Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/323 E. 2019/805 K. 12.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BAKIRKÖY
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/323
KARAR NO : 2019/805

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 06/05/2016
KARAR TARİHİ : 12/07/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili hakkında Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün…Esas sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, icra takibinde ödeme emrinin müvekkiline usulsüz olarak tebliğ edildiğini ve takibin kesinleşmiş olduğunu, takibin havale dekontuna dayalı olarak başlatıldığını, davalının müvekkiline borç vermesinin mümkün olmadığını, zira müvekkili ile herhangi bir ticari ilişkisinin bulunmadığını, alacaklı olduğunu davacının kanıtlaması gerektiğini, havalenin bir ödeme vasıtası olup aksi iddia edenin bu iddiasını ispatlaması gerektiğini belirterek söz konusu icra takibi nedeniyle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespiti ile %20 oranında tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin davalıya 40.000,00 TL’yi banka aracılığıyla borç olarak gönderdiğini, ihtara rağmen borcun ödenmemesi üzerine takip başlatıldığını, davacı şirket yetkilisi …. ‘ın …. ‘ı vekil olarak atadığını, bu kişinin ise müvekkilinin eniştesi olduğunu, …’ın davacı şirketin nakit sıkıntısı olduğunda müvekkilinden borç para aldığını, davaya konu paranın da bu şekilde borç olarak gönderildiğini, paranın şirket hesabına gönderildiğini, ancak davacı şirketin borcu ödememek için …’ı vekillikten azlettiğini, ancak her nedense bu kişiyi sonradan sigortalı olarak çalıştırmaya devam ettiğini belirterek davanın reddi ile %20 oranında tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün…Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklı … tarafından borçlu … Akaryakıt aleyhine 20/05/2011 tarihli havale dekontuna dayalı olarak 40.000,00 TL alacağın tahsili istemiyle ilamsız takip başlatıldığı, takibin kesinleşmiş olduğu görülmüştür.
Takibe ve davaya dayanak havale dekontunun incelenmesinde, … tarafından … Akaryakıt firmasına 40.000,00 TL para gönderildiği, havale dekontunda herhangi bir açıklama bulunmadığı görülmüştür.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş, kararın istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nin 15/04/2019 tarihli ilamıyla mahkememiz hükmü görevsizlik kararı verilmesi gerektiği gereçsiyle bozulmuştur.
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar ise, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olayda davanın TTK.’nın 4. maddesinde sayılan ve Türk Borçlar Kanununa atıf yapılan sözleşmelerden kaynaklanmadığı, davalının tacir olmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle ticari olmayan işbu davada görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olup, asliye hukuk mahkemesi ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki TTK.nın 5/3.maddesi uyarınca görev ilişkisidir. Göreve ilişkin usul kuralları ise dava şartıdır. Bu itibarla davanın dava şartı yokluğundan reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle REDDİNE,
2-Kararın kesinleşme tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize başvurulması halinde dosyanın yetkili ve görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Yargılama harç ve giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere tarafların yüzüne karşı karar verildi.
12/07/2019

Katip …

Hakim …