Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/238 E. 2019/1120 K. 04.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/238 Esas
KARAR NO : 2019/1120

DAVA :Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 03/01/2014
KARAR TARİHİ : 04/11/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/11/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili 18/09/2013 tarihli dava dilekçesinde özetle; “Davacı …’ın eşi … ve …’ın babası olan ….’ın davalılardan …’nın işleteni ve …’un sürücüsü olduğu ….. plakalı aracın 06/08/2013 tarihinde çarpması sonucu oluşan kazada vefat ettiğini, meydana gelen trafik kazası sonrası tanzim edilen Trafik kazası tespit tutanağına göre davalılardan araç sürücüsü …’un kusurlu olduğunun tespit edildiği, davalılardan …’nın işleteni ve …’un sürücüsü bulunduğu ….. plakalı aracın 13.06.2013-13.06.2014 tarihleri arasında ….. poliçe no ile zorunlu mali mesuliyet sigortasını yapan şirket davalılardan ….. Sigorta A.Ş. olup, kaza tarihindeki ölüm tazminatı limitinin 250.000,00-TL olduğunu, derdest davalarını belirsiz alacak davası olarak açmalarının sebebinin tekstil makinaları dikiş ustası olan müteveffa ….’ın sağlığında aylık 1.400,00-TL ücretle çalıştığı halde iş yerinin SGK primini asgari ücret üzerinden göstermesi ve aktüerya tarafından destek hesabının yapılmamış olması sebeplerine dayandığını, belirli hale geldiğinde taraflarınca ikmal edileceğini belirterek … için 10.000,00-TL geçmiş kesinleşmiş dönem ile gelecek dönem için destekten yoksun kalma tazminatının ve 100.000,00-TL manevi tazminatın, … için 5.000,00-TL geçmiş kesinleşmiş dönem ile gelecek dönem için destekten yoksun kalma tazminatının ve 50.000,00 TL manevi tazminatın, … için 5.000,00-TL geçmiş kesinleşmiş dönem ile gelecek dönem için destekten yoksun kalma tazminatının ve 50.000,00-TL manevi tazminatın, davacılar için cenaze, yol ve hastane masrafı olarak 1.000,00-TL maddi tazminatın, 06.08.2013 olan kaza tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalı …’ya ait ….. plakalı araç kaydına teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan ….. ve ….. vekili, müvekkili …’nın araç maliki, …..’ın ise sürücü olduğunu, davaya konu kazanın müteveffa ….’ın kusuru ile gerçekleştiğini, davalı sürücü …’un sevk ve idaresindeki ….. plakalı aracı ile ….’a çarpması sonucu yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkili …’un kazaya sebebiyet verecek kadar hızı olmadığını, maddi tazminat talebinin ….. Sigorta A.Ş tarafından karşılandığından bu hususta müvekkillerinin sorumluluklarının kalmadığını, manevi tazminat taleplerinin fahiş olduğunu, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, dava konusu kazaya karışan ….. plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde ….. poliçe numarası ile 13.06.2013-2014 tarihleri arasında zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi yaptırıldığını, müvekkili sigortanın maddi tazminat hususunda poliçe kapsamı dahilinde sorumluluğunun bulunduğunu, manevi tazminat hususunda ise sorumluluğunun bulunmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava dilekçesi Bakırköy ….. Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edildiği, mahkemece ….. Esas…. karar sayılı, 19/09/2013 tarihli ilam ile taraflar arasındaki uyuşmazlığın sigorta sözleşmesinden kaynaklanmadığı, davanın bu niteliği itibariyle ticari dava niteliği taşımadığından bahisle görevsizlik kararı verildiği, kararın 04/12/2013 tarihinde temyiz edilmeksizin kesinleştiği ve dosyanın Bakırköy …. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderildiği, mahkemece yapılan yargılama neticesinde 26/12/2014 tarih ve …. esas-…. karar sayılı ilam ile maddi tazminat taleplerinin davalı … tarafından karşılandığı bu sebeple destek tazminatı, cenaze gideri, yol ve hastahane masrafları ile ilgili davanın konusuz kaldığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile eş ….. için 20.000,00 TL, çocuk …… için 10.000,00 TL ve çocuk ….. için 10.000,00 TL olmak üzere toplam 40.0 gönderildiği, Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 26/09/2018 tarih …… esas- …. karar sayılı bozma ilamı ile; “Dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a maddesi gereği her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlar ticari davalardır. TTK 5/1 maddesi gereği ticari davalara bakmakla görevli mahkeme asliye ticaret mahkemeleridir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden itibaren yasanın 5/3 maddesi gereği asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki işbölümü olmaktan çıkmış görev ilişkisi haline gelmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir. Açılan somut davada davalılar arasında zorunlu mali sorumluluk sigortacısı da bulunmaktadır. Sigorta hukuku 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6. kitabında 1401 ve devamı maddelerinde, zorunlu sorumluluk sigortası ise 1483 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Bu durumda Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlardan olması nedeniyle dava ticari dava olup asliye ticaret mahkemesi görev alanı içinde bulunmakta olup mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” denilmek sureti ile dosyanın bozularak mahkemesine gönderildiği, Bakırköy …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin bozma ilamına uyulmasına karar vererek ….. esas- …. karar sayılı ilam ile görevsizlik kararı verdiği ve dosyanın mahkememize tevzi edildiği görülmüştür.
Davacılar vekili 03.07.2014 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat taleplerinin davalı ….. tarafından karşılandığını ve taleplerinin konusuz kaldığını, davanın davalılar ….. ve ….. ile ilgili manevi tazminat talebi yönünden devam ettiğini belirtmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Bakırköy … Asliye Hukuk Mahkemesi’nce …. esas sayılı dosya üzerinden, tarafların ibraz etmiş oldukları deliller toplanmış, kazaya karışan araçlara ait trafik kaydı, trafik poliçesi, hasar dosyası, kaza tespit tutanağı, ruhsat fotokopisi, ölüm belgesi, veraset ilamı, fatura, adli tıp raporu alınmış, Bakırköy ….. Asliye Ceza Mahkemesinin …. esas sayılı dosyası incelenmiş, tarafların sosyal-kültürel ve ekonomik durumları araştırılmış, Bakırköy …..Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında, müştekinin …, sanığın … olduğu, taksirle ölüme neden olma suçundan dava açıldığı, yargılama sonunda sanığın cezalandırılmasına karar verildiğini anlaşılmıştır. Dosya fotokopisi dosyamız arasına eklenmiştir.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesince düzenlenen 08/10/2014 tarihli raporda; “Olay yerinde yol bölünmüş, tek yönlü, sağda yaya kaldırımı, solda tramvay yolu var, kavşakta trafik ışığı ve yaya geçidi yok, mahal meskun, vakit gündüz, hava açık, yol yüzeyi kuru, tespit edilmiş fren izi yok, olayın olduğu yer kavşak başı olup yaklaşık 80 metre mesafede ışıklı kavşak olduğu belirlenmiştir. Davalı sürücü hızının 60 km civarı olduğunu beyan etmiştir. Dosya kapsamının, ekli ceza dosyası fotokopi sureti ile birlikte, tümü ile tetkik edildiği, ceza aşamasında alınmış olan 24.04.2014 tarihli bilirkişi raporunun olayın oluşumuna uygun düştüğü kanaatine varan heyetimiz kusur gerekçelerini de aşağıdaki şekilde tanzim etmiştir. Buna göre; Davalı sürücü … sevk ve idaresindeki otomobille seyri sırasında kavşağın olduğu yere, aracını her an durdurabileceği hız düzeyinde yaklaşması, yoldaki varlığını belli edecek şekilde ikazda bulunması gerektiği halde bahsedilen bu hususlara riayet etmemiş, kendi ifadesi ve olayın oluş şeklinden de anlaşıldığı gibi kavşağa yüksek hızla yaklaşmış, kavşak başını kullanarak yolun karşısına geçmek isteyen yayaya önlemsiz vaziyette çarpmış olup tali kusurludur. Müteveffa yaya …. ilk geçiş hakkını gelmekte olan davalı idaresindeki araca vermeden yolun karşısına geçmeye çalışarak neden olduğu olayda asli kusurludur. Yukarıdaki hususlar muvacehesinde, olayda; Davalı sürücü …’un %40 (yüzde kırk) oranında kusurlu, Müteveffa yaya ….’ ın %60 (yüzde altmış) oranında kusurlu olduğu kanaatini bildirir müşterek rapor.” olduğu belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı itibariyle yapılan değerlendirme neticesinde; Davacının maddi tazminat taleplerinin sigorta şirketi tarafından karşılandığı, davacılar vekilinin 03.07.2014 tarihli dilekçesi ile anlaşılmış ve bu yönde davacılar vekilinin davanın konusuz kaldığını beyan ettiği görülmekle, maddi tazminat talepleri yönünden yapılan değerlendirmede; davalı … tarafından maddi tazminat taleplerinin karşılandığı anlaşılmakla; destek tazminatı, cenaze gideri, yol ve hastane masrafları ile ilgili davanın konusuz kaldığı görülmekle; bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Davacının manevi tazminat talepleri yönünden dosya kapsamı itibariyle yapılan değerlendirmede; 6098 sayılı TBK’nun 74. maddesine göre hakim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hakimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hakiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da hukuk hakimini bağlamaz. Buna göre, hukuk hakimi kural olarak ceza hakiminin belirlediği kusur oranı ile bağlı değil ise de, kesinleşen maddi olgu ile bağlıdır. (H.G.K. 06.02.2002 gün 2002/19-16, 2002/47 sayılı kararı) somut olayda maddi olgu hususunda bir uyuşmazlık mevcut değildir.
Yerleşik Yargıtay içtihatlarında belirtildiği üzere; “Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK. md. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.”
Yaşanan bu olay nedeniyle davacıların üzülmemiş, acı ve elem duymamış olması mümkün değildir. Davacı açısından manevi tazminat talep etme şartlarının oluştuğu görülmekle, M.K’nın 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüş olup, bu hüküm doğrultusunda da yapılan değerlendirmede; olayın meydana geldiği tarih ve oluş şekli, olayın vahameti, tarafların sosyal, kültürel ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, talep edilen miktar, davacıların murislerinin ölümü nedeniyle uğradıkları elem ve üzüntü ile maktül ve sürücünün alınan Adli Tıp Kurumu raporunda belirlenen kusur oranları nazara alınarak, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirmeye yeterli olduğu yönünde mahkememizde oluşan kanaat doğrultusunda; manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile davacı … için 20.000,00-TL, davacı … için 10.000,00-TL ve davacı … için 10.000,00-TL olmak üzere toplam 40.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan 06.08.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Maddi tazminat talepleri yönünden yapılan değerlendirmede; davalı … tarafından karşılandığı anlaşılmakla; destek tazminatı, cenaze gideri, yol ve hastane masrafları ile ilgili davanın konusuz kaldığı görülmekle; bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
2-Manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile davacı … için 20.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL ve davacı … için 10.000,00 TL olmak üzere toplam 40.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan 06.08.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 2.732,40 -TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırılan 754,85-TL harcının mahsubuna, bakiye 1.977,6-TL harcın davalılar … ve …’dan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından peşin yatırılan 24,30 TL başvurma harcı, 754,85 TL peşin harcın davalılar … ve …’dan alınarak davacılara verilmesine,
6-Davanın maddi tazminat talebi yönünden konusuz kaldığı ve karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar verildiği, ayrıca davacı vekilinin maddi tazminat talebi yönünden yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi bulunmadığı anlaşıldığından, davacı taraf lehine maddi tazminat talebi yönünden yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7- Davanın manevi tazminat talebi yönünden kısmen kabul miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 4.750,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan alınarak davacılara verilmesine,
8-Manevi tazminat talebinin kısmen kabulü yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1.maddesi uyarınca tayin ve takdir olunan 4.750,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … ve …’a verilmesine,
9- Davacı tarafından yapılan 498,00-TL yargılama giderinden davanın kabul miktarı dikkate alınarak 90,00-TL’sinin davalılar … ve …’dan alınarak davacılara verilmesine,
10-Davalılar … ve … tarafından yapılan 44,00 TL yargılama giderinden davanın red miktarı dikkate alınarak 30,8 TL sinin davacıdan alınarak davalılar … ve …’a verilmesine
11-Avanslardan artan olur ise karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile Yargıtayda temyiz yasa yolu açık olmak üzere davacılar vekili ve davalı … vekili, Davalı … ve Davalılar vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.04/11/2019
Katip …
E-imzalıdır ¸

Hakim …
E-imzalıdır ¸