Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/390 E. 2019/1151 K. 11.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/390 Esas
KARAR NO : 2019/1151

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/05/2019
KARAR TARİHİ : 11/11/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/11/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı davacı müvekkili firma eski çalışanı …. 30.03.2017 yılında müvekkili şirketten tazminatını da alarak ayrıldığını, müvekkili firmada çalıştığı süre içerisinde kademeli olarak önce müşteri ilişkileri, sipariş alma takibi ve teslimi departmanı ve şirketin tüm muhasebe işlemlerini (muhasebeci olarak), muhasebe kayıtları müşteri iletişim bilgilerinin bulunduğu departmanda tek kişi olarak çalıştığını, dolayısı ile şirketin en önemli departmanlarında yer aldığını, firmada üretim departmanında usla çalışanlar olan … ve ……’da ayrıldığını, sebepsiz olarak ayrılan çalışanların davalı yanın yakından tanıdığı yanına aldığı dava dışı ….’in girişimi ile davacı müvekkili firmadan ayrıldıklarını ve davalı yanın yanında (rakip firmada) çalışmaya başladıklarını müvekkili firmanın öğrendiğini, davalı yanın sektör içerisinde davacı müvekkili aleyhine haksız rekabet oluşturabilecek faliyetleri olduğunu haricen öğrendiğini, dava dışı …. davacı müvekkilinin firmasında çalıştığı süre içerisinde bulunmuş olduğu departmanlarda, edinmiş olduğu şirket sırlarını ve müşteri çevresini müvekkili firmadan ayrıldıktan sonra çalışmaya başlamış olduğu yani iş yeri olan davalı …… plastik isimli firma ile paylaştığını ve iş kaybına doğrudan ticari zarara sebebiyet verdiğini belirterek Arz davanın kabulü ile , fazlaya dair tüm talep ve dava haklarını saklı tutarak şimdilik 1.000 TL maddi tazminat ile davacı müvekkil şirketin uğramış olduğu çöküntü nedeniyle 50.000 TL manevi tazminatın haksız fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte, yargılama giderleri ve ücret-i vekâletin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava şartları bakımının HMK 114.ve 115. maddeler bakımından re’sen yapılan inceleme sonucunda;
Dava şartı medeni usul hukukuna ait bir kurumdur. Bunun amacı bir davanın esası hakkında incelemeye geçilebilmesi için gerekli bütün şartları ve bunların incelenmesi usulünü tespit etmek; böylece davaların daha çabuk, basit ve ekonomik bir şekilde sonuçlanmasına yardımcı olmaktır.
Davanın açılış tarihi itibariyle özel dava şartı bakımından konuyu düzenleyen; 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren ve dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesine eklenen 5/A maddesinde, “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”
6325 sayılı Kanuna eklenen 18/A- maddesinde ise, ” (1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” düzenlemesi mevcuttur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesinin …. Esas, ….. Karar numaralı kararında” Öte yandan, 7155 sayılı Kanun ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen ve 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesi ile getirilen “Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. ….” hükmü uyarınca konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkındaki ticari davalarda dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmak zorunlu hale gelmiş, yani arabuluculuğa başvurmak dava şartı haline getirilmiş bulunmaktadır.
Somut olayda, davacılar 05.03.2019 tarihinde Arabuluculuk Bürosuna müracaat etmişler, 14.03.2019 tarihinde davalı tarafından dava konusu icra takibi başlatılmış, 20.03.2019 tarihinde Arabuluculuk Son Tutanağı düzenlenmiş ve aynı tarihte iş bu dava açılmış olup, bu durumda davacıların iş bu dava açılmadan önce başlatılmış olan icra takibinin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir taleplerinde haksız oldukları sonuç ve kanaatine varılmış ve ilk derece mahkemesinin talebin reddi yönünde vermiş olduğu kararda bir isabetsizlik görülmemiş, açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” şeklinde karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 115/2 maddesinde ise mahkemece dava şartı noksanlığı tespit edilirse davanın usulden reddine karar verileceği belirtilmiştir.
Yukarıdaki yasal düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi uyarınca 01.01.2019 tarihi itibarıyla Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiştir.
Davacı tarafından yukarıda anılan mevzuat uyarınca dava tarihi itibariyle arabuluculuğa başvurduğundan bahsetmediği gibi buna ilişkin tutanağının sunulmadığı da görülmüştür. Söz konu dava şartı davanın başında olması gereken ve tamamlanabilir bir dava şartı da değildir.6102 sayılı TTK’nun 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesinin 1.fıkrası gereğince arabulucuya başvurmadan konusu bir miktar paranın ödenmesine ilişkin ticari dava açılmayacağından ve davanın arabulucuya başvurulmaksızın açıldığı sabit olduğundan herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-7155 sayılı Yasa ile değişik 6102 sayılı TTK’nun 5/A ve aynı sayılı yasa ile değişik 6325 sayılı kanunun 18/A maddesinin 1. fıkrası uyarınca arabuluculuğa başvurulmasına ilişkin DAVA ŞARTI NOKSANLIĞI NEDENİYLE DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 870,96 TL harçtan mahsubu ile kalan 826,56 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 2.725,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısım olur ise, karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davalı vekilinin yüzüne karşı , davacı tarafın yokluğunda karar verildi. 11/11/2019

Katip …
E-imzalıdır ¸

Hakim …
E-imzalıdır ¸