Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/998 E. 2019/326 K. 13.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/998
KARAR NO : 2019/326

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/10/2018
KARAR TARİHİ : 13/03/2019
KARAR YAZIM TARİHİ : 20/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında ticari bir ilişkinin olduğunu, cari hesap kayıtlarına göre en son 08/10/2018 tarihli işlem sonrası, müvekkili şirketin karşı taraftan 9.059,06-TL tutarında bakiye kesinleşmiş alacağının bulunduğunu, davalının kayıtlı borcunu ödemeyince, 2018 yılı muavin defter dökümü takip talebine dayanak gösterilerek, ilamsız icra takibinin müvekkili adına tarafınca başlatıldığını, ödeme emrinin davalıya tebliğini takiben, davalı vekilince icra dosyasına sunulan itiraz dilekçesi ile borca ve fer’ilerine tamamen itiraz edilerek takibin durdurulmasının talep edildiğini, ilamsız takibin bu sebeple durduğunu, bu itirazın alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik olduğunu ileri sürerek, davalının Küçükçekmece ….İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın tamamen iptaline ve takibin devamına, takip alacağının %20’sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatı ödemesine hükmedilmesine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davacı şirketten kumaş aldığını, bu kumaşlarla üretimini gerçekleştirip diğer firmalara da satış yaptığını, davaya konu olayda davacı şirket tarafından kumaşların geç teslim edilmesi sonucunda müvekkili şirketin üretiminde aksama meydana geldiğini, ciddi zarara uğradığını, davacı tarafın iddia ettiği şekilde ortada icra takibine konu olacak bir borcun bulunmadığını, bu nedenle icra takibine konu edilen borcun hakkaniyete aykırı olması sebebiyle kabul etmediklerini ileri sürerek, davanın reddine, alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin 13/03/2019 tarihli celsedeki beyanında davadan feragat ettikleri, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını bildirdikleri, yine aynı celsede davalı vekilinin beyanında feragate bir diyeceklerinin olmadığını, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını bildirdikleri görülmüştür.
Davadan feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Davadan feragat, davacının mahkemeye karşı yapacağı tek taraflı bir irade beyanı olup feragatın geçerliliği için bunun davalı ve mahkeme tarafından kabul edilmesine veya davalının muvafakat etmesine gerek yoktur. Somut olayda, davacı vekilinin feragat beyanı nedeniyle 6100 Sayılı HMK’nun 307-312. maddeleri gereğince,davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın feragat sebebiyle REDDİNE,
2-Feragat yargılamanın ilk celsesinden sonra vuku bulduğundan 492 Sayılı Harçlar Kanunun 22.maddesi uyarınca alınması gereken 44,40-TL maktu harcın 2/3’ü olan 29,60-TL karar ve ilam harcının davacı tarafça peşin yatırılan 109,39-TL harçtan mahsubuna, artan 79,79-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Talep edilmediğinden davalı yana vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 13/03/2019

KATİP …
¸e-imza

HAKİM …
¸e-imza