Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/170 E. 2020/1034 K. 14.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/170 Esas
KARAR NO : 2020/1034

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/03/2019
KARAR TARİHİ : 14/12/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı aleyhine, Büyükçekmece ….. İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı dosyasından başlatılan icra takibine davalı tarafça itiraz edildiğini ve Bakırköy Arabuluculuk Bürosu’nun …… büro dosya numarasına kayden arabuluculuk yoluna başvurulmuşsa da davalı yanın arabuluculuk toplantısına katılmaması nedeniyle arabuluculuk süreci de “ANLAŞAMAMA” yönündeki son tutanakla kapatıldığını, söz konusu takibin, müvekkili ile davalı/borçlu arasındaki cari hesap bakiyesinde, davalı/borçlunun üzerine düşen cari hesap borç bakiyesini ödememesi neticesinde açıldığını, müvekkili firma ile davalı arasındaki ticari ilişki münasebetiyle, ödeme hususunda cari hesap şeklinde çalışmış olduğunu, cari hesap dökümünden de anlaşılacağı üzere davalı/borçlunun; 36.816,25.-TL cari hesap borç bakiyesi bulunduğunu, davalı/borçlunun üzerine düşen bakiye borç miktarını müvekkilinin tüm ihtarlarına rağmen ödemediğini, davacı/alacaklı müvekkilinin, cari hesap borç bakiyesi olan 36.816,25.-TL ve takip tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek ticari avans faizi ile birlikte olmak üzere cebri icra üzerinden tahsili işlemlerine devam edilebilmesi açısından İİK. Mad. 67’ye göre dava açılması zorunluluğu doğduğunu bu nedenlerle Büyükçekmece …… İcra Müdürlüğünün …… esas sayılı dosyasında yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den az olmayacak şekilde icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafça herhangi bir cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, cari hesap sözleşmesinden kaynaklanan fatura alacağının tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Usulüne uygun duruşma açılmış, ön inceleme aşamasında uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır. takibe konu icra dosyası, faturalar ve ticari defter kayıtları dosyamız içerisine alınmıştır.
Büçükçekmece …… İcra Müdürlüğünün …… Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhine 38.816,25-TL asıl alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık % 19,5 ticari avans faizi masrafları ve vekalet ücreti ile birlikte tahsili için icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde itiraz ettiğini belirterek takibin durmasına sebebiyet verdiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, bilirkişi S.M.M.M ……’ın 06/01/2020 tarihli raporunda özetle; davacı tarafından incelemeye sunulan 2015,2016,2017 ve 2018 yıllarına ait ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, sahibi lehine delil teşkil edilebileceği, davalı şirket ile davacı şirket arasında düzenlenen bir sözleşmeye dosya münderecatında rastlanmadığı, davacının kendi ticari defterlerinde davalı yandan takip tarihi olan 17/12/2018 tarihi itibariyle 36.762,25-TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerinin duruşma salonunda bilirkişi incelemesi için ibraz edilmemiş olduğu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2016 yılı öncesinden başlıyor olduğu, davalının ticari defterlerinin incelenemediği için cari hesap farklılıklarının tespitinin yapılamadığı, davacının davalıya düzenlenen faturaların 2016-2018 yılları arasında E fatura sisteminden gönderilmiş olduğu, taraflar arasındaki cari hesap ilişkisinin 2016 yılı öncesi yıllara dayandığı için davacı … davalı tarafın bağlı olduğu vergi dairelerinden 2014, 2015 ,2016 ,2017 ve 2018 yılları BA ve BS bildirimlerinin talep edilmesi gerektiği, bu bildirimler vergi dairesinden geldikten sonra gerek duyulması halinde 2014 ve 2015 yılları ticari defter incelemesine ve 2014-2018 yılı arasında davalıya düzenlenen faturalara ait irsaliye teslim alındı suretlerine de ihtiyaç duyulacağı sonuç ve kanaatine varıldığının bildirildiği görülmüştür.
Bilirkişi S.M.M.M ……’ın 07/10/2020 tarihli ek raporunda özetle; davacı … davalı tarafın bağlı olduğu vergi dairelerinden gönderilen BA ve BS bildirimlerine göre davacının davalıya 2014 yılında 10 adet belge karşılığı 38.804-TL ‘lik satışın, 2016 yılında 4 adet belge karşılığı 9.500-TL’lik satışın, 2017 yılında 4 adet belge karşılığı 14.974-TL satışın, 2018 yılında 6 adet belge karşılığı 26.556-TL’lik satışın davalı tarafından BA bildirimlerinde bulunmadığı, bu faturalara ait davalı tarafa teslimlerin 2014 yılında farklı taşıma şirketleri aracılığı ile yapılmış olduğu, ancak davalı tarafa teslim belgelerinin bulunmadığı, 2015 yılında BA bildiriminde bulunulması gereken faturaların davalı tarafın BA bildirimlerinde bulunmuş olduğu 2014 ve 2015 yıllarında BA ve BS bildirim sınırlarının altında olduğu için her iki tarafça bildirimde bulunulmayan faturaların davacı tarafça davalıya teslim edildiğine dair isim ve imzaların bulunmadığı, 2016, 2017 ve 2018 yıllarında e faturaların davacı tarafında e-portaldan davalıya teslim edilmiş olduğu, davalının tüm faturalara ödeme yaptığını ispat etmek istemesi halinde davalının, davacı tarafın 17/12/2018 tarihi itibariyle 36.762,25-TL alacağına, aksini ispat etmek istemesi halinde ticari defterlerini ve belgelerini inceleme sunması gerektiği, davacı lehine karar alınması durumunda davacının 3095 sayılı yasaya istinaden icra takip tarihi olan 17/12/2018 tarihinden itibaren asıl alacağa davacının takip tarihinde belirtmiş olduğu gibi ticari avans faizi talep edebileceği sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmiştir.
TÜM DOSYA MUHTEVİYÂTI KÜLLÎYEN TETKÎK EDİLDİĞİNDE;
Dava taraflar arasında ticari ilişki olduğundan bahisle alacak olduğuna dair yapılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Öncelikle ispat müessesesini açıklamakta fayda var. Bilindiği üzere, hakim, davada hangi vakıaların ispat edilmesini tespit ettikten sonra, bu vakıaların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği sorusuyla karşılaşır; buna ispat yükü denir. Kendisine ispat yükü düşen taraf için, bu bir yükümlülük(mükellefiyet) değil, sadece bir yüktür(külfettir). Taraf kendisinin ispat etmesi gerektiği vakıayı ispat edemezse karşı taraf ve mahkeme onu mutlaka ispat etmesini isteyemez, bilakis kendisine ispat yükü düşen taraf , o vakıayı ispat edememiş sayılır.(Kuru, Medeni Usul Hukuku, 2016, sy 319)
Dava dosyamızda ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacı üzerinde olup, tarafların iddiaları doğrultusunda delilleri toplanarak taraf defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına dair ihtaratlı ara karar kurulmuş inceleme günü sadece davacı defterlerini incelemeye esas olacak şekilde dosyamıza sunmuşutr.
Yapılan inceleme neticesinde davacı defterlerine göre davacının davalıdan alacaklı olduğu tespit edilmiş fakat davalının defterlerini incelemeye esas olacak şekilde ibraz etmemesi üzerine tarafların uyuşmazlık konusu dönemlere ait BA/BS formları celbedilerek dosyamıza rapor sunan bilirkişiden tekrar ek rapor alınmıştır. Ek rapora göre davalının uyuşmazlık konusu faturaları vergi dairesine bildirdiği tespit edilmiş bu haliyle artık ispat yükü davalı üzerine geçerek, borcu ödediğine dair kanuni delil sunması gerekmekte olup, davalının yargılama sırasında borcu ödediğine dair kanuni delil ileri süremediği ve söz konusu hüküm altına alınan alacağın likit olduğu dikkate alınarak bilirkişi incelemesi neticesinde belirlenen bedel üzerinden tüm talepler hakkında aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
Kötüniyet tazminatı hakkında hüküm kurulmuşsa da davalının kötüniyet tazminatı talebinde bulunmadığı, söz konusu hükmün sehven oluşturulduğu fakat kısa kararın değiştirilmesi olanağı bulunmadığı dikkate alınarak bu kısma ilişkin hüküm de aynen aşağıdaki gibi korunmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE;
-Davalının aleyhine yapılan Büyükçekmece ….. İcra Müdürlüğünün …… esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİNE,
-Takibin asıl alacak miktarı olan 36.762,25-TL üzerinden DEVAMINA,
-Asıl alacağa davacının takip talebindeki miktarı aşılmamak üzere avans faizi İŞLETİLMESİNE,
-Asıl alacağın %20’sine tekabül eden icra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
-Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
-Reddedilen kısma ilişkin davalının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 2.511,23-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 444,65-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.066,58-TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
3-Davacının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 5.514,34-TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından ödenen 44,40-TL başvurma harcı, 444,65-TL peşin harç, 962,50-TL tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.451,55- TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre hesaplanan 1.449,37-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/12/2020

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza