Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/265 E. 2019/490 K. 22.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/265
KARAR NO : 2019/490

DAVA : İSTİRDAT (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/04/2019
KARAR TARİHİ : 22/04/2019
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememizin …. Esas sayılı dosyası ile açmış olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile dava dışı ….Limited Şirketi arsında zaman zaman ticari mal alışverişinin olduğunu, davalı ….’nin de bu alışverişe aracılık ettiğini, son alışverişte …’nin ….Tekstil’in müvekkiline vermiş olduğu 77.168,72-TL bedelli çeki, müvekkilinin izni ve bilgisi olmadan alarak müvekkili şirketin kaşesini basıp imzasını taklit ettiğini, ardından da arkadaşı olan …. isimli şahsa verdiğini, bu kişinin de çeki …. Faktoring A.Ş’ye vermek suretiyle kırdırdığını, böylece sebepsiz zenginleştiğini, haksız menfaat elde ettiğini, çeki kayıp ettiğini düşünerek müvekkilinin çek iptali davası açtığını, Bakırköy …Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyasından ödeme yasağı kararı aldırdığını ileri sürerek, çeklere ve davalılar tarafından üretilen sahte faturalara ilişkin belge örneklerini …. Faktoring A.Ş’den talep ettiklerini, resmi bir talep olmadan belge örneklerini veremeyeceklerini belirttiklerini, müvekkilinin zarara uğramasına sebep olduklarını, bu davalının da çeki iktisabında ağır kusurlu olduğunu ileri sürerek, müvekkilinin davalılardan…. ve …. Faktoring A.Ş’ye borçlu olmadığının tespiti ile, dava konusu rıza hilafına elden çıktığı iddia olunan çekin tahsil edilmiş olması sebebiyle çek bedelinin ve çeke bağlı olarak tahsil edilen fer’ilerinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama masrafları ile kanuni vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …Ş mahkememizin ,…. Esas sayılı dosyasına sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin adresinin Ümraniye olduğunu, davacının davasını yetkili yerde açmadığını, İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, dava konusu çekin müşteri … tarafından müvekkili şirkete teslim edildiğini, işbu çeki müvekkili şirket ile müşterisi …. arasındaki sözleşmeye istinaden 02/03/2018 tarih ve 024061 numaralı fatura ile temlik alındığını, kredinin tahsili için davaya konu çekin taraflarına teslim edildiğini, müvekkili şirketin faktoring şirketi olduğunu, çeki teslim alınken kanunen gerekli koşulları yerine getirdiğini, usulüne uygun bir şekilde çeki teslim aldığını, davacı şirketin kötü niyetli olarak faturalandırılmış çek hakkında herhangi bir çalıntı başvurusu olmamasına rağmen imzaya, borca itiraz ettiğini, müvekkili şirketin iyi niyetli üçüncü kişi olduğunu ileri sürerek, davanın reddi ile husumet yönünden usulden reddine, davacı tarafın haksız çıkması halinde %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin ,…. Esas sayılı dosyasının 10/04/2019 tarihli celsesinin (6) nolu ara kararı uyarınca davalılardan …. Faktoring A.Ş yönünden davanın tefrik edilmiş olduğu anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
HMK madde 138 uyarınca dava şartları ve ilk itirazlar dosya üzerinden karar verilebileceği dikkate alınarak mahkememizce öncelikle dava şartları incelenmiştir.
Dava, İİK’nun 72.maddesine dayalı menfi tespit ve çekten kaynaklı istirdat davasıdır.
Mahkememizce usulünce duruşma açılmış, tarafların iddia ve savunmaları alınmıştır.
TTK’nun 4.maddesinde ticari davalar tanımlanmakla; bu açıdan anılan maddenin 1.fıkrasında “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu kanunda sayılan davaların ticari dava olduğu öngörülmüştür.
Somut olayda bakıldığında ise; görev yönünden yapılan re’sen inceleme ile, davanın taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklandığı, tarafların tacir olup ihtilafın her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili olduğu anlaşılmaktadır. Bu doğrultuda, taraflar arasında görülen davada görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu anlaşılmıştır.
