışlarından kendisinin bizzat sorumlu olacağı, hırsızlığın meydana geldiği saatte davalı bünyesinde istihdam edilen personellerin istirahate çekildikleri, bu haliyle hırsızlığın meydana gelmesinde asli kusurlu oldukları, dava dıı sigortalının bir kusurunun bulunmadığı kanaatine varılmış, ayrıca meydana gelen zarar dolayısıyla yapılan ödemenin zarar ile uyumlu olduğu tespit edilmiş raporun bu yönüyle de hüküm kurmaya elverişli olduğu kanaatine varılmıştır.
TTK. Madde 1472’ye göre ; sigortacı rizikonun gerçekleşmesi sonucunda sigortalısının zararını ödedikten sonra, bu zarar üçüncü bir kişinin kusurlu davranışından kaynaklanmışsa bu kişiye karşı dava açılarak tazminat istenebileceği düzenlemesi mevcuttur. Bu hüküm çerçevesinde davalının meydana gelen zararda kusurlu olduğu, yapılan ödemelerin zarar ile uyumlu olduğu, rücu şartlarının olayımızda gerçekleştiği, davalının icra takibine itirazının haksız olduğu, alacağı likit olduğu dikkate alınarak dava hakkında aşağıdaki şekilde arar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KABULÜ İLE;
-Davalının aleyhine yapılan Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİNE,
-Takibin aynen DEVAMINA,
-Asıl alacağın %20’sine tekabül eden icra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,

2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 1.941,45-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 485,37-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.456,08-TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
3-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00- TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
4-Davacının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 4.263,17 -TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından ödenen 44,40-TL başvurma harcı, 485,37-TL peşin harç, 1.721,50-TL tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.251,27-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/10/2021

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza