Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/332 E. 2020/719 K. 12.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/332 Esas
KARAR NO : 2020/719

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/05/2019
KARAR TARİHİ : 12/10/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 12/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkili şirketin davalı … Kolejinin gerek öğrenci gerek personel taşıma hizmetlerini verdiğini, ticari ilişkinin başladığı günden itibaren her ay düzenli fatura tanzim edildiğini, davalı kurum tarafından da düzenli şekilde ödendiğini, davacı şirketin personel taşıma hizmeti karşılığında Ekim 2018, KAsım 2018 , Aralık 2018, Ocak 2018, Ocak 2019 tarihli fatura alacaklarının davalı kurum tarafından ödenmediğini, ödemeler için davalıya ihtar çekildiğini ancak ödemelerin yapılmadığını, davacı müvekkili şirketin Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalının itirazda bulunarak takibin durmasına sebep olduğunu, söz konusu alacağı likit olduğunu ve borca itiraz haksız olması nedeni ile %20 den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında cari hesap ilişkisinin bulunduğu ve buna ilişkin mutabakatın henüz sağlanamadığını, mevcut durumda davalı kuruma çıkarılan herhangi bir borcu kabul etmediklerini, bahsi geçen 4 aylık dönemde davalı kurumun davacıdan hiçbir şekilde taşıma hizmeti almadığını, davacı ile davalı kurum arasındaki ticari ilişkinin Ekim 2018 itibariyle sonlandırıldığını, yine bu tarihten başlayarak davacı yandan hizmet alınmadığını, dava konusu dönemde çoğu zaman kurum personelinin öğrenci ile beraber taşınması şeklinde organize edildiğini, bir kısım kurum çalışanında kendi imkanları ile gidip geldiğini, son zamanlarda yapılan haksız ve mesnetsiz girişimler nedeni ile verilen servis hizmetinden beklenen verimin sağlanmadığını, veli ve öğrenci memnuniyetsizliğinin oluştuğunu, bunun üzerine davacı yan ile çalışmak istenmediğinin kendilerine bildirildiğini, bu bildirim üzerine iş kaybı yaşadığını düşünen davacı yanın sözleşmeye ve taraflar arasındaki anlaşmaya aykırı olarak gerçek dışı faturalar düzenleyerek kuruma göndermeye başladığını, davacının dayanağı olarak gösterilen faturaların son derece fahiş olduğunu, davalı kurumdaki personel sayısı nazara alındığında gerçek dışı olduğunu, bu nedenle faturalara itiraz edilmiş olduğunu, dava konusu faturaların noter kanalı ile gönderildiğini, taraflarınca Beyoğlu …. Noterliği’nin ihtarnamesi düzenlenerek herhangi bir borç olmadığının faturalara konu hizmet verilmediğini ve faturaların fahiş olduğunun bildirilerek fatura asıllarının iade edildiğini, davalı kurumun davacıya borcu bulunmadığı halde icra takibi başlatıldığını, kötü niyet tazminatına hükmedilmesini ve açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, cari hesap sözleşmesinden kaynaklanan fatura alacağının tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Takibe konu icra dosyası, faturalar ve ticari defter kayıtları dosyamız içerisine alınmıştır.
Usulüne uygun duruşma açılmış, ön inceleme aşamasında uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişi heyetinin 14/09/2020 tarihli raporunda özetle; davacı tarafından incelemeye sunulan 2018 ve 2019 yıllarına ait davacı yanın ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulduğu, davalı firmanın incelemeye sunulan 2018,2019 yılında ticari defter mükellefi olduğu, defter beratlarının usulüne uygun ve süresinde verildiğinin görüldüğü, davacı tarafından düzenlenen faturalar ve itiraza uğrayan Şubat 2019 faturasının takip konusu olmamasına karşın, takibe konu faturalar bakımından aynı şekilde itirazların olmadığı, taraflar arası sözleşmenin 04/02/2019 tarihine kadar sürdüğü, taşımanın ise 06/02/2019 tarihine kadar devam ettiği, davacının Ekim, Kasım,Aralık 2018 ve Ocak 2019 dönemleri için düzenlediği faturaların, ayrıca mail yazışmaları, güzergah ve alt taşıyıcı listeleri ve taşıma ile ilgili yapılan bildirimler gözetildiğinde, görülen işi ortaya koyduğu, davalı tarafın fahişlik, iş görülmemesi, sözleşmenin Ekim 2018 itibari ile sonlandırıldığı yönünde iddialarının delilleri ile ortaya konulamadığı, ispat külfetinin davalı üstünde kaldığı, davacının ticari defterlerinde; takibe konu edilen 4 adet toplamı 161.211,60-TL tutarlı faturaların davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının noter ihtarı ile bildirilmesine karşın, ticari defterlerine işlemediği ancak açıkça itiraz da etmediği faturalar sebebi ile davacının davalı yandan takip tarihi 25/02/2019 tarihi itibariyle takibe konu faturalardan dolayı 161.211,60-TL asıl alacaklı olduğunun kabulünün gerekeceği, davanın kayıtlarına almadığı bu faturalar bakımından 2018,2019 yılı BA formunda; davacı tarafından, davalıya düzenlenen takibe konu 4 adet faturanın maliyeye bildirimde bulunmadığı, davacının davasında haklı görülmesi ve takibin devamına takdir edilmesi halinde, davacının işlemiş faiz talebi olmadığı için hesabına yer olmadığı, takip tarihinden itibaren TMCB kısa vadeli avans faizinin ticari temerrüt faizi olarak uygulanması talebinin yerinde olduğu görüş ve kanaatine varıldığı anlaşılmıştır.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; Alacaklı davacının davalı şirket hakkında 25/02/2019 tarihinde 161.211,60-TL asıl alacak, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla takip tarihinden itibaren fiilen ödeme tarihine kadar asıl alacağı işleyecek yıllık %19,75 avans faizi ve değişen oranlardaki faizi ile borçludan tahsilini talep ettiği, ödeme emrinin borçluya 27/02/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından 28/02/2019 tarihli dilekçeyle itiraz edildiği ve takibin 28/02/2019 tarihinde durdurulduğu anlaşılmıştır.
TÜM DOSYA MUHTEVİYÂTI KÜLLÎYEN TETKÎK EDİLDİĞİNDE;
Dava taraflar arasında ticari ilişki olduğundan bahisle alacak olduğuna dair yapılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Öncelikle ispat müessesesini açıklamakta fayda var. Bilindiği üzere, hakim, davada hangi vakıaların ispat edilmesini tespit ettikten sonra, bu vakıaların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği sorusuyla karşılaşır; buna ispat yükü denir. Kendisine ispat yükü düşen taraf için, bu bir yükümlülük(mükellefiyet) değil, sadece bir yüktür(külfettir). Taraf kendisinin ispat etmesi gerektiği vakıayı ispat edemezse karşı taraf ve mahkeme onu mutlaka ispat etmesini isteyemez, bilakis kendisine ispat yükü düşen taraf , o vakıayı ispat edememiş sayılır.(Kuru, Medeni Usul Hukuku, 2016, sy 319)
Dava dosyamızda ispat yükü müdde-i iddiasını ispatla mükelleftir kuralı gereği alacaklı olduğunu iddia eden davacı üzerindedir.
Tarafların tacir olduğu hususu göz önünde bulundurularak davacının iddiası noktasında ticari defterleri üzerinde ihtaratlı inceleme kararı verilmiştir. Yapılan inceleme neticesinde uyuşmazlık konusu faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı gibi, bu konuda vergi dairesinden celbedilen kayıtların incelenmesi neticesinde de herhangi bir bildirimde bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu aşamada davacı davalıya vermiş olduğu hizmete ilişkin faturaların teslimini ispat edememiş olup, yargılamada iddianın kanuni delillerle ispatlanması gerektiği dikkate alınarak davacıya dayanmış olduğu yemin delili hatırlatılmış fakat iddiasını ispat için yemine de dayanmayan davacının talepleri hakkında aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Davacının takip yapmada kötüniyetli olduğu hususu ispatlanamadığından davalının kötüniyet tazminatı talebi hakkında da aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Davalının Şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 54,40-TL maktu ilam ve karar harcının davacı tarafından peşin yatırılan 1.947,04- TL harçtan mahsubuna, artan 1.892,64-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 19.265,10-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerine bırakılmasına,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/10/2020

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza