Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/12 E. 2020/126 K. 03.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/12 Esas
KARAR NO : 2020/126

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 31/12/2018
KARAR TARİHİ : 03/02/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı … şirketi tarafından …. numaralı Makine kırılması sigorta poliçesi tanzim edildiğini, sigortalı firmanın …. Makine Tic. Ltd. Şti.olduğnu, dava konusu makine …. marka …. model … seri numaralı akülü eklemli platformda kullanıcı hatası nedeniyle oluşan hasardan dolayı sigortalısına 7.733,00.-TL hasar bedeli ödendiğini, sigorta şirketi tarafından yaptırılan ekspertiz çalışmaları ile anılan hasara, davalının makineyi son derece hoyrat kullanmasının neden olduğu tespit edildiğini, davacı … şirketi tarafından yapılan ödeme kendilerine rücü edildiğini, daha sonra İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibine başlandığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu yapılan itirazın haksız olduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, davalının malvarlığı üzerine yargılama sonuna kadar ihtiyati haciz konulmasına, davalı aleyhine %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalıya dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğ edildiği, ancak cevap dilekçesi ibraz etmediği görüldü.
Bilirkişi kurulu, Sigortacı …., Makine Mühendisi ….31/10/2019 tarihli raporu ile, dava konusu sigortalı makinanın üzerinde meydana gelen toplam hasarın 7.733,67.-TL olduğu dava konusu tasarlanan sigortalı iş makinasının kullanım esnasında oluşan hasarların poliçe teminatı kapsamında değerlendirilerek bu hasarlarla alakalı rücu şartlarının oluşmadığı, kusur yönünden oluşan hasarların kullanım sırasında oluştuğu ve sürücü kusurlarından kaynaklandığı, faiz başlangıç tarihi sigorta şirketinin sigortalısına hasar ödemesi yaptığı tarih olan 05.01.2018 tarihi olarak değerlendirildiği, davalı kurum tacir olması sebebiyle avans faizi yönünden hesaplama yapılması gerektiği yönünde değerlendirildiği, faiz başlangıç tarihi ödeme tarihinden geçerli hesaplama yapıldığı, 05.01.2018-14.10.2019 Faiz tutarı 2.309,41 TL olarak hesaplandığı kanaatine varıldığını beyan etmişlerdir.
Tüm dosya muhteviyâtı küllîyen tetkîk edildiğinde;
Dava, dava dışı şirkete ait makinelerin kiralanması neticesinde davalının hoyrat kullanımı nedeniyle oluşan zararının tazmini davasıdır.
Davacı … şirketi, bu davayı sigortalısının halefi olarak açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı ilamında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.
Öte yandan, TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472.(eski TTK 1301.) maddesinde; “sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayımızda davacı … şirketinin dava dosyamıza sunduğu hasar dosyasının incelenmesinde, dava dışı sigortalı ile davalı arasında uyuşmazlık konusu makinelerin kullanımıyla alakalı kira akdi kurulduğu ve söz konusu makinelerin kullanımıyla alakalı zararın meydana gelmesi halinde uygulanacak hükümlerin kira sözleşmesinde düzenlendiği anlaşılmaktadır.

6100 sayılı HMK’nun “Sulh hukuk mahkemelerinin görevi” başlığı altındaki 4. maddesinde de “(1) Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; a) Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları…. görürler” hükmüne yer verilmiştir.
Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında; görev kurallarının kamu düzenine ilişkin olduğu ve yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerektiği, davada Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu gözetilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla;açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Nöbetçi Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafn yokluğunda taraf vekillerinin yüzüne karşı karar verildi. 03/02/2020

Katip …
E-imzalıdır ¸

Hakim …
E-imzalıdır ¸