Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/36 E. 2020/587 K. 17.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/36 Esas
KARAR NO : 2020/587

DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ : 17/01/2019
KARAR TARİHİ : 17/09/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; şirketin faaliyetine devam edebilmesi ve malvarlığının korunabilmesi için aşağıda belirtilen ihtiyati tedbir kararlarının tensiben verilmesini; 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun’a göre yapılan takipler de dâhil olmak üzere müvekkil şirket aleyhine hiçbir takip yapılmamasına, evvelce başlatılan takiplerin durdurulmasına, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarının uygulanmamasına, e-haciz, muhafaza, satış, tedbir, protesto, takas, mahsup, hapis, temlik ve haciz ihbarnamelerinin uygulanmamasına, şirket aleyhine rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılmış ve yapılacak tüm icra takiplerinde rehinli menkullerin muhafazasının ve satışlarının durdurulmasına, şirketin, 3. kişiler nezdinde bulunan alacaklarının haciz, muhafaza ve tahsil edilmesinin önlenmesine, şirketin takip borçlusu olduğu veya 3. kişi konumunda olduğu takiplerde geçici mühletin ilan tarihi ve sonrasında İİK 89. maddesi uyarınca haciz ihbarnameleri gönderilmemesine, geçici mühletin ilan tarihi ve sonrasında 3. kişilere gönderilen veya yine aynı tarihten sonra 3. kişilere tebliğ edilen 89 haciz ihbarnameleri nedeniyle 3. kişilerin borçlu müvekkilin doğmuş ve doğacak alacaklarını blokede tutmaları halinde, blokenin kaldırılarak bu alacağın müvekkil şirkete ödenmesine, 3.kişilerin müvekkil şirketin alacaklarını bu şekilde icra dosyalarına göndermiş olmaları ve icra müdürlüğünce bu paraların blokede tutulmaları halinde, blokenin kaldırılarak paraların müvekkil şirkete ödenmesine, geçici mühletin ilanı tarihinden önce 3. kişilere tebliğ edilen haciz ihbarnameleri nedeniyle, geçici mühletin ilan tarihi ve sonrasında doğmuş alacakların da müvekkil şirkete ödenmesine, şirketin, bankadaki hesaplarına gelen paranın, alacaklı banka tarafından kendi alacakları yönünden mahsup işlemi yapılmasının önlenmesine, alacaklı olsun veya olmasın bankaların mühlet kararını gerekçe göstererek, müvekkil şirketin hesaplarına bloke konulmasının önlenmesine, şirketin faaliyetlerini devam ettirebilmek amacıyla, Sayın Mahkemece atanan komiserin nezaretinde açılacak banka hesabına bloke/haciz ve mahsup/takas uygulanmasının önlenmesine, şirkete ait olup, muhafaza altına alınmış veya alınacak olan emtia, taşıt, makine, teçhizat ile leasing kapsamında tüm makine, cihaz, taşıt v.s. değerlerin şirket yetkililerine yediemin sıfatı ile iadesine, mahkemece tedbir kararı verilmesi halinde, tüm borçların ödemesi tedbiren durdurulacağı için, alacaklılar arasında eşitliğin bozulmaması için şirkete ait henüz vadesi gelmemiş çeklerinin karşılıksız şerhi yazılmasının ve borç senetlerinin protesto edilmesinin de tedbiren durdurulmasına, şirkete ait teminatların/banka teminat mektuplarının nakde çevrilmesinin de önlenmesine, şirketin aktifinde kayıtlı bulunan nakil vasıtalarının ve aktiflerinin devir, satış ve muhafazasının engellenmesi ile ilgili trafik şube müdürlüklerine yazılar yazılmasına, aktifinde kayıtlı bulunan demirbaşlar, emtia ve diğer araçlar, bankalardaki mevduata konulacak haciz/bloke/muhafaza tedbirlerinin durdurulmasına, şirketin faaliyetine devam etmesi için zorunlu olan elektrik, doğalgaz, su ve sabit telefonlarının idari yönden kesilmesinin önlenmesine, şirket hakkında İİK 287. maddesi gereğince öncelikle üç aylık geçici mühlet kararı verilmesini ve komiser görevlendirilmesine, gerekli görüldüğünde İİK 284/4 maddesi gereğince bu sürenin iki ay aha uzatılmasına, akabinde İİK 289 maddesi gereğince bir yıl kesin mühlet kararı ve yine gerekli görüldüğünde İİK 289/5 maddesi gereğince bu sürenin altı ay daha uzatılmasına, neticede ise İİK 305 maddede belirtilen şartları taşıyan konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER VE YARGILAMANIN ÖZETİ;
Dava, hukuki niteliği itibariyle 7101 sayılı Kanun ile değişik İ.İ.K 285 ve devamı maddeleri gereğince geçici mühlet ve akabinde kesin mühlet kararı verilerek konkordatonun tasdikine ilişkindir.
Mahkememiz dosyasında düzenlenen tensip tutanağı uyarınca belirtilen gider avansı eksikliğinin borçlu vekilince süresinde tamamlanması, konkordato talebine eklenmesi gerekli belgelerin eksiksiz olarak ibraz edilmesi üzerine borçlular hakkında üç ay süre ile geçici mühlet verilmesine ve geçici konkordato komiser heyeti görevlendirilmesine,ilgili kurumlara gereken bildirimlerin ve ilanların yapıldığı,borçluların malvarlığının muhafazası için gerekli görülen bütün tedbirlerin alındığı görülmüştür.
Geçici komiser heyetinin toplantı tutanağı ile; konkordato talep eden şirketin tüm malvarlıklarının rayiç değerlerinin tespit ettirilmesine, şirket malvarlıklarının rayiç değerlerinin tespiti işlemi teknik ve özel bilgiyi gerektirdiğinden bu konuda bilirkişiye başvurulmasına, rayiç değerlerinin tespiti için bilirkişi görevlendirilmesine dair toplantı tutanağı mahkememizce onaylanmıştır.
Geçici mühletin ve kesin mühlet verilmesine ilişkin ilanların ayrı ayrı Türkiye Sicil Gazetesi ile Basın İlan Kurumu Portalında yapıldığı ve İİK’nun 288. Maddesi uyarınca gerekli yerlere bildirimlerin yapıldığı görülmüştür.
Davacının dava dilekçesi ve ekindeki ön projesi ve belgelerine istinaden yapılan inceleme sonucu İİK’nun 286. ve devamı maddelerine binaen 3 aylık geçici mühlet kararı verilmiş ve geçici mühlet süresi içerisinde İİK’nun 294-295-296 ve 297. maddelerinin uygulanmasına, şirket aleyhine ihtiyati haciz ve muhafaza işlemlerinin yapılmasının tedbir yoluyla durdurulmasına, şirkete konkordato komiserlerinin atanmasına karar verilmiş ve atanan komiserlere şirketin defterlerini tutarak projesinin incelenmesi, şirketin faaliyetlerine nezaret etmeleri ve kanundan kaynaklanan diğer görevleri yapmak suretiyle rapor düzenlemeleri görevi verilmiştir. Ayrıca yasada yazılı ihtiyati tedbirlere karar verilmiştir. Verilen geçici mühlet kararı, tedbirler ve atanan komiserler ile ilgili gerekli ilanlar yapılmış ve ilgili kurumlara gerekli bilgiler verilmiştir. Davacı tarafından gerekli iflas avansı ve konkordato gider avansı verilen süre içerisinde dosyaya yatırılmıştır. Konkordato komiser heyetinin raporları ile davacı tarafın talebi birlikte gözetilerek 3 aylık geçici mühletin 2 ay süreyle uzatılmasına, kesin mühlet kararı verilmesine de karar verilmiştir. Tüm kararların yasa gereği ilanları yaptırılmış ve ilgili mercilerine yazılan yazılarla bildirilmiştir.
Konkordato komiser heyeti finans uzmanı …, mali müşavir bağımsız denetçi …., hukukçu …. tarafından tanzim edilen 08/04/2019 tarihli raporda; şirketin çalışma kabiliyetini kaybetmediği, 28.02.2019 tarihi itibariyle 1.003 çalışanının olduğu, maaşların ödendiği, kamuya olan mali borçların ödenmediği, sunulan mali verilere dayanak teşkil etmek üzere hazırlanan 28.02.2019 tarihli kaydi değer bilançosuna göre özkaynaklarının (-)39.688.877,52TL olarak hesaplandığı ve şirketin kaydi olarak borca batık durumda olduğu, sunulan mali veriler ile bilirkişi heyeti raporları dayanak teşkil etmek üzere hazırlanan 31.12.2018 tarihli rayiç değer bilançosuna göre özkaynaklarının (+)6.459.509,98 TL olarak hesaplandığı ve şirketin rayiç değerler itibariyle borca batık durumda olmadığı, konkordato ön projesinde yer alan 5.000.000 TL’lik sermaye artırımına dair karar alındığı, sermaye artırımının tamamının … tarafından taahhüt edildiği, 1.250.000 TL’lik kısmının şirkete ödendiği, ortağın sermaye artırımı bakımından şirketin öz kaynaklarının 1/2’sinin altına düşmesi nedeniyle, sermaye artırımının şu an için mümkün olmadığı, konkordato kaynakları arasında yer alan … ada ….parsel üzerindeki ipotekli gayrimenkulün satışından beklenen 7.926.000 TL’lik tutarın (takyidatları ile birlikte düşünüldüğünde) kaynak girişini sağlama imkanı bakımından riskli olduğu, şirket tarafından pay ihracı yoluyla yeni sermaye girişine ilişkin 110.000.000 TL bir kaynak beklenmekte olup, ana iş kolu moda perakendeciliği olan … menşeili …. Şirketi ve … menşeili … Ltd. Şirketi ile görüşüldüğü, görüşmelere ilişkin yeminli tercüman tarafından çevrilen niyet mektuplarının var olduğu, proforma gelir tablosunda belirtilen çeklerini 2019 yılı içerisinde tahsil edileceği öngörülmekle birlikte, bu duruma ilişkin ikinci toplantıda şirket yetkilerine sorulan soru kapsamında herhangi bir yasal takip olup olmadığı hususunda bir bilgi ve belge sunulmadığı, şirketin revize konkordato ön projesinde konkordato projesini gerçekleştirmek için kullanacağı kaynaklarının 191.553.044,05 TL olarak öngördüğü, ancak nakit akım tablosu incelendiğinde bu tutarın 161.093.044 TL olduğu, şirketin borçlarının toplamı revize projede 190.741.180,93 TL olarak belirtilmiş olsa da, şirket ortaklarının alacaklarında vazgeçtiği belirtilen tutar olan 3.355.538,64 TL’ye ilişkin her hangi bir taahhütname olmaması sebebiyle şirketin toplam borçlarının 31.12.2018 tarihli bilançoda 199.296.107,67 TL olduğu, faaliyet giderlerinin mevcut durum ile proforma gelir tablosunda öngörülen faaliyet giderlerinin tutarlı olmamasına rağmen genel olarak proforma gelir tablosunun gerçekleşme ihtimalinin olduğu,
12. Şirketin mali oranlarının genel kabul görmüş ortalamaların altında olduğu, bu durumun ilerleyen dönemde kısa vadeli yabancı kaynaklarını ödeyebilme kapasitesi ve cari faaliyetini sürdürememe riskini beraberinde getirebileceği, her ne kadar iki yabancı şirket ile niyet mektubu aşamasında bir görüşme olsa dahi, şirkete sermaye koyma şeklinde gerçekleşecek yeni ortak alımının henüz somut verilerle desteklenmediği, şirketin ticari verileri kapsamında Şirkete 110.000.000.-TL tutarında yeni sermaye girişine dayalı konkordato kaynağına ulaşılması imkanının düşük olduğu, ancak Şirketin sunduğu 2 adet niyet mektubunun varlığı dikkate alındığında yeni ortak alımına ilişkin işlemlerin ve yeni sermaye girişinin somutlaştırılması için ek süre verilmesine hususları bildirilmiştir.

Konkordato komiser heyeti finans uzmanı …, mali müşavir bağımsız denetçi …, hukukçu …tarafından tanzim edilen 07/06/2019 tarihli raporda; şirketin çalışma kabiliyetini kaybetmediği, 30.04.2019 tarihi itibariyle 844 çalışanının olduğu, bu rapor dönemine ilişkin maaşların ödendiği, şirkete ait kiraların kısmen ödendiği, şirketin kiraların ödenmesine ilişkin 28.01.2019 tarihinden şirket merkezinde yapılan ilk toplantı tutanağında belirtildiği üzere süresi gelen kira, işçi ücretleri, vb. olağan işletme giderlerinin yapılması için komiser heyeti onayının bulunmadığı belirtilmiş olup, bu hususlardaki ödemelere dikkat edilmesi gerektiği konusunda uyarıldığı, kamuya olan mali borçların ödenmediği, ancak KDV iadesi kapsamında mahsuplaşma işlemlerinin yürütüldüğü, sunulan mali verilere dayanak teşkil etmek üzere hazırlanan 30.04.2019 tarihli kaydi değer bilançosuna göre özkaynaklarının (-) 37.487.541,71 TL olarak hesaplandığı ve şirketin kaydi olarak borca batık durumda olduğu, sunulan mali veriler ile bilirkişi heyeti raporları dayanak teşkil etmek üzere hazırlanan 31.12.2018 tarihli rayiç değer bilançosuna göre özkaynaklarının (+) 6.459.509,98 TL olarak hesaplandığı ve şirketin rayiç değerler itibariyle borca batık durumda olmadığı, konkordato ön projesinde yer alan 5.000.000 TL’lik sermaye artırımına dair karar alındığı, sermaye artırımının tamamının …. tarafından taahhüt edildiği, 1.250.000 TL’lik kısmının şirkete ödendiği, ancak ortağın sermaye artırımı bakımından şirketin öz kaynaklarının ödenmiş sermayenin 1/2’sinin altına düşmesi nedeniyle, sermaye artırımının şu an için mümkün olmadığı, 30.04.2019 tarihli gerçekleşen faaliyet giderleri ile net satışlarının proforma gelir tablosunda öngörülen rakamlar ile tutarlı olmamasına rağmen genel olarak proforma gelir tablosunun gerçekleşme ihtimalinin olduğu, şirketin borçlarının 31.12.2018 tarihinde 199.296.107,67 TL, 30.04.2019 tarihinde 218.009.151,2 TL olduğu yine aynı dönemlerde kaydi öz kaynaklarının sırasıyla (-) 36.602.622,81 TL ve (- ) 37.487.541,71 TL olduğu ve borçlarda artış olduğu, bu borçların aradaki geçen zamanda ağırlıklı olarak ticari borçlar ve kamuya olan borçlardan oluştuğu, şirketin mali oranlarının Konkordato Denetim Raporunda da belirtildiği üzere genel kabul görmüş ortalamaların altında olduğu, bu durumun faaliyetini sürdürememe riskini beraberinde getirebileceği, şirket değerlemesine ilişkin raporda 31.12.2018 tarihi itibariyle bulunan öz kaynak değeri (hissedarların sahip olduğu hisse senetlerinin değeri) 195.060.080.-TL olarak kıymet takdir edilmiş olup, bu tutar içerisinde şirket sahip olduğu ve 07.03.2019 tarihinde Gayrimenkul değerleme uzmanının raporu sonucu 51.525.000.-TL olduğu belirtilen binalar hesabındaki duran varlıkların değerinin dahil edilmediği, bu hesaplamalara göre şirket değerinin yaklaşık olarak 246.585.080.-TL olarak hesap edilebileceği, her ne kadar Şirket tarafından dışarıdan ortak alımı sonucu sermaye girişine ilişkin revize konkordato ön projesinde 110.000.000 TL bir kaynak beklenmekte olsa da; heyete iletilen belgede şirket ortağının 120.000.000TL sermaye artırımı taahhüdünde bulunduğu, sunulan hisse devri ön sözleşmesinde bu tutarın 90.000.000 TL ila 108.000.000 TL arasında bir kaynak olabileceğinin görüldüğü, satış bedelinin her halde sermaye artış tutarını karşılamaması nedeniyle, bu artışa bağlı eksik kalacak sermaye açığı tutarının nasıl tamamlanacağına ilişkin konkordato projesini revize etmesi gerektiği, hisse devri ön sözleşmesinde yer alan hükümler kapsamında sözleşmenin henüz taraflar için bağlayıcı hale gelmediğinin tespit edildiği, dışarıdan ortak alımı sonucu şirkete sermaye girişi olması durumunda, bu ilave sermayenin ön projenin başarıya ulaşması açısından büyük katkı sağlayacağı, kesin mühlete geçilmesi halinde Şirketin sabit işletme giderlerine ve kamuya olan yükümlülüklerine ilişkin borçlarının artırılmaması ve işçi maaşlarının zamanında ödenip ödenmediğinin izlenmesi gerektiği, raporda açıklanan tüm hususlar ve geçici mühlet içerisindeki şirket faaliyetleri dikkate alındığında, dışarıdan ortak alınamaması halinde ise projenin başarıya ulaşma ihtimalinin bulunmayacağı şeklindeki sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Konkordato komiser heyeti finans uzmanı …, mali müşavir bağımsız denetçi …, hukukçu …tarafından tanzim edilen 21/08/2020 tarihli raporda; İİK m. 308 uyarınca konkordatonun tasdik edilmemesi halinde borçlunun iflasına karar verilebilmesi için “doğrudan doğruya iflas sebeplerinden” birinin mevcut olması arandığı, raporda (V) numaralı bölümde ifade edildiği üzere borçlu şirket rayiç değer yönünden borca batık durumda değildir ve İİK’nın 177-179. maddelerinde öngörülen doğrudan doğruya iflas sebeplerinden herhangi birinin şirket bakımından gerçekleştiği konusunda bir bilgi veya belirti bulunmadığı, ancak, İİK m. 305, f. 1, (a) bendinde iflas hali ile konkordato projesi arasında bir kıyaslamanın yapılması kanuni bir gereklilik arz ettiği, başka bir ifadeyle, mahkeme iflas halinde yapılacak ödemelerin konkordato projesinde öngörülen ödemelere nispetle daha fazla olacağı kanaatine varırsa, konkordatonun tasdiki talebini reddedebilecek fakat doğrudan doğruya iflas hallerinden biri mevcut olmadığı için şirketin iflasına da karar vermeyeceği, böyle bir durumda Mahkemenin kararı konkordato sürecinin sona ermesi şeklinde inşâi bir etki meydana getireceği, bu durumda konkordato mühleti ve borçlu hakkındaki takip yasağı da (ayrı bir mühletin kararına ihtiyaç olmaksızın) kendiliğinden sona ermiş olacağı, komiser heyeti m. 305/1, (a) bendi uyarınca yaptığı değerlendirmede öncelikle borçlu şirketin piyasa rayiçlerine göre aktif değerleri ile borçları toplamının aritmetik olarak karşılaştırılmasını yapmış, daha sonra ise rakamsal verilerde yer almayan hususları da dikkate alarak şirketin iflası ile konkordatosu arasındaki karşılaştırmayı yapmış; aşağıdaki şekilde Mahkemenin takdirine sunduğu, onkordato borçlusu şirketin 30.06.2020 tarihli rayiç değerlere göre tamamı yaklaşık olmak üzere; aktifleri toplamı 283.510.388,11 TL, borçları toplamı 247.148.317,30 TL ve özkaynakları toplamı 36.362.070,81 TL tutarında olduğu, bu durumda şirket rayiç değer aktif toplamının iflas tasfiyesi faraziyesinde yaklaşık olarak 135.485.830,42 TL olabileceği hesap edilmiştir. Bu tutardan rehinli alacak toplamı 20.000.000,00 TL’nin, işçi alacağı toplamı olan 5.355.985,01 TL’nin, kamuya olan borçlar toplamı olan 34.036.695,84 TL’nin düşülmesi ile iflas halinde net aktif değerinin 76.093.149,57 TL olabileceği hesap edildiği, bu durumda, bu tutar şirketin konkordatoya tabi olan borçları toplamı olan 163.264.646,08 TL’nin revize konkordato projesinde teklif edildiği haliyle yarısı olan 81.632.323,04 TL tutar ile oranlandığında alacaklıların alacaklarına yaklaşık %46,61 oranında kavuşacakları görülmektedir. Revize konkordato projesi ile teklif edilen oranın ise %50 olarak bu orandan yüksek olduğu, şirket malvarlığının tasfiye edilmeden muhafazası halinde borcun tamamını ödeyebilecek yeterliliği bulunduğu, buna karşılık, şirketin iflas etmesi halinde malvarlığı rayiç değerinin %46,61’i kadar asgari ihale bedeli ile paraya çevrilmesi ve ticari alacakların tahsil kabiliyetinin de azalması sebebiyle, konkordato işlerindeki mutat hesap tarzı dikkate alınarak iflas halinde iflas masasına paraya çevirmeler sureti ile girecek tutarın borçları ödemeye yetmeyeceği anlaşıldığı, diğer yandan yapılan rakamsal değerlendirmenin yanında, şirketin iflas etmesi halinde, alacaklılara yapılabilecek ödeme miktarının tahmininde aşağıdaki hususların da dikkate alınmasının gerektiği düşünüldüğü, kural olarak açık arttırmayla satışa çıkarılan diğer malların çoğunlukla asgari ihale bedelinden fazla hasılat getirmeyeceği, şirketin alacaklarının tahsil kabiliyetinin azalacağı, özellikle şirketin faaliyetlerinin duracak olması sebebiyle ticari ilişkiden menfaati kalmayan şirket borçlularının borçlarını ödemekte temerrüde düşme eğilimlerinin artabileceği, Dünya Sağlık Örgütü tarafından açıklanan küresel pandemi sürecinin ortaya çıkaracağı olumsuz durumun devam etmesi şirketi/revize projeyi olumsuz etkileyeceği, tahsil harçları bakımından tahsilatın iflas yoluyla yapılması halinde Harçlar Kanunu’nun (I) sayılı tarifesinin (B)/2/2 hükmüne göre %4,55 oranında ödenecek harç yerine konkordato halinde harç oranının binde 2,27 olacağı, bütün bu rakamsal veriler ve rakamla ifade edilmesi mümkün olmayan unsurlar dikkate alındığında (%50 tenzilatlı durumun) komiser heyeti, farazi iflas tasfiyesi neticesinde alacaklıların eline geçecek tutarın (garamenin) adi konkordatoda teklif edilen Haziran 2021’e kadar ödemesiz 2025 Aralık ayına kadar gerçekleştirilecek %50 oranındaki anapara ödemesinden daha az olabileceği görüşünde olduğu, öte yandan, İİK m. 305, f. 1, (b) bendine göre borçlu tarafından teklif edilen bu tutarın “kaynakları ile orantılı olması”, bu kapsamda borçlunun beklenen haklarının1 dikkate alınıp alınmayacağı ve alınacaksa ne oranda dikkate alınacağının da mahkeme tarafından takdir edileceği göz önüne alındığında aşağıdaki husus da Mahkeme’nin takdirine sunulduğu, şirketin nakit akış tablosunda 2020-2025 yılları arasında nakit girişleri (ön görülen kaynaklar) toplamı 1.436.317.000,00 TL olduğu, nakit çıkışları toplamı ise 1.407.126.000,00 TL olduğu tespit edildiği, dolayısıyla 2025 yılı dönem sonu nakit tutarı 29.691.000,00 TL olduğu, ön görülen kaynakları ile ödemeyi taahhüt etmiş olduğu borçlarını ödeyebileceği değerlendirildiği, alacaklarını bildirdiği veya alacakları bilançoda kayıtlı alacaklıların (İİK m. 299) sayısı 554 olduğu, konkordato projesine toplantıda ve/veya iltihak müddeti içinde olumlu oy verenlerin sayısı 160 (%28,88) olduğu, alacaklarını bildirmiş veya alacakları bilançoda kayıtlı alacaklıların (İİK m. 299) alacak tutarlarının toplamı (İİK m. 302/5 hükmüne göre ne nispette oy kullanabilecekleri Mahkeme tarafından belirlenmiş olan çekişmeli alacaklar Mahkemenin karar verdiği tutar üzerinden hesaba katıldığında) 163.264.646,08 TL olduğu, konkordato projesine ilişkin toplantıda ve/veya iltihak müddeti içinde olumlu oy veren alacaklıların alacak tutarları toplamı 109.520.092,88 TL (%67,08) olduğu, bu netice bakımından İİK m. 302, f. 3, (a) bendinde yer alan “Kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini,” aşan bir çoğunluk tarafından imza edilmiş olma koşulu gerçekleşmiş (%67,08) bulunduğu, borçlu şirketin mühlet içerisinde komiserin onayı ile doğmuş borçları mevcut olmadığı, ancak, borçlu şirket mevcut cari hesap ekstrelerinde yer alan bazı alacaklıların da feragatnamelerini (kira alacaklılarına ilişkin) mahkemeye sunduğu, yine, borçlu şirket tarafından İİK m. 206’nın birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklılar bakımından ilgili alacaklıların açıkça feragat ettiklerini gösteren belgeleri komiser heyetine sunulmadığı, netice olarak, söz konusu teminat koşulunun henüz sağlanmadığı görüldüğü, tasdik duruşmasına kadar bahse konu teminat koşulunun sağlanması halinde bu madde uyarınca takdirin mahkemeye ait olduğu, konkordato tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden 2/7/1964 tarihli ve … sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı (1) sayılı Tarifenin “B) İcra ve iflas harçları:” başlıklı bölümünün “II- İflas harçları:” başlıklı alt bölümünün (2) numaralı fıkrasının (b) bendi gereğince binde 2,27 oranında konkordato tasdik harcının yatırılması gerekmekte olup, borçlu şirketin bu harcı yatırabilecek mali imkanı olduğu anlaşıldığı, mahkemenin tasdik yargılamasından önce vereceği bir ara karar ile belirleyeceği tutarın borçlu şirket tarafından depo edilmesi gerektiği, İİK’nın 302. maddesinin son fıkrası “Komiser, iltihak süresinin bitmesinden itibaren en geç yedi gün içinde konkordatoya ilişkin bütün belgeleri, konkordato projesinin kabul edilip edilmediğine ve tasdikinin uygun olup olmadığına dair gerekçeli raporunu mahkemeye tevdi eder.” şeklinde olduğu, şirketin mali tablolarındaki rakamsal veriler dikkate alındığında iflas tasfiyesi neticesinde alacaklıların eline geçecek tutarın (garamenin) adi konkordatoda teklif edilen Haziran 2021 den Aralık 2025’e kadar sürede gerçekleştirilecek %50 tenzilat oranındaki anapara ödemesinden ve ortak alınmasına ilişkin %100 oranındaki anapara ödemesinden daha az olacağı, şirket kaynaklarının alacaklılara yapılacak ödeme ile orantılı olması ilkesi (İİK m. 305, f. 1, (b) bendi) dikkate alındığında, şirketin revize konkordato projesindeki nakit akış tablosunda 2020-2025 yılları arasında nakit girişleri (ön görülen kaynaklar) toplamı 1.436.317.000,00 TL olduğu, nakit çıkışları toplamı ise 1.407.126.000,00 TL olduğu ve kaynakların yapılacak ödeme ile orantılı olduğu görülmüştür. Diğer yandan şirketin konkordatoya tabi borçlarının toplamının 163.264.646,08 TL’nin revize konkordato projesinde teklif edildiği haliyle yarısı olan toplam tutarın 81.632.323,04 TL olmasına rağmen şirket revize projesinde ödemeler toplamının 80.363.000,00 TL olarak belirlendiği, İİK m. 305 son fıkra hükmüne göre bu kapsamda 1.269.323,04 TL eksik kalan tutara ilişkin olarak proje değişikliği yapılmasının mahkemenin takdirinde olduğu, revize konkordato projesinin alacaklılar tarafından “Kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini” aşacak şekilde olumlu oy verilmiş olması sebebiyle kabul edildiği, mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçlarının olmadığı, İİK m. 206’nın birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklılar bakımından ilgili alacaklıların açıkça feragat ettiklerini gösteren belgelerin komiser heyetine sunulmadığı, yargılama giderlerinin ve tasdik harcının tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması gerektiği, İİK m. 302, son fıkra hükmü uyarınca ve takdiri mahkemeye ait olmak üzere, konkordato projesinin kabul edildiği, revize konkordato projesinin tasdikinin İİK m. 305 son fıkra hükmüne göre 1.269.323,04 TL eksik kalan tutara ilişkin olarak proje değişikliği yapılması ve İİK md 305/d bendi kapsamında teminat koşulunun yerine getirilmesi şartıyla uygun olduğu görüşü bildirilmiştir.
Konkordato komiser heyeti finans uzmanı …, mali müşavir bağımsız denetçi …, hukukçu …tarafından tanzim edilen 21/08/2020 tarihli TASDİK raporunda; İİK m. 308 uyarınca konkordatonun tasdik edilmemesi halinde borçlunun iflasına karar verilebilmesi için “doğrudan doğruya iflas sebeplerinden” birinin mevcut olması arandığı, raporda (V) numaralı bölümde ifade edildiği üzere borçlu şirket rayiç değer yönünden borca batık durumda değildir ve İİK’nın 177-179. maddelerinde öngörülen doğrudan doğruya iflas sebeplerinden herhangi birinin şirket bakımından gerçekleştiği konusunda bir bilgi veya belirti bulunmadığı, ancak, İİK m. 305, f. 1, (a) bendinde iflas hali ile konkordato projesi arasında bir kıyaslamanın yapılması kanuni bir gereklilik arz ettiği, başka bir ifadeyle, mahkeme iflas halinde yapılacak ödemelerin konkordato projesinde öngörülen ödemelere nispetle daha fazla olacağı kanaatine varırsa, konkordatonun tasdiki talebini reddedebilecek fakat doğrudan doğruya iflas hallerinden biri mevcut olmadığı için şirketin iflasına da karar vermeyeceği, böyle bir durumda Mahkemenin kararı konkordato sürecinin sona ermesi şeklinde inşâi bir etki meydana getireceği, bu durumda konkordato mühleti ve borçlu hakkındaki takip yasağı da (ayrı bir mühletin kararına ihtiyaç olmaksızın) kendiliğinden sona ermiş olacağı, komiser heyeti m. 305/1, (a) bendi uyarınca yaptığı değerlendirmede öncelikle borçlu şirketin piyasa rayiçlerine göre aktif değerleri ile borçları toplamının aritmetik olarak karşılaştırılmasını yapmış, daha sonra ise rakamsal verilerde yer almayan hususları da dikkate alarak şirketin iflası ile konkordatosu arasındaki karşılaştırmayı yapmış; aşağıdaki şekilde Mahkemenin takdirine sunduğu, onkordato borçlusu şirketin 30.06.2020 tarihli rayiç değerlere göre tamamı yaklaşık olmak üzere; aktifleri toplamı 283.510.388,11 TL, borçları toplamı 247.148.317,30 TL ve özkaynakları toplamı 36.362.070,81 TL tutarında olduğu, bu durumda şirket rayiç değer aktif toplamının iflas tasfiyesi faraziyesinde yaklaşık olarak 135.485.830,42 TL olabileceği hesap edilmiştir. Bu tutardan rehinli alacak toplamı 20.000.000,00 TL’nin, işçi alacağı toplamı olan 5.355.985,01 TL’nin, kamuya olan borçlar toplamı olan 34.036.695,84 TL’nin düşülmesi ile iflas halinde net aktif değerinin 76.093.149,57 TL olabileceği hesap edildiği, bu durumda, bu tutar şirketin konkordatoya tabi olan borçları toplamı olan 163.264.646,08 TL’nin revize konkordato projesinde teklif edildiği haliyle yarısı olan 81.632.323,04 TL tutar ile oranlandığında alacaklıların alacaklarına yaklaşık %46,61 oranında kavuşacakları görülmektedir. Revize konkordato projesi ile teklif edilen oranın ise %50 olarak bu orandan yüksek olduğu, şirket malvarlığının tasfiye edilmeden muhafazası halinde borcun tamamını ödeyebilecek yeterliliği bulunduğu, buna karşılık, şirketin iflas etmesi halinde malvarlığı rayiç değerinin %46,61’i kadar asgari ihale bedeli ile paraya çevrilmesi ve ticari alacakların tahsil kabiliyetinin de azalması sebebiyle, konkordato işlerindeki mutat hesap tarzı dikkate alınarak iflas halinde iflas masasına paraya çevirmeler sureti ile girecek tutarın borçları ödemeye yetmeyeceği anlaşıldığı, diğer yandan yapılan rakamsal değerlendirmenin yanında, şirketin iflas etmesi halinde, alacaklılara yapılabilecek ödeme miktarının tahmininde aşağıdaki hususların da dikkate alınmasının gerektiği düşünüldüğü, kural olarak açık arttırmayla satışa çıkarılan diğer malların çoğunlukla asgari ihale bedelinden fazla hasılat getirmeyeceği, şirketin alacaklarının tahsil kabiliyetinin azalacağı, özellikle şirketin faaliyetlerinin duracak olması sebebiyle ticari ilişkiden menfaati kalmayan şirket borçlularının borçlarını ödemekte temerrüde düşme eğilimlerinin artabileceği, Dünya Sağlık Örgütü tarafından açıklanan küresel pandemi sürecinin ortaya çıkaracağı olumsuz durumun devam etmesi şirketi/revize projeyi olumsuz etkileyeceği, tahsil harçları bakımından tahsilatın iflas yoluyla yapılması halinde Harçlar Kanunu’nun (I) sayılı tarifesinin (B)/2/2 hükmüne göre %4,55 oranında ödenecek harç yerine konkordato halinde harç oranının binde 2,27 olacağı, bütün bu rakamsal veriler ve rakamla ifade edilmesi mümkün olmayan unsurlar dikkate alındığında (%50 tenzilatlı durumun) komiser heyeti, farazi iflas tasfiyesi neticesinde alacaklıların eline geçecek tutarın (garamenin) adi konkordatoda teklif edilen Haziran 2021’e kadar ödemesiz 2025 Aralık ayına kadar gerçekleştirilecek %50 oranındaki anapara ödemesinden daha az olabileceği görüşünde olduğu, öte yandan, İİK m. 305, f. 1, (b) bendine göre borçlu tarafından teklif edilen bu tutarın “kaynakları ile orantılı olması”, bu kapsamda borçlunun beklenen haklarının1 dikkate alınıp alınmayacağı ve alınacaksa ne oranda dikkate alınacağının da mahkeme tarafından takdir edileceği göz önüne alındığında aşağıdaki husus da Mahkeme’nin takdirine sunulduğu, şirketin nakit akış tablosunda 2020-2025 yılları arasında nakit girişleri (ön görülen kaynaklar) toplamı 1.436.317.000,00 TL olduğu, nakit çıkışları toplamı ise 1.407.126.000,00 TL olduğu tespit edildiği, dolayısıyla 2025 yılı dönem sonu nakit tutarı 29.691.000,00 TL olduğu, ön görülen kaynakları ile ödemeyi taahhüt etmiş olduğu borçlarını ödeyebileceği değerlendirildiği, alacaklarını bildirdiği veya alacakları bilançoda kayıtlı alacaklıların (İİK m. 299) sayısı 554 olduğu, konkordato projesine toplantıda ve/veya iltihak müddeti içinde olumlu oy verenlerin sayısı 160 (%28,88) olduğu, alacaklarını bildirmiş veya alacakları bilançoda kayıtlı alacaklıların (İİK m. 299) alacak tutarlarının toplamı (İİK m. 302/5 hükmüne göre ne nispette oy kullanabilecekleri Mahkeme tarafından belirlenmiş olan çekişmeli alacaklar Mahkemenin karar verdiği tutar üzerinden hesaba katıldığında) 163.264.646,08 TL olduğu, konkordato projesine ilişkin toplantıda ve/veya iltihak müddeti içinde olumlu oy veren alacaklıların alacak tutarları toplamı 109.520.092,88 TL (%67,08) olduğu, bu netice bakımından İİK m. 302, f. 3, (a) bendinde yer alan “Kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini,” aşan bir çoğunluk tarafından imza edilmiş olma koşulu gerçekleşmiş (%67,08) bulunduğu, borçlu şirketin mühlet içerisinde komiserin onayı ile doğmuş borçları mevcut olmadığı, ancak, borçlu şirket mevcut cari hesap ekstrelerinde yer alan bazı alacaklıların da feragatnamelerini (kira alacaklılarına ilişkin) mahkemeye sunduğu, yine, borçlu şirket tarafından İİK m. 206’nın birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklılar bakımından ilgili alacaklıların açıkça feragat ettiklerini gösteren belgeleri komiser heyetine sunulmadığı, netice olarak, söz konusu teminat koşulunun henüz sağlanmadığı görüldüğü, tasdik duruşmasına kadar bahse konu teminat koşulunun sağlanması halinde bu madde uyarınca takdirin mahkemeye ait olduğu, konkordato tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden 2/7/1964 tarihli ve … sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı (1) sayılı Tarifenin “B) İcra ve iflas harçları:” başlıklı bölümünün “II- İflas harçları:” başlıklı alt bölümünün (2) numaralı fıkrasının (b) bendi gereğince binde 2,27 oranında konkordato tasdik harcının yatırılması gerekmekte olup, borçlu şirketin bu harcı yatırabilecek mali imkanı olduğu anlaşıldığı, mahkemenin tasdik yargılamasından önce vereceği bir ara karar ile belirleyeceği tutarın borçlu şirket tarafından depo edilmesi gerektiği, İİK’nın 302. maddesinin son fıkrası “Komiser, iltihak süresinin bitmesinden itibaren en geç yedi gün içinde konkordatoya ilişkin bütün belgeleri, konkordato projesinin kabul edilip edilmediğine ve tasdikinin uygun olup olmadığına dair gerekçeli raporunu mahkemeye tevdi eder.” şeklinde olduğu, şirketin mali tablolarındaki rakamsal veriler dikkate alındığında iflas tasfiyesi neticesinde alacaklıların eline geçecek tutarın (garamenin) adi konkordatoda teklif edilen Haziran 2021 den Aralık 2025’e kadar sürede gerçekleştirilecek %50 tenzilat oranındaki anapara ödemesinden ve ortak alınmasına ilişkin %100 oranındaki anapara ödemesinden daha az olacağı, şirket kaynaklarının alacaklılara yapılacak ödeme ile orantılı olması ilkesi (İİK m. 305, f. 1, (b) bendi) dikkate alındığında, şirketin revize konkordato projesindeki nakit akış tablosunda 2020-2025 yılları arasında nakit girişleri (ön görülen kaynaklar) toplamı 1.436.317.000,00 TL olduğu, nakit çıkışları toplamı ise 1.407.126.000,00 TL olduğu ve kaynakların yapılacak ödeme ile orantılı olduğu görülmüştür. Diğer yandan şirketin konkordatoya tabi borçlarının toplamının 163.264.646,08 TL’nin revize konkordato projesinde teklif edildiği haliyle yarısı olan toplam tutarın 81.632.323,04 TL olmasına rağmen şirket revize projesinde ödemeler toplamının 80.363.000,00 TL olarak belirlendiği, İİK m. 305 son fıkra hükmüne göre bu kapsamda 1.269.323,04 TL eksik kalan tutara ilişkin olarak proje değişikliği yapılmasının mahkemenin takdirinde olduğu, revize konkordato projesinin alacaklılar tarafından “Kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini” aşacak şekilde olumlu oy verilmiş olması sebebiyle kabul edildiği, mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçlarının olmadığı, İİK m. 206’nın birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklılar bakımından ilgili alacaklıların açıkça feragat ettiklerini gösteren belgelerin komiser heyetine sunulmadığı, yargılama giderlerinin ve tasdik harcının tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması gerektiği, İİK m. 302, son fıkra hükmü uyarınca ve takdiri mahkemeye ait olmak üzere, konkordato projesinin kabul edildiği, revize konkordato projesinin tasdikinin İİK m. 305 son fıkra hükmüne göre 1.269.323,04 TL eksik kalan tutara ilişkin olarak proje değişikliği yapılması ve İİK md 305/d bendi kapsamında teminat koşulunun yerine getirilmesi şartıyla uygun olduğu görüşü bildirilmiştir.
KONKORDATO TASDİK ŞARTLARI BAKIMINDAN
Tüm bu veriler ışığında konuyu düzenleyen İİK.nun 304.maddesine göre “Komiserin gerekçeli raporunu ve dosyayı tevdi alan mahkeme, konkordato hakkında karar vermek üzere yargılamaya başlar. Mahkeme, komiseri dinledikten sonra kısa bir zamanda ve her hâlde kesin mühlet içinde kararını vermek zorundadır. Karar vermek için tayin olunan duruşma günü, 288 inci madde uyarınca ilân edilir. İtiraz edenlerin, itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirmek kaydıyla duruşmada hazır bulunabilecekleri de ilâna yazılır.
Konkordato hakkında yapılan yargılamada kesin mühlet içinde bir karar verilemeyeceği anlaşılırsa; mahkeme, gerekli görürse komiserden gerekçeli bir rapor da alarak, karar verilinceye kadar mühlet hükümlerinin devamına karar verebilir. Bu süre altı aydan fazla olamaz.”
Mevcut Kanunun 296 ncı maddesinin ikinci fıkrası hükmü, güncellenerek metne alınmaktadır. Buna göre, mahkemenin komiseri dinledikten sonra kararını her halde kesin mühlet içinde vermesi emredilmektedir. Duruşma günü 288. maddesi uyarınca ilan edilecektir. Yine mevcut düzenlemeden farklı olarak, itiraz edenlerin duruşmada hazır bulunabilmelerinin şartı, itiraz sebeplerini mahkemeye, duruşma gününden en az üç gün önce ve yazılı olarak bildirmiş olmalarıdır. Aksi halde duruşmada hazır bulunarak İtirazlarını dermeyan etmeleri mümkün olmayacaktır. Böyle bir sınırlama getirilmesinin nedeni, her alacaklının duruşmada hazır bulunarak itirazlarını ileri sürmesinin yargılamayı çok aksatabileceği endişesidir.
