Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/178 E. 2019/364 K. 21.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/178 Esas
KARAR NO : 2019/364

DAVA : Sözleşmenin İptali
DAVA TARİHİ : 18/03/2019
KARAR TARİHİ : 21/03/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :22/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Sözleşmenin İptali davasında dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından davalı idare ile ihtirazi kayıt ileri sürülerek imzalanan 01.01.2019 başlangıç tarihli “Katı Atıkların Toplanması ve Bertaraf Tesislerine Nakli Sözleşmesi’nin iptali talebini içerir şekilde idari yargıda dava açtıklarını, İstanbul … İdare Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyasında görevsizlik kararı verilerek, dava konusu sözleşmenin iptali nedeniyle adli yargıda dava açılması yönünde karar oluşturulduğunu, bu nedenle mahkememizde dava açtıklarını, İdare Mahkemesi dosyasının celbine karar verilmesini, davayı yasal süresi içerisinde açtıklarını, davanın konusu itibariyle Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görev alanına girdiğini ve dava konusunun sözleşmenin iptali olması sebebiyle arabuluculuk dava şartının bu dava yönünden dava şartı olmadığını, davanın yetkili mahkemede açıldığını, davalı … Belediyesi tarafından davacı müvekkili şirketin faaliyetleri sonucunda doğan atıkların toplanması ve bertaraf tesislerine nakli amacıyla 2019 yılına ilişkin sunulan/ sunulacak hizmetin ifası için Katı Atıkların Toplanması ve Bertaraf Tesislerine Nakli Sözleşmesi’nin imzalanması talep edildiğini, davalı belediyenin yetki alanı içerisinde bulunan ve faaliyet gösteren müvekkilinin, davalı belediyece tekel olarak yerine getirilen bu hizmetin ifasına ilişkin olarak, davalı … ile pazarlık kuvvetinin ve seçeneğinin bulunamaması, olası tek taraflı uygulamalarına muhatap olmamak için söz konusu sözleşmeyi “imza kısmına ihtirazı kayıt koyarak” imzalamak zorunda kaldığını, kabinde de katı atık bedeli adı altında müvekkiline 2.700 TL bedelli tahakkuk fişi düzenlendiğini ve müvekkiline gönderildiğini, çevre temizlik vergisi ile tahsil edilen kamu harcamalarının davalı … tarafından mükerrer bir şekilde bir de katı atık bedeli altında tahsilinin talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkili tarafından davalı idareden dava konusu sözleşmeye dayalı herhangi bir hizmet talep edilmediğini, müvekkili tarafından davalı idareden katı atıkların toplanması bertaraf tesislerine nakli için herhangi bir hizmet talep edilmediği halde, davalı idare tarafından müvekkiline katı atık toplama, taşıma ve bertaraf tesislerine nakli bedelini haiz tahakkuk fişi gönderildiğini, müvekkilinin hiç bir şekilde davalı idareden bu hizmetin verilmesini istemediğini, 2464 sayılı Kanun’da ücret istenilmesi konusunda mevzuatta bir düzenleme bulunmaması halinde, hizmete ilişkin ücret alınabilmesi için ilgilinin hizmet isteme şartının bulunması gerektiği düzenlendiğinden ve müvekkili tarafından davalı idareden bu konuda hizmet verilmesi talep edilmediğinden dava konusu sözleşmenin iptalinin gerektiğini, dava konusu sözleşmeyi, “her türlü dava ve yasal yola başvuru haklarımız saklı kalmak kaydı ile” şeklinde şerh koyarak imzaladıklarını, davanın kabulü ile davaya konu, davalı idare tarafından müvekkil şirkete imzalatılan Katı Atıkların Toplanması ve Bertaraf Tesislerine Nakli Sözleşmesi’nin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
HMK madde 138 uyarınca dava şartları ve ilk itirazlar dosya üzerinden karar verilebileceği dikkate alınarak mahkememizce öncelikle dava şartları incelenmiştir.
Dava, davacı ile davalı … arasında akdedilen sözleşmenin iptali istemidir.
Öncelikle mahkememizin görevli olup olmadığı incelenmelidir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grupta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olayda hangi mahkemenin görevli olduğunun belirlenmesi için öncelikle taraflar arasındaki ilişkiyi saptamak gerekli olup, davacı, davalı … ile yapmış oldukları sözleşmenin iptalini talep etmiştir. Davanın niteliğine göre mutlak ticari davalardan değildir. Nispi ticari dava sayılabilmesi için ise her iki tarafın da tacir olması gerekmektedir. Davacı ticari şirket olup tacir ise de, davalı … TTK’nun 16/2 maddesi uyarınca tacir değildir. Bu sebeple somut dava nispi ticari dava olarak kabul edilemeyecektir. Uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
Ticari olmayan davalarda görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olup asliye hukuk mahkemesi ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki TTK’nun 5/3. maddesi uyarınca görev ilişkisidir.Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır.Dava şartları kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususlar re’sen dikkate alınması gerektiğinden HMK 138 maddesindeki düzenleme de gözetilerek HMK’nın 115/2.maddesi gereğince göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda karar verildi. 21/03/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır