Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/139 E. 2021/992 K. 18.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/139 Esas
KARAR NO : 2021/992

DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/03/2019
KARAR TARİHİ : 18/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesi ile; Müvekkillerinden … İnşaat ile dava dışı …. Nalburiye ve Hirdavat -…. , davalı …’a ait inşaat işinde çıkacak harfiyatın m3 |bazında 28 TL karşılığında atınması hususunda 01.04.2015 tarihli sözleşme akdedildiğini, davalı arasında bunun dışında hiçbir hukuki veya cari ilişki söz konusu olmadığını, müvekkili ve dava dışı … Yapı yetkilisi … sözleşme konusu işi yapmaya başladıktan sonra davalı ,28.04.2015 tarihinde müvekkillerinden …’a , yapılan işin karşılığı avansı blarak 10.000 TL ödediğini, müvekkiline ödenen bu paranın o kadar alelacele ödenmiştir ki müvekkiline acele şekilde evrak imzalatıldığını, daha sonra sanki verilen bu paranın iş karşılığı değil de borç verilmişçesine müvekkilleri hakkında davalı vekili tarafından İstanbul …. İçra Müd.nün … Es sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, müvekkillerinin yetkiye ve borca itirazı üzerine dosyanın Büyükçekmece’ye gönderilerek Büyükçekmece …. İcra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından müvekkillerine tekrar ödeme emri gönderildiğini, müvekkillerin tekrar itirazda bulunduklarını, borca itiraz üzerine davalı tarafça Büyükçekmece …. Aşliye hukuk mahkemesinin … E. dosyasıyla İtirazın İptali davası açıldığını, davalının tacir olması nedeniyle mahkemece dosyanın Bakırköy Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verildiğini, dosyayı inceleyen Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas, … K. Sayılı 25/10/2018 tarihli kararı ile itirazların süresinde olmadığına karar vererek davacının davasının reddi yönünde hüküm kurulduğunu, müvekkillerinin alacaklıya borçlu olmadığını, icra takiplerinin haksız ve kötü niyetli olduğunu, bu nedenlerle Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyası üzerinden müvekkilleri hakkında yürütülen icra takibinin iptali ve müvekkillerinin borçlu olmadıklarının tespitine, alacağın %20 si oranında tazminata hükmedilmesine, icra takibinin durdurulması konusunda tedbir kararı verilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretlerinin karşı taraf aleyhine hükmedilerek karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile … yapı arasında bir sözleşme yapıldığının çekişmesiz olduğunu, ancak davalının …’un almış olduğu parayı geri ödemesine engel teşkil etmediğini, zira dayanak bilgiler incelendiğinde davacı …’un parayı işe karşılık aldığına dair herhangi bir belgesi bulunmadığı gibi davacı şirket kayıtları üzerinde yapılacak olan incelemede de görüleceğini, davacı şirketin müvekkiline hiçbir işi yapmadığını ve müvekkiline kesmiş olduğu tek faturanın dahi bulunmadığını, bu paranın … yapıya ödenmek üzere alındığı iddiası olduğunu, davacının gerçek dışı iddiası da kabul edilemez olduğunu, şirketlere yapılan 7.000,00 TL üzerindeki ödemelerin bankalar vasıtası ile yapılmak zorunluluğunun açık olduğunu, dikkat edilecek olursa bu paranın bu oranı aşmış olduğu ve elden ödenmiş olduğu davacı …’ın imzası ile sabit olduğunu, ayrıca müvekkilinin … yapıya ödeyeceği parayı davacı …’a elden ödemesinin bir anlamı olmadığını, davacının davasının haksız olduğunu ve ödenen paranın bu sözleşme kapsamında olmadığını zira davacı şirketin kesmiş olduğu tek fatura bulunmadığı gibi davacı …’ında Bu parayı şirketin yaptığı işe karşılık aldığına dair hiç bir ibare bulunmadığı ve bu nedenle açılmış olan haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacıların kötü niyetli olarak açılmış olduğu davanın reddine, davacıların davasının kötü niyetli olması ve alacağımızın likit olması nedeniyle %20 den aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama harç ve giderleri ile vekaleti ücretin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, dosya kapsamı belgeler ve her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlar incelenmek sureti ile davacının davalıya ticari ilişki kapsamında borcu olup olmadığı, davacının alacaklı olup olmadığı, menfi tespit talebinin yerinde olup olmadığı, takip tarihi itibari ile davalının davacılardan alacaklı olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi S.M.M.M. …’in raporunda özetle; Davacının iddia ettiği gibi, davaya konu 16.000,00.TL tutarındaki ödemenin, ticari iş ilişkisinden kaynaklanan bir ödeme olduğu kabul edilse ve VUK Kanunu Genel Tebliğleri gereğince, ticari işlerde yapılan ödemelerin ba ika ve finans kurumları aracılığıyla yapılması zorunluluğuna rağmen elden yapılmış olduğu kabul edilse dahi, elden yapılan bu ödemenin her iki taraf yasal defterlerine kaydedilmesi gerektiğini, davacı taraf, 2015 dönemi yasal defterlerini bilirkişi incelemesine sunduğunu, usul yönünden incelenen 2015 dönemi yasal defterleri, fiziki olarak tutulduğunu, defterlerin açılış noter tasdiki ve yevmiye defteri kapanış noter tasdiki, zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırıldığını, davalı taraf inceleme gün ve saatinde incelemeye katılmamış, yakal defter ve kayıtlarını sunmadığını ve yerinde inceleme talebinde de bulunmadığını, davacı şirket yasal defterlerinin incelenmesi neticesinde, davaya konu 10.000,00.TL tutarındaki ödemenin davacı yasal defterlerinde kayğllı olmadığı, davalıya ilişkin herhangi bir hesap veya kayda rastlanmadığı, sözleşme konusu işle alakatı düzenlenen herhangi bir fatura veya ödeme kaydının da olmadığının tespit edildiğini, taraflar arasındaki iş sözleşmesi her iki taraf kabulünde olduğunu, davacı şirket tarafından sözleşme konusu iş ile alakalı davacının edimini yerine getirip getirmediği veya ne kadarlık kısmını yerine getirdiği ve bu karşılığında davalıdan ödeme alınıp alınmadığı veya ne tutarda aldığı hususlarının müphem olduğunu, fatura, ödeme makbuzları ve bunlara ilişkin davacı şirket yasal defterlerinde herhangi bir kayıt olmayınca, davaya konu ödemenin iğ karşılığında ödenip/ödenmediği hususu ispatlamaya muhtaç durumda olmadığını, dolayısıyla davacı şirket yönünden, yasal defter kayıtları temel alındığında, menfi tespit talebinin yerinde olduğu, çünkü davalıyla ilişkili herhangi bir borç/alacak kaydına rastlanmadığını, diğer davacı yönünden ise tarafların beyanlarının hukuki teknik konular olması bakımından değerlendirmesi ve nihai takdirinin mahkemede olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
TÜM DOSYA MUHTEVİYÂTI KÜLLÎYEN TETKÎK EDİLDİĞİNDE;
Dava, aleyhine yapılan icra takibinden kaynaklı davacıların davalıya borçlu olmadığına ilişkin açılan menfi tespit davasıdır.
Öncelikle ispat müessesesini açıklamakta fayda var. Bilindiği üzere, hakim, davada hangi vakıaların ispat edilmesini tespit ettikten sonra, bu vakıaların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği sorusuyla karşılaşır; buna ispat yükü denir. Kendisine ispat yükü düşen taraf için, bu bir yükümlülük(mükellefiyet) değil, sadece bir yüktür(külfettir). Taraf kendisinin ispat etmesi gerektiği vakıayı ispat edemezse karşı taraf ve mahkeme onu mutlaka ispat etmesini isteyemez, bilakis kendisine ispat yükü düşen taraf , o vakıayı ispat edememiş sayılır.(Kuru, Medeni Usul Hukuku, 2016, sy 319)
Menfi tespit davalarında esasında ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davalı üzerindedir. Fakat somut olayımızda ispat yükü davacı üzerindedir. Zira davalı tarafından davacılara 10.000,00 TL bedelin ödendiği konusunda ihtilaf bulunmamaktadır. İhtilaf davalıdan alınan 10.000,00 TL’nin avans karşılığında alınıp alınmadığı, davacının iş karşılığında aldığı bedele denk gelen yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği noktasında toplanmaktadır. Yargılama sırasında toplanan delillere göre ispat yükünün yer değiştirme durumları da dikkate alınarak mahkememizce uyuşmazlık hakkında değerlendirme yapılmıştır.
Taraf iddiaları doğrultusunda mahkememizce taraf defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına ilişkin ara karar kurulmuş fakat sadece davalı incelemeye esas olacak şekilde defter sunmuştur. Yapılan inceleme neticesinde davalı defterlerinin usulüne uygun tutulduğu fakat uyuşmazlık konusu 10.000,00 TL paranın davalı defterlerinde davacıdan alacak olarak kayıt altında olmadığı anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık konusu bedel her ne kadar davalı defterlerinde kayıtlı olmasa da, söz konusu bedelin davalıdan avans olarak alındığını, işin davalı tarafından yapılmasının engellendiğini iddia eden davacının bu iddiasını yasal delillerle ispatlaması gerekmektedir. Zira bu bedelin davacı tarafından alındığı tarafların kabulünde olup, davacı vasıflı bir şekilde bu bedelin dava dışı başka kişiye verilmek üzere avans olarak alındığını iddia etmektedir. Davacı konuya ilişkin incelemeye esas olacak şekilde defter dosyaya sunmadığı gibi, iddiasını ispata yarar aysal delil de dosyaya sunamamıştır. Ayrıca davacı iş karşılığında bu bedeli avans olarak aldığını iddia etmiş ve davalı tarafından işin yapılmasının engellendiğini iddia etmiş olup, bu konudaki iddiası da ispata muhtaç olup, konuya dair ispata yeterli delil dosyaya sunamadığından dava hakkında aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin Davacıdan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30-TL maktu ilam ve karar harcının davacı tarafından peşin yatırılan 170,78-TL harçtan mahsubuna, artan 111,48-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde DAVACIYA İADESİNE,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerine BIRAKILMASINA,
6-Gider avansından artan olması halinde karar kesinleştiğinde ve talebi halinde ilgili tarafa İADESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/10/2021

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza