Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/4 E. 2020/9 K. 13.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/4 Esas
KARAR NO : 2020/9

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/12/2018
KARAR TARİHİ : 13/01/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/01/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili şirketin yönetim kurulu başkanı olduğunu, 28/12/2017 tarihli Yönetim Kurulu Kararıyla davalı müvekkili şirketin yönetim kurulu başkanlığına devam etme yetkisinin alındığını, davalının rekabet, sorumluluk, dürüstlük ve sadakat yükümlülüklerine aykırı davrandığını, davalının ….. firmasına resmi ortak olmadan önce firmanın kuruluşunda perde arkasında olması, bu süre zarfında müvekkili şirkete ait konumu gereği elde etmiş olduğu ticari sırları, müşteri bilgilerini vs hususları kendisi ve başkası lehine kullanarak müvekkili şirketi zarara uğrattığını, daha sonrasında firmaya yüzde seksenlik bir hisseyle ortak olarak müvekkili şirkete karşı olan yükümlülüklere aykırı davranarak tüm emeğini bu firma lehine kullanarak müvekkili şirkete zarar olduğunu, davalının …… firmasına hem ortak olmadığı dönemde hemde ortak olduğu dönemde müvekkili şirketin müşterilerinin …. firmasıyla çalışıyor olması, bu müşterilerin tespit edilmesi ve çalışmalarının sebebi mail görüşmelerinden de görüleceği üzere davalının müvekkili şirketten edindiği bilgiler sebebi ve konumuyla ilgili olduğunu, ayrıca ….. firmasının ilk kurucusunun …’ın müvekkili şirkette bir dönem davalının yardımcısı olarak sigortalı olarak çalıştığını ve davalı ile irtibatlarının hiç kesilmediğini, müvekkili şirketin müşterilerine ….. adına hem …. tarafından hem de davalı tarafından ulaşılmasının birlikte hareket ettiklerini gösterdiğni, müvekkili şirketin var olan ticaret kar payını kaybetmesi ve yoksun kaldığı kazançları elde edememiş olması müvekkili şirketin zararı olduğunu belirterek davalı ile …. arasında ….. firmasının kuruluş aşamasında para alışverişi olup olmadığının tespitini. … firmasının BA -BS formları ile müvekkil şirketin BA – BS karşılaştırılmasını, davalının …. firmasına yönlendirmiş olduğu müvekkili şirketin müşterilerden elde edilmiş olan kazancın tespitini davalının eylemleri sebebiyle müvekkil şirketin kaybettiği kazancın tespitini, davalının … firmasının elde etmiş olduğu aktif artışı ile davalının … firmasındaki kazanç ve aktif artışı ayrıca şahsi etmiş olduğu kazanç ve aktif artışının tespitini, davalının müvekkili şirket müşterisi olan …’e …. adma mail atması sebebiyle bu kişinin tanık olarak dinlenilmesini, davalı ile …. iş dışında da göriiştükerinin tespiti açısından 2017 ve 2018 yıllarında her iki tarafında yurt içi ve yurt dışı giriş çıkış kayıtlarının istenilmesini, dava dışı …. firması yetkilisi …’ın kullanmış olduğu …@…com adresli e-mail adresi ile davalının kullanmış olduğu ….@…com e-mail adresinin uzman kişilerce incelenmesini, bu mail adreslerinden müvekkili şirket müşterileri ile yapılan iş tekliflerinin ve yapılan işlerin içeriğinin tespitini. Müvekkilinin uğramış olduğu zararın tespiti ile tespit edilen zararın miktarı üzerinden zarar tespit tarihinden itibaren yasal faizi ile müvekkili şirkete ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dışı … Medikal İth. İhr. Tic. Ltd. Şti.’nin kendi taraf ehliyeti olduğunu, müvekkilinin husumet ehliyetinin bulunmadığını, davaya bakmaya görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, müvekkilinin …. Medikal A.Ş.’nin yönetim kurulu başkan ve yardımcısı olduğunu, ….’ın bir ticari faaliyette bulunmasına herhangi bir hukuki engel bulunmadığını, davacının fiilen bir zarara uğradığını ispat etmek zorunda olduğunu, şirketlerin müşteri kitlelerinin benzer olabileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde;
6325 sayılı Kanuna eklenen 18/A- maddesinde ise, ” (1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” düzenlemesi mevcuttur.
6100 sayılı HMK’nın 115/2 maddesinde ise mahkemece dava şartı noksanlığı tespit edilirse davanın usulden reddine karar verileceği belirtilmiştir.
Yukarıdaki yasal düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi uyarınca 01.01.2019 tarihi itibarıyla Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiştir.
Davacı tarafından yukarıda anılan mevzuat uyarınca dava tarihi itibariyle arabuluculuğa başvurduğundan bahsetmediği gibi buna ilişkin tutanağının sunulmadığı da görülmüştür. Söz konu dava şartı davanın başında olması gereken ve tamamlanabilir bir dava şartı da değildir.6102 sayılı TTK’nun 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesinin 1.fıkrası gereğince arabulucuya başvurmadan konusu bir miktar paranın ödenmesine ilişkin ticari dava açılmayacağından ve davanın arabulucuya başvurulmaksızın açıldığı sabit olduğundan herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Karar tarihinden yürürlükte bulunan Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcından peşin yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,5TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Karar tarihinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunun 1.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısım olur ise karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı karar verildi.13/01/2020

Katip …
E-imzalıdır ¸

Hakim …
E-imzalıdır ¸