Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/199 E. 2020/975 K. 30.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/199 Esas
KARAR NO : 2020/975

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/03/2019
KARAR TARİHİ : 30/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili Şirketin tarafından “03.2018-216 tarih ve numaralı İşyeri Açma ve Çalıştırma Ruhsatı” kapsamında “….” ismi ile yiyecek-içecek sektöründe restaurant olarak tüketicilere hizmet verildiğini, müvekkil şirket nezdinde işletilmekte olan restaurant bünyesinde kullanılmak üzere, buzdolabı, derin dondurucu ve plate başta olmak üzere birçok endüstriyel mutfak ürünleri, davalı şirketten 03.01.2018, 16.01.2018 ve 01.02.2018 tarihli faturalar ile satın alındığını, işbu ürünlerin restaurant bünyesinde kullanılmaya başlanmasını takiben, birçok defa problemler ile karşılaşıldığını ve işbu hususun derhal davalı şirkete ihbar edilmiş olmasına rağmen halen bir çözüme kavuşturulamadığını, ürünlerde yaşanan arızalar neticesinde, restaurantın müşterilerine hizmet sağlamasında aksaklıklar meydana geldiğini belirtirek, davalı şirketten satın alınan derin donduruculardaki silikonlama ve fabrikasyon eksiklikleri sebebiyle, su akıtma, sızdırma problemi meydana geldiğini, bu ürünlerin satın alınması esnasında no-frost özelliğinde oldukları beyan edilmesine rağmen, ürünlerin bu özelliği taşımadığı ve yoğunlaştırma yapmadığının tespit edildiğini, müvekkil Şirket tarafından satın alınan buzdolabı, derin dondurucu ve düz ızgaranın (plate) ayıpsız misli ile değiştirilmesi ile bilirkişiler tarafından bilahare hesaplanacak satış tarihi itibariyle söz konusu olan kur farkı tutarının tahsiline, mahkeme aksi kanaatte ise terditli olarak, bilirkişi raporundan sonra artırılmak ve bilirkişiler tarafından bilahare satış tarihi itibariyle söz konusu olan kur farkı tutarı ile hesaplanması koşuluyla şimdilik; Buzdolabı için 100,00-TL, Derin dondurucu için 100,00-TL, Düz ızgara için 100,00-TL, olmak üzere toplamda 300,00-TL tutarındaki ürün bedellerin Müvekkili Şirkete iadesine, haksız yere talep edilmiş bulunan 300,00-TL servis bedeli ve 175,12-TL tutarındaki ihtarname masraflarının iadesine, yargılama harç ve giderleri ile ücreti vekâletin davalı/borçlu yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından imal edilen ve satılan malların ayıplı olmadığını, müvekkili şirketin ürettiği endüstriyel mutfak ekipmanlarını düzenlediği 03/01/2018,16/01/2018 ve 01/02/2018 tarihli faturalar ile davacıya satıldığını, ayıp ihbarlarının yasal sürede yapılmadığını, davacının kur farkı taleplerinin haksız ve mesnetsiz olduğunu beyan ederek davanın reddini talep etmiştir
Mahkememizce davaya konu mallar üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, bilirkişi Elektrik – Elektronik Mühendisi …’ın 16/12/2019 tarihli raporunda özetle; Dolap Dik buzdolabı + Derin Dondurucu – Garnetürlü yatay buzdolabı – ızgara – kısa devre tespit edilen 2 çekmeceli yatay buzdolabı ürünlerinin kullanım amacı bakımından değerini ve davacının ürünlerden beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan ayıplı ürün oldukları, ürünlerin davacıya teslimi sırasında ayıplı olmadığı, ayıbın garanti süresi içerisinde kullanım sürecinde ortaya çıkan gizli ayıp olarak nitelendirilebileceği, ürünün garantili olarak satışının gerçekleştiği, garanti süresi içerisinde ayıp bildiriminin yapıldığı, ancak servis formları kapsamında ayıpların satıcı tarafından giderilemediğinin anlaşıldığı, dosya kapsamında sunulan faturalar kapsamında ayıplı ürünlerin fatura değerleri toplamı 17.468,42-TL + KDV : 20.612,74 – TL olarak hesap edildiğini, davacının satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme hakkını kullanmakta haklı olup olmadığı yönündeki nihai kararın mahkemeye ait olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya muhteviyâtı küllîyen tetkîk edildiğinde;
Dava taraflar arasında ticari ilişki ve ticari satım olduğundan bahisle alacak olduğuna dair yapılan alacak davasıdır.
Dava, ticari satıştan kaynaklanan satıcının ayıplı mal satışından doğan sorumluluğu hukuksal nedenine dayanmaktadır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 Sayılı TTK’nun 23/1-c maddesi uyarınca ; ” Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkca belli ise alıcı 2 gün içerisinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içerisinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa haklarını korumak için durumu satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda TBK’nun 223/2. maddesi uygulanır.”
Dava tarihinde yürürlülükte bulunan 6098 Sayılı TBK’nun 223 maddesinde ise223. maddesinde “Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır.
Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır.
Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.” hükümleri düzenlenmiştir.
Bu hükümler doğrultusunda somut olayımıza dönecek olur isek, yargılama sırasında ayıplı olduğu iddia edilen mal üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış ve inceleme neticesinde, söz konusu ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu ve kullanım süresi içerisinde kullanıma bağlı olarak anlaşıldığı, ürününün bu haliyle kullanımında davacının beklenen faydayı elde edemeyeceği, ayrıca davacının buna bağlı olarak ihtarname çekerek masraf yaptığı dikkate alınarak bilirkişi raporu neticesinde belirlenen mal bedellerinin tahsili ve davacı uhdesinde bulunan ayıplı malların da davalıya iadesi noktasında aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
Her ne kadar davacı servis ücretinin de iadesini ve kur farkı yönünden de talepte bulunmuşsa da kendisinin servis bedelinin tahsil edildiği hususunu ispat edemediği, ayrıca kur farkı yönünden de kendisine süre verilmesine rağmen kur farkı yönünden talebini açıklayıp yatırması gereken harcı yatırmadığı için bu talepler hakkında da aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE;
-Ayıplı ürünlerin bedeli olan 20.612,74-TL ve ihtarname masrafı olan 175,12-TL olmak üzere toplam 20.787,86-TL bedelin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
-Kur farkı yönünden DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA
-Servis ücreti yönünden davacının talebinin REDDİNE,
-Dosyamıza sunulan bilirkişi raporunun değerlendirme ve sonuç kısmının 9. Sayfasında belirtilen uyuşmazlık konusu davacı uhdesinde bulunan ürünlerin davacıdan alınarak DAVALIYA İADESİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 1.420,02-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 445,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 974,32-TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
3-Davacının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 4.080,00-TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
4-Davalının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davanın red oranına göre tayin ve takdir olunan 300,00-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından ödenen 44,40-TL başvurma harcı, 401,30-TL peşin harç, 869,90-TL tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.315,60-TL yargılama giderinin Davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.296,91-TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, geri kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.30/11/2020

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza