Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/15 E. 2021/682 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/15 Esas
KARAR NO : 2021/682

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/10/2018
KARAR TARİHİ : 24/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/07/2021
Küçükçekmece … asliye Hukuk Mahkemesinin 19/10/2018 tarihli .. Esas, … Karar sayılı görevsizlik kararı üzerine mahkememize tevzi edilen Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 18/09/2015 tarihinde saat:22.15 sıralarında sürücü ….. sevk ve idaresindeki ….. plaka sayılı araç ile ….. istikametinden gelip ….. Caddesini takiben seyderip ….. Sokak’a girmek ve dönmek istediği sırada aracının ön kısımları ile, ….. istikametinden gelip ….. Caddesini takiben ….. istikametine seyir halinde olan ancak kaza esnasında sürücüsü tespit edilemeyen ….. plaka sayılı motorsikletin ön kısmı ile çarpışması neticesinde meydana gelen kazada, motorsiklet üzerinde bulunan ….. ve …..’un yaralandığını, …..’un tedavi gördüğü ….. Eğitim ve Araştırma Hastanesinde hayatını kaybettiğini, motorsikleti kullanan şahsın ….. olduğunu, Küçükçekmece …. Asliye Ceza Mahkemesinin ….. Esas sayılı dosyası kapsamındaki beyanlarının sabit olduğunu, ceza dosyasında yer alan kaza tespit tutanakları, bilirkişi raporları, ifadeler ve bilgi tutanaklarının davalı otomobil sürücüsü …..’nin “Karayolları Trafik Kanunu 157/a-8 inci bendinde asli kusurlardan saydığı hallerden olan kavşaklarda geçiş önceliğine uymama” kusurlu davranışının olduğunu, motorsiklet sürücüsü olan …..’in de 2918 sayılı KTK’nin 52/1-a kavşaklara yaklaşırken hızını kesmeme kusurlu davranışının olduğunu, kusur durumları bilirkişi raporlarıyla ortada olan davalı …..’nin birinci derecede kusurlu, …..’in ikinci derecede kusurlu ve trafik levhalarının konumlanmasında yetkili kurum olan Karayolları Genel Müdürlüğünün üçüncü dereceden kusurlu olmaları ile haksız fiilleri neticesinde müvekkillerinin tek oğlu olan …..’un hayatını kaybettiğini, Küçükçekmece …. Asliye Ceza Mahkemesinin ….. Esas sayılı dosyasından verilen karar ile, ….. ve ….. yönünden taksirle ölüme neden olma suçundan mahkumiyet hükmünün kurulduğunu, kararın henüz kesinleşmediğini, davalılardan ruhsat sahibi …. Servis A.Ş nin ölümlü kazaya sebebiyet veren aracın sahibi ve işleteni olması nedeniyle, karayolları genel müdürlüğü ile birlikte müteselsilen sorumlu olduğunu, ….. plakalı aracın, ….. Sigorta A.Ş ye ….. poliçe numarası ile kaskolu olduğunu, ve yine aynı aracın ….. Genel Sigorta Şirketi’ne ….. poliçe numarası ile trafik sigortası bulunduğunu, dava konusu olay sebebiyle ölümle sonuçlanan trafik kazası sebebiyle davalıların TBK 53. Madde gereğince ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatlarının, cenaze giderlerinin, destekten yoksun kalma zararlarının ve ölüm sebebiyle meydana gelen diğer tüm maddi tazminat tutarlarının karşılanmasını beyan etmiş olmakla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte her bir davacı müvekkili için ayrı ayrı şimdilik 500,00 er TL olmak üzere şimdilik, 1.000,00 TL maddi tazminat, müvekkili ….. için 200.000 TL, diğer müvekkili ….. için 150.000 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 350.000 TL manevi tazminatın davalılardan tahsili ile davalı sigorta ve kasko şirketinin kaza poliçesi limitleri ile sınırlı olmak üzere sorumlu olarak tazminat miktarlarının kendilerinden tahsili ile davacılara verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı ….. vekili cevap dilekçesinde; davacılar adına davanın takibi için mirasçıların davaya dahil edilmesi, diğer davacının ise, davayı takip etmeme iradesinin araştırılması gerektiğini, öncelikli olarak husumet itirazında bulunduklarını, davanın hukuki yarar yoluğu nedeniyle reddi gerektiğini, dvaya konu olay sonrasında, kazaya ilişkin yargılamanın Küçükçekmece … Asliye Ceza Mhk. ….. E. sayılı dosyasında yapıldığını, yapılan yargılama sonrasında, neticeten sanıklar aleyhine para cezasına hükmolunduğunu, huzurdaki davanın, adli yardım talebi ile açıldığını, davadan önce müvekkili tarafından davacı tarafa, sunulan protokol gereğince 45.000-TL ödendiğini, bu nedenle, adli yardım talebinin reddi ile eksik harcın tamamlatılmasına karar verilmesi gerektiğini, davaya konu kazada müvekkilinin kusuru bulunmadığını, kazanın olduğu ….. Caddesi üzerinde “TAŞIT GİREMEZ” tabelası bulunduğunu, bu tabelalar üzerinde, A4 kağıda, İstanbul İdare Mahkemesinin kararı ile bu levhaların uygun olmadığına karar verildiği ibaresi yazılı olan kağıdın yapıştırılmış olduğunu, ancak bunun araç sürücüleri tarafından tam ve net olarak görülmesinin mümkün olmadığını, mahkemece böyle bir karar verilmişse, yetkililerce yeniden düzenleme yapılarak tereddütlerin ortadan kaldırılması gerekirken, bunu yapılmamış olduğu durumda,trafik levhalarının konumlandırılmasında yetkili olan kurumun da kusurlu sayıldığını, ceza dosyası kapsamında, motorsikleti kullanan kişinin diğer davalı ….. olduğu ve davalı …..’in yeterli ve geçerli bir sürücü belgesine sahip olmadığını, buna karşılık, davalı müvekkilin alkolsüz olduğu, ehliyetinin mevcut olduğu açıkça belli olduğunu, müvekkili, trafik kurallarına riayet etmesine rağmen, kazaya engel olamadığını, diğer davalı …..’in ehliyeti ve kaskı olmadığını, davacını tedbir talebinin hukuka aykırı olduğunu belirterek huzurdaki davanın husumet, hukuki yarar yokluğu ve sulh protokolü dikkate alınarak reddine, yasal şartları mevcut olmayan adli yardım talebinin reddine ve eksik harcın tamamlatılmasına, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı ….. Sigorta A.Ş.vekili cevap dilekçesinde;davacıların murisi …..’un 18.09.2015 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası sonucu ölümü neticesinde, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacılar ….. için 500,00-TL ve ….. için 500,00-TL olmak üzere toplam 1.000,00-TL maddi tazminat ile ….. için 150.000,00-TL, ….. için 200.000,00-TL olmak üzere toplam 350.000,00-TL manevi tazminat isteminde bulunulduğunu, dava konusu kazaya karışan ….. plakalı, … Araç Kiralama ve Servis A.Ş. adına kayıtlı araç ….. poliçe numarası ile 29.11.2014 – 29.11.2015 tarihleri arasında müvekkili şirket nezdinde Karayolları Trafik Kanunu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi ile teminat altına alındığını, müvekkili şirketin poliçe kapsamında sorumluluğu, poliçe üzerinde yazılı azami teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere, poliçede yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu, her durumda müvekkili şirket, sigortalısının kusuru oranında tazminat ödemesi yapmakla yükümlü olduğunu, dava konusu kaza meydana geldiği esnada müteveffa …..’un kazanın meydana geldiği esnada motosiklette kasksız vaziyette yolculuk ettiği tespit edildiğini, bu nedenle müteveffanın ölümü ile kask takmaması hususunun değerlendirilerek, tazminattan indirim yapılmasına karar verilmesini talep ettiklerini, kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacılar tarafından destekten yoksun kalma tazminatı istenebilmesi için müteveffanın davacıların desteği olduğunun ispatlanması, dava konusu kaza nedeniyle tazminat hesabı yapılmasına karar verilmesi halinde hesaplamanın, sigorta aktüerleri yönetmeliği uyarınca hazine müsteşarlığınca yetkilendirilen aktüerler listesine kayıtlı, lisanslı aktüerler tarafından ve trh 2010 ulusal mortalite tablosunda yer alan verilere göre yapılması, davacılar tarafından talep edilen tedavi giderleri kapsamındaki taleplerin poliçe teminat kapsamında olmaması sebebiyle reddi, davacılar tarafından talep edilen dolaylı zarar kapsamındaki taleplerin poliçe teminat kapsamında olmaması sebebiyle reddi gerektiğini, davacıların dava konusu kaza nedeniyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubu gerektiğini, her durumda, müvekkili şirketin sorumluluğu poliçede belirtilen limit ile sınırlı olduğunu, dava konusu kaza nedeniyle birden fazla kişinin zarar görmüş olması halinde teminatın paylaştırılması gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla, dava konusu tazminat “ANCAK DAVA TARİHİNDEN İTİBAREN” işleyecek “YASAL FAİZ” ile birlikte talep edilebileceğini, kusur durumlarının belirlenmesi için dosyanın … Üniversitesi öğ retim üyelerinden oluşacak bilirkişi heyetine tevdiine, ilgili Sosyal Güvenlik Kurumu’na müzekkere yazılmak suretiyle dava konusu kaza nedeniyle davacılara ödenen – bağlanan rücuya tabi gelirin peşin sermaye değerinin bulunup bulunmadığı ve var ise tenzile tabi tutarının sorulmasına karar verilmesine, Mahkeme tarafından kusur durumunun tespitinden sonra aktüeryal hesaplamanın Hazine Müsteşarlığı tarafından belirlenen aktüerler tarafından yerine getirilmesine, herhangi bir tazminata hükmedilmesi durumunda, hesaplanacak olan tazminat tutarından dilekçemizde belirtilen indirim sebepleri göz önüne alınarak indirim uygulanmasına, davaya yönelik tüm beyanları dikkate alınmak suretiyle şartların varlığı halinde sigortalı araç sürücüsü ve işletenine rücu hakkı saklı kalmak kaydıyla davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı … Servis A.Ş.vekili cevap dilekçesinde; huzurda görülen davada davanın muhatabı müvekkili şirket olmadığını, müvekkili şirketin kazaya konu aracın maliki olup, işleteni olmadığını, müvekkilinin söz konusu aracı … Mah. … Sok. …. … Evleri No:… …/.. adresinde mukim …. Motorlu Taşıtlar A.Ş.’ye kiraya verdiğini, KTK 3. ve 85. maddeleri uyarınca işleten kiracı olduğundan, müvekkil şirket açısından işbu davanın husumet yokluğu nedeni ile reddi gerekmektedir. ….. Motorlu Taşıtlar A.Ş.’nin aracın işleteni olması sebebiyle davanın muhatabı söz konusu bu kiracı şirket olduğunu, dava dilekçesinde ….. plakalı araca ihtiyati tedbir konulması hususunda talepte bulunulduğunu, huzurdaki davada, müvekkil şirketin yasal sorumluluğu bulunmadığından, tedbir kararının uygulanması sonucu zarar oluşacağından, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesini talep ettiklerini, müvekkilinin sözleşmenin sigorta ve sorumluluk içeren maddelerine istinaden maliki olduğu ….. plakalı aracın, şirketin ….. Genel Sigorta A.Ş. tarafından ….. nolu poliçe ile zorunlu mali sorumluluk sigortasını yaptırdığını, müvekkili şirketten araç kiralayan kiracı şirket olduğunu, Kanun ve sözleşme maddeleri uyarınca sigorta tarafından karşılanmayan zararlardan kiracı sıfatıyla ….. Motorlu Taşıtlar A.Ş sorumlu olduğunu, bu nedenle … Mah. … Sok. . … Evleri No:… …/… adresinde mukim …. Motorlu Taşıtlar A.Ş’nin huzurda görülen işbu davaya ihbar edilmesini talep ettiklerini belirterek davanın öncelikle usule ilişkin itirazlarımız nedeniyle husumet yokluğu nedeniyle reddine, davanın işleten sıfatını haiz olan … Mah. … Sok. … Evleri No:.. …/… adresinde mukim kiracı ….. Motorlu Taşıtlar A.Ş.’ye ihbar edilmesine, davacının haksız davasının ve taleplerinin müvekkili şirket yönünden reddine karar verilmesini savunmuştur.
İhbar olunan ….. Motorlu Taşıtlar A.Ş.vekili ihbar dilekçesinde; huzurdaki dava tarihi 07.10.2019 olup, davanın tarafına ihbar tarihinin ise 06.04.2021 olduğun, ’ dava tarafına ihbar edilene kadar 10 tane duruşma yapıldığını ve gelinmiş olan aşamada tahkikat aşaması tamamlanmış olup ve bir sonraki celse hüküm celsesi olacağını, davanın ihbarının geç yapılmış olması ve davanın hüküm aşamasına gelmiş olması nedeniyle kullanamadıkları tüm iddia ve savunma haklarına istinaden olası bir rücu/tazminat davasındaki tüm iddia ve savunma haklarımızı ve geç ihbar nedeniyle uğranılması muhtemel zararlara ilişkin talep hakkımızı saklı tuttuklarını, bu aşamada davacının haksız davasının reddini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ;
Dava; 6098 sayılı TBK 49.madde ve 2918 sayılı KTK uyarınca trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma talebine dayalı araç sürücüleri, araç işletenleri ile araçların zorunlu sigortacıları aleyhinde açılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dosyaya delil olarak;
Taraflara ait Sosyal ekonomik durum, araç tescil bilgileri, nüfus kaydı, kaza tespit tutanağı, SGK kayıtları, hastane kayıtları, ceza mahkemesi dosyası, davalı Sigortaca yapılmış Zorunlu trafik poliçesi, hasar dosyası, bilirkişi raporları dosya arasına alınmştır.
Taraf vekilleri delil listeleriyle yazılı delillerini ibraz etmişler diğer taraf delilleri mahkememizce toplanmıştır. Kazaya karışan aracın trafik kayıtları celp edilmiştir.
Gerçek kişi tarafların ekonomik ve sosyal durumları araştırılmış, gelen yazı cevapları dosyaya konulmuştur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın meydana gelen trafik kazası sonucunda davalıların varsa oluşan zarardan sorumlu olup olmadıkları, kazanın meydana gelmesinde kusurlu olup olmadıkları, davacıların maddi manevi tazminat talep edip edemeyiceği konularında uyuşmazlık olduğunn tespiti hususlarından kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Re’sen görevlendirilen Prof. Dr. …. tarafından tanzim edilen 10/06/2020 tarihli raporda özetle; ….. plaka sayılı aracın sürücüsü davalı …..’nin %75 oranında kusurlu olduğu, ….. plaka sayılı motosikletinin sürücüsü davalı …..’in %25 oranında kusurlu olduğu, motosikletin arkasında yolcu olan ….., kaza sırasında kask takmaması ve kazada asfalta kafasını çarparak “Kunt Kafa travmasına bağlı kafatası kemik kırılmalarıyla birlikte beyin kanaması beyin doku harabiyeti” sonucunda vefat ettiği hususları bildirilmiştir.
Gelen raporlar, ceza dosyası ve olayın oluş şekli ile uyumlu olduğundan yeniden kusur konusunda yeniden rapor alınmasına yer olmadığına, ayrıca kusurun paylaştırılması noktasında değerlendirmenin Yargıtay …. HD’sinin … Esas, … Karar sayılı içtihatı uyarınca mahkememizce değerlendirilmesi gerektiğinden davalıların kusur yönünden yeniden rapor alınması taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Tazminat hesaplamasındaki davacı …..’un anneden kalan destekten yoksun kalma tazminat bedeli olan 13.093,64 TL davacı müteveffa ….. mirasçılarına kalması gerektiği gibi destekten yoksun kalma sürenin baba …..’a devredilmesi miras hukuku bakımından destekten yoksun kalma tazminatı yönünden değerlendirilmesi gerektiğinden aktüer bilirkişinin …..’un tüm destek payının ölüm tarihinden itibaren diğer davacı baba …..’a devredilerek hesaplama yapması yerinde görüldüğünden bu hususların yeniden tazminat raporu alınmasını gerektirmediğinden ve AYM’nin … Esas, .. Karar sayılı 17/07/2020 tarihli kararı ile 2918 sayılı Yasanın 90.maddesindeki genel şartlarda ibaresi iptal edildiğinden aktüer bilirkişinin BK. Ve Yargıtay yerleşik uygulamaları uyarınca yaptığı hesaplama yerinde görüldüğünden tarafların bu yöndeki itirazlarının da reddine karar verilmiştir.
11/07/2019 tarihli duruşmada davacının gelen sosyal ekonomik durumu ve ceza evinde olması dikkate alınarak adli yardım talebinin kabulü ile, yargılama sonuna kadar yargılama giderleri ve harçlardan muaf tutulmasına karar verilmiştir.
Küçükçekmece … Asliye Ceza Mahkemesinin ….. Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; katılanlar ….., ….., sanıklar …, … aleyhine Taksirle Ölüme Neden Olma suçundan davanın açıldığı, yapılan yargılama sonunda; 19/07/2018 tarihli ….. Esas, … Karar sayılı kararı ile, sanıklar ….. ile …..’in mahkumiyetlerine karar verildiği görülmüştür.
Küçükçekmece … Asliye Ceza Mahkemesinin ….. Esas sayılı dosyasında alınan Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesi’nin 23/10/2017 tarihli raporunda; Mevcut verilere göre; Olayın; A)-Sanık sürücü ….. yönetimindeki otomobil ile olay mahalli kavşağına geldiğinde, sola doğrultu değiştirme manevrasını; bulunduğu şeridin en soluna yanaşıp karşı yönden gelmekte olan müşteki sürücü idaresindeki motosikletin hızını ve konumunu dikkate alarak yapması gerekirken bu hususlara riayet etmediği, motosiklete ilk geçiş hakkını vermeden kontrolsüzce gerçekleştirdiği dönüş manevrası neticesi motosikletin istikamet şeridini kapattığı olayda dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranışı ile asli kusurludur.B)-Müşteki sanık sürücü ….. yönetimindeki motosiklete kasksız vaziyette yolcu almış, bu hali ile olay mahalli kavşağına geldiğinde, hızını her an tedbir alabileceği asgari seviyeye düşürüp kontrollü bir şekilde kavşaktan geçişini gerçekleştirmesi gerekirken bu hususa riayet etmediği anlaşılmakla meydana gelen olayda dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranışı ile tali kusurludur. C)-Müteveffa yolcu ….., müşteki sanık idaresindeki motosiklette kasksız vaziyette yolculuk edip kendi can güvenliğini tehlikeye düşürmüş olup kendi ölümü olayında alt düzeyde tali derecede kusurludur. Yukarıdaki hususlar muvacehesinde, olayda; sanık sürücü ….. ‘nin asli kusurlu olduğu, Müşteki sanık sürücü …..’in tali kusurlu olduğu, Müteveffa ….. ‘un kendi ölümünde alt düzeyde tali kusurlu olduğu kanaati bildirilmiştir.
Davacılar vekili 18/10/2018 tarihinde açılan maddi manevi tazminat davasının açıldığı tarihte davacı olarak ….. ve ….. gösterilmişse de, davacılardan ….. dava açıldıktan sonra 10/11/2018 tarihinde vefat ettiğinden mirasçılarının davaya dahil edilmesi talepli dilekçe ibraz etmiş, dilekçe ekinde sunulan Küçükçekmece … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … E. … K. sayılı veraset ilamı ile muris …..’un 10/11/2018 tarihinde ölümü ile miras meselesi 12 pay kabul edilerek, bundan; 6 payın …..’a, 3 payın …’a, 1 payın …..’a, 1 payın …’a, 1 payın …’a aidiyetine, verasetin bu şekilde sübutuna karar verildiği görülmüştür.
Gelen ATK ve kusuru raporları dosyada sunulan deliller ve gelen kayıtlar incelenmek suretiyle Davacının dava konusu trafik kazası nedeniyle talep edebileceği (destekten yoksun kalma tazminatı, cenaze defin giderleri, hastane masrafları, yol ve tedavi giderleri bakımından ) destekten yoksun kalma ve tedavi tazminat hesabının yapılması, davacının talep edebileceği tazminatın tespiti, destek tazminatı, cenaze gideri, yol ve hastane masraflarının tespiti suretiyle rapor hazırlanması için dosyanın aktüerya hesabı konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş, 28/02/2021 tarihli bilirkişi heyeti raporunda;1.Seçenek davalı ZMMS sigortacısı ….. Sigorta A.Ş.’nin davacıların maddi zararlarının tamamından müteselsilen sorumlu olması nedeni ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla %100 kusur oranı üzerinden talep edilebilecek davacı anne ….. için talep edilebilir destekten yoksun kalma tazminatının toplam 13.093,64 TL olduğu, davacı baba ….. için talep edilebilir destekten yoksun kalma tazminatının toplam 108.087,24 TL olduğu, PMF-1931 Yaşam Tablosu, %10 artırım %10 iskontolu Porgrasif Rant Yöntemine göre yapılan hesaplama 2.Seçenek:davalı ZMMS sigortacısı ….. Sigorta A.Ş.’nin davacıların maddi zararlarının tamamından müteselsilen sorumlu olması nedeni ve tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile %100 kusur oranı üzerinden talep edilebilecek; davacı anne … için talep edilebilir destekten yoksun kalma tazminatının toplam 13.093,64 TL olduğu, davacı baba ….. için talep edilebilir destekten yoksun kalma tazminatının toplam: 113.831,00 TL olduğu, davalı …..’un davalı …’en ödeme almış olduğunun kabulü halinde kendisi hakkında hükmedilecek tazminat miktarından almış olduğu ödemenin hesap tarihi itibari ile güncellenmiş miktarı olan 51.684,66 TL (45.000+2.280,82+2.236,44+2.167,40)’nin mahsup edilmesi gerektiği, müteveffa …..’un destekten yoksun kalma tazminatının mirasçılarına miras payları oranında; …..: 6.546,78, …: 3.273,39, …..: 1.091,13, …: 1.091,13, …: 1.091,13 olacak şekilde paylaştırılması gerektiği, yapılması muhtemel cenaze giderinin 180,00 TL olduğu, müteveffanın götürüldüğü hastanenin kamu hastanesi olması nedeni ile müteveffanın -eğer yapıldıysa- tedavi bedelinin SGK’a fatura edilerek tahsil edildiği, hesaplanan maddi tazminatlara; davalı ….. Sigorta A.Ş.için dava tarihi olan 18/10/2018 tarihinden itibaren diğer kusurlu sürücü ve işletenler yönünden ise olay tarihi olan 18/09/2015 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği, ….. plakalı aracın ….. Sigorta A.Ş.nezdinde ….. numaralı poliçe ile Genişletilmiş Kasko Sigortası’nın mevcut olduğu ve kaza başına manevi tazminat klozu 12.500,00 TL olduğu, bu kapsamda mahkemece hükmolunacak manevi tazminatın 12.500,00 TL’lik kısmından davalı ….. Sigorta A.Ş.’nin de diğer kusurlu sürücü ve işletenlerle birlikte müteselsil sorumluluğunun mevcut olduğu, davacıların desteğinin ise diğer ….. plakalı motosiklette yolcu olarak bulunması nedeni ile ferdi kaza teminatından tazminat ödemesi alınmasının mümkün olmadığı, 2015 yılı için geçerli olan sakatlanma ve ölüm poliçe teminat limiti 268.000,00 TL olup, tüm hak sahipleri için hesaplanan maddi tazminat miktarının poliçe teminat limiti dahilinde kaldığı, müteveffa …’un yolcu olarak bulunduğu motosiklette kask takmamış olması ve kafa travmasına bağlı olarak vefat etmiş olması nedeni ile müterafik kusur indiriminin mahkemenin takdirinde olduğu hususları bildirilmiştir.
Davacılar vekili 03/06/2021 tarihli dilekçesi ile ıslah talebini bildirmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillere göre;
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın meydana gelen trafik kazası sonucunda davalıların varsa oluşan zarardan sorumlu olup olmadıkları, kazanın meydana gelmesinde kusurlu olup olmadıkları, davacıların maddi (destekten yoksun kalma ) manevi tazminat talep edip edemeyeceği konularında uyuşmazlık olduğunn tespiti hususlarından kaynaklandığı tespit edilmiştir.

Huzurdaki davada 18.09.2015 tarihinde sürücü …..’nin sevk ve idaresindeki ….. plaka sayılı araç ile ….. istikametinden gelirken, kaza anında sürücüsü tespit edilemeyen ve ….. istikametine doğru seyreden ….. plakalı motosikletin çarpışması neticesinde meydana gelen kazada motosiklet üzerinde bulunan ….. ile …..’un yaralandığı, …..’un tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybettiği, sonradan anlaşıldığı üzere motosikleti …..’in kullandığı, meydana gelen kaza nedeniyle, davacıların huzurunda görülen davayı ikame ederek maddi manevi tazminat talep ettikleri anlaşılmaktadır. Olayın meydana gelişinde davalıların kusurları olduğu sabit olmuş olup müteveffa yolcuya karşı müşterek müteselsilen sorumlu oldukları dikkate alınmıştır. Her ne kadar davalılar kusur yönünden itiraz etmişler ise de ceza dosyasında alınan raporlar olayın oluş şekliyle uyumlu olması ve mahkememizde alınan kusur raporu da ceza dosyası ve ATK’dan alınan raporlar uyumlu oluşu ve davalıların müteselsilen sorumlu oldukları nedeniyle davalıların kusur yönündeki itirazları usul ekonomisi ve hakkaniyet uyarınca yerinde görülmemiştir.
Davacılar müşterek çocuklarının trafik kazası sonucu ölümü nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talep etmişlerdir. 6098 sayılı TBK m. 53 hükmü uyarınca ölenin yardımından faydalananlar, ölüm sebebiyle yoksun kaldıkları faydayı, tazminat olarak, “destekten yoksun kalma tazminatı” adı altında sorumlulardan isteyebilirler. Kanun hükmünde de açıkça ifade edildiği üzere, destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır.
2918 sayılı Karayolları Trafik kanunun 85.maddesine göre “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa,… motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” hükmünü içermektedir.
KTK’nın 3. Maddesinde işleten sıfatı şöyle tanımlanmıştır; Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır. göre işleten sıfatının neye göre belirleneceği belirtilmiştir.
Davalı … oto kiralanan kazaya karışan aracın ihbar olunan şirkete kiralandığını savunarak işleten sıfatının olmadığını ve dolayısıyla KTK85.madde uyarınca sorumluluğuna gidilemeyeceğini savunmuş olup mahkememize sunduğu 3 yllık araç kiralama sözleşmesi araç teslim belgesi şirketin işbu dava dosyasında sunmuş olduğumuz delillerden kazaya konu ….. plakalı aracı dava dışı ….. Motorlu Taşıtlar A.Ş.’ye 20.11.2013 Tarihli Uzun Süreli Araç Kiralama Sözleşmesi kapsamında 36 ay süre ile kiraya vermiştir. İşbu sözleşme kapsamında ….. plakalı aracın kaza tarihinde kiracı şirkete 09.12.2013 tarihinde teslim edilmiş olup müvekkil şirkete aracın iade tarihi 07.12.2016′ olduğu sabittir.
Filo şirketleri açısından Yargıtay, yukarıda açıklanan “uzun süre” ve “maddi ölçütler” in değerlendirilmesi usulüyle tespitinin aynı koşullara sahip olduğu kanaatindedir. Y 19. HD, 14.10.1993, E. 1992/10747, K. 1993/6545 sayılı kararında “kira sözleşmesi içeriğinden anlaşılan ve yukarıda açıklanan aracın, kiracıya, araçla özde ve gerçek anlamda hakimiyeti ve araçtan ekonomik yararı sağlamaya yeterli kabul edilmesi mümkün olmayacak 8 gün gibi bir süre için kiralanmış bulunması buradaki kiralamanın yasanın belirlediği anlamda uzun süreli bir kiralama olarak kabulü mümkün olamaz ve kiracının işleten sıfatının kabulünü gerektirmez.” demiştir .Ancak somut olayda kiralamanın 3 yıl gibi uzun süreli kiralanması durumunda Dava, trafik kazasından kaynaklanan hasar tazminatına ilişkindir. Trafik kazasına karışan aracın, noterde düzenlenen Finansal kiralama sözleşmesi ile davalı …. San.Tic. Ltd.Şti.’ni 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu hükümleri uyarınca 4 yıl süre ile kiralandığı anlaşılmaktadır. Dosyadaki yazılan kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı …. Otomobilcilik San. ve Tic. Ltd. Şti. vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün onanmasına oybirliğiyle karar verildi 17.HD.17.05.2004 E. 2004/4513 – K. 2004/6241 doğrultusunda karar vermiştir.Karar verdiği dikkate alındığından … oto kiralama işleten sayılmadığından tazminat bedelinden sorumlu tutulamayacağından bu davalı yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Destekten yoksun kalma tazminatının hesabı bakımından kazanın olduğu tarihteki mevzuat hükümlerinin uygulanması gerektiği dikkate alındığında kaza 18.09.2015 tarihinde Yeni genel şartların yürürlüğe giriş tarihi olan 01.06.2015 tarihinden sonra olduğu ancak 6704 sayılı yasanın 26.04.2016 tarihinde önce meydana geldiği dikkate alınmıştır.
Kaldı ki AYM nin 09/10/2020 tarihli resmi gazetede yayınlanan 17/07/2020 tarihli ve … esas …. sayılı kararına göre Karayolları Trafik Kanunu’nun zorunlu trafik sigortasına ilişkin 90 ve 92. maddelerinde yer alan, “Trafik Sigortası Genel Şartları” ifadelerini iptal ettiği,iptal kararı içerine göre sigorta şirketlerinin trafik kazalarından doğan tazminat sorumluluğunun öncelikle Karayolları Trafik Kanunu,Türk Borçlar Kanunu’nun haksız fiillere ilişkin hükümlerinin uygulanacağı,dolayısıyla trafik sigortası kapsamındaki tazminatların belirlenmesinde artık ‘Genel Şartlar’ın kural olarak belirleyici olmayacağı, genel Şartlar”ın sadece Karayolları Trafik Kanunu ve Borçlar Kanunu’na aykırı olmayan hükümlerinin uygulanabileceği, dolayısıyla bu karardan sonra sigorta şirketlerinin tazminat sorumluluğunu azaltan ‘Genel Şartlar’ın birçok hükmünün uygulanamaz hale geldiği görülmüktedir.
Bu kapsamda açılan ve devam eden davalarda TBK nın haksız fiile ilişkin hükümleri,KTK kanunu hükümleri ile genel şartların bunlara aykırı olmayan hükümleri ile bu doğrultuda yeni genel şartlarla çeliştiği durumda Yargıtay’ın genel şartların yürürlüğe girmesinden önceki yerleşmiş içtihatları doğrultusunda uygulama yapılması gerekecektir
Yine, 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da;“Sonradan çıkan içtihattı birleştirme kararının, Temyiz Mahkemesinin bozma kararına uyulmakla meydana gelen usule ait müktesep hak esasının istisnası olarak henüz mahkemede veya Temyiz Mahkemesinde bulunan işlere tatbiki gereklidir. Anayasa Mahkemesi iptal kararlarında da aynı ilke geçerlidir.” şeklinde açıklama yapılmış, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 13.07.2011 tarihli ve 2011/1-421 Esas, 2011/524 K. Sayılı kararında da “Eldeki dava sonuçlanıp kesinleşmeden o davaya uygulanabilecek olan yasa metni Anayasa Mahkemesince iptal edilip, yürürlüğün durdurulmasına karar verildiğine göre, iptal kararı sonucu oluşan durumun 05.09.1960 tarihli, 21/9 sayılı YİBK’da da belirtildiği üzere maddi anlamda kesinleşmemiş olup, derdest olan eldeki davaya da uygulanması zorunludur.” denilmiş, aynı yöndeki içtihat, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.03.2012 tarihli ve 2012/20-12 E., 2012/232 K. sayılı kararında da oy birliği ile kabul edilmiştir. Keza 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 E., 2004/19 K. sayılı ve 03.02.2010 tarihli ve 2010/4-40 E., 2010/54 K. sayılı kararlarında da: “Uygulanması gereken bir kanun hükmü, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilirse, usulî kazanılmış hakka göre değil, Anayasa Mahkemesi’nin iptal sonrası oluşan yeni duruma göre karar verilebilecektir.” yönünde değerlendirme ve açıklama yapılmıştır.
Görüldüğü üzere, Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve bu durumun da bozma kararına uyulmakla meydana gelen usulî müktesep hakkın istisnası olduğu ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.
Bu halde Aym’ce verilen iptal kararı sonrası düzenlenecek aktüerya raporlarına ilişkin olarak da genel şartlar ile getirilen TRH 2010 ve 1,8 teknik faizin ve bu genel şartlarla belirlenen vergilendirilmiş belgeli gelir, olmadığı takdirde asgari ücretin kazanç olarak nazara alınacağı düzenlemesinin uygulanma ihtimali kalmadığı gözetilerek ;
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 1989/4-586 Esas,1990/199 K sayılı kararı ve Yargıtay 17. Hukuk ve 4 Hukuk dairesinin yerleşik içtihatları gereği, Population Masculine Et – Feminine (PMF 1931) Tablosu esas alınarak davacının veya müteveffanın muhtemel yaşam süresinin belirlenmesi; davacının veya müteveffanın muhtemel gelirinin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi ile belirlenecek peşin değeri esas alınıp işleyecek dönem tazminat hesabı yapılması gerekmekte olduğu dikkate alındığında nitekim iş bu dosyada aktüer bilirkişi PMF 1931) Tablosu esas alınarak davacının veya müteveffanın muhtemel yaşam süresinin belirlenmesi; davacının veya müteveffanın muhtemel gelirinin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi ile destekten yoksun kalma tazminatını hesapladığı ve davacıların da bu hesaplama üzerinden ıslah dilekçesi sunduğu anlaşılmış ve aktüer bilirkişinin genel şartları esas almadan yaptığı hesaplama mahkememizce hükme esas alınmış ve sürücü tarafından 45000 TL ödeme yapıldığı anlaşılmıştır.
Dabalının davadan önce ödeme yapmasının diğer davalılara etkisi bakımından davalıların davacıya karşı sorumluluğu, yasadan kaynaklanan müteselsil sorumluluk ve aralarındaki münasebet ihtiyari dava arkadaşlığıdır. Müteselsil borçluluk niteliği itibariyle bölünebilen bir edimin birden fazla borçlusundan her birinin edimin tamamını ifa etmekle yükümlü olduğu bir borçluluk türü olup borçlulardan birinin edimin tümünü ifa ederek alacaklıyı tatmin etmesi halinde, evvelce mevcut olmasa dahi ifayı gerçekleştiren borçlu ile diğer borçlular arasında bir hukuki ilişki doğacaktır. Alacaklıyı tatmin eden bir borçlu, kendisine isabet eden paydan daha fazla bir ödemede bulunduğu takdirde bu fazlalık ölçüsünde diğer borçlulara başvurabilecektir. Bu durum bir borçlunun alacaklıyı tatmin etmesi halinde diğer borçluların da alacaklı karşısında alacaklının tatmin edilmesi ölçüsünde borçtan kurtulmalarının (TBK.m.166/f.1) doğal bir sonucudur. Dosya kapsamında davalı ….. sunmuş olduğu yazılı ödeme belgeleri ve bu belgeler için davacı isticvap edilmesine rağmen belgelere itiraz etmediğinden ödeme yapılan 45.000 TL bedel güncellenerek Toplam tazminat bedelinden mahsup edilmesi gerekmiştir.
Öte yandan ….. için ölüm tarihine kadar olan destekten yoksun kalma tazminatının davacı mirasçılar arasında paylaştırılması gerektiği belirtilerek ….. için hesaplanan 13.093,64-TL destekten yoksun kalma tazminatı miras payları oranında dağıtılmış ve davacı ….. için 6.546,78-TL miras payı tespiti ise de TMK’nun 578. Maddesi aşağıdaki gibidir;2. Mirastan yoksunluk Madde 578- Aşağıdaki kimseler, mirasçı olamayacakları gibi; ölüme bağlı tasarrufla herhangi bir hak da edinemezler: Mirasbırakanı kasten ve hukuka aykırı olarak öldüren veya öldürmeye teşebbüs edenler…. Açık Kanun hükmü uyarınca, …..’u kasten öldürme eyleminden dolayı yargılama devam ettiği ve dikkate alınarak ….. için ayrılan destek payı veraset ilamına göre diğer davacı mirasçılara ayrılmıştıtr
Maddi tazminatlarda indirim nedenleri olarak iki durum söz konusudur. 6098 sayılı TBK 51. md; hakimin, tazminatın türü ve kapsamının derecesini, durum ve mevkiinin gereğine ve hatanın ağırlığına göre belirleyeceği belirtilmiş; “Tazminatın tenkisi” başlıklı 44. maddesinde (6098 sayılı TBK 52. md)ise; zarar gören taraf, zarara razı olduğu veya kendisinin eylemi zararın doğmasına ya da zararın artmasına yardım ettiği ve zararı yapan kişinin durum ve mevkiini ağırlaştırdığı takdirde hakimin, zarar ve ziyan tutarını indirebileceği veya zarar ve ziyanı hüküm altına almaktan vazgeçebileceği açıklanmıştır.
Somut olayda ceza dosyası kapsamında da sabit olduğu üzere yolcu mütevaffanın motosiklete binerken kask takmadığı ve gelen ceza dosyasındaki ATK raporlarında da Kişinin ölümünün künt kafa travmasına bağlı kafatası kemik kırıkları ile birlikte beyin kanaması beyin doku harabiyeti sonucu meydana gelmiş olduğu kanaatini bildirir rapordur. şeklindeki rapor da dikkate alınarak suretiyle müteveffanın kask takmaması ile karışmış olduğu kazada ölümüne neden olan yaralanması arasında doğrudan bağ olduğu açıkça ortaya konulmuştur. Bu hususa 10.06.2020 tarihli Bilirkişi Raporu’nda da değinilmiştir.

Karayolları Trafik Kanunu’nun Sürücülerin ve Yolcuların Koruyucu Tertibat Kullanma Mecburiyeti başlıklı 78. maddesi gereği; “Belirli sürücülerin ve yolcuların, araçların sürülmesi sırasında koruyucu tertibat kullanmaları mecburidir.” Karayolları Trafik Yönetmeliği 150. maddesinin ikinci fıkrası, “Üç tekerlekli yük motosikletleri hariç, elektrikli bisiklet, motorlu bisiklet ve motosikletlerde sürücülerin koruma başlığı ve koruma gözlüğü, yolcuların ise koruma başlığı takmak zorundadır.” şeklindedir. yerleşik Yargıtay içtihatlarında da ayrıntılı şekilde belirtildiği üzere; Müterafik kusur; aynı şartlar altındaki makul, dürüst ve ortalama bir kişinin, kendi menfaati icabı, zarara uğramamak için kaçınacağı veya kaçınması gereken bir davranış tarzını ifade etmektedir. (EREN, Fikret. Borçlar Hukuku Genel Hükümler. Y. 2015. S. 582) Zararın doğumu ya da artmasına yol açan fiil, zarar görenin davranışlarından ileri gelmişse müterafik (ortak) kusurdan söz edilir. (KILIÇOĞLU, Ahmet, Borçlar Hukuku Genel Hükümler. Y. 2012, s.418) Buna göre, müterafik kusur indirimi için zarar görenin, zararı önleyici ya da azaltıcı tedbirleri almamasında kusurlu olması aranmaktadır. Tüm dosya kapsamı göz önüne alındığında; kaza tespit tutanağında davacının kask ve koruyucu materyal takmadığının belirtildiği, bu hususun kazanın oluşumuna sebebiyet vermese bile yaralanma niteliğini artırıcı etkisi olduğu, bu hali ile davalı lehine müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği kanaatine varılarak; yerleşik Yargıtay İçtihatlarında da müterafik kusur indiriminin %20 oranında yapılması gerektiği belirtildiğinden maddi tazminattan güncellenen ödeme de düşülerek ve müterafik kusur indirimi yapılarak sonuç tazminat bedeli bulunmuştur. Ayrıca davalı ….. plakalı aracın ….. A.Ş.’nezdinde Genişletilmiş Kasko Sigortası’nın mevcut olduğu ve kaza başına manevi tazminat klozu 12.500,00-TL olduğu, davacıların desteğinin ise diğer ….. plakalı motosiklette yolcu olarak bulunması nedeni ile Ferdi Kaza Teminatından tazminat ödemesi alınmasının mümkün olmadığı dikkate alınarak maddi tazminattan sadece ZMMS poliçesi kapsamında diğer sigorta şirketi limit dahilinde sorumlu tutulmuş hüküm buna göre oluşturulmuştur. Ayrıca 2015 yılı için geçerli olan sakatlanma ve ölüm poliçe teminat limiti 268.000TL olduğu, hak sahipleri için hesaplanan maddi tazminatın poliçe teminat limiti dahilinde kaldığı anlaşıldığından kasko şirketinin sorumluluğu manevi tazminatla sınırlı olmuştur.
