Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/146 E. 2019/283 K. 06.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/146(Ayrılan dosya)

ESAS NO : 2018/904 Esas (Asıl dosya)
KARAR NO : 2019/283

DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ : 06/03/2019
KARAR TARİHİ : 06/03/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/03/2019

Davacılar,…..VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ,…,…,… tarafından hasımsız olarak açılan Konkordatnun Tasdiki davasında mahkememizde yapılan açık duruşması sonunda verilen 28/02/2019 tarihli (13) nolu ara kararı ile davacılar/borçlu şahıslar …, …, … yönünden davanın tefrikine, ayrı bir esas numarasına kaydedilerek konkordato talepleri hakkında karar oluşturulmasına karar verilmiş olmakla mahkememizin …… Esas sayılı dosyasından tefrik edilen dava dosyasının yukarıdaki esasa kaydı yapıldı.
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde;müvekkillerinin……. Restoranının sahibi ve yöneticileri olup yirmialtı yıldır yiyecek sektöründe öncü işletmecilerden olduklarını, ekonomik buhranla gelen döviz kurlarındaki artış sebebiyle müvekkili şirketin gelirlerinin borçlarını karşılayamaz duruma geldiğini, şirkette çalışan bazı personellerin ise işi kendilerinin bırakmaları, çalışmamaları ancak iş makinelerinin bu haliyle bile işçi lehine karar vermesi, işveren açısından hiçbir şekilde somut olayları yorumlamamalı nedeniyle şirketin darboğaza girdiğini, şirketin bankalara yüksek miktarda kredi borcu bulunduğunu, bu kredilerin %85,5’ini ….bank’tan alınan kredilerden oluştuğunu, satış gelirlerinin yanısıra şirketin şu anda faaliyette bulunduğu 24/05/2004 tarihinde Milli Emlak Genel Müdürlüğünden 49 yıllığına üst hakkı bulunan, 35 yıl daha müvekkiline ait olan Florya’daki şirket merkezi arsasının (toplam 22,866 m²) 04/05/2018 tarihli 30411 sayılı Resmi Gazetede Maliye Bakanlığı tarafından yayınlana “Kamu Taşınmazları Üzerindeki Turizm Yatırımlarının Sürelerinin Uzatılması ile Satışına İlişkin Yönetmelik”uyarınca satın alma hakkı kullanılması, ardından bu arsanın satılmasının planlandığını, muhtemel arsa satış gelirlerinin hesaplara katılması ile tüm borçların karşılanabilir duruma geldiğini, işbu arazinin değeri için mahalli emlaktan ve inşaat şirketinden değer tespiti raporu alındığını, arazinin piyasa değerinin şu an satılması halinde “435.883.125-TL” ve “457.720.000-TL olduğunun belirlendiğini, ön projede raporlanan kısımların gerçekleşmesinde bir sıkıntı olmayacağını, müvekkillerinin konkordato süresince icra takibine maruz kalmaksızın faaliyetine devam etmesinin öngörülen kâr hedeflerine ulaşmasını sağlayacağını ve projenin amacına ulaşacağının açık olduğunu, öncelikle İİK 287/1 maddesi uyarınca dava tarihinden itibaren geçici mühlet kararı verilmesine ve kararın ilgili yerlerde ilanına, İİK 287/3 maddesi uyarınca geçici konkordato komiseri atanmasına, İİK 294/1 maddesi uyarınca 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere müvekkilleri aleyhine takip yapılmaması ihtiyati tedbir ve ihtiyati tedbir kararı uygulanmaması, teminat mektuplarının paraya çevrilmemesi, yapılan takiplerin durması, faizlerin durması yönünde ihtiyati tedbir konulmasına, akabinde İİK 289 uyarınca kesin mühlet kararı verilerek tasdik edilmesine ve ilgili yerlerde ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME
Dava; 7101 sayılı kanunla değişik İİK.nun 285 ve devamı maddeleri hükümlerine dayalı olarak açılan konkordatonun tasdiki istemine ilişkindir.
Geçici konkordato komiser heyeti 24/01/2019 tarihli raporunda; davacıların faaliyetine nezaret edilmesi, şirketin 31.12.2018 tarihli mali verilerinin incelenip 31.08.2018 tarihli mali verileriyle mukayese edilmesi ve 31.12.2018 tarihli kaydî ve rayiç değerlere göre hazırlanmış bilançoların değerlendirilmesi neticesinde, borçlu şirketin konkordato geçici süresi içerisinde çalışma kabiliyetim kaybetmediği; personel, demirbaş, tesis makine cihazları ile mevcut çalışma düzenini koruduğu, faaliyetine devam ettiği, şirketin konkordato talep tarihinden sonraki faaliyetlerinin zararla sonuçlandığı, Şirketin 31.08.2018 ve 31.12.2018 tarihli bilançolarına göre hesaplanan likidite ve finansal yapı oranlan incelendiğinde şirketin mâli durumunda bir düzelme bulunmadığı, 6102 sayılı TTK 376/3 maddesi kapsamında rayiç değerlere göre hazırlanan .31.12.2018 tarihli bilançolara göre şirketin borca batık olmadığı ve özkavnaklar toplamının 17.067.520.99 TL olduğu, kaydı değerler esas alınarak hazırlanan bilançoya göre ise 16.625.818,07 TL borea batık olduğu, geçici mühlet döneminde şirket faaliyetlerinin öncesinde olduğu gibi yine zararla sonuçlandığı, buna mukabil Aralık/2018 dönem faaliyetinin kârlı olarak sonuçlandığı, şirket ön projesinin gerçekleşmesi ve mâli yapısının güçlenmesine ilişkin en önemli unsur olan …… İle müştereken yapılması düşünülen projelerin hayata geçirilemediği, somut adım ahlamadığı, şirketin mali durumunun iyileşmesi ve konkordato projesinin kabul ve tasdik ihtimalinin oldukça düşük olduğu, borçlunun mali durumunu iyileştirmek için projede öngördüğü tedbirlerin hemen hemen hiçbirim uygulayamadığı, şirketin faaliyetine devam etmesi halinde alacaklıların, alacaklarını konkordato mühleti sonunda ön projede öngörülen şekilde tahsil edilmesinin gerçekçi bir ihtimal olmadığı, kesin mühlet dönemi boyunca komiserin onayıyla doğacak bütün borçların ve imtiyazlı alacaklıların alacaklarının ödenebilecek durumda olduğu, konkordato ön projesinde yer alan teklife göre alacaklıların eline geçmesi öngörülen miktarın borçlunun iflâsı halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olduğu, şirketin 31.12.2018 tarihti mali tablolarından, imtiyazlı alacaklar dâhil toplam borç tutarının 98.556.551,31 TL olduğu ve alacaklı sayısının 250’yi aştığı, hu İtibarla alacaklılar kurulunun oluşturulma zorunluluğu bulunduğu, konkordatonun tasdiki ihtimalinin bulunmadığı, borçlu Şirketin konkordato kapsamında borçlarım ödemesinin gerçekçi bir ihtimal olarak gözükmediği; borçlu Şirkete ve diğer gerçek kişilere (…, …,…. …) kesin mühlet verilemeyeceği, mâli verilere göre konkordatonun başarıya ulaşma ihtimali bulunmadığı, ancak …. ile yapılan görüşmelerin somut projelere dönüşmesi, Migros ile yapılan kiralama sözleşmesinin aktif hale gelmesi ve diğer üçüncü şahıslarla yapılacak franchising sözleşmelerinin somutlaştırılması halinde konkordatonun tasdiki ihtimalinin olabileceği, bu doğrultuda borçlu Şirketin konkordato kapsamında borçlarını ödemesinin ihtimal dahilinde olabileceği ve nihai olarak borçlu Şirkete ve diğer gerçek kişilere (…, …, …..) kesin mühlet verilebileceği kanaati bildirilmiştir.
Dosya kapsamına göre davacının yetkilisi ve ortakları oldukları,…..VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ’nin konkordato tasdiki davasını, şirket ile birlikte aynı dava dilekçesinde ve davacıların sunmuş oldukları konkordato projesine göre, şirketin konkordato sonucunda başarıya ulaşması halinde kendi projelerinin de başarıya ulaşacağının açıklandığı, borçlu şirketten bağımsız bir konkordato projelerinin bulunmadığı, projenin kendine özgü hiçbir konkordato tedbiri ve hedefi içermediği, tamamen borçlu şirketin ön projesi üzerine temellendirildiği, alacaklılara sunulan bir proje bulunmadığı, gerçek kişi davacıların , sırf alacaklıların icra takibine maruz kalmamak için konkordato talep ettikleri anlaşılmaktadır. Davacı şirket ile birlikte gerçek kişi davacılar birlikte konkordato talebinde bulunmuşlar, mahkememizce geçici mühlet kararı verildikten sonra gerçek kişiler yönünden, farklı hukuki sebebe dayanılarak konkordato talep edildiği gerekçesi ile davanın tefrikine karar verilmiştir.
