Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/335 E. 2019/815 K. 16.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/335 Esas
KARAR NO : 2019/815

DAVA : 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 15/05/2019
KARAR TARİHİ : 16/07/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde;menfi tespit davalarının konusu para alacağının tahsili veya tazminat olmadığından dava şartı arabuluculuğa tabii olmadığını, üçüncü haciz ihbarnamesinin usul ve yasaya aykırı olarak tanzim edilmiş olması nedeniyle menfi tespit talebinin kabulü gerektiğini, söz konusu ihbarnameler yönetmeliğe de aykırı olarak düzenlenmiş olup bu nedenle de davanın kabulü gerektiğini, borçlu …. A.Ş.’nin hesaplarında bulunan mevduatlar müvekkili bankaya rehinli olup, müvekkil banka’nın rehne ilişkin beyanlarına rağmen ikinci ve üçüncü haciz ihbarnameleri düzenlenmesinin hukuki dayanağı bulunmadığını, …. A.Ş.’nin müvekkil banka ile akdettiği tüm sözleşme ve ekleri kapsamında, müvekkili bankanın mevduatlar üzerinde rehin hakkı bulunduğunu, icra müdürlüğünce usul ve kanuna aykırı olarak 89/3 düzenlenmesi nedneiyle Bakırköy ….. icra hukuk mahkemesi’nde tedbir talepli memur işlemi şikayeti davası açılmışsa da tedbir taleplerinin değerlendirilmediğini, davalının üçüncü haciz ihbarnamesi talepleri daha önce icra müdürlüğünce reddedildiğini, davanın icra dosya borçlusu ….’e ihbarı gerektiğini, müvekkili bankanın Bakırköy … İcra Müdürlüğü ….. E. sayılı dosyasından İİK 89. maddesi gereğince gönderilen usulsüz haciz ihbarnameleri nedeniyle borçlu olmadığının ve dosya borçlusuna herhangi bir borcu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının gerçek durumu çarpıtmaya çalıştığını, davacı tarafından birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerine verilen cevapların ikrar niteliğinde olduğunu, hesaplara konulan alacak haczi bankaca kabul edildiğini sadece hesaplardaki borçlu varlıklarının dışındaki kısma itiraz edildiğini, tüm haciz ihbarnamelerine karşı verilen cevaplardaki rehin ifadesinin müşterisini korumak amaçlı mücerret iddia olduğu şüphesiz sabit kalacağını, müvekkilinin icra dosyasından yaptığı tahsilatlara ulaşmasına engel olunduğunu, aynı zamanda, yüksek tutarlı hesap bakiyelerinin korunması sağlanarak hem müşterisi korunduğunu hem de banka hesaplarındaki yüksek miktarların saklandığnı belirterek haksız ve mesnetsiz davanın reddini savunmuştur.
Dava; İİK 89.madde uyarınca açılmış menfi tespit istemine ilişkindir.
Dava şartları bakımının HMK 114.ve 115.maddeler bakımından resen yapılan inceleme sonucunda;
Davanın açılış tarihi itibariyle ve mahiyeti gereği dava içinde aynı zamanda bir alacak talebine karşı borlu olmadığı istemini barındırdığı dikkate alınarak özel dava şartı bakımından konuyu düzenleyen yasa maddesine göre 7155 Sayılı Kanunla TTK’na 5/A maddesi eklenmiş ve anılan kanun hükmü ile ticari davalarda arabuluculuk dava şartı olarak kabul edilmiştir.6102 sayılı TTK’nun 5/A maddesi aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:
6102 Sayılı TTK ‘nun 5/A maddesi (Ek:6/12/2018-7155/20 md.)
“(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
(2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.
TTK ‘nun 5/A maddesi (Ek:6/12/2018-7155/20 md.)
“(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
(2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Ticari davalar TTK m.4’te düzenlenmiştir:
“1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,…denilerek söz konusu talep TTK 553.madde kapsamından kaynaklı iş bu dava TTK’da düznenlendiğinden mutlak ticari davadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nın 114 maddesinde, dava şartları açıkça sayılmış olup, mahkeme tarafından resen gözetilir.
HUAK m. 18/A (2) hükmünde dava şartı arabuluculuğa mutlaka dava açmadan önce başvurulması zorunlu tutulmuştur.
Mahkemenin dava açmadan önce dava şartı arabuluculuğa başvurulmadığını tespit etmesi halinde davayı dava şartı yokluğundan usulden reddeder.
6235 sayılı HUAK m. 18/A (2) hükmünün kesin anlatımı nedeniyle tarafların dava şartı arabuluculuğa başvurmaları için HMK m.115’te öngörülen bir haftalık kesin süre veremez. Dava şartı arabuluculuğa başvurulup başvurulmadığına dava tarihi itibariyle bakılır.
HM 114/2 ye göre 2) Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır. denilerek özel kanunlarla da özel dava şartı getirildiğinden resen inceleme yapılacağı sabittir.
Davacı tarafından yukarıda anılan mevzuat uyarınca dava tarihi itibariyle arabuluculuğa başvurduğundan bahsetmediği gibi buna ilişkin tutanağının sunulmadığı da görülmüştür. Söz konu dava şartı davanın başında olması gereken ve tamamlanabilir bir dava şartı da değildir.
6102 sayılı TTK’nun 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesinin 1.fıkrası gereğince arabulucuya başvurmadan konusu bir miktar paranın ödenmesine ilişkin ticari dava açılmayacağından ve davanın arabulucuya başvurulmaksızın açıldığı sabit olduğundan davanın esas bir paranın ödenmesine dair alacak olup menfi tespit şeklinde borçlu olduğu iddia edilen kişi tarafından açılması durumunda da ara buluculuğa tabi olacağı şüphesizdir. Nitekim İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 19. HUKUK DAİRESİ 2019/1734 esas 2019/1521 karar sayılı kararı da bu yönde olup menfi tespit istemlerinin arabuluculuğa tabi olduğu kanun koyucunun da iradesinin bu yönde olduğu ve söz konusu düzenleme amaçsal yoruma göre İİK 89.maddeye göre haciz ihbarnamesinden kaynaklanan alacak talebi olsa da bu türden menfi tespit istemlerini de kapsadığı anlaşıldığından bu aşamada başakaca herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın yukarıda anılan nedenlerle dava şartı yokluğundan usulden reddine dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesinin 1.fıkrası gereğince dava şartı yokluğundan HMK 115.madde uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Kullanılmayan gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
5-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi.16/07/2019

Başkan ….
¸
Üye ……
¸
Üye …….
¸
Katip ……
¸