Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/191 E. 2020/901 K. 16.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/191 Esas
KARAR NO : 2020/901

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/06/2018
KARAR TARİHİ : 16/11/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında iş yapıldığını ve fatura düzenlendiğini, müvekkilinin edimlerini yerine getirip davalıya 34.274,24-TL seri … sıra No: …. fatura kestiğini, davalı tarafın müvekkile ödeme yapmadığını, bunun üzerine davalı / borçlu aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ilgili icra takibinde ödeme emri borçluya davalı borçlu tarafın haksız ve mesnetsiz şekilde tamamen kötü niyetli olarak icra takibine itiraz ettiğini, ve takibi durdurduğunu, icra takibine yapılan itirazın iptali ile %20 den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Yetkili mahkemenin Bakırköy mahkemeleri olduğunu, müvekkil şirketin belirtilen muamele adresinin bağlı olduğu Bakırköy Asliye Ticaret mahkemesi olduğunu, davalı müvekkilin icra takibine konu 24/01/2018 tarih ve 34.274,24 TL bedelli faturayı ve cari hesap borcunu …bank nezdindeki Iban hesabından davacının ödeme eyri olarak bildirdiği çalışanı olan …’ın … Bankası nezdindeki ıban hesabına 26/01/2018 tarihinde EFT yoluyla 40.064,00-TL transfer ederek ödendiğini, faturanın davalı müvekkil tarafından 26/01/2018 tarihinde banka yoluyla ödendiğinden açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, cari hesap sözleşmesinden kaynaklanan fatura alacağının tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Takibe konu icra dosyası, faturalar ve ticari defter kayıtları dosyamız içerisine alınmıştır.
Usulüne uygun duruşma açılmış, ön inceleme aşamasında uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişi S.M. Mali Müşavir … 20/01/2020 tarihli raporunu dosyamıza sunmuştur. Raporda özetle; davacı şirket vekili tarafından dava dosyasına ibraz edilen 26/12/2019 tarihli dilekçe ile müvekkiline ait defterleri vergi müfettişinde olduğu ve henüz taraflarına iade edilmediğinden defter incelemesinin ertelenmesini ve defterlerin vergi dairesinden celbine karar verilerek yeni bir gün belirlenmesini talep ettiği, incelenen davalı şirkete ait 2018 yılı ticari defterlerin açılış tasdikleri ile yıl sonunda yaptırılması gereken kapanış tasdiklerinin yasal süresinde TTK hükümlerine göre usulüne uygun yaptırılmış olduğunu ve davalı şirketin 2018 yılı ticari defterlerini TTK hükümlerine göre usulüne uygun tutmasından dolayı davalı şirketin 2018 yılı ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, davalı … Örme şirketinin icra takip tarihi olan 04/06/2018 tarihi itibariyle tarafına düzenlenen faturadan kaynaklı olarak davacı …’a 34.274,24-TL borcunun bulunduğu, ancak davalı şirketin davacı yan ile aralarında bulunan ticari ilişki gereğince 26/01/2018 tarihinde …’ın … Bankası Hesabına 40.064,96-TL bedelinde “cari hesap ödemesi” açıklaması ile Eft gönderdiği, işbu ödemeyi de 31/12/2018 tarihinde davacı yanın cari hesabından mahsup ederek davacı yana olan cari hesap bakiyesini kapattığı, dava dışı … ‘a yapılan ödemeden dolayı …’ın 2018 yılında davacı yanın çalışanı olup olmadığı ile ilgili olarak davacı yanın SGK dökümlerinin dava dosyasına celp edilmesi gerektiği sonuç ve kanatine varıldığı bildirilmiştir.
Tarafların itirazları üzerine mahkememizce aynı bilirkişiden ek rapor alınmış, rapora göre davacı defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı ve nihayetinde incelenen davacı defterlerinde davacının davalıdan alacaklı olmadığının tespit edildiği anlaşılmıştır.
İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; alacaklı vasıtasıyla 04/06/2018 tarihinde borçlu aleyhine 34.274,24-TL fatura alacağını, işleyecek yasal faiz, icra giderleri ve icra vekalet ücreti ile birlikte fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla tahsilini talep ettiği, ödeme emrininn 07/06/2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 08/06/2018 tarihli itiraz dilekçesi ile 11/06/2018 tarihinde takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
TÜM DOSYA MUHTEVİYÂTI KÜLLÎYEN TETKÎK EDİLDİĞİNDE;
Öncelikle ispat müessesesini açıklamakta fayda var. Bilindiği üzere, hakim, davada hangi vakıaların ispat edilmesini tespit ettikten sonra, bu vakıaların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği sorusuyla karşılaşır; buna ispat yükü denir. Kendisine ispat yükü düşen taraf için, bu bir yükümlülük(mükellefiyet) değil, sadece bir yüktür(külfettir). Taraf kendisinin ispat etmesi gerektiği vakıayı ispat edemezse karşı taraf ve mahkeme onu mutlaka ispat etmesini isteyemez, bilakis kendisine ispat yükü düşen taraf , o vakıayı ispat edememiş sayılır.(Kuru, Medeni Usul Hukuku, 2016, sy 319)
Dava dosyamızda ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacı üzerinde olup, tarafların iddiaları doğrultusunda delilleri toplanarak bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Yapılan inceleme neticesinde davacının defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı anlaşılmakla söz konusu defterlerin davacı lehine delil niteliği taşımadığı, aksi durumda dahi incelenen davacı defterlerinden davalıdan alacaklı olmadığına dair ek raporda bu hususun tespit edildiği, ek raporda ayrıca davalı defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve davalı defterlerine göre davacıya borçlu olmadığının tespit edildiği, söz konusu alacağın tanıkla ispat kuralının üstünde olması sebebiyle alacağın kanuni delillerle ispatlanması gerektiği ve son olarak davalının kötüniyet tazminatı talebi hakkında da, davacının takip yapmada kötüniyetli olduğu hususu ispatlanamadığından tüm talepler hakkında aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Şartları oluşmadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 54,40-TL maktu ilam ve karar harcının davacı tarafından peşin yatırılan 585,32- TL harçtan mahsubuna, artan 530,92-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 5.141,14- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerine bırakılmasına,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davalı … ÖRME vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/11/2020

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza