Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/184 E. 2020/809 K. 22.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/184 Esas
KARAR NO : 2020/809

DAVA : Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması)
DAVA TARİHİ : 20/03/2019
KARAR TARİHİ : 22/10/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların birlikte 19/01/2018 tarihinde birçok alanda faaliyet gösteren …’ni kurduklarını, şirketin kuruluşunun 25/01/2018 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayınlandığını, şirket ana sözleşmesinde aynı zamanda şirket ortağı olan … isimli davalının şirket müdürü sıfatıyla şirketi tek başına temsile yetkili olduğunun belirlendiğini, şirket ana sözleşmesinin imza tarihi olan 19/01/2018 tarihinden itibaren şirket müdürü olarak görevde bulunan davalı, şirket yönetimi konusunda gerekli liyakatı başlarda göstermiş olmasına rağmen, son dönemlerde ortaklığın ve sorumlu müdürlüğün kendisine yüklediği sadakat borcuna ve rekabet yasağına aykırı olarak hareket ettiğini, davalının ayrıca ortaklığın aleyhine olarak ortaklık konusu faaliyetlerle ilgili rekabet yasağına aykırı olarak hareket ettiğini, 15/02/2019 tarihinde söz konusu şirket ile aynı alanda faaliyet gösteren …. Ayakkabı Limited Şirketi’ni kurduğunu, bütün bu sayılan nedenlerle şirket müdürü davalının, son dönemlerde işini özenle yürütmemesi ve rekabet yasağına aykırı hareket etmesi dolayısıyla müvekkili tarafından kendisine birkaç kez sözlü, bir kere de Kadıköy …. Noterliği’nin 30/01/2019 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile yazılı uyarıda bulunulmasına rağmen davalının umarsız tutumu, yürütme görevini ihmal etmesi, rekabet yasağına aykırı şirket kurarak söz konusu şirkette de müdürlük yapması durumun süreklilik kazandığını gösterdiğini ileri sürerek davalının …’ndeki müdürlük görevinden alınmasına, tedbiren kayyım atanmasına, şirket müdürlüğüne müvekkil davacının atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin … Grup Ayakkabı Limited Şirketi’nin ortağı ve Müdürler Kurulu Başkanı olduğunun başından beri bilindiğini, … Grup Ayakkabı Limited Şirketi’nin …’ne doğrudan veya dolaylı olarak zarar verdiğine ilişkin herhangi bir delil ibraz edilmemiş olmakla birlikte, söz konusu ortaklık davalı tarafın herhangi bir ihtarına da konu edilmediğini, rekabet yasağına aykırı davranıldığı şeklindeki iddiaları iyi niyetten uzak olup, davalı tarafın sahip olduğu hakkı sırf müvekkile zarar vermek amacıyla kullandığını, davacı iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacı tarafa daha önce Kadıköy …. Noterliği 30/01/2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnameye verdiğimiz 13 Mart 2019 tarihli İhtarname Cevabı ile de bildirdiğimiz gibi …’nin tüm yasal evrak, belge ve kayıtları davacı tarafın ulaşabileceği şekilde şirket merkezi ve mali müşavir nezdinde olduğunu, davacı tarafın davalı müvekkilin müdürlük görevinden alınmasına ilişkin talebinin her şartta haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacı tarafın …’nin müvekkilinin yeterli denetim yapmaması ve rekabet yasağına aykırı hareket etmesi sebebiyle zarara uğradığı iddialarının ispat yükü davacı tarafta olup, Davacı taraf …’nin uğradığı zarar ile davacının iddiaları arasında anlamlı bir ilişki bulunup bulunmadığı ve bu nedenle de davacının zarar edip etmediği hususlarında herhangi bir belge ibraz etmediğini, müvekkilinin …’nin sürekli olarak zarara uğradığı ve fiilen çalışamayacak hale geldiği dönemde, davacı tarafa mezkur şirketin kötüye giden gidişatı için çözüm sunmak adına tasfiye kararı almayı teklif etmişse de, davacı taraf şirketin değil de kendi çıkarlarını gözeterek ancak 250.000,00-TL’lik bir tutar karşılığında kabul edeceğini bildirdiğini, davacının, davalı müvekkilin … ile ilgili kendilerine bilgi vermemesi yönündeki gerçeğe aykırı iddiaları ile davacı tarafın bilgisi dahilinde kurulmuş olan ve … ile faaliyet alanı birebir aynı olmayan … Grup Ayakkabı Limited Şirketi’ni gösterip rekabet yasağına aykırı davranıldığını ileri sürerek, davalı müvekkilinin görevden alınmasını gerektirecek ağır ihmalinin bulunduğuna ilişkin belge ibraz etmeden mezkur iddialarla açtığı huzurdaki mesnetsiz ve kötü niyetli davanın ve dava konusu tüm taleplerin reddine karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLER VE YARGILAMANIN ÖZETİ
Dava; TTK 630.madde ve devamı uyarınca limited şirket müdürü davalının şirket müdürlüğünden azli ile yerine kayyım atanması istemine ilişkindir.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan müzekkereye cevap verildiği, istenen bilginin gönderildiği incelenmesinde; …. sicil nolu …nin kuruluş tarihinin 19/01/2018 tarihi olduğu, sermayesinin 100.000,00-TL olduğu, ….’ın şirketin münferiden temsile yetkili olup şirket müdürü ve ortağı olduğu, …’ın da diğer şirket ortağı olduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, 6102 sayılı TTK.nun 630/2 maddesine dayalı limited şirket müdürlerinin yönetim ve temsil yetkisinin kaldırılması koşullarının oluşup oluşmadığı, davalı şirket müdürünün şirketi kötü yönetip yönetmediği, şirketi zarara uğratıp uğratmadığı, müdürlük görevinden azli koşullarının oluşup oluşmadığından kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Davalı şirketin yönetimsel zaafiyetinin bulunup bulunmadığı, bulunuyor ise bunun sebeplerinin neler olduğu da yine deliller toplandıktan sonra yargılama sonucunda tespit edilebileceği nedenleri ile davacı vekilinin davalı şirkete yönetim kayyımı atanmasına ilişkin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, gerekçeli ara karar yazılmıştır.
Davalı …’ın münferiden temsile yetkili olup şirke müdürü ve ortağı olduğu dava dışı …. sicil nolu …nin şirket merkezinin mahkememiz yetki sınırlarında (…) olması nedeniyle taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliğine göre HMK’nun 14/2 maddesi gereğince işbu davaya bakmaya mahkememiz kesin yetkili olup, dava 6102 sayılı TTK’nun 1521.maddesi gereğince basit yargılama usulünce incelenip sonuçlandırılmıştır.
6102 sayılı TTK.nun 630/2 maddesine dayalı limited şirket müdürlerinin yönetim ve temsil yetkisinin kaldırılması koşullarının oluşup oluşmadığı, davalı şirket müdürünün şirketi kötü yönetip yönetmediği, sorumluluğunun söz konusu olup olmadığı, şirketi zarara uğratıp uğratmadığı, zarara uğratmış iseler zarar miktarının tespiti, müdürlük görevinden azli koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarında 3’lü bilirkişi heyetinden ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli rapor alınmasına karar verilmiş, makine mühendisi Prof. Dr. …., ekonomi ve finans uzmanı Dr. …. ve SMM …. tarafından tanzim edilen 17/06/2020 tarihli raporda özetle; mali açıdan; dava dışı … İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün …. Ticaret Sicil numarasında işlem görmekte olup, kuruluş sözleşmesi İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından 19.01.2018 tarihinde tescil edildiği ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinin 25.01.2018 tarih ve 9502 sayılı nüshasında ilan edildiği, dava dışı …’nin; Ticaret Sicil kayıtlarına göre tescilli sermayesi 100.000,00 TL’dir. Tescilli sermayenin defter kayıtlarında 62.500,00 TL tutarının ödendiği, kalan 37.500,00 TL tutarının ödenmediği, ödenmeyen sermayenin …’a ait olduğu, bu sermayenin ortaklara dağılımı ve ortaklık yapısı rapordaki tabloda arz edildiği, dava dışı …’nin; İTO kayıtlarında Ortaklar Kurulunun … ve ….’dan oluşmakta olduğu, … ‘ın münferiden imza yetkilileri olduğu, dava dışı …’nin; İTO kayıtlarından faaliyetlerini sürdürdüğü merkez adresinin “… MAHALLESİ ….BLOK SK. …. Sit…. BLOK Apt. NO: …. …’’ olduğu , dava dışı …’nin; faaliyet konusunun İTO kayıtlarında aynen “Her türlü demir-çelik metal ürünleri; Saç, çinko, pirinç, bakır, sarı, zamak, galvaniz saç, külçe, platina, U demiri, L demiri, flans, boru eklenti parçalarının alımı, satımı, imalat ithalat ve ihracatını yapmak. b. Her türlü boru, dikisli ve çelik çekme boru ve bunların bağlantı parçalarının alımı, satımı, ihracatını ve ithalatını yapmak ve ana sözleşmesinde yazılı olan diğer işler.” şeklinde olduğu, şirketin İkitelli V.D.’nin …. vergi numaralı mükellefi olduğu, şirketin ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde yapılan tespit ve değerlendirme sonuçlarının raporda belirtildiği, şirketin defterlerinin 6102 sayılı TTK.m.64/3, VUK. M.182 uyarınca tutulması zorunlu olan 2020 yılına ait Yevmiye, Defter-i Kebir ve Envanter defterlerinin açılış tasdiklerinin yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, 2020 yılına ait Yevmiye Defterlerinin kapanış tasdikinin yasal süresi içerisinde olduğu, bu itibarla HMK 222 md. Ve 6102 sayılı TTK 64/3 madde gereğinde mevcut haliyle 2020 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu; dava konusunun; davacının, davalı ile olan uyuşmazlığının, 6102 sayılı TTK Md. 630 uyarınca haklı sebeplerle Limited Şirket Müdürü’nün azli ile tedbiren yönetici kayyım atanması talebinden ibaret olduğu, dava dışı şirketin; 2018 – 2019 – 2020/6 yıllarına ilişkin Bilanço ve Gelir Tablosu kalemleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda; 2018 Bilanço ve Gelir Tablosu İncelemeleri: dava dışı şirketin 1.323.632,71 TL tutarında net satış faaliyetinin bulunduğu, 1.589,51TL tutarında Bankada mevduatının bulunduğu, 498.281,35 TL tutarında Ticari Alacağının bulunduğu, 497.945,72 TL tutarında Stoklarının bulunduğu, 122.799,14 TL tutarında Tesis Makine ve Cihazlarının bulunduğu, 25.000,00 TL tutarında Taşıtlarının bulunduğu, 8.261,01 TL tutarında Demirbaşının bulunduğu, 985.316,47 TL tutarında Ortaklara borcun bulunduğu, 139.219,62 TL tutarında Alınan Diğer Avanslarının bulunulduğu, 10.636,81 TL tutarında Ödenecek Vergi ve Diğer Yükümlülüklerinin bulunduğu, 110.610,76 TL tutarında Genel Yönetim Giderlerinin bulunduğu, 31.12.2018 tarihi itibariyle Negatif – 19.989,04 TL zarar raporladığı şeklinde olup 2018 yılında 1.323.632,71 TL tutarında faaliyet konusuna ilişkin satış gerçekleştirdiği, ancak; 110.610,76 TL tutarında Genel Yönetim Giderleri ve 168.047,14 TL tutarında tahakkuk eden Diğer Olağandışı Gider ve Zararlar Hesabının yüksek olduğu , 2019 Bilanço ve Gelir Tablosu İncelemeleri: dava dışı şirketin 1.271.755,65 TL tutarında net satış faaliyetinin bulunduğu, 42,07 TL tutarında Bankada mevduatının bulunduğu, 46.057,71 TL tutarında Ticari Alacağının bulunduğu, 31.805,92 TL tutarında Tesis Makine ve Cihazlarının bulunduğu, 54.339,60 TL tutarında Ortaklara borcun bulunduğu, 114.691,83 TL tutarında Alınan Diğer Avanslarının bulunulduğu, 105.183,82 TL tutarında Ödenecek Vergi ve Diğer Yükümlülüklerinin bulunduğu, 92.495,99 TL tutarında Genel Yönetim Giderlerinin bulunduğu, 31.12.2019 tarihi itibariyle Negatif – 2.246,09 TL zarar raporladığı şeklinde olup 2019 yılında 1.271.755,65 TL tutarında faaliyet konusuna ilişkin satış gerçekleştirdiği tespit edildiği, dava dışı şirketin 2018 yılı sonunda 497.945,72 TL tutarındaki Stoklar Hesabının 2019 yılında bakiyesinin mevcut olmadığı, dava dışı şirketin 2018 yılı sonunda 25.000,00 TL tutarındaki Taşıtlar hesabının 2019 yılında bakiyesinin mevcut olmadığı, şirketin 2018 yılı sonunda 8.261,01 TL tutarındaki Demirbaşlar hesabının 2019 yılında bakiyesinin mevcut olmadığı, 2020/06 Bilanço ve Gelir Tablosu İncelemeleri: dava dışı şirketin satış faaliyetinin bulunmadığı, 36.966,86 TL tutarında Bankada mevduatının bulunduğu, 12.132,71 TL tutarında Ticari Alacağının bulunduğu, 7.339,60 TL tutarında Ortaklara borcun bulunduğu, 105.183,82 TL tutarında Ödenecek Vergi ve Diğer Yükümlülüklerinin bulunduğu, 0,21 TL tutarında Genel Yönetim Giderlerinin bulunduğu, 30.06.2020 tarihi itibariyle Negatif – 0,26 TL zarar raporladığı şeklinde olup 30.06.2020 tarihi itibari ile satış faaliyetinin bulunmadığı tespit edildiği, şirketin 2018 yılı sonunda 122.799,14 TL tutarındaki Tesis Makine ve Cihazlar hesabının 30.06.2020 tarihi itibari ile bakiyesinin mevcut olmadığı, 2018 yılı sonunda 985.316,47 TL tutarındaki Ortaklara Borçlar hesabının 30.06.2020 tarihi itibari ile bakiyesinin 7.339,60 TL tutarında olduğu, 2018 – 2019 – 2020/06 yıllarına ilişkin Öz Kaynak kalemleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda; 31.12.2018 tarihli kaydı bilançosunda görülen Pozitif + 42.510,96 TL’lik Öz Varlık tutarı ile Borca Batık olmadığı, 31.12.2019 tarihli kaydı bilançosunda görülen Pozitif + 42.264,87 TL’lik Öz Varlık tutarı ile Borca Batık olmadığı, 30.06.2020 tarihli kaydı bilançosunda görülen Pozitif + 40.264,66 TL’lik Öz Varlık tutarı ile Borca Batık olmadığı, şeklinde olup 2018 – 2019 – 30.06.2020 tarihinde Öz Varlık tutarı itibari ile Borca Batık olmadığı, 2018 – 2019- 30.06.2020 tarihinde Öz Varlık tutarı itibari ile borca batık olmadığı ancak 2018 yılından pozitif olarak devreden Öz Varlık tutarının azalarak devam ettiğinin izlendiği, sonuç olarak davalının azli için gerekli şartların oluştuğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; uyuşmazlığa uygulanması gereken TTK’nun 630.maddesi; “Genel kurul, müdürü veya müdürleri görevden alabilir, yönetim hakkını ve temsil yetkisini sınırlayabilir. Her ortak, haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebilir. Yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi haklı sebep olarak kabul olunur. Görevden alınan yöneticinin tazminat hakları saklıdır.” hükmünü içermektedir.
