Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/337 E. 2019/1078 K. 17.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/337 Esas
KARAR NO : 2019/1078

DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 25/03/2019
KARAR TARİHİ : 17/10/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/10/2019
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı şirket temsilcisi….. dava dilekçesinde; ….. Mah. ….. Cad. … Sk. N:… D:… Sancaktepe / İSTANBUL adresinde faaliyet gösteren davacı şirketin hisselerini Üsküdar …Noterliğinin 25.01/2016 tarih …. yevmiye sayılı “Hisse Devir ve Temlik Sözleşmesi” ile …. adlı kişiden devir aldığını, şirketin uzun süreden beri atıl vaziyette kaldığını, şirketin hiçbir vergi borc veya tüzel kişilere herhangi bir borcunun bulunmadığını, şirket feshi için sicil müdürlüğüne başvuruda bulunulduğunu ancak sicil müdürlüğünce fesih işlemi yapılmadığını belirterek ….. sicil nolu davacı ….. HİZMETLERİ LTD. ŞTİ.’nin feshine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde; Ticaret Sicil Müdürlüğünün TTK.m32 ve Ticaret Sicil Yönetmeliği m.34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğunun şirketin tasfiye memurunda olduğunu, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını belirterek müvekkili yönünden açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava; TTK 636/2 ve 3.bendi kapsamında fesih ve tasfiye istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davalının TTK 636/2 ve 3.bendi kapsamında fesih ve tasfiyesinin gerekip gerekmediği hususlarından kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Limited şirketin feshi davasının davalı şirket tüzel kişiliğine yöneltilmesi gerekmektedir. Somut olayda dava ….. Müdürlüğü hasım gösterilmek suretiyle açılmıştır. Davalı …..Müdürlüğü’ne somut uyuşmazlık yönünden husumet yöneltilmesi mümkün değildir. Davanın feshi istenen tüzel kişilik hasım gösterilmek suretiyle açılması gerekirdi. Davacının davalı olarak gösterdiği davalı iş bu davada husumet yöneltilebilecek kişilerden olmadığından bu eksikliğin sonradan giderilmesi de hukuken mümkün değildir. Bu nedenle …..Müdürlüğü hasım gösterilerek açılan davanın usulden reddine karar vermek gerektiği gibi şirketin tek ortağı şirkeitn gayrı faal olduğunu belirterterk tasfiyesi talep etmiş olmakla bu tasfiye kararının ortaklar kurulu kararı ile her zaman alıp sicil müdürlüğüne bildirme imkanı vardır.Davacının bu şekilde mahkememizden tasfiye talebinde bulunmaısnda hukuki yararı olmadığı kendi alacağı kararla da bunu sağlayabileceği anlşaıldığından hukuki yararı bulunamamaktadır. Kaldı ki böyle bir davanın ortak tarafından şirkete karşı açılacak davada ileri sürme imkanı söz konusu olup iş bu davada davacı şirket dava açmıştır. Limited şirketlerde bütün payların temsil edildiği organ, genel kuruldur. Bu şirketlerin irade ve karar organı olan genel kurul, gerekli görmesi halinde şirketin sona ermesi yönünde karar almaya her zaman yetkilidir. Genel kurulun bu kararı alabilmesi için mutlaka belli bir hal veya durumun mevcut olması veya gerçekleşmesi gerekmez.TTK’da genel kurulca alınacak fesih kararları için ağırlaştırılmış nisap öngörülmüştür. Genel kurul fesih kararını ancak, temsil edilen oyların en az üçte ikisinin ve oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğunun bir arada bulunması halinde alabilir (TTK md. 621). Şirket sözleşmesinde yer verilecek bir hükümle bu nisap ağırlaştırılabilir.Davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan 6100 sayılı HMK’da hukuki yarar dava şartı olarak kabul edilmiş olup, hukuk düzenince kabul edilmiş meşru bir yarar, gerek dava açıldığı sırada ve gerekse de yargılama süresince mevcut olmalıdır. Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere davacı şirket, işbu davaya gerek olmaksızın fesih ve tasfiyesini ortak tarafından alınacak kararla sağlayabileceğinden öncelikle usul hükümleir bakımından işbu dava hukuksal yarardan yoksun olup davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle HMK 114. ve 115. madde uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Kullanılmayan gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
5-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/10/2019
Başkan ….
¸
Üye….
¸
Üye …
¸
Katip …
¸