Yetki hususu mahkemelerce ön inceleme aşamasında değerlendirilir. Davalı …Ş vekilince cevap dilekçesinde usulüne uygun yetki itirazında bulunmuştur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, ….Bankası A.Ş ….Şubesine ait, keşidecisi …. Limited Şirketi olan, …. seri numaralı, 77.168,72-TL bedelli çekten dolayı davacının davalılara borçlu olmadığının tespiti ile istirdatına karar verilmesi istemidir.
Davalılardan … Faktoring A.Ş vekili davaya bakmakla yetkili mahkemenin, davalının ikametgahının bulunduğu İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi olacağını belirterek yetki itirazında bulunmuştur.
Davacı ve dava dışı ….Limited Şirketi ‘nden davalı …’nin aldığı ve ….’ün imza taklidinden bahisle bu dava açılmıştır. Davacının ikametgahı Bahçelievler’de, davalı …Ş’nin ikametgahı ise Ümraniye’dir.
T.C. Yargıtay …Hukuk DAiresinin …. Esas-…. Karar sayılı kararında da; “Mahkemece toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; davanın kambiyo senedine dayalı menfi tespit davası olduğu, bu davadan önce ve sonra icra takibi yapılmadığı, icra takibinden önce açılan menfi tespit davalarında genel yetki kurallarının uygulandığı, mahkememizce yapılan araştırmada çeklerin dosyaya ibrazının mümkün olmaması nedeniyle davaya konu çeklerin keşide ve ödeme yerlerinin tespit edilemediği, ayrıca malın teslim yerinin Karataş ilçesi olduğu hususunun da ispat edilemediği, zira davacının sunduğu faturalardan teslim yerinin neresi olduğunun anlaşılamadığı, davaya bakmaya davalı şirketin yerleşim yeri olan İnegöl Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkili olduğu gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davalılar ….’ın yetki itirazları bulunmamaktadır. Davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı olmadığı gibi somut olayda kesin yetki hali de yoktur. Bu durumda mahkemece yetki itirazı bulunmayan davalılar hakkındaki davanın tefriki ile yargılamaya devam edilmesi gerekirken onlar hakkında da yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerden dolayı davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenden dolayı davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 21/10/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.” denilmiştir. Bu içtihattan da anlaşıldığı üzere çekten kaynaklanan menfi tespit davalarında davalılar arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunmamaktadır. Bu nedenle dosyamız davalılarının her birinin yetki itirazının ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varılmış, davalıların her birinin kendi ikametgahı mahkemesinin yetkili olduğu belirlenmiştir.
T.C. Yargıtay 19.Hukuk DAiresinin….Esas-…. Karar sayılı kararında da;”….Davacı, davalılardan …. Bankası tarafından icra takibine konu edilen 13.05.2011 vade tarihli, 150.000.TL bedelli bononun sahte imza atılarak çekilen krediye teminat olarak diğer davalılar tarafından kendisinin rızası dışında davalı bankaya verildiğini belirterek takibe konu bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan A….. Bankası vekili, yetkili mahkemenin müvekkil bankanın merkezinin bulunduğu yer olan Ümraniye mahkemeleri olduğunu belirterek yetki itirazında bulunmuş, ayrıca davanın esastan da reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, cevap ve toplanan deliller doğrultusunda davalılardan ….Bankası’nın şirket merkezinin Ümraniye olduğu, bu nedenle yetkili mahkemenin Ümraniye Mahkemeleri olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiş hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacının yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 18/04/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.” denilmekle bu emsal karar gereğince de mahkememizin yetkisiz olduğu kanaatine varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNİNE,
HMK 20. Madde gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren taraflardan birinin mahkememize müracaatı ve talebi halinde dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
Aksi takdirde dosyanın yeniden ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
2-Yargılama gideri vekalet ücreti harç ve avansların nihai kararla birlikte ele alınmasına,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre, Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda karar verildi. 22/04/2019

KATİP …
¸e-imza

HAKİM …
¸e-imza