Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/973 E. 2018/657 K. 17.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/973
KARAR NO : 2018/657

DAVA : TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 15/10/2018
KARAR TARİHİ : 17/10/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 19/10/2018

Bakırköy ….Tüketici Mahkemesinin 09/07/2018 tarih ve … esas ve … karar sayılı görevsizlik kararı ile mahkememize gönderilmiş yukarıdaki esas numarasını almış olup incelenmekle ,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davacının İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanından Antalya Havalimanına gitmek üzere Türk Hava Yolları’ndan 11 Mayıs 2018 tarihli bir bilet aldığını, yolculuk öncesinde … marka …. yarış bisikletini Türk Hava yollarının bagajına teslim ettiğini, bagajını teslim aldığı Antalya Havalimanında bisikletini kontrol ettiğinde bisikletin gövde kısmının kırılmış olduğunu farkederek Türk Hava Yollarından bisikletinin tazminini talep ettiğini, hatalı olduğunu kabul eden davalı şirketin davacıya ederinin çok altında bir tazminat teklifinde bulunduğunu, …. markasının Türkiye distiribütörü aktif pedal mağazasında zarar gören bisikletin değerinin 10.105,00 TL olduğunu, davacının bisikletini 13/05/2017 tarihinde ABD’den 1.840,24 Dolar karşılığında satın aldığını, davalı şirketin davacıya zararına karşılık 1.332,00 TL teklif ettiğini, …. mağazasının davacının bisikleti için tamir edilemez şeklinde rapor verdiğini, bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 6.000 TL maddi ve 3.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden işleyecek faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesi ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu ihtilafa Türk Sivil Havacılık Kanunu ile onun 106. Ve 124. Maddelerinde belirtildiği üzere, Varşova/Lahey konvansiyonu ve onu tadil eden 4. Numaralı Montreal protokolü hükümleri uygulanacağını, bu nedenle davacının talep miktarının kabulünün hiçbir şekilde mümkün olmayarak, davalı ortaklığın sorumluluğunun sınırlı olduğunu, ihtilafa konu taşımanın yurtiçi taşıma olduğunu, davacının manevi tazminat taleplerinin fahiş ve mesnetsiz olduğunu, davacı tarafın sınırlı sorumluluk limleri içerisinde kalmak kaydıyla ancak gerçek zararını talep edebileceğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davanın bagaj hasarından kaynaklı maddi ve manevi tazminat davası olduğu anlaşılmıştır.
Bakırköy …. Tüketici Mahkemesinin 09/07/2018 tarih ….. Esas, …. Karar sayılı görevsizlik kararı verilerek dosya mahkememize tevzi olmuştur.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Hangi mahkemenin görevli olduğunun belirlenmesi için taraflar arasındaki hukuki ilişkiye bakılır. Somut olayımızda davacının bagajının hasara uğradığı, davacının profesyonel sporcu olduğu, ABD’de yarışa katılmak için davalı şirketin uçağına bindiği, mesleki amaçlı seyahat ettiği, bu nedenle nitelikleri tüketici kanununda belirtilen tüketici vasfına uymadığı, fakat davacının tacir da olmadığı, ticari amaçla da hareket etmediği, mesleki faaliyet esnasında bagajının hasar görmüş olması, bagajı olan bisikleti de mesleki amaçla kullanıyor olması nedeniyle eldeki davayı açtığı dosya kapsamında mahkememizce yargılaması yapılan uyuşmazlıkta yargılama yapma görevinin genel mahkemelerde olduğu anlaşılmaktadır.
Dava ticari dava olmadığından uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
Ticari olmayan davalarda görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olup asliye hukuk mahkemesi ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki TTK’ nun 5/3.maddesi uyarınca görev ilişkisidir. Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır. Dava şartları kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususlarda re’sen dikkate alınacak hususlardan olmakla HMK’nun115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla;açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda karar verildi. 17/10/2018
KATİP….
¸e-imza

HAKİM ….
¸e-imza