Şirket müdürünün azli davalarında husumetin azli istenen müdüre yöneltilmesi gerekli ve yeterli olup, ayrıca limited şirketin dava edilmesi zorunlu değildir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/12601 E., 2018/4153 K., 30-05-2018 T. ) Ayrıca, pay sahibi davacının önce genel kurula başvurup genel kuruldan karar alındıktan sonra dava yoluyla mahkemeden talepte bulunmasına da gerek olmayıp, ilgili yargıtay kararlarında da açıkça zikredildiği üzere ortakların müdürün azli için doğrudan dava açmasında da bir sakınca bulunmamaktadır. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/5809 E., 2018/67 K., 08-01-2018 T.)
Şirket müdürünün yetkilerinin geri alınması ve sınırlandırılmasında; genel kurulun birçok kez kanuna aykırı şekilde toplantıya çağrılması, azlık hakları ile bireysel hakların devamlı ihlali, özellikle bilgi alma ve inceleme haklarının engellenmesi, şirketin sürekli zarar etmesi, dağıtılan kar payının sürekli azalması, ortaklar arasındaki şiddetli geçimsizlik, şirketin devamlı olarak kar getirmemesi, şirketin amacının gerçekleşmesinde ekonomik ve hukuki imkansızlık, kanun esas sözleşme ve genel kurul kararlarının yerine getirilmemesi veya sürekli şeklinde ihlali, uzun yıllar ciddi bir faaliyetin olmaması gibi hususlar sayılmıştır. TTK’nun 614.maddesi; “Her ortak, müdürlerden, şirketin bütün işleri ve hesapları hakkında bilgi vermelerini isteyebilir ve belirli konularda inceleme yapabilir.” hükmünü içermektedir. Görüldüğü üzere, TTK’nun 630.maddesi gereğince davalı şirket müdürünün yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılması için haklı nedenlerin bulunup bulunmadığının kanıt yükümlülüğü, iddiayı ileri süren davacı ortaklara aittir. Haklı sebeplerin neler olabileceği TTK’nın 630/3’ncü maddesinde örnekseme yoluyla sayılmıştır. Buna göre,yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlâl etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi haklı sebep olarak kabul olunur.Davacılar davalının özen yükümlülüğünün yanı sıra rekabet yasağını ihlâl etmiş olmasını haklı sebep olarak ileri sürmektedirler.6102 sayılı TTK’nın 626’ncı maddesinde,özen ve bağlılık yükümlülüğü rekabet yasağı ile birlikte aynı başlık altında düzenlenmiştir.Özen yükümlülüğü ve şirketin menfaatlerinin gözetimi şirket ortağı olsun olmasın bütün yöneticileri kapsayacak biçimde düzenlenmiştir.Madde incelendiğinde “özen yükümlülüğü” ile “şirket menfaatinin gözetilmesi” kavramlarının birbirinden ayrıldığı görülmektedir.Özen yükümlülüğü ile kastedilen,müdürlerin iş ve işlemlerde göstermeleri gereken dikkat, ciddiyet ve bilimselliktir. TTK’nın 626’ncı maddesinin gerekçesinde bu durum “bir karar alınmadan önce pazar araştırması finansal durum değerlendirmesi, borçlara ve etiğe uygunluk incelemesi yapılması bilimselliğin ve modern yönetim ilkelerinin gereği olup,bu inceleme, araştırma ve değerlendirmeler özen kavramının tanımına dâhildir” şeklinde ifade edilmiştir.İşin gerektirdiği özen görevi yerine getirebilmek için yetkin olma,ilgili bilgileri değerlendirebilme, uygulamayı ve gelişmeleri izleyebilme ve denetleyebilmek için gereken yetenek ve öğrenime sahip olmayı gerektirir.Müdür görevine getirilen bir kimseden aynı nitelik ve büyüklükteki bir şirketin yöneticisi gibi davranması,önüne gelen bilgileri değerlendirebilecek,uygulayabilecek, sektördeki gelişmeleri takip edebilecek, şirketi kontrolü altında tutabilecek, onu yönetebilecek yetenek ve eğitime sahip olması beklenecektir.Gerekli dikkat ve özenin gösterilip gösterilmediği,her olayın kendi bünyesinde incelenmeli ve ölçü olarak, normal tedbirli bir insandan,o olayda ve koşullarda beklenen davranış dikkate alınmalıdır. Uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden davalının yönetim hakkının ve temsil yetkisinin kaldırılması veya sınırlandırılması koşullarının bulunup bulunmadığı, kayyım atanma koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda bilirkişi kurul raporu alınmasına karar verilmiş, alınan bilirkişi kurulu raporunda şirketin herhangi bir kar payı elde edememesi ve hiç kar payı dağıtmaması, son dönemlerde zarar etmesi ve en önemlisi de gayri faal hale gelmesi gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde; davalının dava konusu şirketi basiretsiz yönettiği ve gayri faal hale getirdiği, bu bakımdan özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal ettiği, dolayısıyla davalının azli koşullarının oluştuğunu belirtmişlerdir.
Dinlenen tanık beyanlarının da görgüye dayanmadığı, bilirkişi raporu ile yapılan tespitleri değiştirecek ve uyuşmazlığın çözümüne katkı sağlayacak nitelikte bir delil teşkil etmeyecekleri değerlendirilmiştir. Alınan bilirkişi kurulu raporu gerekçeli, denetlenebilir dosya içeriğine uygun ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır. Bu değerlendirmeler çerçevesinde, şirket menfaatinin gözetilmesi,müdürlük görevinin yerine getirilmesinde doğal bir gereklilik olduğu, yukarıdaki tespitlerden davalının müdürü olduğu şirketin menfaatlerini gözetmediği, ticari şirketlerin kuruluş amacının kar elde etmek ve dağıtmak olduğu da göz önüne alındığında, davacının rekabet yasağına aykırı davranışı doğrudan tespit edilmese dahi diğer sebepler yönünden dosya ele alınmış olup davacının ihlalleri nedeniyle sürekli zarar eden bir şirketin amacının da imkansız hale geldiği, bu nedenle davalının şirket müdürlüğünden azil şartlarının oluştuğu kanaatine varılmıştır. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, alınan ve benimsenen bilirkişi kurulu raporu, getirtilip sunulan belgeler ve toplanıp değerlendirilen tüm delillere göre; tarafların ortağı oldukları ve davalının münferit yetkili şirket müdürü olduğu; davacı şirketin zarar ettiği; dolayısı ile TTK nın 630. maddesinde öngörülen davalı şirket müdürünün azli yönünden haklı nedenlerin oluştuğu kanaatine varıldığından davanın kabulüne ayrıca davacı kendisinin müdür olarak atanmasını talep etmiş ise bu husus GK’nın devredilemeyen yetkileri, Yeni TTK m. 408 aracılığıyla, toplu olarak sayılmış olup, esas sözleşmenin değiştirilmesi, Yönetim Kurulu (“YK”) üyelerinin seçilmesi ve ibrası, şirketin feshi gibi önem taşıyan konuların görüşülmesine ilişkin görev ve yetkilerini devredemez denmiştir Bu durumda mahkeme şirket iradesinin yerine geçerek Genel kurulun devredilemez yetkileri arasında olduğundan bu talep yerinde görülmemiş olup karar kesinleşinceye kadar adı geçen şirkete kayyım atanmasına ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KABULÜ İLE;
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı … müdürü olan davalı …’ın şirketi temsil yönetim ve ilzam yetkilerinin kaldırılarak müdürlük görevlerinden haklı sebeple AZLİNE,
2-Yönetim kayyımı olarak tedbiren YMM ….’in atanmasına ve görevinin kararın kesinleşmesine kadar tedbiren devamına, yönetim kayyımına karar tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 2.000.-TL ücret takdirine, ücretin doğrudan şirket hesaplarından ödenmesine,
3-Mahkeme kararının kayyıma ve İTSM’ye bildirilmesine,
4-Alınması gerekli 54,40-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 10,00-TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
5-Davacının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca tayin ve takdir olunan 3.400,00-TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından ödenen 44,40-TL başvurma harcı, 44,40-TL peşin harç, 3.254,50 TL tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.343,30-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
8-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.22/10/2020

Başkan …
¸
Üye …
¸
Üye …
¸
Katip …
¸