Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/141 E. 2021/236 K. 02.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/141 Esas
KARAR NO : 2021/236

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 10/08/2016
KARAR TARİHİ : 02/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile taraflarca imzalanan sözleşme ile davacının davalının müşterisine ait yükü 06.04.2016 tarihinde … Havalimanı’ndan …’yc taşımayı, davalının ise işbu taşımacılık hizmeti karşılığında sözleşmenin 10. maddesi uyarınca 65.000 USD ödemeyi taahhüt ettiğini, davacının sözleşme gereğince 06.04.2016 tarihinde yerine getirmeyi üstlendiği tüm edimlerini tam, eksiksiz ve zamanında yerine getirdiğini, sözleşmeden doğan tüm borçlarını tam, eksiksiz ve zamanında yerine yetirdiği hususunun taraflar arasında ihtilaf konusu olmadığını, taraflar arasında bir sözleşme imzalandığını, davacının sözleşmeden doğan yükümlülüklerini eksiksiz ve gereği gibi yerine getirdiğini ancak davalı şirketin sözleşme gereğince ödemesi gereken bedeli ödemeyerek üstlendiği yükümlülüklerini yerine getirmediğini, sözleşme bedelini ödememesi neticesinde 04.04.2016 tarihinde temerrüde düştüğünü, davalı şirketin temerrüde düşmüş olması nedeni ile davacının 65.000 USD olan sözleşme bedeli ile temerrüt faizini diğer tüm talep ve hakları saklı kalmak kaydıyla talep ettiğin, davalı tarafından ifa edilmeyen 65.000 USD’nin 04.04.2016 tarihinden itibaren yabancı paraya işleyecek en yüksek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili ise cevap dilekçesi ile davacı vekilinin davacının yabancılık teminatı yatırmasına dair yapılan itirazlara cevap vermediğini, yetki itirazında bulunduklarını, yetki itirazına davacının itirazlarını kabul etmediklerini, davacının davalı tarafından charter ücreti ödenmeden uçağın yükleme için pozisyon almayacağı şeklindeki sözleşme şartına rağmen uçağı … Havalimanına göndermesi, yüklemeyi yapması, uçuşu gerçekleştirmesi, yükü ….de taşıma ücretini almadan alıcısına teslim etmiş olmasının davacının yalanlarının ve davalının söylemlerinin en büyük delili olduğunu, davacının iddia ettiği gibi maximos-air.com uzantılı adreslerden gelen maillerden davacı çalışanlarının bilgisi olduğunu, zira uçağın hiçbir şekilde yüklemeye gönderilemeyeceği, gönderilse de taşıma (charter) ücreti alınmadan yükleme yapılamayacağı, taşıma yapılamayacağı ve varış noktasında da alıcıya ücret tahsil edilmeden yük (eşya) teslim edilemeyeceğinin sözleşmenin 10.maddesinin de bu konuda çok açık olduğunu, kendi eylem ve davranışlarıyla bu sonuca yol açan davacının davalıdan alamadığı charter ücretini tekrar talep etme hakkı olmadığını, açıklanan nedenlerle öncelikle davacının yabancılık teminatı yatırmasına ve davanın usulden reddine, yetkisizliğe karar verilmesini, davanın esasına girilmesi halinde davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı, … Karar sayılı kararı ile dosya üzerinde milletlerarası yetkisizlik nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olup, İstanbul Bölge AdliyeMahkemesi …. Hukuk Dairesi tarafından … Esas … Karar sayılı kararı ile davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
Mahkememizden verilen 14/12/2016 tarih ve … Esas .. sayılı kararı Yargıtay, …. Hukuk Dairesi’nin 17/01/2019 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamıyla BOZULMAKLA, dava mahkememizin .. sayılı esasına tevzi edilmiştir.
Adalet Bakanlığı Dış İlişkiler Ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğüne yazı yazılarak Birleşik Arap Emirlikleri uyruklu kişilerin MÖHUK’un 48.maddesi uyarınca teminattan muaf olup olmadığı, bu konuda ülkemiz ile Birleşik Arap Emirlikleri arasında çok taraflı veya ikili antlaşma olup olmadığı veya fiili mütekabiliyet esasına göre muafiyet bulunup bulunmadığı hususunda bilgi verilmesi istenilmiş olup, Adalet Bakanlığı Dış İlişkiler Ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü tarafından gönderilen yazıda Birleşik Arap Emirliklerinde fiili mütekabiliyete ilişkin olarak açılan davalarda teminat talep edilmediğinin bildirildiği görülmüştür.
Tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, dosya kapsamı belgeler ve her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlar incelenmek sureti ile dava tarihi itibari ile dava dilekçesindeki talep yönünden davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 05/01/2021 tarihli raporda; davacı yanın ticari defter ve belge incelemesine katılmadığı, davalı ticari kayıtlarında 04/04/2016 tarihinde 65.000,00 USD tutarın açıklaması, ile gönderildiği, 31/12/2016 tarihine kadar 65.000,00 USD tutarın ya da başka bir tutarın gönderilen refarans numarası veya açıklama ile geri gelmediği, 10/04/2016 tarihli, 320.50.0012 SATICILAR … CARGO HESAP KODUNA 183.280,50 TL tutarın … yevmiye maddesi ile kayıt edildiği davalı tarafın davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarında davacı tarafın herhangi bir alacağının olmadığı kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, taraf beyanları, bozma ilamı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, alacak isteminden ibarettir.
Dava konusu, taraflar arasında yapılan bir seferlik sefer çarter taşıma sözleşmesine dayalı olarak … Havalimanından …’ ye yapılan taşıma işi neticesinde davalının taşıma bedelini ödemediği iddiasına dayalıdır.
Sözleşme bedeli 65.000 USD’ dir. Taraflar arasında sözleşmenin miktarı hususunda ihtilaf bulunmamaktadır.
Davalı ödemesine dayalı 03.04.2016 fatura içeriği incelendiğinde; işi yapanın davacı, uçak tedarik edenin davalı, iş tanımının “…” şeklinde bir sefer olarak tanımlı, karşılığı bedelinin 65.000 USD olduğu, fatura tutarının tamamının masraflar hariç ödenmesi gerektiği, ödemenin peşin olacağı, lehdarın … ve lehdar bankasının .. Bank … şubesi, … ve … kodunun verildiği görülmüştür. Davalı, bu fatura bilgilerine dayalı olarak ödeme yaptığını ve bu sebeple borcu kalmadığını iddia etmektedir.
Davacının düzenlediği ve alacak mesnedi olarak ileri sürdüğü 04.04.2016 fatura içeriği incelendiğinde; işi yapanın davacı, uçak tedarik edenin davalı, iş tanımının “…” şeklinde bir sefer olarak tanımlı, karşılığı bedelinin 65.000 USD olduğu, fatura tutarının tamamının masraflar hariç ödenmesi gerektiği, ödemenin peşin olacağı, lehdarın davacı olduğu ve lehdar bankasının … Bank of … şubesi, … ve … kodunun verildiği görülmüştür. Davacı, bu fatura bilgilerine dayalı olarak ödeme yapılması gerektiğini, ödemenin yapılmadığını ve bu sebeple borcun varlığını iddia etmektedir.
Her iki faturada yer alan imzaların … şeklinde kaşe ve imza ile davacı şirketin temsil edildiği gözlemlenmiştir. Faturaların her ikisinin de doğrudan şüphe uyandırmadığı, ancak davalının ödeme yapmış olduğu faturanın ödeme yapılacak firma bilgileri ile banka bilgilerinin sözleşmeden farklı olduğu görülmüştür.
Davalıya yapılan bildirim, bildirilen faturada kaşe ve imzalar ve yine bildirim yöntemlerinin aynı olduğu; yanlış mail yazışmaları taşıma operasyonunda emir ve talimatları veren yazışma adresleri ile aynı adresten yapıldığı; taşıma süreci mail yazışmalarında bire bir örtüştüğünü ve yapılan yazışmaların silsile halinde birbiri ile uyumlu olduğunu, sadece mail uzantısında bir harfin değiştirilerek sürecin işletildiği anlaşılmıştır.
Hükme esas alınan ve hukuka uygun olan bilirkişi raporundan anlaşıldığı üzere: davalı tarafından 65.000 USD’ nin 04.04.2016 tarihinde dava dışı … firması hesabına gönderildiği, davalı ödemesinin davacı firmaya yapılmadığı ve sözleşmedeki bankaya yapılmadığı; kural olarak 3. Kişiye yapılan ödeme, karışılıklı olarak teyit edilip sözleşme tadil edilmedikten sonra ve yine rızaya dayalı olmadıktan borcu sona erdirmemektedir.
Davalı taraf, 03.04.2016 tarihli faturaya binaen yapılan ödeme sebebiyle borçlu olmadığını ileri sürmüştür. Ancak, davacı dışında 3. bir kişiye sözleşmedeki bankadan farklı bir bankaya yapılan ödeme sebebiyle borçtan kurtulabilmesi için bu duruma davacının rızası-bilgisi olması gerekmektedir. Yoksa basiretli tacirin göstermesi gereken özen ve yükümlüğü göstermediği gerekçesi ile davalı aynı fatura bedelini ödemekle karşı karşıya kalabilecektir.
Taraflar arasındaki sefer çarter sözleşmesinde ödemenin peşin yapılması kararlaştırılmıştır. Yine fiili ticari teamüller bakımından da uçak tedarik edenlerin ödemelerini almadan seferlerine başlamadığı dosya içerisine gelen kayıtlardan anlaşılmıştır.
06.04.2016 tarihli taşıma organizasyonunun tamamlandığı, taşıma işleminin yapıldığı dosya içerisindeki belgelerden anlaşılmaktadır.
Bu haliyle davalı tarafından 03.04.2016 tarihli faturaya dayalı yapılan (davacı dışındaki 3. bir kişiye ve farklı bir bankaya) ödemenin, taşımanın gerçekleştiği görülerek, davacının rızası – bilgisine dayalı olarak yapıldığı, ödemenin varlığı karşısında taşıma işleminin gerçekleştiği mahkememizce kabul edilmiştir. Ödeme teyidi yapılmadan, taşıma işleminin yapılmaması gerekmektedir. Aksini iddia eden, farklı mail adresinden gönderilen faturaya dayalı yapılan ödemenin borcu sona erdirmediğini belirten davacı tarafın bu iddiasını ispat edemediği, aksine taşıma işlemini gerçekleştirdiği, ispata yarar herhangi bir yazılı delili dosya içerisine sunamadığı görülerek, davalı tarafça yapılan ödemenin taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davacı rızası – bilgisi kapsamında sözleşme bedelini ödemeye yönelik yapıldığı kabul edilmiş ve açılan davanın sübut bulmadığından reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2- Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30 TL harcın davacı tarafça peşin yatırılan 3.316,80 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 3.257,50 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istem halinde yatıran davacıya iadesine,
3- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4- Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın karar kesinleştiğinde yatıran davacı tarafa İADESİNE, (Gerekçeli kararın tebliğe çıkarılma masraflarının kalan gider avansından karşılanmasına)
– Davalı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın davalı tarafa İADESİNE,
5- Davanın red miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin uyarınca tayin ve takdir olunan 22.045,40 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/03/2021

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza