Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/177 E. 2019/1081 K. 21.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/177 Esas
KARAR NO : 2019/1081

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 13/09/2014
KARAR TARİHİ : 21/10/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/11/2019
Mahkememizden verilen 04/11/2015 tarih ve …. Esas-…. sayılı kararı Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 17/01/2019 Tarih … Esas-… Karar sayılı bozma ilamı ile davalılar … ve …. yönünden BOZULMAKLA, mahkememize tevzi olan Tazminat (Uluslar Arası Hava Taşımacılığı Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Bakırköy Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine vermiş olduğu 14/08/2012 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle; Dava dışı …’ın müvekkili şirket nezdinde 31/12/2011-31/12//2012vade tarihleri arasında …. nolu 3S Sağlık Sigorta Poliçesi kapsamında sigortalı olduğunu, sigortalı …’ın 09/02/2012 tarihinde davalı ….’nın maliki, davalı …ı’nın sürücüsü olduğu, …. plakalı aracın içerisinde yolcu olarak seyrederken sürücünün yanlış manevrası neticesinde meydana gelen maddi hasarlı, yaralanmalı trafik kazasında yaralandığını, kaza ile ilgili tutulan kaza tutanağında davalı ….’nın kazanın oluşumunda kusurlu olduğunun anlaşıldığını,mevcut kaza neticesinde yaralanan sigortalının tedavisi ile ilgili olarak …. Hastanesi A.Ş’yc ¨4.403,61 ödendiğini,sigortalı ile müvekkili arasında münakit bir delil anlaşması mahiyetinde olan Sigorta Poliçesi Umumi Şartları ve Türk Ticaret Kanunu’nun 1301. maddesinin amir hükmüne göre müvekkili şirketin hasar bedelini ödedikten sonra sigortalısının haklarına tamamen halef olduğunu,meydana gelen trafik kazasında davalı ….’nın …. plakalı aracın maliki sıfatıyla, davalı ….’nın söz konusu aracın sürücüsü olması sebebiyle, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’nın ise 6111 Sayılı Kanun ile yeniden düzenlenen 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu nun 98. Maddesi nedeniyle meydana gelen kazalarda oluşan yaralanmalarla ilgili tedavi giderlerinden sorumlu olduklarını iddia etmek suretiyle; Her türlü fazlaya, kusur oranının değişimi ve yeni yapılacak tedavi giderlerine ilişkin tüm haklan saklı kalmak üzere, dava anı itibariyle ¨4.387.07 tazminatın 23/03/2012 tarihinden, ¨16,54 tazminatın 16/04/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi, dava masrafları ve vekalet ücreti ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, dava konusu alacağın temini amacıyla ve üçüncü kişilere devrinin önlenmesi bakımından davalılara ait …. plakalı araç kaydına müvekkil şirketin mali gücü yüksek olduğundan teminatsız olarak İhtiyati tedbir konulmasına,dava masrafları ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili, 23/12/2013 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkiline karşı açılmış olan bu davanın reddedilmesi gerektiğini; 5510 Sayılı Kanunun “Sağlık Hizmetlerinden Yararlanma Şartları” başlıklı 67. maddesinin birinci fıkrasına 13/12/2011 tarihli ve 6111 sayılı Kanunun 36. Maddesiyle “acil haller” ibaresinden önce gelmek üzere ” trafik kazası halleri” ibaresinin eklendiğini; 5510 Sayılı Kanunun 101. Maddesinde yer alan “Bu kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür.” hükmüne amir olduğunu; Asliye Ticaret Mahkemesinde açılmış olan davanın görev ve çözüm yerinin iş mahkemesi olduğunu; davanın görev yönünden reddedilmesi gerektiğini; 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunumun 6111 Sayılı Kanun’un 59. Maddesi ile değişik 98 maddesinin hükmü kapsamında sağlık hizmeti alanların kuruma yönelik olarak sahip olduğu talep hakkının, özel sağlık sigorta poliçesi ya da mecburi mali mesuliyet sigorta poliçesine istinaden, sigorta şirketlerine halefîyet yoluyla geçmesinin mümkün olmadığını; 5510 Sayılı Kanunun 93/1 maddesi hizmet bedellerine ilişkin alacak hakkının ve buna bağlı talep hakkının üçüncü kişilere devrini yasakladığını; bu hükme göre Kurumun genel sağlık sigortası kapsamında sağladığı sağlık hizmet bedelleri ile ilgili olarak sağlık hizmeti sunucularının ve sigortalılarının müvekkili Kurum’a karşı talep hakları hiçbir şekilde üçüncü kişilere ve bu kapsamda zararı gideren sigorta şirketlerine geçmediğini; Borçlar Kanunu’nun halefiyeti düzenleyen 109. Maddesi ile onun özel bir uygulaması olan TTK 1301. maddesine göre bir hakkın halefiyet yolu ile devri için ön koşulun devrin bir kanun hükmü ile yasaklanmamış olması gerektiğini; 5510 Sayılı Kanun’an 93. Maddesi uyarınca sağlık hizmeti sebebiyle Kurum’a karşı sahip olunan alacağın temlik edilmesinin yasaklandığını; bu sebeple TTK’nın halefiyete ilişkin 1301. Maddesine istinaden özel sağlık sigortacısına geçmesinin mümkün olmadığını ve özel sağlık sigortacısının Kurum’a bu alacağı ilişkin talep yöneltmesinin mümkün olmadığını; 5510 Sayılı Kanun’da olduğu gibi Kurum’un 2918 Sayılı Kanun’un 98, Maddesine istinaden, sağlık hizmeti sunucularının Kurum’a karşı doğan alacaklarının da halefiyet yoluyla sigorta şirketlerine intikal etmeyeceğini; 2918 Sayılı Kanun’un 98. Maddesi hükmüyle yüklenen sorumluluğun 5510 Sayılı Kanun’un düzenlediği genel sağlık sigortasının özel bir uygulaması olduğunu; 5510 Sayılı Kanun‘un 60. Maddesi incelendiğinde tüm yurttaşların maddenin farklı bentleri kapsamında genel sağlık sigortalısı olduğunun görüldüğünü; 2918 Sayılı Kanun’un 98. Maddesinin de genel sağlık sigortası yükümlülüğünün gerçekleşme süreçlerinden birisi olduğunu; Kurum’un söz konusu maddeye ilişkin sorumluluğunun sosyal güvenlik boyutu 27 Ağustos 2011 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan ”Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmeti Bedellerin Tahsiline ilişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’in 4. Maddesi uyarınca bir kez daha ifade edildiğini; 2918 Sayılı Kanun’un 98 maddesinin ve bahsi geçen Yönetmelik’in 4. Maddesinin, Yönetmelik’in ”Diğer isteğe bağlı sigortalar” başlıklı 7. Maddesinde yer alan “Trafik kazaları sebebiyle sağlık hizmeti talebine konu olabilecek isteğe bağlı sigortaları düzenleyen sigorta şirketlerinin anılan çerçevede sorumlulukları saklıdır” hükmünü amir olduğunu: 2998 Sayılı Kanun; bahsi geçen yönetmelik ve Kurum tarafından çıkarılan 08/02/2012 tarihli Trafik Karalarına Bağlı Tedavi Giderleri konulu 2012/5 Sayılı genelge hükümleri çerçevesinde trafik kazası nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sağlık Uygulama Tebliği kapsamında kurum tarafından karşılandığını; iş göremezlik, maddî-manevi tazminat ve bakıcı giderleri gibi Kurum tarafından karşılanmayan talepler için sigorta şirketlerinin sorumluluklarının devam ettiğini; davacı tarafça, dava dışı şahsa yapılan sağlık harcamalarının sağlık sigortası kapsamında yapılmış olması sebebiyle Yönetmclik’in 7. Maddesi uyarınca anılan meblağın Kurumdan talep edilmesinin mümkün olmadığını iddia etmek suretiyle: Davanın öncelikle görev ve husumet yönünden reddini; aksi takdirde davanın müvekkili açısından esastan reddini; yargılama giderleri ve vekalet ücrctinin davacı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı …. mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; Kendisinin kaza tarihinde araç sahibi olarak …. Sigorta A.Ş. nezdinde 26.12.2011-26.12.2012 vade tarihleri arasında …. nolu KTK Zorunla Mali Sorumluluk Poliçesi kapsamında sigortalı olduğunu; davacının davayı kendisine yönelterek yanlış husumette bulunduğunu; söz konusu poliçe nedeniyle davanın …. Sigorta A.Ş.’ye yöneltmesi gerektiğini; aksi halde poliçenin anlamsız olduğunu; kendisinin tacir sıfatını haiz olmaması sebebiyle kendisine yöneltilen davaya ilişkin olarak mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerektiğini; kazaya hiçbir şekilde karışmadığından davayla ilgisi olmadığım; kanunlara göre davaya konu olan zarardan …. Sigorta Â.Ş.’nin ya da 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunumun 98, Maddesi nedeniyle Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumlu olduğunu; … Devlet Hastanesinde acilen 1 hafta içinde kırık parmağın ameliyat edilmesi gerekliği ancak burada sıra gelmesinin zor olduğu ve bu sebeple ameliyatın özel hastanede yapılması gerektiğinin …’a bildirildiği; bu halde zaten acil durumda olan yaralı … her durumda özel hastanede ya da devlet hastanesinde tedavi edilmesi gerektiğini; ayrıca …. 4A kapsamında çalışan olduğunu ve bu sebeple tedavisinin her halde … tarafından yapılması gerektiğini iddia etmek suretiyle;…. Sigorta A.Ş.’ye davanın ihbar edilmesini ve husumetli muhatap gösterilmesini,Tacir sıfatına sahip olmadığından bu uyuşmazlığa ilişkin olarak Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olmadığını ve görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini,davanın kendisi açısından reddedilerek dava masrafları ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir
Davalı …. Mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; Kendisinin kaza tarihinde sürücü olarak …. Sigorta A.Ş. nezdinde 26.12,2011-26,12.2012 vade tarihleri arasında …. nolu KTK Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi kapsamında sigortalı olduğunu; davacının davayı kendisine yönelterek yanlış husumette bulunduğunu; söz konusu poliçe nedeniyle davanın …. Sigorta A.Ş.’ye yöneltmesi gerektiğini; aksi halde poliçenin anlamsız olduğunu; kendisinin tacir sıfatını haiz olmaması sebebiyle kendisine yöneltilen davaya İlişkin olarak mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerektiğini; kendisinin, …. ve …. ifade tutanaklarında da belirtildiği gibi, …. Marka …. renkli bir aracın arkadan çarptığını ve kazaya sebebiyet vererek kaçtığını; şikayetçi olduğu söz konusu aracın polis tarafından tespit edilemediği; esasen kazada hiçbir kusurunun olmadığını; ayrıca kazada alkollü sürücü de olduğunu; … Devlet Hastanesinde acilen 1 hafta İçinde kırık parmağın ameliyat edilmesi gerektiği ancak burada sıra gelmesinin zor olduğu ve bu sebeple ameli yatın özel hastanede yapılması gerektiğinin …’a bildirildiği; bu halde zaten acil durumda olan yaralı …’ın her durumda özel hastanede ya da devlet hastanesinde tedavi edilmesi gerektiğini; ayrıca …’ın 4A kapsamında çalışan olduğunu ve bu sebeple tedavisinin her halde … tarafından yapılması gerektiğini iddia etmek suretiyle; …. Sigorta A.Ş.’yc davanın İhbar edilmesini ve husumetli muhatap gösterilmesini,Tacir sıfatına sahip olmadığından bu uyuşmazlığa ilişkin olarak Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olmadığını ve görevsizlik karan verilmesi gerektiğini,Davanın kendisi açısından reddedilerek dava masrafları ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Bakırköy …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan davada mahkemece ….. esas-… karar sayılı ilam ile davaya bakmaya görevli mahkemelerin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiş, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 11.09.2012 tarih, …. Esas, …. Karar sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verilmiş, onama kararı davacı 04.11.2013 tarihinde, davalı … ya 07.1.12013 tarihinde, davalı …. ya 07.11.2013 tarihinde, davalı …. ya 04.11.2013 tarihinde tebliğ edilmiş, taraflarca yasal süre zarfında karar düzeltme isteminde bulunulmamış olmakla; ilamın 25.11.2013 tarihinde kesinleştiği ve dosyanın Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderildiği görülmüş, mahkemece yapılan yargılama neticesinde …. esas-…. karar sayılı 04/11/2015 Tarihli ilam ile davanın kabulüne dair karar verildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine dosyanın Yargıtaya gönderildiği, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 17/01/2019 tarih ve … esas-… karar sayılı bozma ilamı ile özetle; “Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı …. vekilinin tüm, davalı Deniz ve davalı Mehmet’in sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan sağlık sigorta poliçe kapsamında ödenen tedavi giderinin rücuen tazmini istemine ilişkindir. 25.02.2011 tarihinde 6111 sayılı “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” yürürlüğe girmiştir. Bu Kanunun 59. maddesi ve geçici madde 1 ile trafik kazası sebebi ile kazazedelerin sağlık hizmet bedellerinin, sosyal güvenceleri olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik kurumu tarafından karşılanacağı ve yine bu kanunun yayınlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin de Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır. Buna göre; 6111 Sayılı Kanun gereği yasanın yayımlandığı tarihten önce ve sonra meydana gelen tüm trafik kazaları nedeni ile sunulan belgeli sağlık hizmet bedelleri Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacaktır. Mahkemece, davacının rücuya esas talebinin belgeli tedavi giderleri olmasına göre, 6111 sayılı Yasada düzenlendiği üzere ZMMS ile sigorta poliçe primini yatıran davalı işletenin ve sorumluluğunun üslendiği sürücününde belgeli tedavi giderlerinden sorumluluğu bulunmaması nedeniyle davalı … ve … yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiş ve dosya mahkememize tevzi edilmiştir.
Mahkememizce Usul ve yasaya uygun Yargıtay …. Hukuk Dairesinin … esas -…. karar sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava, davacıya ait sağlık sigorta poliçesi ile sigortalı dava dışı …’ın yaralanması nedeniyle davacı tarafından karşılanan tedavi giderlerinin rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Mahkememizce … esas sayılı dosya üzerinden alınan;
Bilirkişi Prof. Dr. …. tarafından verilen 22/06/2014 havale tarihli raporunda; Davalı sürücü …. olayda kusursuz olduğunu, plakası tespit edilemeyen araç sürücüsü olayda % 100 (yüzde yüz) oranında tamamen kusurlu olduğunu bildirmiş, kaza tespit tutanağı ile bilirkişi tarafından sunulan rapor arasında çelişki oluşması sebebiyle İTÜ Yol Kürsüsünden oluşturulan bilirkişi heyetinden yeniden rapor alınmıştır.
Bilirkişiler Prof. Dr. …. Lav,Prof.Dr…. ve Arş. Görv. …. tarafından verilen 30/12/2014 havale tarihli raporlarında; Davalı Otomobil Sürücüsü ….’nın asli ve %70 oranında kusurlu, diğer otomobil sürücüsü ….’nin tali ve %30 oranında kusurlu, otobüs sürücüsü ….’nin atfı kabil kusuru bulunmadığını bildirdikleri görülmüştür.