Manevi tazminat ise meydana gelen olay nedeniyle duyulan acı ve üzüntünün kısmen de olsa giderilmesine yöneliktir. Bir teselli ve avunma tatmin aracı yaratmaktan ibarettir. Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine erilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. (bkz. Yargıtay 17. HD, 23/10/2018 T., 2015/18074 E., 2018/9484 K. sayılı kararı) Hâkim manevi tazminatı belirlerken somut olayın özelliğini, zarar görenin ve zarara yol açanın ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, maluliyet oranını, ölüm ya da beden gücü kaybı nedeniyle duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmelidir. (bkz. Yargıtay HGK 28.05.2003T., 2003/21-368-355 sayılı; 23.06.2004 T. 2004/13-291-370 sayılı kararları) Bu ileler ışığından tarafların sosyal ekonomik durumu müteveffanın müterafik kusuru da di,kkate alınarak davacılar yararına uygun manevi tazminata hükmetmek gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle; davanın kısmen kabul, kısmen reddine, maddi tazminata ilişkin davanın ıslah edilmiş miktar üzerinden kısmen kabulü ile; davacılardan ….. için toplam 39.380,14-TL, ….. (Ölüm Tarihi:10/11/2018) mirasçıları …, ….., …, … için toplam 10.464,91-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı ….. Sigorta A.Ş yönünden dava tarihinden itibaren, diğer davalılar ….. ve ….. yönünden 18/09/2015 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle ile birlikte davalılar ….. ve …..’den ve ….. Sigorta şirketi yönünden sigorta poliçesindeki limitle sınırlı olmak üzere müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, manevi tazminata ilişkin davanın kısmen kabulü ile davacılar; a) ….. için 40.000,00TL, ….. (Ölüm Tarihi:10/11/2018) mirasçıları …, ….., …, … için 40.000,00-TL Manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ….. ve …..’den ve davalı … Sigorta şirketinden alınarak davacılara verilmesine, … Sigorta yönünden poliçedeki limit ile sınırlı olmak üzere (12.500,00 TL) davalı … Araç Kiralama Şirketi yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine, davacıların fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine, davacıların cenaze giderleri yönünden karar verilmesine yer olmadığına ilişkin aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle ;

1-Davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE,
Maddi tazminata ilişkin davanın ıslah edilmiş miktar üzerinden KISMEN KABULÜ ile;
Davacılardan ….. için toplam 39.380,14-TL, ….. (Ölüm Tarihi:10/11/2018) mirasçıları …, ….., …., … için toplam 10.464,91-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı ….. Sigorta A.Ş yönünden dava tarihinden itibaren, diğer davalılar ….. ve ….. yönünden 18/09/2015 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle ile birlikte davalılar ….. ve …..’den ve ….. Sigorta şirketi yönünden sigorta poliçesindeki limitle sınırlı olmak üzere müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
2-Manevi tazminata ilişkin davanın KISMEN KABULÜ ile davacılar;
a) ….. için 40.000,00TL
b)….. (Ölüm Tarihi:10/11/2018) mirasçıları …, ….., …, … için 40.000,00-TL Manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ….. ve …..’den ve davalı … Sigorta şirketinden alınarak davacılara verilmesine, … Sigorta yönünden poliçedeki limit ile sınırlı olmak üzere ( 12.500,00 TL )
3-Davalı …. Araç Kiralama şirketi yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın REDDİNE,
4-Davacıların fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin REDDİNE,
5-Davacıların cenaze giderleri yönünden karar verilmesine yer olmadığına,

6-Maddi tazminata ilişkin dava yönünden;
6.a)-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gerekli 3.404,91 TL ilam ve karar harcının davacılar tarafından yatırılan 35,90 TL peşin harcın mahsubuna, bakiye 3.369,01 TL harcın davalılar ….. Sigorta A.Ş., ….. ve …..’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, (davalı ….. Sigorta şirketi yönünden sigorta poliçesindeki limitle sınırlı olmak üzere)
6.b)-Davacı tarafından peşin yatırılan 35,90 TL peşin harç ile 35,90 TL başvurma harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara VERİLMESİNE, (davalı sigorta şirketleri poliçedeki limitleriyle sınırlı olmak üzere)
6.c)-Maddi tazminat talebinin kısmen kabulü yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 7.279,86 TL vekalet ücretinin davalılar ….. Sigorta A.Ş., ….. ve …..’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara VERİLMESİNE,
6.d)Maddi tazminat talebinin kısmen reddi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 7.279,86 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılar ….. Sigorta A.Ş., ….. ve …..’ne verilmesine,
7-Manevi tazminata ilişkin dava yönünden;
7.a)-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 2.732,40 TL ilam ve karar harcının davacılar tarafından yatırılan 35,90 TL peşin harcın mahsubuna, bakiye 2.696,50 TL harcın davalılar ….., ….. ve davalı ….. Sigorta Anonim Şirketinden müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, (davalı ….. Sigorta Anonim Şirketi yönünden sigorta poliçesindeki limitle sınırlı olmak üzere)
7.b)-Manevi tazminat talebinin kısmen kabulü yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 11.200,00 TL vekalet ücretinin davalılar ….., ….. ve davalı ….. Sigorta Anonim Şirketinden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara VERİLMESİNE,(…. Sigorta yönünden poliçedeki limit ile sınırlı olmak üzere )
7.c) Manevi tazminat talebinin kısmen kabulü/kısmen reddi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 11.200,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılar ….., ….. ve davalı ….. Sigorta Anonim Şirketine VERİLMESİNE,
8-)Davalı …. Araç Kiralama şirketi yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olup, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı …. Araç Kiralama şirketi’ne verilmesine,
9-Davacılar tarafından sarf edilen 572,50 TL tebligat gideri ve müzekkere gideri, 2.350,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.922,50 – TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, (davalı sigorta şirketleri poliçedeki limitleriyle sınırlı olmak üzere)
10-Davacılar lehine adli yardım talebinin kabulüne karar verildiğinden davacılar aleyhine harç ve yargılama gideri alınmasına YER OLMADIĞINA,
11-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya İADESİNE,
12-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara TEBLİĞİNE,
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/06/2021

Başkan …
¸
Üye …
¸
Üye …
,
Katip …
¸