Maddenin birinci fıkrasında mahkemeye, kesin mühlet içinde konkordato hakkında bir karar vermek zorunluluğu yüklenmektedir. Bu sebeple, ikinci fıkrada da yargılamanın gidişatına göre, bilhassa özel güçlük arz eden durumlarda, kesin mühlet içinde kararın verilemeyeceğinin anlaşılması halinde mahkemece konkordato kararının verilmesine kadar mühlet hükümlerinin devamına karar verebilecektir. Zira mühlet içinde karar verilemediğinde mühletin kalkması halinde, takip yasağının kalkması gibi konkordatonun amacına ulaşmasını engelleyecek sonuçlar ortaya çıkabilecektir. Mahkeme mühlet hükümlerinin uzatılması kararını verirken komiserden gerekçeli bir rapor isteyebilir, Her halde mühlet hükümleri altı aydan fazla uzatılamayacaktır.”düzenlemesi,
İİK.nın 305.maddesinde ” 302 nci madde uyarınca yapılan toplantıda ve iltihak süresi içinde verilen oylarla kabul edilen konkordato projesinin tasdiki aşağıdaki şartların gerçekleşmesine bağlıdır:
a) Adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması; malvarlığının terki suretiyle konkordatoda paraya çevirme hâlinde elde edilen hasılat veya üçüncü kişi tarafından teklif edilen tutarın iflâs yoluyla tasfiye hâlinde elde edilebilecek bedelden fazla olacağının anlaşılması.
b) Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması (bu kapsamda mahkeme, borçlunun beklenen haklarının dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranda dikkate alınacağını da takdir eder).
c) Konkordato projesinin 302 nci maddede öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş bulunması.
d) 206 ncı maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması (302 nci maddenin altıncı fıkrası kıyasen uygulanır).
e) Konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın, tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması.
Mahkeme konkordato projesini yetersiz bulursa kendiliğinden veya talep üzerine gerekli gördüğü düzeltmenin yapılmasını isteyebilir.” düzenlemesi yer almaktadır.
Maddede öngörülen şartlar, kümülatif olup, mahkeme, burada bir içerik kontrolü yapmak suretiyle konkordatonun tasdikine veya tasdik talebinin reddine karar verecektir. Mahkeme, tasdik şartlarını rehinli ve diğer alacaklılar bakımından birbirinden bağımsız olarak değerlendirecektir.
Konkordato ön projesinde alacaklılara bir teklifte bulunulması söz konusudur.
Değişiklikten önce sadece malvarlığının terki sureliyle konkordato için aranan karşılaştırmalı tablo, bundan böyle adî konkordato bakımından da tasdik şartı olarak aranacaktır. Bu bakımdan birinci fıkranın (a) bendinde, teklif edilen tutarın, borçlunun iflâsı halinde her bir alacaklının eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması, tasdik şartı olarak düzenlenmektedir. Gerek adi konkordato bakımından yeni getirilen bu şart, gerekse malvarlığının terki suretiyle konkordatoda var olan bu Şart, borçlunun gerçekte İflâsa tâbi bir kimse olmasını gerektirmeyip, varsayımsal olarak, borçlu İflâs etseydi, alacaklılarının elde edeceği payın hangi miktarda olacağını tespite yöneliktir. Çünkü, konkordato ile alacaklılar, muhtemel bir iflâstan daha kötü bir duruma düşürülmemelidir. Bu husus, konkordato projesini kabul etmeyen, ancak Kanunda öngörülen nisapla konkordato projesinin alacaklılar tarafından kabul edilmesi halinde, azınlıkta kalan alacaklıların korunması bakımından önemlidir.
Fıkranın (b) bendinde mevcut kanunda olduğu gibi, teklif edilen meblağın, borçlunun kaynakları ile orantılı olması ilkesi korunmakta, ancak Kanundaki “borçluya intikal edebilecek mallar” ibaresi yerine, daha kapsamlı ve geniş olması nedeniyle “borçlunun beklenen hakları”nın dikkate alınabileceği ifade edilmektedir. Mahkeme, bu hakların dikkate alınıp alınmayacağı yanında, bunların ne oranda dikkate alınacağını da takdir edecektir.
Böylece mahkeme, somut olaya göre, beklenen hakları hiç dikkate gibi, tamamen veya kısmen de dikkate alabilir.
Fıkranın (c) bendinde ise, konkordato projesinin Kanunda öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş bulunması mevcut düzenlemedekinin aksine, açıkça konkordatonun tasdik şartlarından birisi olarak sayılmaktadır, fıkranın (d) bendinde, tasdik şartı olan teminat yeniden düzenlenmiştir. Konkordatonun başarılı bir iyileştirme aracı olması önünde büyük bir engel olarak görülen ve doktrinde eleştirilen, “konkordato İşlemlerinin yerine getirilmesi”ni sağlamak amacıyla teminat gösterilmesinden vazgeçilmektedir. Böylece, borçlunun büyük bir teminat yükü ile karşı karşıya kalmasının önlenmesi ve projenin daha kolay gerçekleşmesinin sağlanması amaçlanmaktadır. Ancak teminat şartından bütünüyle vazgeçilmemekte; teminat, 206. maddenin birinci sırasındaki İmtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesi ve mühlet İçinde komiserin İzniyle akdedilmiş borçların ifası bakımından (alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe) korunmaktadır. Öte yandan, çekişmeli veya geciktirici koşula bağlı yahut belirli olmayan bir vadeye tâbi alacaklıların oylamaya katılmaları halinde, bunların teminat gösterip göstermeyeceğine de mahkeme tarafından karar verilecektir, İsviçre İcra ve İflâs Kanununun 306. maddesinin ikinci fıkrasında 2013 yılında aynı yönde değişiklik yapılmıştır.
Fıkranın (e) bendinde, tasdik İçin gerekli yargılama giderleri yanında, mevcut madde metninde yer alan “ilâm harçları” ibaresi yerine manayı daha net bir şekilde açıklayacak şekilde konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harç” ibaresi kullanılmakta ve bu kapsamda belirlenecek miktarın borçlu tarafından tasdik kararından önce mahkeme veznesine depo edilmesi öngörülmekledir. Maddenin ikinci fıkrasında esaslı bir değişiklik yapılmamaktadır. Maddede yer alan “konkordato teklifi” İbaresi, “konkordato projesi” şeklinde değiştirilmektedir. 4949 sayılı Kanun değişikliği ile hukukumuza malvarlığının terki suretiyle konkordato dahil olmuştur. Bundan önce yalnızca adi konkordato kurumu mevcut bulunduğundan konkordato “teklifi” ile çoğunlukla vade veya tenzilat konkordatosu kast edilmekteydi. Daha kapsayıcı olması bakımından “proje” terimi kullanılmıştır. Gerçekleştirilebilir veya uygulanabilir bir proje üzerine mahkemenin kendiliğinden de gerekli gördüğü düzeltmelerin yapılmasını isteyebilmesi, modern yeniden yapılandırma felsefesinin bir görünümüdür. Mahkeme, borçlunun sunduğu, hatta alacaklıların da kabul ettiği bir projede, özellikle konkordatoyu kabul etmeyen alacaklıların menfaati gerektiriyorsa re’sen veya talep üzerine düzeltme yapılmasını isteyebilir; mahkemenin düzeltme yapılmasını isterken komiserin ve alacaklılar kurulunun görüşünü alması uygun olur.
Komiser 302. madde uyarınca yapılacak oylama sonrasında her iki sınıf alacaklı için ayrı ayrı rapor hazırlayacak ve mahkemenin değerlendirmesine sunacaktır. Mahkeme yapılan oylama sonrasında alacaklı sınıflarının her ikisinin de kabulü, bunlardan birinin kabulü ve her İkisinin de reddi ihtimallerini ayrı ayrı dikkate alarak hükmünü buna göre tesis edecektir.
Mahkememizce tasdik yargılama duruşma gününün İİK’nun 304/1. maddesi gereğince İİK’nun 288. maddesi uyarınca ilan edilmiş, ilana itiraz edenlerin itiraz sebeplerine duruşma gününden en az 3 gün önce yazılı olarak mahkememize bildirmek kaydı ile duruşmada hazır bulunabileceklerini şerh düşülmüştür.
Konkordato komiseri tarafından ibraz edilen rapor ve alacaklıların itirazları çerçevesinde mahkememizce tasdik şartları bakımından İİK 305. maddesi kapsamında yapılan değerlendirmede;

Konkordato talep eden vekili sonraki aşama talebini tenzilat konkordastona dönüştürmüş revize proje sunmuştur.
İsviçre öğretisinde borçlunun konkordato ön projesinde vade veya tenzilat ya da malvarlığının terki suretiyle konkordatoyu tercih etmiş olmasının, onun, konkordato sürecinde, başlangıçta öngördüğünden başka bir konkordato türü teklif etmesine engel olmadığı ileri sürülmektedir.
Bu görüşe göre, borçlunun konkordato ön projesindeki tercihi kesin bir niteliğe sahip değildir. Ancak bu değişiklik talebi öncelikle komisere bildirilmeli, bütün alacaklılar değişiklikten haberdar edilmeli ve komiserce değişikliğe dair gerekli ilan da yapılmalıdır. (Tunç Yücel, Öztek, age. syf. 108-109 ve dipnot 7)
Buna göre konkordatosunda alacaklılar, borçlu tarafından alacaklarının belirli bir yüzdesinin ödenmesiyle yetinirler.
Diğer bir deyişle, bu konkordato türünde konkordatoya tabi alacaklılar, borçluya karşı, alacaklarının belirli bir yüzdesinden feragat ederler ve borçlu, borçlarının konkordato yargılaması sonucunda kabul edilen yüzdesini ödemek suretiyle borçlarının tamamından kurtulur. (Tunç Yücel, Öztek – Konkordato Şerhi, 1. Bası, Ankara, Öztek, m. 285, syf. 107, dipnot 1)
Borca batık olmayan, yani alacakları ve varlıkları borçlarını karşılayan bir borçlunun “tenzilat konkordatosu” istemesi halinde bu teklif, bir taraftan teklif edilen tutarın borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olması şartı (İİK m. 305, f.1, b (a) uyarınca) diğer taraftan da teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları (mevcudu) ile orantılı olması (İİK m. 305, f.1, b (b) uyarınca) şartı yerine gelmediğinden tasdik edilmeyecektir.
İİK 285.madde gerekçesinde: Bilindiği gibi, konkordato; vade konkordatosu ve tenzilat konkordatosu olarak ikiye ayrılmaktadır. Bu ayırım Ġcra ve Ġflas Kanununda yer almamakla birlikte öğretide genellikle kabul edilen bir ayırımdır. Tenzilat konkordatosunda alacaklılar, borçluya karĢı, alacaklarının belirli bir yüzdesini tahsil etmekten vazgeçerler ve borçlu borçlarının konkordatoda kabul edilen kısmını (yüzdesini) ödemek suretiyle borçlarının tamamından kurtulur. Vade konkordatosunda ise borçlu borcunun tamamını ödemek için alacaklılarından bir vade ister veya borçlarını taksitlendirir. Ülkemiz uygulamasında çok kere borçlu alacaklılarından hem vade ve hem de tenzilat istemekte ve böylece karma konkordato teklif etmektedir. Borca batık olmamakla birlikte borç ödemeden aciz halinde bulunan bir borçlunun vade konkordatosu istemesi mümkündür. Diğer bir deyişle mevcudu borçlarının tamamını ödeyebilecek durumda olan bir borçlunun mallarını o anda satarak vadesi gelmiĢ bütün borçlarını ödemesi mümkün değilse, o zaman borçlu borçlarını yüzde yüz, yani tamamen ödeme taahhüdünde bulunarak alacaklılarından kendisine bir mühlet verilmesini isteyebilir (vade konkordatosu). Bu durumdaki bir borçlunun normal olarak tenzilat konkordatosu isteyebilmesi mümkün olmamak gerekir, zira böyle bir teklif, ödenmesi «teklif edilen meblağın borçlunun kaynakları ile orantılı olması» Ģartına uygun düşmez. Fakat, hazırlık çalışmaları sırasında, mahkemelerin somut olayın özelliklerine göre değerlendirme yapabilmeleri yolunu açık tutmak gerektiği ileri sürüldüğünden, madde metnine bu yönde bir sınırlama getirilmesinden kaçınılmıştır. Denilerek borca batıklığı kriter almamış esas olarak kaynaklarla orantılı olmasını somut olaya göre değerlendirmeye tabi tutulması gerektiği gerekçesi ve yasanın amacı dikkate alındığında borca batıklık ölçütü tek başına belirleyici olmayacaktır.
Somut olay bakımından alacaklıların oylamasına sunulan Tenzilat konkordatosu şartları incelendiğinde, şirketin konkordatoya tabi olan borçları toplamı olan 163.264.646,08 TL’nin revize konkordato projesinde teklif edildiği haliyle yarısı olan 81.632.323,04 TL tutar ile oranlandığında alacaklıların alacaklarına yaklaşık %46,61 oranında kavuşacakları görülmektedir. Revize konkordato projesi ile teklif edilen oranın ise %50 olarak bu orandan yüksek olduğu bütün bu rakamsal veriler ve rakamla ifade edilmesi mümkün olmayan unsurlar dikkate alındığında (%50 tenzilatlı durumun) komiser heyeti tarafından tespit ediliği gibi farazi iflas tasfiyesi neticesinde alacaklıların eline geçecek tutarın (garamenin) adi konkordatoda teklif edilen Haziran 2021’e kadar ödemesiz 2025 Aralık ayına kadar gerçekleştirilecek %50 oranındaki anapara ödemesinden daha az olabileceği görüşünde olduğu, öte yandan, İİK m. 305, f. 1, (b) bendine göre borçlu tarafından teklif edilen bu tutarın “kaynakları ile orantılı olması”, bu kapsamda borçlunun beklenen haklarının da kaynak olarak alınması gerektiği dikkate alındığında şirketin nakit akış tablosunda 2020-2025 yılları arasında nakit girişleri (ön görülen kaynaklar) toplamı 1.436.317.000,00 TL olduğu, nakit çıkışları toplamı ise 1.407.126.000,00 TL olduğu tespit edildiği, dolayısıyla 2025 yılı dönem sonu nakit tutarı 29.691.000,00 TL olduğu, ön görülen kaynakları ile ödemeyi taahhüt etmiş olduğu borçlarını ödeyebileceği tespitleri göz önüne alınarak alacaklarını bildirdiği veya alacakları bilançoda kayıtlı alacaklıların (İİK m. 299) sayısı 554 olduğu, konkordato projesine toplantıda ve/veya iltihak müddeti içinde olumlu oy verenlerin sayısı 160 (%28,88) olduğu, alacaklarını bildirmiş veya alacakları bilançoda kayıtlı alacaklıların (İİK m. 299) alacak tutarlarının toplamı (İİK m. 302/5 hükmüne göre ne nispette oy kullanabilecekleri Mahkememizce belirlenmiş olan çekişmeli alacaklar kararına göre nisaba dahil alacak miktarının 163.264.646,08 TL olduğu, konkordato projesine ilişkin toplantıda ve/veya iltihak müddeti içinde olumlu oy veren alacaklıların alacak tutarları toplamı 109.520.092,88 TL (%67,08) olduğu, bu netice bakımından İİK m. 302, f. 3, (a) bendinde yer alan “Kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini,” aşan bir çoğunluk tarafından imza edilmiş olma koşulu gerçekleşmiş (%67,08) bulunduğu, borçlu şirketin mühlet içerisinde komiserin onayı ile doğmuş borçları mevcut olmadığı, ancak, borçlu şirket mevcut cari hesap ekstrelerinde yer alan bazı alacaklıların da feragatnamelerini (kira alacaklılarına ilişkin) mahkemeye sunduğu, yine, borçlu şirket tarafından İİK m. 206’nın birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklılar bakımından ilgili alacaklıların açıkça feragat ettiklerini gösteren belgeleri komiser heyetine sunulmadığı dikkate alınığında davacı tarafından gösterilen teminat yerinde görülmüş olup buna göre İİK’nun 305/1-e maddesi gereği konkordatonun gerektirdiği yargılama gideri olarak toplam 3.650,00-TL’ gider avansı ile davacı şirketin konkordatonun tasdiki durumunda, alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden; 163.264.646,08-TL alacak üzerinden ise binde 2,27 oranı üzerinden davacının 370.610,75-TL harcın yatırıldığı, 492 sayılı Harçlar Kanununda “Yapılandırma sonunda rehinli alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden” ifadesi yer aldığından ve bu dosyada rehinli alacaklı ile henüz yapılandırma olmadığından rehinli alacaklara ödenmesi gereken para üzerinden hesaplanacak binde 1,13 oranında harcın bu aşamada alınmasına yer olmadığı anlaşılmış olup teminat için şirkete ait … ilçesi … köyü … ada … parselde bulunan teminat olarak kabul edilmesi istenen taşınmazın konkordato kaynağı olduğu görülmüş İİK. Md. 305 kapsamında bahse konu taşınmazın teminat olarak değerlendirilmesinin mümkün olmamıştır. … ilçesi … köyü … parselde bulunan taşınmazın İse dilekçe ekinde beyan edilen 02.09.2020 tarihli takyidatlı tapu kaydında çeşitli takyidatların (kamu haczi, icrai haciz, İhtiyati haciz, vs.) olduğu görülmüştür. Taşınmazın iflas halinde satışı %50 üzerinden hesap edildiğinde, bu taşınmazın işçi alacaklan açısından teminat gösterilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmıştır.
Gösterilecek teminatın türü konusunda maddede bir açıklık yer almamaktadır. Kuşkusuz, mahkemenin uygun bulduğu bir teminatın gösterilmesi gerekir. Bu konuda borçluya kolaylık sağlanarak, sadece ayni teminat ya da banka teminat mektubu gösterilmesinde ısrarlı olmamak, şahsi teminat (kefalet) gösterilmesi teklifine de sıcak bakmak, gerekirse, borçlunun sahip olduğu ruhsatlar, fikrî ve sınaî hakların da teminat olarak kabulüne gidilmelidir (ÖZTEK, S./BUDAK. A.C./YÜCEL, T.M./KALE, S./YEŞİLOVA, B. age. s: 374). Bu sebeple üzerinde hiçbir takyidat bulunmadığı beyan edilen “COLLEZIONE” markasının teminat gösterilmesi talebi yerinde görülmüştür.
Teminat gösterilecek hususlar olarak İİK’nun 206 ncı maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının temini için teminat gösterilmesi tasdik şartı olarak kabul edilmiş olup mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçlar kavramı üzerinde durmak gerekirse İK m. 305/d fıkrasında mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının denilerek oluşan borçlarda komiserin onayının açıkça alınması anlamında değil komiser nezaret ettiği dönem boyunca kira ilişkisi boyunca oluşan borçlara esasen komiserin örtülü onay verdiği durumların da bu madde kapsamında değerlendirmek gerektiğinden yasa metnindeki onayı işlemin geçerlilik şartı olarak değil komiser icazeti bilgisi dahilinde yorumlamak gerektiğinden davacının imzaladığı tüm kira sözleşmelerinde İİK madde 308/c gereğince komiser heyetinin örtülü izninin bulunduğunun kabulü gerekmiş olup mühlet içinde komiserlere döneminde kira ilişkisinin devam ettiği ve bu borcun oluştuğu dikkate alındığından örtülü olarak bu borçlanmaya onay verildiği anlamına geldiğinden söz konusu kira borçlarının da teminat kapsamında değerlendirilmesi gerekmiş olup bu durumda Türk Patent ve Marka Kurumu Markalar Daire Başkanlığı nezdindeki İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün …. sicil numarasına kayıtlı …. Mağazacılık Anonim Şiketi’ne ait “…” markasının üzerine, İİK.nın 305/1-d maddesi kapsamında 4.851.160,61-TL işçi alacağı ve mühlet sonrası oluşan kira giderleri toplamı olan 18.048.428,00-TL ve toplamda 22.899.588,61-TL’lik konkordato sonrası oluşan borcuna karşılık teminat gösterildiği dikkate alınarak şirketin mevcut durumuna göre konkordatonun tasdiki için İİK m. 305’te öngörülen tüm koşulların gerçekleştirildiği, Böylelikle konkordato projesinin gerçekleşmesi için İİK’nun 305. maddesindeki şartların gerçekleşmiş olduğu nazara alınarak, mahkememizce konkordato projesinin tasdikine karar vermek gerekmiştir.
Öte yandan İİK.nun 306.maddesinde “Konkordatonun tasdiki kararında alacaklıların hangi ölçüde alacaklarından vazgeçtiği ve borçlunun borçlarını hangi takvim çerçevesinde ödeyeceği belirtilir. Kararda, tasdik edilen konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak için gerekli gözetim, yönetim ve tasfiye tedbirlerini almakla görevli bir kayyım tayin edilebilir. Bu takdirde kayyım, borçlunun işletmesinin durumu ve proje uyarınca borçlarını ödeme kabiliyetini muhafaza edip etmediği konusunda iki ayda bir tasdik kararını veren mahkemeye rapor verir; alacaklılar bu raporu inceleyebilirler.” düzenlemesi gereği mahkememizin … Esas sayılı dosyasına atanan kayyımın görevi bu madde kapsamında gözetim kayyumu olarak atanmıştır.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Konkordato talep eden İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün …. sicil numarasında kayıtlı …. MAĞAZACILIK ANONİM ŞİRKETİ’nin konkordato projesinin İİK’nun 305. maddesindeki tasdik şartlarının gerçekleştiği anlaşılmakla TASDİKİNE,
2-Davacı şirketin 21/07/2020 tarihinde hazırlanan konkordato projesindeki ödeme tablosundaki konkordato kapsamındaki mühlet öncesi borca ilişkin tutarın yeterli olmaması sebebiyle 31/08/2020 tarihli dilekçe kapsamında 1 yıl ödemesiz 2021 yılı Haziran ayında, Eylül ayında ve Aralık ayında 4.000.000,00 ‘er TL, 2022 yılı Mart, Haziran, Eylül, Aralık ayında 4.000.000,00 ‘er TL, 2023 yılı Mart, Haziran, Eylül, Aralık ayında 4.250.000’er TL, 2024 yılı Mart, Haziran, Eylül, Aralık ayında 4.250.000’er TL, 2025 yılı Mart, Haziran, Eylül ayında 5.000.000,00’er TL, 2025 yılı Aralık ayında 5.363.000,00 TL 1 yıl ödemesiz toplamda 50 ay ödemeli olarak %50 tenzilatla ÖDENMESİNE, “Komiser Heyetinin 21/08/2020 tarihli Konkordatonun Tasdiki Hakkındaki Gerekçeli Raporu”nun ekinde yer alan ödeme tablosunun işbu kararın eki olduğunun BİLDİRİLMESİNE,
3-İİK md. 305//d hükmü uyarınca 206. maddenin birinci sırasındaki alacaklılar kapsamında alacağın yeterli teminata bağlanmış olması gerektiğinden 4.851.160,61 TL işçi alacağına ilişkin, 14.09.2020 tarihli davacı vekili dilekçesi doğrultusunda ve mühlet sonrası olarak oluşan kira giderleri toplamı olan 18.048.428,00 TL ve toplamda ise 22.899.588,61 TL olarak “….” markasının teminat olarak T.C. Türk Patent ve Marka Kurumu Markalar Daire Başkanlığına adı geçen marka üzerine rehin konulmasına, bu yönde Türk Patent ve Marka Kurumuna müzekkere yazılmasına,
4-Konkordato tasdik edildiğinden kesin mühletin sonuçlarının kendiliğinden kalktığının TESPİTİNE,
5-İİK’nın 308/c maddesi uyarınca konkordatonun tasdik kararıyla birlikte bağlayıcı hâle geldiğinin TESPİTİNE,
6-Konkordato işbu tasdik kararı ile bağlayıcı hale gelmiş olmakla İİK’nun 308/ç maddesi gereğince geçici mühlet kararından önce başlatılmış takiplerde konulan ve henüz paraya çevrilmemiş hacizlerin (206/1 maddesindeki imtiyazlı alacaklılar, rehinli alacaklıların rehnin kıymetini karşılayan miktardaki alacakları ve 6183 Sayılı Kanun kapsamındaki amme alacakları için konulan hacizler istisna olmak üzere) DÜŞMESİNE,
7-İİK’nın 306/2 nci maddesi uyarınca tasdik edilen konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak ve gözetim tedbirlerini almak üzere YMM ….’ın kayyım olarak atanmasına, atanan kayyım için aylık 3.000,00 TL net ücret takdiri ile takdir edilen ücretin kayyımın göreve başlama tarihinden itibaren ödenecek ücretin konkordato talep eden şirket bünyesinden karşılanmasına,
8-İİK’nun 308/b maddesi gereğince alacakları itiraza uğramış alacaklıların tasdik kararının ilanından itibaren 1 ay içinde dava açmakta muhtariyetlerine,
9-Konkordato komiser heyetinin görevine son VERİLMESİNE,
10-Mahkememizce verilen tüm tedbirlerin hükümle birlikte KALDIRILMASINA,
11-İİK’nın 306/son maddesi uyarınca tasdik kararının Ticaret Sicil Gazetesinde ve Basın İlan Kurumu İlan Portalında İLAN EDİLMESİNE ve İİK’nın 288 nci maddesinde belirtilen yerlere BİLDİRİLMESİNE,
12-Konkordato komiseri olarak görevlendirilen komiserlerin bugün itibariyle görevlerinin sona erdiğinin İstanbul Bilirkişilik Bölge Kurulu’na BİLDİRİLMESİNE,
13-Davacının İİK.307.madde kapsamında talebinin şartları oluşmaması nedeniyle REDDİNE,
14-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 54,40 TL maktu karar ve ilam harcının davacı tarafından yatırılan 44,40 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 10,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
15-Davanın mahiyeti nedeniyle davacı ve müdahiller lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
16-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
17-İİK.nun 293/son ve 164/1. maddeleri uyarınca kararın re’sen taraflara vekillerine tebliğine,
18-Kullanılmayan gider avansının ve bakiye iflas avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
Davacı vekili ile hazır müdahil vekillerinin yüzlerine karşı, 2004 sayılı İcra ve İflâsKanunu’nun308/a madde hükmü uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ilekararın konkordato talep eden borçluya tebliğinden,itiraz eden diğer alacaklılar yönünden ise tasdik kararının ilânından itibaren 10 güniçerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı 17/09/2020 Başkan ….
¸
Üye … ¸
Üye ….
¸
Katip …
¸

Başkan …

Üye ….

Üye ….

Katip ….