Bilirkiler Yrd. Doç. Dr. …. ve Uz. Dr. …. tarafından mahkememize sunulan 10/06/2015 havale tarihli bilirkişi raporunda; Davacı …. Genel Sigorta A.Ş.’nin rücu hakkının mevcudiyeti için bir takım şartların meydana gelmesi gerektiğini; davaya konu edilen zarar kalemlerinin 2918 Sayılı Kanun’un 98- Maddesi kapsamında olduğunu; trafik kazası sonucu yapılan tedavi masraflarından kazaya karışan sürücünün, araç malikinin ve Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası sigortacısının sorumluluklarının bu hüküm kapsamında sonlanmış olduğunu; 2918 Sayılı Kanun’un 98, Maddesi uyarınca ….’nın sorumluluğu kapsamında olmayan iş göremezlik, maddi-manevi tazminat ve bakıcı giderleri gibi zararların davaya konu edilmediğini; bu sebeple sürücüye, araç malikine ve Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası sigortacısına karşı rücu edilebilecek herhangi bir tazminat talebinin davaya konu edilmediğini; salt tedavi giderlerinin ödenmesine ilişkin olarak sadece sadece ….’ya karşı rücu talebinin ileri sürülebileceğini, 2918 Sayılı Kanun’a dayanarak …./ya karşı yöneltilen taleplerin aslen Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanması gereken sağlık hizmet bedellerinin tahsiline ilişkin olduğu ve bu konudaki taleplerin 5510 Sayılı Kanun uyarınca iş Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini ,Sağlık harcamalarının iyiniyetle yapıldığı takdirde sağlık hizmet bedellerinde gösterilen fiyat listesi ile farklılıklar olabileceğini,Sosyal Güvenlik Kurumunda parmak kırığının scopi kontrolünde cerrahi girişim ücretinin ortalama ¨500,00 olduğunu,özel sağlık kuruluşunda bu müdahale bedelinin ¨4.057,23 olduğunu,arada farklılık olmasına rağmen sağlık hizmet bedelinin uygun olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Tüm bu belirlemeler ışığında somut olay ve Yargıtay …. Hukuk Dairesinin …. esas -…. karar sayılı bozma ilamı değerlendirildiğinde; Dava dışı …’ın davacı şirket nezdinde 31/12/2011-31/12//2012 vade tarihleri arasında …. nolu 3S Sağlık Sigorta Poliçesi kapsamında sigortalı olduğu, sigortalı …’ın 09/02/2012 tarihinde davalı ….’nın maliki, davalı ….’nın sürücüsü olduğu, …. plakalı aracın içerisinde yolcu olarak seyrederken sürücünün yanlış manevrası neticesinde meydana gelen maddi hasarlı, yaralanmalı trafik kazasında yaralandığı, alınan bilirkişi kurulu raporuna göre davalı Metin’in olayda kusurunun bulunduğu, mevcut kaza neticesinde yaralanan sigortalının tedavisi ile ilgili olarak ….Hastanesi A.Ş’ye 4.403,61’nin davacı sigorta şirketi tarafından ödendiği ve davacı sigorta şirketinin dava dışı sigortalısının haklarına halef olduğu, davanın, trafik kazasından kaynaklanan sağlık sigorta poliçe kapsamında ödenen tedavi giderinin rücuen tazmini istemine ilişkin olduğu, Yargıtay …. Hukuk Dairesinin …. esas -…. karar sayılı bozma ilamında açıkça belirtildiği üzere; 25.02.2011 tarihinde 6111 sayılı “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” yürürlüğe girmiştir. Bu Kanunun 59. maddesi ve geçici madde 1 ile trafik kazası sebebi ile kazazedelerin sağlık hizmet bedellerinin, sosyal güvenceleri olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik kurumu tarafından karşılanacağı ve yine bu kanunun yayınlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin de Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır. Buna göre; 6111 Sayılı Kanun gereği yasanın yayımlandığı tarihten önce ve sonra meydana gelen tüm trafik kazaları nedeni ile sunulan belgeli sağlık hizmet bedelleri Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacaktır. Mahkemece, davacının rücuya esas talebinin belgeli tedavi giderleri olmasına göre, 6111 sayılı Yasada düzenlendiği üzere ZMMS ile sigorta poliçe primini yatıran davalı işletenin ve sorumluluğunun üslendiği sürücününde belgeli tedavi giderlerinden sorumluluğu bulunmaması nedeniyle davalı ….. ve … yönünden davanın reddine karar vermek gerektiği anlaşılmakla aşağıdkai şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Davalılar …. ve …. yönünden davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40-TL karar ve ilam harcının peşin yatırılan 65,40-TL harçtan mahsubu ile bakiye 21,00 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar …. ve …. tarafından sarf edilen 41,60 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak Davalılar …. ve ….’ya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısım olur ise karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere davacı vekili, davalı …. vekilinin yüzlerine karşı, diğer davalıların yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/10/2019

Katip …
E-imzalıdır ¸

Hakim …
E-imzalıdır ¸