Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/369 E. 2019/625 K. 24.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/369 Esas(Ayrılan dosya)
ESAS NO : 2019/127 Esas (Asıl dosya)

DAVA : İflas (Doğrudan Alacaklı Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 177))
DAVA TARİHİ : 07/04/2019
TEFRİK TARİHİ : 24/05/2019
KARAR TARİHİ : 24/05/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/05/2019

Bakırköy …..Asliye Ticaret Mahkemesinin 08/04/2019 tarih …. Esas ….. Karar sayılı kararı ile davanın taraflarının ve konusunun mahkememizin ……. Esas sayılı dosyasının tarafları ve dava konusu ile aynı olduğu, davalar arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu gerekçesiyle TTK’nun 448/2 maddesi uyarınca davaların birleştirildiği, mahkememizin…… Esas sayılı dosyasında 24/05/2019 tarihli tefrik kararı ile birleşen dosyanın tefrikine, mahkememizde ayrı esasa kaydına karar verildiği anlaşılmakla …. Esasa kaydı yapılan İflas (Doğrudan Alacaklı Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 177)) dava dosyasının dosya üzerinde yapılan incelemesi sonucunda ;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekilinin Bakırköy nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine vermiş olduğu 07/04/2019 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde ;davalı ….. Tic. Ltd Şti’ne ait hisselerden % 95 i tarafına ait olduğunu, 30/03/2009 tarihinde davalı …’a emanetçi olarak hisse devri yapıldığını, daha sonra %50 hisse 09/12/2009 tarihinde sözleşme ile Mehmet Koyunci’ye devrederek satıldığını, 30/01/2011 tarihinde % 45 hisse hususunda …’ye hisse verilmesi konusunda karar alındığını, emanetçi olarak hisselerim davalı …’a devredildiğini, bu devire ilişkin hak edişlerim hususunda herhangi bir bedel alınmadığını ve daha sonra davalı yanın ailesi, kardeşleri ve Beyler’in de dahil olduğu yıllar boyu süren ticari çekişmeler davaya konu taşınmaz protokolle …’a satılarak devredildiğini, protokol gereği şirketin toplam değerinin ¨4.655.238 olduğunu, tehdit ve oyalamalar nedeniyle satış ve devir bedelinin bugüne kadar tahsil edilemediğini, davalılar tarafından gerçekleştirilen hileli işlemler ile alacak hakkına ulaşım imkansızlaştırıldığını, davalılardan … ve Mehmet aleyhine Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde derdest olunan davada verilen kararda davamızın reddine karar verilmiş ise de anılan davaya ilişkin istinaf kanun yoluna başvurulması ile İstanbul Bölge Adliyesi ……Hukuk Dairesi tarafından verilen ……. Esas . Karar numaralı ilamı ile dosyanın yeniden görüşülmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verildiğini, davalı yanın ayrı ayrı ileri sürdükleri zaman aşımı def’i konusunda zaman aşımının dolmadığı hususu sübut ettiğini ve dosyaya ilişkin verilen hükmün kaldırılması kararı verildiğini, her ne kadar hukuk yargılamasında her bir davanın kural olarak ayrı şekilde görülmesi benimsenmiş ise de bazı davaların birlikte görülmesinin yargılama hukuku bakımında daha faydalı olacağı aşikar olduğunu, usul ekonomisi gereğince aralarında bağlantı bulunan davaların birlikte görülmesi gerektiğini, benzer konuların görüldüğü davalarda verilecek olan farklı kararlar hukuk güvenliğini tehdit edeceğini, HMK madde 166 ile anılan duruma ilişkin olumsuzlukların bertaraf edilmesi maksadı ile davaların birleştirilerek görülmesi hususuna yer verildiğini, mahkemece huzurdaki davanın Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ……. Esas numaralı dosyası ile birleştirilmesi sonucu davaların tahkikat aşamaları birlikte yürütüleceğini, böylece zamandan tasarruf edilecek ve gereksiz dava masraflarından kaçınılmış olacağını, yargılama giderleri ile ücret-i vekaletin harç ve masraflar ile birlikte davalılar üzerinde tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, İİK.nın 177 maddesine dayalı iflas istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nun 320.maddesinde mahkemenin mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar vereceği düzenlemesi de nazara alındığında somut olayın belirginliğine bağlı olarak hakim duruşma açmama yönündeki takdir hakkını kullanabilecektir.
Bakırköy ……Asliye Ticaret Mahkemesinin 08/04/2019 tarih….. Esas ……….Karar sayılı kararı ile Bakırköy…….Asliye Ticaret Mahkemesinin …… Esas sayılı dosyası mahkememizin ……Esas sayılı dosyası ile aralarında fiili ve hukuki irtibat bulunduğu gerekçesiyle birleştirilmiştir.
Her iki davanın iflas davası olduğu gözetildiğinde, davaların birleştirilmesine ilişkin HMK’nun 166. maddesinin davamıza konu olayda uygulama yerinin bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Bu durumda birbirinden bağımsız, derdest olan iki ayrı iflas davası bulunmakta olup, davalardan birinde verilecek iflas kararının derdest diğer davaya etkisi üzerinde durmak gerekmektedir.
İflas kararının derdest davaya etkisi irdelendiğinde;
“İflasta yurt içinde birlik ( vahdet) ilkesi geçerlidir. Bu nedenle borçlu hakkında muhtelif iflas davalarının açılması eşyanın tabiatı icabı ise de, ancak tek iflas kararı verilebilir. İflasın tekliği prensibi sadece yurt içinde geçerli olup, borçlunun muamele merkezindeki ticaret mahkemesinde birden fazla iflas davasının derdest bulunması durumunda, bu davalardan birisi hakkında iflası kararı verildiği takdirde, diğer iflas davalarının iflas kararının kesinleşmesini bekletici sorun yapmaları zorunluluğu vardır. Bu zorunluluğun nedeni, bir borçlu hakkında birden fazla iflas kararı verilemeyeceği ve mameleki hakkında birden fazla iflas tasfiyesi açılamayacağı esasına dayanmaktadır. Bu durum birlik ( vahdet ) ilkesinden kaynaklanmakta ve iflasın inşai karakterinin doğal sonucunu oluşturmaktadır. Bununla birlikte borçlu hakkında verilen iflas kararı Yargıtayca bozulduktan sonra, daha önce iflas kararının kesinleşmesini bekletici sorun yapan diğer iflas davalarına bakan mahkemelerin artık bekletici sorun hakkındaki ara kararlarını kaldırırak, yargılamayı sürdürmeleri gerekir. Şu kadar ki; iflasa daha önce karar veren ve kararı Yargıtayca bozulan hüküm mahkemesinin direnme kararı vermesi de ihtimal dahilinde olduğundan bozma hakkında yerel mahkemece verilecek karara kadar, diğer mahkemeler bekletici sorun hakkındaki ara kararını sürdürmeli, bozmaya uyulması halinde kendi mahkemelerindeki iflas davasına ilişkin yargılmayı devam ettirmelidirler. Direnme kararı doğrultusunda yeniden iflasa kadar verilmesi durumunda ise , daha önce oluşturulan bekletici soruna dair kararın sürdürülmesi gerektiğinde kuşku yoktur.” (Türk İflas Hukuku, Sümer Altay, Sayfa 132)
Taraflar hakkında gerek mahkememizde gerekse Bakırköy……. ATM’de ayrı ayrı iflas davası açılmış olup, iflasın tekliği prensibi gereğince tek iflas kararı verilebileceğinden ve buna göre davalardan birinde iflas kararı verildiğinde bu kararın kesinleşmesinin diğer iflas davasında bekletici mesele yapılması zorunlu olduğundan Bakırköy …….. ATM tarafından iflas davalarının birleştirilmesi, iflasın yurt içinde birlik (vahdet) ilkesine, iflasın tekliği prensibine aykırılık teşkil etmektedir. İflas davalarının birleştirilemeyeceği yasal zorunluluk olup Bakırköy ……. ATM tarafından iflas davasına bakılması, iflas kararı hangi mahkeme tarafından verilecekse diğer mahkemenin iflas kararının kesinleşmesini bekletici mesele yapması gerekmektedir. Dolayısıyla Bakırköy…… ATM’nin birleşen ……Esas sayılı dosyası mahkememizin …….Esas sayılı dosyasından tefrik edilmiş, her iki iflas davasının birlikte görülmesine yasal imkan bulunmadığından ve böylelikle iflas davaları hakkında birleştirme kararı verilemeyeceğinden dosyanın birleştirme kararı verilen Bakırköy ……Asliye Ticaret Mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Ayrıntıları gerekçeli kararda yazılacağı üzere;
1-Davanın iflas davası olduğu gözetilerek mevcut yasal düzenlemeler ve yerleşik Yargıtay kararları uyarınca iflas davaları hakkında birleştirme kararı verilemeyeceğinden davanın birleştirme kararı verilen Bakırköy ……. Asliye Ticaret Mahkemesine iadesine,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kanun yolu kapalı olmak üzere oy birliğiyle tensiben karar verildi. 24/05/2019

Başkan …
¸
Üye …
¸
Üye …
¸
Katip …
¸