Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/142 E. 2019/555 K. 09.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/142 Esas
KARAR NO : 2019/555

DAVA : Genel Kurul Kararının İptali- Usulsüz olarak kaydedilen 21 yeni ortağın üyelik kayıtlarının iptali
DAVA TARİHİ : 14/05/2012
KARAR TARİHİ : 09/05/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/05/2019

Mahkememizden verilen 04/12/2014 tarih ve …. Esas …. sayılı kararı Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 21/12/2015 tarih ve …. Esas …. Karar sayılı ilamıyla bozulduğu, davacı vekilinin karar düzeltme istemi üzerine Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 13/02/2019 tarih ve…. Esas …Karar sayılı ilamıyla düzeltme isteminin reddine karar verildiği anlaşılmakla, dava mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılan genel kurul kararının iptali ile usulsüz olarak kaydedilen yeni ortakların üyelik kayıtlarının iptali istemine ilişkin asıl ve birleşen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili asıl ve birleşen davada dava dilekçesinde, müvekkillerinin davalı kooperatifin ortağı olduğunu, davalı kooperatif yönetimi tarafından müvekkillerine usulüne uygun tebligat yapılmadan 30/06/2011 tarihinde kanuna ve sözleşmeye aykırı olarak 2010 yılı Olağan Genel Kurul toplantısının yapıldığını öğrenmeleri üzerine işbu genel kurulun iptali için Bakırköy …Asliye Ticaret Mahkemesinin ….ve …. esas sayılı dosyaları ile dava açtıklarını, bunun üzerine kooperatif yönetim kurulunun çağrısı ile 16/04/2012 tarihinde kooperatif genel kurulunun olağanüstü olarak toplandığını, müvekkillerinin toplantıda hazirun cetvelini imzalarken kooperatifin 26 olan ortak sayısının yeni kayıtlarla arttırılarak 47’ye çıkartıldığını görerek bu duruma itiraz ettiklerini, ancak itiraza rağmen toplantının yapıldığını, kooperatifin ortaklarını konut (villa) sahibi yapmak üzere kurulduğunu, toplam 58 villa yapıldığını, yüklenici ile yapılan sözleşme uyarınca villaların 29 tanesinin yükleniciye, 29 tanesinin kooperatif ortaklarına ait olup, genel kurullarda ve yüklenici ile yapılan inşaat sözleşmesinde ortak sayısının 29 ile sınırlandırıldığını, inşaatların tamamlanarak ilgililere tapularının da verildiğini, artık inşai bir faaliyet kalmadığı için tasfiye kararı alındığını, gerekli ilan ve tescil işlemlerinin uzun süre önce yapıldığını, tasfiye süreci ile ilgili olarak tek sorunun kooperatife ait arsanın tasfiye işlemleri olduğunu, kooperatif arsasını işgal edenlerin bazı kooperatif ortaklarını ikna ederek ve onların hisselerini devir yoluyla alarak kooperatife ortak olduklarını, bu şekilde kooperatife ortak olup yönetime seçilen kooperatif yöneticilerinin sanki yeni inşaat yapılacakmış gibi kooperatife 21 yeni ortak kaydettiğini, yeni ortak kaydedildiği hususunun iptali istenen 16/04/2012 tarihli genel kurul toplantısı sırasında müvekkillerince öğrenildiğini ve gerekli itirazların yapıldığını yasal mevzuata göre ortak sayısının genel kurullarda kararlaştırıldığını herhangi bir genel kurul kararı olmadan yönetim kurulunun kooperatife 21 yeni ortak kaydettiğini, kooperatif yönetiminin keyfi olarak dilediği sayıda kişiyi kooperatife ortak kaydetme hak ve yetkisinin olmadığını, mevcut 29 ortaklık hissesinin bulunduğunu, ancak ortak sayısının fiilen 26 olarak gözüktüğünü, kayıtlı bu 26 ortağın haklarının ihlal edildiğini, kooperatifin tasfiyesi ile birlikte 29 ortaklık hissesine paylaştırılacak olan arsanın bedeli yeni kayıt edilen 21 üye ile birlikte 50 ortağa paylaştırılacağını, usulsüz olarak ortak kaydedilenlerin katılımıyla yapılan genel kurulun mutlak butlanla malul olduğunu, genel kurulda alınan tüm kararların iptali gerektiğini, genel kurul tutanağının gerçeklere aykırı şekilde tanzim edildiğini, müvekkillerinin divan seçimi dahil tüm kararlara itiraz ve muhalefet ettiklerini, muhalefetlere rağmen çoğu karar oy birliğiyle alınmış gibi tutanak tanzim edildiğini ileri sürerek mutlak butlanla malul olan 16/04/2012 tarihli Olağanüstü Genel Kurul Toplantısının ve bu toplantıda alınan kararların iptaline, usulsüz olarak kaydedilen 21 yeni ortağın üyelik kayıtlarının iptaline, yeni ortaklara ilişkin üyelik kayıtlarının askıya alınmasına ve genel kurulda alınan kararların uygulanmasının tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili asıl ve birleşen dava yönünden cevap dilekçesinde; davacıların usulsüz olarak kayıt edildiği iddia edilen 21 yeni ortağın üyelik kayıtlarının iptalini isteyemeyeceklerini, genel kurul kararlarının iptali talebi ile birlikte üyelik kayıtlarının iptali isteminin ileri sürelemeyeceğini, davacılar tarafından Bakırköy….Asliye Ticaret Mahkemesinin…. ve …. esas sayılı dosyaları ile açılan davaların devam ettiğini, 30/06/2012 tarihli genel kurulun iptali için açılan dava sonuçlanmadan bu davanın görülme kabiliyetinin bulunmadığını, ayrıca bir kısım davacılar tarafından yeniden genel kurul yapılması yönünde ihtarname keşide edilmesi üzerine yönetim kurulunun kooperatifi olağanüstü toplantıya çağırarak usulüne uygun yapılan çağrı sonrası 16/04/2012 tarihinde Olağanüstü Toplantı yapıldığını, davacıların bu defa toplantının yerinin uygun olmadığı, sahte tutanak tutulduğu gerekçesi ile dava açtıklarını, 16/04/2012 tarihinde gerçekleştirilen Olağanüstü Toplantının yeni ortakların ve davacıların tümünün katılımı ile eksiksiz olarak yapıldığını, kooperatifin kurulmasından bu yana kooperatif başkanı olan …’in kararların alınmasında bizzat divan heyetinin yanında yer alarak, elinde daha önceden hazırladığı metni kaleme aldırdığını, tutanak incelendiğinde seçim harici alınan tek kararın oy birliğiyle alınan 9. madde olduğunu, hal böyle iken bütün kooperatif ortaklarının gözü önünde cereyan eden bu olay sonrası sahte, yalan, yanlış tutunak tutulduğu iddiasında bulunulmasının iyiniyet kuralları ile bağdaşmadığını, yapılan toplantı sonucunda üye adedine itiraz dilekçesinin tutanaklara alındığını, hazirun cetvellerinin imzalanmasına genel kurul bakanlık temsilcisinin refakat ettiğini, davacılardan ….’in yönetim kurulunda olduğu dönemde ve tasfiye halindeyken verilen kararlarda, “üyelerine kooperatif arsaları karşılığı veya üye kaydı yaparak ev yapmaya ” şeklinde kararlar alındığını, üye kaydı yapılan 21 üyenin usulüne uygun, üyelik başvurularının yapıldığını, başvuruların yönetim kurulunca kabul edildiğini, ortaklık peşinatlarının yatırıldığını ve bu şekilde Olağanüstü Genel Kurulda oy kullandıklarını belirterek haksız ve dayanaksız davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Asıl ve birleşen dava; davalı kooperatifin 16/04/2012 tarihli olağan üstü genel kurul toplantısında alınan tüm kararların iptali ile usulsüz olarak kaydedildiği iddia olunan 21 yeni ortağın üyelik kayıtlarının iptali istemine ilişkindir.
Taraf vekilleri delillerini ibraz etmişler davalı kooperatifin sicil kayıtları, iptali talep edilen genel kurul toplantı tutanağı, hazirun cetveli, toplantı ile ilgili tüm kayıt ve belgeler celp edilmiştir.
Yargılama sırasında Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin…. Esas…. Karar sayılı dosyası 19/09/2012 tarihinde mahkememiz dosyası ile birleştirilmiş ise de; bu dosyada ki istemin davalı kooperatifin 05/09/2012 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında alınan kararların iptaline ilişkin olduğu, farklı tarihte yapılan genel kurul toplantılarının söz konusu olduğu nedeniyle birleşen bu dosyasının mahkememiz dosyasından ayrılmasına 01/10/2012 tarihli duruşmada karar verilmiştir.
İddia ve savunmaların değerlendirilmesi için davalı kooperatif defter ve kayıtları ile dosya kapsamı üzerinde re’sen seçilen bilirkişi kuruluna inceleme yaptırılarak rapor alınması yoluna gidilmiştir. Bilirkişi kurulu ibraz ettiği 22/02/2013 tarihli kök raporda özetle; davalı kooperatifin ortak sayısının 24/04/2004 tarihli genel kurul kararı ile 29 olarak sınırlandırılmış olduğu, dava konusu yapılan 16/04/2012 tarihli genel kurulda kooperatif ortak sayısının 50 olarak gösterildiği, toplantıya asil ve vekil olarak toplam 47 ortağın katılmış olduğu, kooperatifin ortak sayısının 50 olmadığı yolunda genel kurula davacılar tarafından itiraz dilekçesi verildiği, buna rağmen toplantının 50 ortak sayısı esas alınmak suretiyle yapıldığı, sonradan kaydedilen 21 ortağın ortaklık durumunun iptal davası içerisinde incelenmesinin mümkün bulunmadığı ve Yargıtay uygulamalarının da bu yönde olduğunu belirtmiştir.
Kök rapordan sonra 21 ortağın başka genel kurula çağrılıp çağrılmadığı ve üyelik ödemelerinin bulunup bulunmadığı hususlarında bilirkişi heyetinden 1. ek rapor alınmıştır. İbraz edilen 1. ek raporda özetle; hukuken genel kurul iptal davası ile ortaklık tespit davasının aynı anda görülmesinin mümkün olmadığı davalı kooperatifin dava konusu yapılan 16/04/2012 tarihli genel kurulunda 50 ortağın kayıtlı olduğu, buna karşın kooperatifin daha önce yapılan 31/10/2009-18/09/2010-30/06/2011 tarihli genel kurul toplantılarında ortak sayısının 26 olarak gözüktüğü sonradan kaydedilen 21 ortağın önceki genel kurullara katılmadıkları, davalı kooperatifin 18/05/2008 tarihli genel kurulunda gündenim 7. maddesi ile kooperatifin tasfiyesine karar verildiği, tasfiye haline gelen kooperatifte yapılacak işlerin tasfiyenin gayesi ile sınırlanmış olduğu, yeni alanlara yeni inşaatlar yapılması planlanarak yeni ortaklar alınmasının tasfiyenin gayesi ile bağdaşmadığı, dava konusu genel kurulda incelenen faaliyet raporunda yönetim kurulunun hisseli alınacak parseller için üye kaydedildiğini açıkladığı, kooperatiflerde yeni ortak alınması durumunda yeni ortakların önceki ortakların ödemiş oldukları parayı kooperatife ödemelerinin kural olduğu, faaliyet raporundaki bilgilere göre 21 yeni ortak için 73.000-TL’den 1.533.000-TL bir tahsilatın yapılmış olmasının gerektiği, oysa işletme planında ve bilançoda böyle bir girdinin mevcut olmadığı, mahkemece istenilmesine rağmen kooperatif tarafından bu konuda defter kaydı ve belgede sunulmadığı bildirilmiştir.
Bilirkişi kurulu tarafından ibraz edilen 2. Ve 3. Ek raporlarda özetle; davalı kooperatifin defter ve kayıtlarının incelenmesindeki amacın kooperatife yeni ortak olarak alınan 21 üyenin, giriş kayıtlarının yasa ve ana sözleşme, ayrıca Yargıtay uygulamalarına uygun olarak yapılıp yapılmadığı, özellikle yeni kaydedilen bu ortaklardan diğer ortakların ödediği aidat kadar giriş parası tahsil edilip edilmediği hususlarının tespiti olduğu, ancak davalı kooperatifin defter ve kayıtlarını ibrazdan kaçınarak, bu hususta bir tespit yapılmasını imkansız kıldığı, davalı kooperatifin yeni alınan 21 ortak için, genel kurulun yetki vermediği kuralları ihlal ettiği, usulüne uygun olarak üye kaydı yapmadığı, bu nedenle 16/04/2012 tarihli olağan üstü genel kurulda alınan kararların iptalinin gerektiği, 21 yeni ortağın üye olarak kaydedildiğine ve üye giriş paralarının kooperatif kayıtlarına geçtiğine ilişkin pay defteri, yönetim kurulu karar defteri, üyelik dosyaları ve kooperatif defter kayıtlarının incelenemediği, kooperatife yeni ortak alma görevinin genel kurula ait olduğu, genel kurulun yönetim kuruluna yeni ortak alınması hususunda bir yetki vermediği, sonradan kaydedilen 21 ortağın ortaklık durumunun iptal davası içerisinde incelenmesinin mümkün bulunmadığı, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünden ve İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden gönderilen kayıt ve belgelere göre söz konusu 21 ortaktan eski üyelerin ödedikleri paranın eskalasyonlu tutar seviyesinde bir giriş parasının tahsil edilmediği, sembolik olarak 1.000-TL giriş parası alınmasıyla ortaklık işlemlerinin kabul edildiği belirtilmiştir.
Bilirkişi kurulunun kök ve ek raporları gerekçe ve sonuç itibariyle dosya kapsamına usul ve yasaya uygun görülmekle hükme esas alınmıştır.
ÖNCEKİ HÜKÜM:
Mahkememizin 04/12/2014 tarih …Esas, …. Karar sayılı kararıyla asıl davanın kısmen kabulü ile davalı kooperatifin 16.04.2012 tarihinde yapılan Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında alınan tüm kararların iptaline, davacıların 21 üyeliğin iptaline ilişkin talebinin usulden reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne, davalı kooperatifin 16.04.2012 tarihinde yapılan Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında alınan tüm kararların iptaline, davacıların 21 üyeliğin iptaline ilişkin talebinin usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, hüküm davacı vekili tarafından taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE SONUÇ
Önceki hükmün taraf vekillerinin temyizi üzerine Yargıtay …Hukuk Dairesi’nin 21/12/2015 tarih …Esas …Karar sayılı ilamı ile;
“Bir üyenin diğer bir üye aleyhine üyeliğin iptali konusunda dava açamayacağı, dolayısıyla bu konuda kooperatif yönetim kurulu kararlarının iptal edilemeyeceği dikkate alındığında, mahkemenin üyelik iptali talebi konusunda verdiği kararın gerekçesi hatalı olmakla beraber, karar sonucu itibari ile yerinde olmuştur. Ne var ki, genel kurul kararlarının da iptaline karar verilmiş ise de; halen devam eden üyelikleri dolayısıyla bazı üyelerin genel kurulda hazır bulunması ve oy kullanmasında yasa ve anasözleşmeye aykırı bir yön bulunmadığı halde bu şahısların üyelikleri daha önceden iptal edilmişcesine üye olmayan şahısların genel kurula katıldığından bahisle genel kurul kararlarının tümünün iptaline karar verilmesi çelişkili ve hatalı olmuştur.”.”gerekçesiyle önceki hükmün taraf vekilleri lehine BOZULMASINA karar verilmiştir.
Bozmadan sonra yapılan yargılamada davacı vekili elde kesinleşen iki mahkeme kararına göre usulsüz üye alımıyla ilgili mahkeme kararları olduğunu, bu haliyle bozma gerekçesinin fazlasıyla karşılandığını, davanın kabulüne karar verilmesini, davalı vekili bozma ilamına uyulmasını istemiştir.
Mahkememizce Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 21/12/2015 tarih ve … Esas …. Karar sayılı bozma ilamına karşı direnilmesine karar verilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan ve sunulan deliller, genel kurul toplantı tutanağı ve ekleri, bilirkişi kurulunun kök ve ek raporları ile tüm dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde; huzurda dava, davaya konu genel toplantısına kooperatife usulsüz ortak edilen 21.üyenin katılımından dolayı toplantı iptali davasıdır. Mahkememiz kararı Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 21/12/2015 tarih ve …. Esas …. Karar sayılı bozma ilamı ile ”21 üyenin üyelikleri halen devam ettiğinden, üyelikleri daha önceden iptal edilmişçesine Genel Kurulun tümünün iptaline karar verilmesi hatalı olmuştur.”gerekçesiyle 21/12/215 tarihinde bozulmuştur.Yüksek mahkemenin işbu bozma kararından sonra 30/03/2016 tarihinde Bakırköy 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/148 esas sayılı dosyasında açılan dava, ”Davaya konu genel kurula katılan 21 yeni ortağın, kooperatife alımına dair 20/11/2011 tarihli kooperatif yönetim kurulu kararının yok ve batıl hükmünde olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Kural olarak bir işlemin hukuken yoklukla maluıl olması o işlemin hukuken hiç doğmadığı baştan beri hiç var olmadığı hukuk düzenince yok sayıldığı demektir. Davaya konu genel kurula katılan 21 yeni üye de davalı kooperatife 20/11/2011 tarihli yok hükmündeki yönetim kurulu kararıyla üye olduklarından iş bu karar dayalı işlemler de hukuken hiç yapılmamış sayılıp hiçbir geçerliliği olmadığı açıktır. Zira üyeliklerinin dayandığı yönetim kurulu kararının başından beri yok hükmünde olduğu kararın temyizen incelenmesi aşamasında Bakırköy … ATM’nin kararıyla kesinleşerek tespit edilmiştir.
Ayrıca söz konusu olayla ilgili Büyükçekmece …Asliye Ceza mahkemesi aynı dava sebebine aynı dava konusuna ilişkin …. Esas sayılı dosyasından verdiği kararında davalı kooperatif yöneticilerinin ”1163 sayılı Kooperatifler Yasasının 8/3 maddesi gereğince genel kurul kararı olmadan yeni üye kaydedilmeyeceği halde 26 üyeli davalı kooperatife 21 yeni üye kaydı yaptıkları ve 16/04/2012 tarihli genel kurul hazirun cetvelinde gösterdikleri ve bu yeni üyelerin toplantıya katıldıkları (dava konusu genel kurul) bu şekilde yönetim kurulu başkanı ve başkan yardımcısı sanıkların 1163 sayılı kanunun ek2/1 maddesi gereği mahkumiyetine karar vermiş ve işbu karar da kesinleşmiştir.
Hal böyle olmakla; bozma kararından sonra ortaya çıkan kesin hüküm, kesin delil durumu karşısında mahkememizce direnme kararı verilmesi gerekmiş olup bozma kararına uyulması sonunda usuli müktesep hakkın doğması gibi çelişkili sonuçlar yaratacağından uyulmaz kararı verilmesi mümkün olmamıştır. Zira davada iptal sebebi kooperatife usulsüz olarak ortak kaydedilen 21 kişinin genel kurula katılıp oy kullandığı iddiasına dayandığı yönündedir. Gelinen aşamada genel kurula katılan işbu 21 üyenin kooperatife alımına ilişkin yönetim kurulu kararının yok hükmünde olduğu Bakırköy …ATM’nin kararıyla kesin şekilde tespit edildiğinden mahkememizce çelişen bir karar verme imkanı bulunmamaktadır.
Nitekim kararları bağlayıcı nitelik arzeden Yargıtay Hukuk Genel Kurulu …. Esas …. sayılı ilamında da belirtildiği üzere, Somut uyuşmazlıkta; bu davanın taraflarının yer aldığı kesinleşen tesbit davasında; anılan davalı şirketin iş kazasına konu sigorta olayı ile ilgisinin, bu kapsamda olmak üzere, zararlı sigorta olayının oluşumunda işverenlik sıfatının bulunmadığı belirlenmiştir. Birinci davada verilmiş hüküm, iki davanın konuları farklı bile olsa, iki davanın da temelini oluşturan aynı hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığı hakkında ikinci davada bağlayıcı olduğu kabul edilmelidir. Aksi düşünce, çelişki yasağının ihlali sonucunu doğurabilecektir. Tesbit davasında belirlenen hususlar, (önceki kesinleşen davada da taraf olan) Kurum tarafından bu iş kazasına dayalı olarak açılan rücu davasında dikkate alınmalıdır. Birinci davada verilmiş hüküm, iki davanın konuları farklı bile olsa, iki davanın da temelini oluşturan aynı hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığı hakkında ikinci davada bağlayıcı olduğu kabul edilmelidir. Aksi düşünce, çelişki yasağının ihlali sonucunu doğurabilecektir. Tesbit davasında belirlenen hususlar, (önceki kesinleşen davada da taraf olan) Kurum tarafından bu iş kazasına dayalı olarak açılan rücu davasında dikkate alınmalıdır. denmiştir.
Kaldı ki; davacılar vekili tarafından 27/03/2019 tarihli dilkekçe ekinde sunulan Bakırköy …Asliye Ticaret Mahkemesinin 18/07/2018 tarih …. Esas …. Karar sayılı kesin hüküm Yargıtay’ın bozma sebebini de karşılamakta bozmayla güdülen amacı gerçekleştirdiği anlaşılmıştır.
Sonuç itibariyle; anılan gerekçelerle Yargıtay ilamına karşı Bakırköy …Asliye Ticaret mahkemesinin ….ve Büyükçekmece …Asliye Ceza Mahkemesi…. Esas sayılı dosyası kesinleşmiş kararları gerekçe gösterilerek öncelikle direnme kararı sonrasında da davanın kabulü kararı verilmesi gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle; Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 21/12/2015 tarih ve… Esas …. Karar sayılı bozma ilamına karşı direnilmesine, direnme nedeniyle önceki hüküm gibi; asıl davanın kısmen kabulüne; davalı Kooperatifin 16.04.2012 tarihinde yapılan Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında alınan tüm kararların iptaline, davacıların 21 üyeliğin iptaline ilişkin talebinin usulden reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne, davalı Kooperatifin 16.04.2012 tarihinde yapılan Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında alınan tüm kararların iptaline, davacıların 21 üyeliğin iptaline ilişkin talebinin usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 21/12/2015 tarih ve … Esas …. Karar sayılı bozma ilamına karşı DİRENİLMESİNE, direnme nedeniyle önceki hüküm gibi; Asıl davanın KISMEN KABULÜNE;
a)Davalı Kooperatifin 16.04.2012 tarihinde yapılan Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında alınan tüm kararların İPTALİNE,
b)Davacıların 21 üyeliğin iptaline ilişkin talebinin USULDEN REDDİNE,
2-Birleşen davanın KISMEN KABULÜNE;
a)Davalı Kooperatifin 16.04.2012 tarihinde yapılan Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında alınan tüm kararların İPTALİNE,
b)Davacıların 21 üyeliğin iptaline ilişkin talebinin USULDEN REDDİNE,
3-Asıl davada; Harçlar Tarifesi Uyarınca alınması gereken 8×44,40 TL’den 355,20-TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan 21,15 TL ile 1.020,60 TL olmak üzere toplam 1.041,75 TL den mahsubuna, artan 686,55-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde asıl dava davacılarına iadesine,
4-Davacılar tarafından yatırılan 21,15 TL başvurma harcı ile ilam harcına mahsup edilen 355,20-TL harcın davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
5-Asıl davanın kısmen kabulü yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca tayin ve takdir olunan 2.725,00- TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
6-Asıl davanın kısmen reddi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca tayin ve takdir olunan 2.725,00- TL maktu vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
7- Birleşen davada; Harçlar Tarifesi Uyarınca alınması gereken 2×44,40 TL’den 88,80-TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan 21,15 TL ile 1.020,60 TL olmak üzere toplam 1.041,75 TL den mahsubuna, artan 952,95- TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde birleşen dava davacılarına iadesine,
8- Davacılar tarafından yatırılan 21,15 TL başvurma harcı ile ilam harcına mahsup edilen 88,80-TL harcın davalıdan alınarak birleşen dava davacılarına verilmesine,
9- Birleşen davanın kısmen kabulü yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca tayin ve takdir olunan 2.725,00- TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
10-Birleşen davanın kısmen reddi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca tayin ve takdir olunan 2.725,00- TL maktu vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
11-Asıl ve birleşen dava yönünden davacılar tarafından yapılan 941,- TL tebligat, 99,30 TL müzekkere, 3.050,- TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.090,30 TL yargılama giderinin asıl ve birleşen davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verildiğinden takdiren 1/2’si 2.045,15 TL sinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
12-Asıl ve birleşen dava yönünden davalı tarafından yapılan tebligat giderinden oluşan 67,- TL yargılama giderinin asıl ve birleşen davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verildiğinden 33,50 TLyargılama giderinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
13-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
14-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/05/2019

Başkan ….
¸
Üye …
¸
Üye ….
¸
Katip …
¸