Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/388 E. 2020/143 K. 06.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/388 Esas
KARAR NO : 2020/143

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 20/10/2015
KARAR TARİHİ : 06/02/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili … Plastik Teknolojileri San ve Tic. Ltd. Şirketinin 06.10.2009 tarihinde, 100.000 TL sermaye ile kurulduğunu, davalının şirketin kuruluşunda %50 hisse sahibi olduğunu ve 02.01.2010-31.08.2012 tarihleri arasında genel müdür olarak çalıştığını, şirketin diğer %50 hissesi sahibi ….. ‘un, davalının şirket hesaplarından para aldığını, ancak iade etmediğini fark ederek davalıdan borçlarını kapatmasını istediğini, davalının borçlarını kapatacağını söyleyerek müvekkili şirketi uzun süre oyaladığını, bu nedenle daha fazla kötüye kullanmaması bakımından 26.11.2011 tarihinde Beyoğlu …. Noterliğinin …. yevmiye nolu işlemi ile davalının ….. ile müşterek atacakları imza ile şirketi temsil ve ilzama yetkili kılındıklarını, tek imza yetkisinden çift imza yetkisine geçilmesinden rahatsız olan davalının artık şirkette kalmak istemediğini, yeni şirket kurmak istediğini söyleyerek Beyoğlu …Noterliğinin 31.01.2012 tarih ve …. nolu Limited Şirket Hisse Devri Sözleşmesi ile hissesini devrederek şirketteki görevinden de istifa etmek suretiyle müvekkili şirket ile ilişiğini kestiğini, davalının ticari faaliyetleri idame etmek üzere almış olduğu iş avanslarını ticari faaliyetlerde harcadığına ilişkin bir belge ibraz edemediği gibi açıklamasını da yapamadığını, davalıya maaşlarının çalıştığı süre boyunca tam ve eksiksiz olarak ödendiğini, davalının müvekkili şirket hesaplarından peyder pey kullandığı ve iade etmediği nakit iş avanslarının dava dilekçesi ekinde sunulan cari hesap dökümünde yer aldığı gibi ticari defter kayıtlarında da mevcut olduğunu, davalı tarafından müvekkili şirkete iade edilmeyen 434.823,83 TL alacağın tahsili için davalı aleyhine Büyükçekmece ….İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattıklarını, davalının haksız ve kötü niyetli itirazı nedeniyle takibin durduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı kalmak üzere davalının itirazının iptaline, takibin devamına, 3095 Sayılı Yasanın değişik 2.maddesi uyarınca takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek senelik % 10,50 ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, davalı adına kayıtlı malvarlığına öncelikle teminatsız, mahkemece kabul edilmemesi durumunda ise takdir olunacak teminat karşılığında tedbir konulmasına, alacak likit olduğundan alacağın % 20’sinden aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın öncelikle alacağın zamanaşımına uğramış olması nedeniyle reddi gerektiğini, müvekkilinin davacı şirket ve yetkilisi ….. tarafından çok ciddi miktarda zarara uğratıldığını, davacının müvekkiline ödeme yapıldığına dair iddiasının ispata muhtaç olduğunu belirterek ilgililer hakkında gerçeğe aykırı belge tanzimi nedeniyle her türlü dava ve şikayet hakları saklı kalmak kaydı ile haksız ve kötü niyetli davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava; davacı şirket eski müdürü olan davalının müdürlük yaptığı dönemde şirketi zarara uğrattığı iddiasına dayalı yönetici sorumluluğundan kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizin 11/05/2017 tarihli …. Esas , …. Karar sayılı kararı ile kanıtlanamayan davanın reddine, koşulları oluşmadığından davalı yanın kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, kararın kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesince verilen 26/10/2017 tarih ve 2017/510-2017/696 sayılı kararın temyizi üzerine dosyanın gönderildiği Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 25/03/2019 tarih 2018/185 Esas 2019/2208 karar sayılı ilamı ile;….
Hal böyle iken, somut olayda mahkemece davalının davacı Şirketten para alarak Şirkete borçlu olup olmadığının tespiti noktasında davacı Şirket defterleri ve bunlara dayanak olarak sunulan belgeler bilirkişi heyeti vasıtasıyla incelenerek 31.12.2010 tarihi itibariyle davalının davacı Şirkete borcunun olmadığı, aksine davacının borçlu olduğunun anlaşıldığı ve davacı vekilinin bilirkişi raporuna karşı beyanda da bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, davacı vekilinin UYAP sistemi üzerinden süresinde sunulan bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesinde, ticari defterlerine dayanak olarak sehven yanlış kayıtların sunulduğunu ve incelemenin bu yanlış belgeler üzerinden yapıldığını, iddialarına dayanak gerçek belgelerin Mahkemenin değerlendirmesine sunulacağını bildirdiği anlaşılmıştır.
Şu halde Mahkemece, davacı tarafın bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesindeki itirazları dikkate alınarak davacı yana gerçek dayanak belgeleri sunmak üzere imkan tanınıp akabinde yapılacak incelemeye göre kayıtlar doğrultusunda davalının Şirkete borçlu olup olmadığı, borçlu ise davalının savunması kapsamında alınan paraların akıbeti hususunda gerekli değerlendirme de yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmiş olması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin 26.10.2017 tarih, …. esas ve … karar sayılı ilamının BOZULARAK KALDIRILMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin anılan temyiz itirazının reddine, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA” gerekçeleriyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili bozma ilamına uyulmasını istemiş, davalı vekili ise takdiri mahkemeye bırakmıştır.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Taraf vekilleri delil listeleriyle yazılı delillerini ibraz etmişler, diğer deliller mahkememizce toplanmıştır.
Davacı vekili 04/02/2020 tarihli dilekçesiyle davalı ile anlaşarak protokol düzenlediklerini, bu nedenle davadan vazgeçtiklerini, feragat istemi yönünde karar verilmesini, yargılama gideri ve masraf talebi olmayan davalı lehine herhangi bir alacağa hükmedilmemesini beyan etmiş, davalı vekili ise 03/02/2020 tarihli dilekçesi ile davacı ile anlaştıklarını, davacının davadan feragat etmesi durumunda feragat istemine bir itirazının ve/veya herhangi bir yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinin olmayacağını beyan etmiştir.
Davacı vekili duruşmadaki beyanında; tarafların sulh olduğunu, davadan feragat ettiklerini, yargılama gideri talebi olmadığını beyan etmiş, beyanını imzasıyla tasdik etmiştir.
Davalı vekili duruşmadaki beyanında; feragata bir diyeceklerinin olmadığını, bozma sonrası için vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin olmadığını, beyan etmiş, beyanını imzasıyla tasdik etmiştir.
Taraf vekillerinin vekaletnamelerinin incelenmesinde; davadan feragat yetkilerinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere, HMK’nın 307. maddesine göre davadan feragat “Davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.” Yine aynı kanunun 311. maddesine göre “Feragat, kesin hükmün sonuçlarını doğurur.”
Feragat, tek taraflı ve davayı sona erdiren kesin bir hükmün hukuki sonuçlarını doğuran işlem olup, feragatın hüküm ifade etmesi mahkemenin ve karşı tarafın kabulüne bağlı değildir. Dava, tarafların serbestçe tasarruf edebileceği davalardandır. Davadan usulüne uygun feragat edildiğinden davacının davasının feragat nedeniyle reddine ilişkin aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın davasının feragati nedeniyle REDDİNE,
2-Feragat yargılamanın ön inceleme duruşmasından sonra vuku bulduğundan Harçlar Kanunun 22. maddesi gereğince 54,40-TL karar ve ilam harcının 2/3’üne tekabül eden 36,27-TL’nin peşin yatırılan 5.251,59-TL harçtan mahsubuna, artan 5.215,32 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Talepleri nedeniyle yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına,
4-Talep edilmediğinden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
6-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay nezdinde TEMYİZ kanun yolu açık olmak üzere vekillerinin yüzlerine karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/02/2020

Başkan …
¸
Üye …
¸
Üye …
¸
Katip …
¸