Konkordato ön projesinde;…..VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ’ konkordato talep etmesi dolayısıyla ile şirketin borçlarına …,…,…’ın müteselsil kefili olması nedeni ile şirketin konkordato tekirimin başarıya ulaşabilmesi ve borçlarını ödeyebilmek için konkordato talep etmesüpin zaruri olduğu, zira şirketin ortağı olan kişini şirketle birlikte şirketin borçlarından dolayı ödeme güçlüğüne düştüğü belirtilmiştir. Borçlular vekili konkordato mühleti verilmesi talebini içerir dilekçesinde, şirketin kullandığı kredilerin tamamında şirket ortağı …,…,…’ın şahsi kefaletlerinin bulunduğunu, bu sebeple konkordatonun başarıya ulaşabilmesi ve borçlarını ödeyebilmek için konkordatoya başvurma zorunluluğunun hasıl olduğunu; bu şahsi kefaletlerinden dolayı şirket alacaklılarının kefalet verenlerin hakkında cebri icra yöntemlerine başvurmamaları için kefaletlerinden dolayı konkordato kararı verilmesini talep ettiklerini bildirmiştir. Nitekim borçlu gerçek kişiler tarafından sunulan konkordato ön projesinde de, konkordato talep edilmesinin gerekçesi olarak, konkordato talep eden Şirkete olan kefaletler gösterilmiştir.
Konuyu düzenleyen IİK m.285’e göre gerçek kişilerin de konkordato teklifinde bulunabilmeleri mümkündür. Borçlu gerçek kişilerin de, Kanununun kendisine tanıdığı bu imkândan faydalanarak konkordato talebinde bulunduğu görülmektedir. Borçlu gerçek kişilerin sundukları ön proje incelendiğinde, konkordatonun başarıya ulaşmasının, borçlu Şirketin konkordatoyu başarıya ulaştırması ihtimaline dayandırıldığı anlaşılmış olup bu nedenle gerçek kişiler …,…,… tarafından sunulan, kendine özgü hiçbir konkordato tedbiri veya hedefi içermeyen, tamamen borçlu Şirketin konkordato ön projesi üzerine temellendirilmiş konkordato ön projesinin olduğu sabittir. Kaldı ki borçlular vekili konkordato mühleti verilmesi talebini içerir dilekçesinde, borçlu şirketin kullandığı kredilerin tamamında konkordato talep eden gerçek kişiler …,…,…’ın şahsi kefaletlerinin bulunduğunu, bu şahsi kefaletten dolayı Şirket alacaklılarının kefalet veren hakkında cebri icra yöntemlerine başvurmamaları için konkordato talebinde bulunduğunu belirtmiştir. Bu noktada, borçlular vekilinin beyanı doğrultusunda, gerçek kişi borçluların, sırf alacaklıların icra takibine maruz kalmamak için konkordato talep etmesinin mahkememizce konkordatonun amacıyla bağdaşmadığı kanaatine ulaşılmıştır. Nitekim İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …… Hukuk Dairesi Dosya No: ….. Esas Karar No:…. emsal kararı da bu yöndedir.
Somut olayda gerçek kişiye sadece icra takiplerinden korunmak amacıyla konkordato mühleti verilmesi, konkordatonun amacıyla bağdaşır nitelikte değildir. Türk Borçlar Kanunu’nun kefalete ilişkin hükümlerini ve icra ve İflas Kanununun menfi tespit davası hakkındaki bölümlerini işlevsiz hale getireceği açıktır. Zira kanun koyucunun da, gerçek kişiler bakımından konkordato müessesine başvuruyu kabul etmesindeki amacın bu olmadığı açıktır. Bu anlamda davacıların , İİK 286. maddesinde aranan şartları karşılayan belgeleri dosyaya sunamadıkları, sunulan ön projede de konkordatonun başarısının borçlu şirketin konkordatosunun başarısına bağlandığı, kendilerine özgü konkordato tedbiri ve hedefi içermediği, bu açıdan da ön projelerin uygulanabilir olmasının mümkün gözükmediği, borçluların, sadece alacaklıların icra tehdidinden kurtulmak amacı ile konkordato talep etmelerinin bu müessesenin amaçlarına uygun düşmediği anlaşılmakla Davacı gerçek kişiler …,…,… yönünden talebin esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı/borçlu şahıslar …, …, …’ın konkordato taleplerinin reddine,
2-Davacı/ borçlu şahıslar hakkında 02/10/2018 tarihli tensip ara kararlarında verilen tüm ihtiyati tedbirlerin kaldırılmasına, bu hususta ilgili kurumlara müzekkere yazılmasına,
3-Alınması gerekli 44,40-TL karar ve ilam harcının davacılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Mahkememizce bu davacı borçlu şahıslar hakkında verilen konkordato talebinin reddi kararının Ticaret Sicili Gazetesinde ve Basın-ilân Kurumunun resmî ilân portalında ilân olunmasına,
5-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile 10 gün içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle karar verildi.06/03/2019

Başkan …
¸
Üye …
¸
Üye …..
¸
Katip …
¸