Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/292 Esas
KARAR NO : 2019/1317
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/04/2019
KARAR TARİHİ : 16/12/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/01/2020
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı tarafından davacı aleyhine Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, icra takibinde 35.000.TL bedelli 30.09.2017, vade tarihli 20.02.2017 düzenleme tarihli senet dayanak yapıldığını, taraflar arasında bir adet daire satışı yapıldığını, bu daire bedelinin bir kısmı dava dışı, …. San. Tic. Ltd. Şti. den alacağının mahsup edilmesinin kararlaştırıldığını, buna ilişkin taraflar arasında daire satışı ve bedelinin ödenmesi konusunda bir protokol yapıldığını, bunun dışında taraflar arasında bir ticari ilişkinin bulunmadığını, davalı kötü niyetli olarak varolmayan alacağı tahsil etmeye çalıştığını borçlarının olmadığını belirterek davanın kabulü ile Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasından davacı müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespitine, davalının alacağının %20 den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edilmiş, ancak cevap dilekçesi ibraz etmemiştir.
Bilirkişi SMMM-Bağımsız Denetçi … 08/11/2019 tarihli raporu ile, … A.Ş.ne ait 2017 yılı defterlerinin incelendiğini, davacının iddia ettiği daire satışı ve bunun karşılığı yapılan çek ve senet tahsilatları ve çeklerin karşılıksız çıkması defterlerde kayıtlı olmadığını, iddia edilen 2017 yılında yapılan daire satışı ve buna bağlı olarak alınan çekler karşılıksız çıkması alınan senetler tamamen kayıt dışı yapıldığını, defterde hiçbir kaydın bulunmadığını beyan etmiştir.
Tüm dosya muhteviyâtı küllîyen tetkîk edildiğinde;
Dava, kambiyo senedinden ötürü yapılan icra takibi nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti davasıdır.
Öncelikle ispat müessesesini açıklamakta fayda var. Bilindiği üzere, hakim, davada hangi vakıaların ispat edilmesini tespit ettikten sonra, bu vakıaların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği sorusuyla karşılaşır; buna ispat yükü denir. Kendisine ispat yükü düşen taraf için, bu bir yükümlülük(mükellefiyet) değil, sadece bir yüktür(külfettir). Taraf kendisinin ispat etmesi gerektiği vakıayı ispat edemezse karşı taraf ve mahkeme onu mutlaka ispat etmesini isteyemez, bilakis kendisine ispat yükü düşen taraf , o vakıayı ispat edememiş sayılır.(Kuru, Medeni Usul Hukuku, 2016, sy 319)
Menfi tespit davalarında ise genelde ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davalı üzerindedir. Fakat menfi tespite konu uyuşmazlık esasında kambiyo senedinden kaynaklanıyorsa ispat yükü bu sefer yine davacı üzerindedir. Zira kambiyo senedinden kaynaklanan borç illetten mücerrettir. Söz konusu kambiyo senedinin başka bir hukuki ilişkiye binaen verildiğini iddia eden bunu yazılı delille ispatla mükelleftir. Nitekim somut olayımızda davacı icra takibine konu kambiyo senedinin taraflar arasında daire satışı üzerine düzenlenen protokol üzerine davalıya verildiğini, söz konusu kambiyo senedinin protokol gereği davacıya teslim edilmediğini ve borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.
Davacının iddiası somut uyuşmazlıkla örtüşmemektedir. Şöyle ki protokole konu kambiyo senetleri olarak çeklerden bahsedilmiş fakat icra takibine konu kambiyo senedi ise protokole konu çekler olmayıp 35 bin TL bedelli bonodur. Söz konusu bonoya ilişkin bilgiler taraflar arasında düzenlenen protokolde geçmemekte ve bu sebeple davacının iddia ettiği protokolün olayımıza uygulama imkanı bulunmamaktadır. Kaldı ki davacının ticari defterlerinin incelenmesinde de uyuşmazlık konusu bonoya ait herhangi bir kayıt da bulunmamaktadır. Davacının iddiasını kambiyo senedinin illetten mücerret olması nedeniyle yazılı delille ispatlaması gerekmektedir. Gelinen aşamada davacı bu hususta delil sunamamış olup, tevehhüme itibâr yoktur kuralı gereği (soyut beyanlara itibar edilemez-Mecelle-i Ahkâm-ı Adliye) talepleri hakkında aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcı, peşin yatırılan 642,46 TL harçtan mahsubu ile, kalan 598,06 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 4.488,20-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısım olur ise, karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda karar verildi.16/12/2019
Katip …
E-imzalıdır ¸
Hakim …
E-imzalıdır ¸